-
Sevmeyi Bilmek
SEVGI VE MODEL
Insanoglu, yaratilisi icabi birlik tutkunudur. Birlige götüren sebeplerin en güçlüsü ise sevgidir. Nehir ve dere suyundaki birlik tutkusu, onlari denize, oradan da okyanusa tasir. Kâinatin her zerresi tutku ile birbirine kosar. Evrendeki çekim kanununun en temel vasfi sevgi ve cazibedir. Bu yüzden Allah Teâlâ kendisine duyulan ask ve sevginin Peygamber sevgisiyle bütünlesip ona tebeiyyette kemâle ermesini istemektedir: "De ki: Siz gerçekten Allah'i seviyorsaniz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarinizi bagislasin" (Âli Imran, 3/31)
Ittibâ, bir iktidâ olayidir. Iktidâ, sevgi ile ve gönülden istekle onun izine basarak yürümek demektir. Kur'an Hz. Peygamber (s.a) için sicak bir sevgiyle tam bir baglilik istiyor. Çünkü Kur'an Hz. Peygamber'i bir model sahsiyet olarak sunuyor:
"Allah'in Rasûlü'nde sizin için Allah'i ve ahiret gü-nünü umanlar ve Allah'i çokça ananlar için güzel bir örnek (üsve-i hesene =model sahsiyet) vardir.” (el-Ahzâb 33/21) buyurmaktadir. Kur'an Hz. Peygamber'den baska Ibrahim ve diger peygamberler hakkinda bu tabiri kullanmaktadir. (bk. el-Mümtehine, 60/4,6)
Üsve veya Isve, Ragib el-Isfahânî'nin beyânina göre; iyi kötü, üzüntü veya sevinç veren, baskalarina örnek teskil edecek haslet demektir. Teessî: Örnek veya model kisiye uymak ve onun ardinca gitmektir. Peygamberler ve Hz. Peygamber sâdece dünya ve dünya süsünü arayanlarla Allah'i ve ahiret gününü düsünmeyenlere rehber olmak üzere degil, ayni zamanda Allah'i ve âhireti gözleyen, Allah'i çokça ananlar için de en güzel örnek olmak üzere gönderilmistir. Çünkü kendilerini ibâdete verip ibadet ve riyâzatta müslümanliktan ve Hz. Peygam-ber'den daha fazla olmak iddiasinda bulunabilecek kimselere de o modelin itidal çizgisi örnek olarak sunulmustur. Nitekim asr-i saadette Hz. Peygamber'in ibâdet hayatini ögrenip adetâ onu azimsayarak devamli oruç tutmaya, sürekli namaz kilmaya ve hiç evlenmemeye azmeden kimselere yine onun yaptigi uyari bunu ortaya koymaktadir, (bk, Buhârî, nikâh, 1)
Allah Rasûlü'nü ümmete model olarak sunan, "Peygamber size neyi verdiyse alin, neyi yasakladiysa ondan sakinin" (el-Hasr 59/7) ayeti, O'nun yalniz sözleriyle degil, fiil ve hareketleriyle dahi delil ve kendisine uyulan bir rehber oldugunu hükme baglamaktadir.
Allah Rasûlü'ndeki örnek sahsiyeti ortaya koyan ayet, aslinda insanlarin ahlakî egitim sürecinde model arayisi özelligini gündeme getirmektedir. Insanlar kurallari ögrenip uygulamak-tan çok, onlari uygulayan örneklerle bütünlesmeyi arzularlar. Model sahsiyet ahlak boyutunda insanlarin isini kolaylastiran müsahhas ve pratik bir numûnedir. Insanlardaki etkilesim özelligi, hallerin ve duygularin yansima etkisi, egitimde modeli gerekli kilmaktadir.
Insanlik tarihine bakildigi zaman, nesilleri için sunulabilecek kahramanlari ve kitlenin model sahsiyetleri bulunan toplumlar, sosyal gelismelerde ve onlarin yönlendirilmesinde çok daha basarili olmaktadir. Gençlerin gönüllerine zerk edilen modeller, onlari yeni ufuklara tasir. Gençlere sunulacak modeli bulunmayan toplumlar tükenmeye ve varlik heyecanini bitirmeye mahkûmdur.
XX. Yüzyilin basinda Bati'da gelisen kültür degisimi ile birlikte topluma sunulacak modeller de degisti. Batili ilim ve fikir adamlari sinema, tiyatro ve TV araciligi ile Bati insanina yeni kahramanlar üretmeye soyundular. Ve yeni deger ölçülerine göre tarihten bir takim modeller sunarak XX. yüzyil Bati insaninin kisiligini dokudular. Kültürel etkilesim Islâm toplumlarina ayni modelleri birlikte tasidi. Bu yüzden bizim toplumumuzun gençleri de son yarim yüzyilda Bati ve Amerikan toplumlarinin model gibi sundugu film kahramanlari ile bütünlesti. Kendisini on-larla aynilesme yoluna soktu.
Model arayislari çok mühim. Son birkaç yildir, Islâm dünyasinda ve ülkemizde Hz. Peygamber basta olmak üzere Islâm büyüklerini tanitmaya yönelik çabalar önem arzetmektedir. Çünkü kendi gönül dünyasina uygun model bulamayanlar, kendilerine takdim edilen diger modellere takilir kalirlar.
Bu noktada en önemli mes’ele, model ile modele ulasacak insanlar arasinda kurulacak sevgi köprüsüdür. Bu köprü kurulmadan yapilacak bilgilendirme yetersiz kalmaya mahkûmdur.
Bugün Islâm dünyasinin disinda, yaptigi inkilâb sayesinde Batida da en etkili 100 insan arasinda ilk siraya yerlesen; hatta Hristiyanligin peygamberi Hazreti Isa'dan öne geçen Hz. Peygamber'i tanimak ve sevmek en önemli meselemiz. Çünkü marifet ve muhabbet birbirine bagli seylerdir. Insan önce tanir, sonra sever ve ardindan sevdigi gibi olmak ister. Iste bütün me-sele de burdadir.
Yazimizin basindaki “ittibâ” âyeti ile ardindan zikrettigimiz “üsve” âyeti marifet, muhabbet ve ittibâ sürecine isik tuttugu gibi Sevgili Peygamberimiz'in: "Iman, Allah ve Rasulü'nün sa-na herseyden daha sevgili olmasidir: (Ibn Hanbel. Müsned IV. 11) hadisiyle, "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine ebeveyninden, çocugundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadikça, iman etmis olamaz" (bk. Müslim, îman, 69 - 70; Buhârî, îman, 8) hadisi O'nu sevmenin îmân'da kemâle ermek demek oldugunu göstermektedir.
Ümmetten istenen bu sevginin Allah Rasûlü’nün gönlünde nasil mukabele gördügü Kur'an lisaniyla söyle anlatilmaktadir: "O Peygamber müminlere nefislerinden daha yakin ve müsfiktir. Onun esleri onlarin analaridir" (el-Ahzâb, 33/6)
"Andolsun size içinizden öyle bir peygamber gelmistir ki sizin sikintiya ugramaniz ona çok agir gelir. O size çok düskündür. Üstünüze titrer. Müminlere karsi çok esirgeyici ve bagislayicidir" (et-Tevbe, 9/128).
Bu ayette Allah, Peygamberinin müminlere karsi olan sefkat ve merhametini kendisine aid olan Rauf ve Rahim isimleriyle tescil etmistir. Dogrusu âlemlere rahmet bir peygambere yakisan da budur. O’nun sefkat ve merhamet örnekleri siyer ve hadis kitaplarinda uzun uzun anlatilmistir. Ama bu sefkat ve merhametin hedefi bellidir: Muhabbet.
Muhabbetten oldu Muhammed hâsil
Muhammedsiz muhabbetten ne hâsil
sözü de bu gerçegi çok özlü biçimde ifade etmektedir.
Her Peygamberin kabule sayeste bir duasi vardir. Hz. Peygamberin bu duayi âhirette ümmetine sefaat için saklamis olmasi, bunun bir baska delilidir. Ayrica ona duyulan sevgi kiyamette basli basina bir kurtulus teminâtidir. Nitekim bir hadîs-i serif bunu söyle anlatir: Bir sahâbi gelir ve Allah Rasûlü’ne: "Kiyamet ne zaman kopacak?" diye sorar. O da: "Kiyamet için ne hazirladin?" buyurur. Sahâbi: "Öyle çok fazla amelim yok. Lâkin Allah ve Rasûlünü seviyorum" deyince Allah Rasulü: "Kisi sevdigiyle beraberdir." buyurur, (bk. Buhârî Edeb 96; Müslim 165; Tirmizi Zühd 50) Hadisin ravisi Enes b. Mâlik der ki: "Islâmiyet geldikten beri müslümanlarin bir baska seye bu kadar sevindiklerini görmedim"
Islâm düsmanligi ve Hz. Peygamber'e ve ilk müslümanlara yaptigi kötülük ve iskencelerle mâruf olan Ebû Leheb ölümünden bir süre sonra ailesinden biri tarafindan rüyada görüldü ve kendisine ne halde oldugu soruldu. Ebû Leheb: "Muhammed'i emziren cariyem Süveybe'yi azad ettigim için bana su ikram ediliyor" diye cevap verdi.
Hz. Peygamber'e duyulan sevgi, ilâhî askin hem basi, hem de sonudur. Bu da basta Hz. Peygamber modeline uyma seklinde ortaya çikar. Sonunda bu sevgide istigraka erip Allah’ta fanî olmak seklinde gerçeklesir. Ilâhî ask, sabir ve sebat ile Hz. Peygamber'in davranislarini taklide baglidir. Taklid ile baslayani bu iletisim, îlâhi sirlarin kapilarini açar. Ardindan taklid, tahkîk vadisine erer. Yâni ibadet, ask ve birlik haline gelince de Allah'i sevmekle Rasulü sevmenin ayni sey oldugu ortaya çikar. Nitekim su ifade bunu anlatir:
Zâtima mir'ât edindim zâtini
Bile yazdim adim ile adini
Baslangiç dönemini teskil eden model ile bütünlesmenin saglanmasi amacina yönelik ibadet ve riyazatla ittiba dönemi nefse çok agir gelir. Nefs ittiba kaydindan siyrilma yollarini arar. Ilâhi ask ve cemalden uzaklastiracak fani sevgilere, geçici cazibelere meyleder. Hatta daha ileri gidip bazan bu fânî meyil ve hevesleri gerçek ask sanabilir, iste bu ortamda israrla "ittiba" isine agirlik verilmelidir. Nefsin güzel görüp hos gösterdiklerinden kaçmak; agir görüp kaçmak istediklerine kosmak bu dönem için en etkili perhizdir.
Fâni olanlardan büsbütün geçip ebedî olana varmak kolay is degildir süphesiz. Bunun yolu da sevgiye kanat açmak ve bu sevgiyle dolu olanlari sevmektir. Nitekim su duâ bunu tâlim et-mektedir.
"Allahim, bana seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklastiran seyleri sevenleri sevmeyi nasib et!"
Demek ki: Sadece model ve sadece kural yetmiyor. Model ile kurali birlestiren ve onlara insani monte eden sevgiye ihtiyaç var.
Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ*
-
Cevap: Sevmeyi Bilmek
"Allahim, bana seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklastiran seyleri sevenleri sevmeyi nasib et!"
AMİN..AMİN..AMİN..
ALLAH RAZI OLSUN ABLACIM...
-
Cevap: Sevmeyi Bilmek
"Allahim, bana seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklastiran seyleri sevenleri sevmeyi nasib et!" EMEGİNE SAGLIK ABLACIM SEVGİ HERŞEYİN ÖZÜ
-
Cevap: Sevmeyi Bilmek
"Allahim, bana seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklastiran seyleri sevenleri sevmeyi nasib et!"
Amin...Emeğine sağlık ablacım. Allah(c.c) razı olsun.
-
Cevap: Sevmeyi Bilmek
"Allahim, bana seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklastiran seyleri sevenleri sevmeyi nasib et!"
Amin...
Allah-u Zülcelal razı olsun.