İnsanın başına şu dört durumdan biri gelir:
Nimet, mihnet, musibet, masiyet.
Nimete ulaşınca şükretmelidir.
Mihnete ve sıkıntıya düşünce sabretmelidir.
Musibete uğrayınca elden gelen tedbiri aldıktan sonra ilâhi takdire rıza göstermelidir.
Masiyeti yani günahı istiğfar ve tevbe ile temizlemelidir. Bunları yapan kul, her halde allah a yaklaşmış ve başına gelen her şeyden hayırlı bir sonuç almış olur. Aksi durumda, acı-tatlı her şey zarar sebebi olur.
Aslında kula sıhhat gibi, hastalık da kalbini allah a bağlamak için verilmiştir.
Zenginlik gibi fakirlik de cennete götürme sebebi yapılmıştır.
Galibiyet gibi mağlubiyet de kula marifet ve edep kazandırsın diye takdir edilmiştir. Bütün bunların bir hesabı ve hedefi vardır.
Olaylara gönlün bakışı önemlidir.
Yani işleri tatlandıran veya acılaştıran gönüldür.Allah ile hoş olmuş güzel gönüller her şeyde bir güzellik arar; ağzına acı konsa, onu bal niyetiyle yutar.
Günah ile kararmış ve tadını kaçırmış gönüller ise cennete girse kusur arar.
Ta ki tevbe edip allah diyene kadar.
Dr.Dilaver Selvi