Yolculuğa Sabah Vaktinde Çıkın
Acaba sabah vakti yolculuğa çıkmak, karşılık (kazanç) olarak diğer za*manlarda yolculuğa çıkmaktan daha mı İyidir?
Resulullah (as), "sabah vaktinde yolculuğa çıkınız. Zira bu şekilde yol*culuğa çıkmak daha kazançlıdır" dedi.
Bu hadis sahihtir.
Resulullah'ın (as) gece karanlığının hemen sonunda sabah vaktine yakın bir zamanda yolculuğa çıktığı rivayet olunmuştur. Bu öyle bir vakit idi ki fe*racelerine bürünmüş olarak evlerine giden mü'min hanımlar gecenin karanlı*ğından dolayı tanınmazlardı. Bunu dikkate alan bazı kimseler bu hadisi iki şekilde açıkladılar: İlki; bu hadiste Resulullah (as) fecrin sabaha yakınlığını kasdetmiştir. Zira gece kıldığı namazlarda ve sabah namazında 60 ila 100 a-yet arasında, yani hemen hemen yarım hizip kadar okurdu. İkincisi; bu ha*diste Resulullah (as) tanyerinin ağarmasını ve sabah vaktinin belirmesini kas*tetmiştir. Zira kesinlik oranı yüksek de olsa kuşkuya dayanarak namaz kılın*maz. Resulullah (as) bunu dikkate almış olacak ki, Müzdelife zamanı dışında sabahın iyice açılmasını bekler, sonra sabah namazını kılardı. Çünkü Müzde-life'ye adet edindiği gibi gelirdi. En doğrusunu bilen Allah'tır.
Bir rivayette şöyle geçiyor: Resulullah (as) buyurdu ki, "tanyeri ağarın-ca yolculuğa çıkınız. Zira böyle yapmak daha kazançlıdır."
Bu hadisi beş imam rivayet etmiş, Tirmizî ve Ibn-i Hibban sahih olarak değerlendirmişlerdir. Buradaki lafızlar ise Ebu Davud'a aittir.
Hanefiler bu hadisi, sabah namazının tanyeri ağarıncaya kadar ertelen*mesine delil olarak gösterdiler. Bense bu hadisi Resulullah'ın (as) namazları*nı sabah karanlığına kadar sürdürdüğüne bir delil olarak görüyorum.
Ebu Davud'un kitabına aldığı hadiste ise şöyle geçiyor: Resulullah (as) sabah namazını bir kez tanyeri zamanına "ertelemiş, ondan sonra ölünceye kadar gece karanlığının sonunda kılmıştır.
Burada bazılarının hadisin yalın anlamından anladıkları, sabah namazı için fecir doğuşunun gerçekleşmesini beklemektir. Bazıları bu hadiste kasdo-lunan şeyin sabah namazı kılarken gecenin karanlığının çıkıp sabahın vakti girinceye kadar kıraati uzun uzun sürdürmek olduğunu söylemişlerdir. Bazı*ları ise şöyle diyorlar: "Ayın varolduğu gecelerde ayın parlaklığı nedeniyle fecrin ilk ışıkları açıkça anlaşılamayabilir. Yahut Resulullah (as) bir özre bina*en bir defaya mahsus olmak üzere sabah namazını ta fecrin doğuşuna kadar ertelemiştir." Daha sonraları bunun aksine olan uygulamalara Enes'İn rivayet ettiği hadis işaret etmektedir. Gecenin karanlığının sonuna doğru sabah na*mazının kılınması hususu İbn-i Ebi Şeybe ve daha başka şahısların Hz. Aişe'den rivayet ettikleri hadis ile belirlenmiş gibidir. Bu hadisin lafzı ise şöy*ledir: ''Resulullah (as) ölünceye kadar hiçbir namazı vaktinin sonunda kıl*mış değildi." Bu hadis bir tamamlayıcı değildir. Zira fecre yakın namaz kıl*mak, namazı vaktin sonuna ertelemek demek değildir. Vaktinin sonu demek vakitten hiçbir şeyin kalmaması demektir.
Dört hadis kitabının sahibi olan imamlardan bu konuda Resulullah'ın (as) sabah namazında 60 ila 100 ayet arasında okuduğu hadisi rivayet edil*miş, kam Tirmizî bu hadisin hasen olduğunu söylemiş, tbn-i Hibban "sa*hihtir" demiş ve Sahr b. Vadia el-Gamidî'den şöyle rivayet olunmuştur: Resu*lullah (as) şöyle buyurdu: "Ey Allah im! Ümmetimin erken davranışına bere-ket ver."
Hz. Aişe'den rivayet olunan bir hadiste de şöyle geçmektedir: Resuîullah (as) buyurdu ki, "nzık aramak üzere çıkışlarınızda ve kıtlık zamanlarında erken davranınız. Erken davranmak sabahın erkeninde çıkmak ve başarı*dır.