Kulaklara küpeler
Aziz Karaca
Sınıfta herhangi bir konuyu işlerken o konunun özü, özeti sayılabilecek bir ayet, hadis ya da atasözü, beyit, dörtlük geçtiği zaman, öğrencilere:
–Şimdi kulağınıza küpe olacak önemli bir şey yazdırıyorum deyince, biraz da muziplik olsun diye erkekler hemen koro halinde;
–Ama hocam, erkekler küpe takmaz ki itirazını koyarlardı. Ben de;
–Bu küpe kadın erkek herkese yakışır, güzelleştirir ve huzura erdirir şeklinde cevaplardım.
Bugün sizlere işte böyle dünyalar kadar değerli, paha biçilmez bir kaç küpe hediye etmek istiyorum, siz de başkalarına hediye edersiniz.
Sultan’ul Enbiya, Habib–i Hüda, Şefii Ruzi Ceza, Muhammed Mustafa (sav) Efendimizin hayat bahşeden sözlerinden, Ömer Nasuhi Bilmen’in izahı ile...
“Bir Müslüman erkek hanımına baktığı, hanımı da ona baktığı zaman, Allah–u Teala her ikisine de rahmet nazarı ile bakar ve bu erkek hanımının elini tuttuğu zaman her ikisinin de günahları parmaklarının arasından akıp gider.”
Bu hadis–i şerifin izahı sadedinden Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi şöyle demiş:
“Bu hadis-i şerif aile hayatına büyük bir kıymet vermektedir. Demek ki, Müslümanlara layık olan; her erkek zevcesine bir şefkat ve merhametle bakmalı, her kadın da kocasına bir hürmet ve muhabbetle nazarda bulunmalıdır... Böyle meşru, nezih bir hayata nail bulunduklarından dolayı Cenab-ı Hakka şükretmelidir. Böyle bir hal haklarında merhamet-i ilahiyenin tecellisine vesile olmuş olur.
Bu iki Müslüman hayat yoldaşı, herhangi bir sebeple birbirinin elini tutunca da rahmet-i ilahi galeyana gelir, bunların elleri daha birbirinden ayrılmadan günahları mağfiret olur. Bunlar meşru muamelelerinin böyle manevi mükafatına nail bulunurlar. Artık aile hayatının kadrini bilmeli, bu hayatın nezahetini, saadetini ihlal edici hareketlerden kaçınılmalıdır.”
Başka söze ne hacet...
“Güzel amellerde bulunmaya koşunuz, karanlık bir gecenin parçaları gibi zuhur edecek fitnelerden evvel ki; insan mü’min olarak sabahladığı halde kafir olarak akşamlayacaktır. Veya sabahleyin mü’min olduğu halde akşamleyin küfre düşücektir. Dinini az bir dünyalık karşısında satacaktır.”
Ömer Nasuhi Bilmen’in izahı:
“Demek ki kıyamet alametlerinden olmak üzere son zamanlarda bir çok zulmetli müthiş günler görülecektir. Adi bir menfaat veya iğfalkâran bir söz sebebi ile dinini feda edenler bulunacaktır. Öyle zamanlarda dinini, mukaddesatını muhafaza edenler pek az olacaktır. Dolayısıyla insan, o gibi korkunç günlerin zuhura geleceğini nazara alarak müsait zamanından istifadeye çalışmalıdır. Daha fırsat elde iken güzel amellerde bulunmalıdır. Öyle fani bir hayat için, geçici bir menfaat için dinî terbiyesini ve mukaddes vazifelerini feda etmekten sakınmalıdır. Sonra dünya da, dünya varlığı da elden çıkacak, ahirette de her türlü mahrumiyetler, felaketler yüz gösterecektir. Öyle bir hale maruz kalmaktan Allah’a sığınırız.”
“Bir kimse kardeşine gıyabında hayırlı dua ederse bu duaya müvekkel olan melek:
“Amin, sana da bu dua ettiğin şeyin bir misli nasip olsun” der.
İzah: Bir Müslümanın bir din kardeşi gıyabında yapacağı hayırlı bir dua, samimi, riyadan uzak, halisane yapılmış bir dua demektir. Böyle bir dua ise İslamiyet’in verdiği yüksek bir terbiyenin eseridir...
“Bir kimsenin Müslüman kardeşine bir muhabbet ve şevk ile bakması, benim bu mescidimde bir senelik itikaftan hayırlıdır.”
İzah: Bu hadis-i şerif Müslümanların aralarındaki kardeşliğin ne kadar ehemmiyetli olduğunu pek beliğ bir şekilde gösteriyor. Bir Müslümanın bir Müslüman kardeşine şevk ile, bir muhabbet ve hürmet nazarı ile bakışı, en mübarek bir mabed olan Mescid–i Nebevi’deki bir senelik itikaftan daha çok sevaba vesile oluyor. Artık bundan istifadeye çalışmalı değil mi? Artık bütün Müslümanlar birbirlerine nazarlarını pek muhabbet ve merhamet üzere tevcih etmeli değil midirler? Artık birbirlerine kin ve düşmanlıkla bakıp duran kimselerin bu hallerine ne kadar acınır ki, bunlar kendilerini böyle bir mükafattan mahrum bırakmış oluyorlar.
“Yalnızlık kötü arkadaştan hayırlıdır. Salih arkadaş ise yalnızlıktan hayırlıdır. Hayırlı şeyleri amel defterine yazdırmak, sükut etmekten hayırlıdır. Sükut ise şerli şeyleri yazdırmaktan hayırlıdır.”
İzaha gerek var mı?
“Ey Enes! Sadık dostlarını çoğalt, çünkü onlar şefaatçidirler.”
