İnsanların Nehirlerden, Akarsulardan Su Alıp İçmeleri Ve Hayvanlarını Sulamaları Babı
19-.......Ebû Hureyre (R): Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: "At bâzı kimse için bir sevâbdır. Bâzı kimse için fakirlik ve ihtiyâcına bir perdedir. Bâzı kimse üzerine de bir günâhtır. At kendisi için hayır olan kimseye gelince, o, atını Allah yolunda cihâd için bağlamıştır. Atın bağını da bol otlu geniş bir sahada veya çayırlıkta uzatmıştır. Bu bol otlu sahadan veya çayırlıktan atın bu uzun ipinde iken yediği her ot, at sahibi için birer hasenedir, iyiliktir. Hele bir de atın ipi kopsa da şahlanarak bir yâhud iki yüksek yerde koşsa, tırnaklarının bırak*tığı izleri ve onun gübreleri de sahibi için haseneler olur. Bir de hay*van bu arada bir nehre uğrayıp da ondan içerse, sahibi sulamak istememiş olsa bile bu su da sahibi için haseneler olur. Binâenaleyh cihâd için bağlanan bu gaza atı, sahibi için büyük bir sevâbdır.
"Atını (onunla kazanmak), halktan müstağni olmak, yâni in*sanlara muhtâc olmamak, iffetini korumak için bağlayan, sonra hay*vanlarının üzerindeki Allah hakkını ve arkalarına takatinden fazla yüklememeyi unutmayan kimse için ise at (fakirliğe karşı) bir engeldir.
"Atını öğünmek için, gösteriş için, İslâm ehline düşmanlık için bağlayan kimseye ise, bu at büyük bir günâhtır"
Rasûlullah'a eşeklerden soruldu da, O: "Her hükmü toplayıcı bir vecize olan şu âyetten başka bana (nasslanmış) birşey indirilme*di: Kini zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa onu görecek. Kim de zerre ağırlığınca bir şerr yaparsa onu görecek" (ez-ziizâi: 7-8) âyetini söyledi .
20-....... Zeyd ibn Hâüd (R) şöyle dedi: Rasûlullah'a bir adam geldi de O'na bulunmuş malın hükmünü sordu. Rasûlullah ona:
— "Onun kılıfını ve ağzının ipini belle, sonra onu insanlara bir sene bildir. Eğer sahibi gelirse ona ver; yok sahibi gelmezse ona mâ*lik ol; kullan" buyurdu.
O kimse:
— Yitik davar (nasıl olacak)? dedi. . Rasûlullah:
_ "O ya senindir, ya kardeşinindir, ya kurdundur" buyurdu.
Adam: * — Yitik deve (nasıl olacak)? dedi.
Rasûlullah:
— "Ondan sana ne var? Su tulumu ve ayakkabıları beraberin-dedir. Sahibi ona kavuşuncaya kadar su başına kendisi gelir, ağaçla*rı yer (yânı, onu kendi hâline bırak)" buyurdu.