Her şeyimizi ebedileştirmenin yolu
Madem her şey elimizden çıkacak, fânî olup kaybolacak. Acaba bâkîye (sonsuza) tebdîl edip (çevirip) ibkā etmek (bâkîleştirmek) çaresi yok mu? deyip, düşünürken birden semâvî sadâ-yı Kur’ân (Kur’ân sesi) işitiliyor. Der: Evet var. Hem, beş mertebe kârlı bir sûrette güzel ve rahat bir çaresi var.
Suâl: Nedir?
El cevab: Emâneti, sâhib-i hakîkîsine (gerçek sâhibine) satmak. İşte o satışta, beş derece kâr içinde kâr var.
Birinci Kâr: Fânî mal, bekā (sonsuzluk) bulur. Çünki Kayyum-u Bâkî (sonsuz, varlığı kendinden olup mahlûkātı varlıkta tutan) olan Zât-ı Zülcelâl’e (celâl sâhibi zâta) verilen ve onun yolunda sarf edilen şu ömr-ü zâil (geçici ömür), bâkîye inkılâb eder (dönüşür), bâkî meyveler verir.
İkinci Kâr: Cennet gibi bir fiyat veriliyor.
Üçüncü Kâr: Her a‘zâ (uzuvlar) ve hâsselerin (duyguların) kıymeti, birden bine çıkar.
Dördüncü Kâr: İnsan zayıftır, belâları çok. Fakirdir, ihtiyacı pek ziyâde. Âcizdir, hayat yükü pek ağır. Eğer Kadîr-i Zülcelâl’e (Celâl sâhibi kudreti sonsuz olan Allah’a) dayanıp tevekkül etmezse (sebepleri yerine getirip neticesini Allah’dan beklemezse) ve i‘timâd edip teslîm olmazsa, vicdanı dâim azab içinde kalır. Semeresiz meşakkatler (sonuçsuz zorluklar), elemler, teessüfler (üzüntüler) onu boğar. Ya sarhoş veya canavar eder.
Beşinci Kâr: Bütün o a‘zâ ve âletlerin ibâdeti ve tesbîhâtı ve o yüksek ücretleri, en muhtaç olduğun bir zamanda, Cennet yemişleri sûretinde sana verileceğine; ehl-i zevk ve keşif (perdeli hakîkatleri gören ve ma‘nevî zevk sâhibi) ve ehl-i ihtisâs ve müşâhede (perdeli hakîkatleri gören evliyâlar) ittifâk etmişler (birleşmişler).
Sözler
Cevap: Her şeyimizi ebedileştirmenin yolu
Allah (c.c) razı olsun kardeşim.
Cevap: Her şeyimizi ebedileştirmenin yolu
Teşekkür ederim abi Allah c.c. sendende razı olsun.