-
Tasavvufi Ahlak
Tasavvufi Ahlak
Tasavvufi Ahlak…ARİF VE MARİFET
Cenab-ı Hakkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Kur’an-ı Kerim’de; “ALLAH’ı hakkıyla takdir edemediler” (el-En’amhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 6/91) buyurmuştur. Bu ayetin tefsirinde “ALLAH’ı hakkıyla tanıyamadılar” denilmektedir.
Marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH’ın kullarına emrettiği ilk farz olarak değerlendirilmektedir. Nitekim Cenab-ı Hakk: “Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım” (ez-Zâriyathttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 51/56) buyurmaktadır. İbn-i Abbas (r. a.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “liya’budûn” (ibadet etmek için) kelimesini “liya’rifunî” (Beni bilsinler) şeklinde tefsir etmiştir. (Abdurrahman Sülemîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Risâlelerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çev. Süleyman Ateşhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 82.)
ALLAH’ın Rasulü (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde; “Bir evin temelihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif o evin esasıdır. Dinin esası isehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH Teala hakkında marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yakîn ve kötülükten men edici akıl sahibi olmaktır. ”Hz Aişe (r. a.) annemizin; “Anam babam sana feda olsun Ya RasulALLAHhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif men edici akıl ne demektir” diye sorması üzerine Rasulullah (s.a.v.); “Kişinin ALLAH’a asi olmasını engelleyen ve Rabbına hırsla itaat etmesini sağlayan akıldır” buyurmuştur. (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Risale’de geçen bir hadishttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 488.)
Hakk’a ermek için bir rehberin öncülüğünde ve denetiminde çıkılan manevî ve ruhî yolculuğa seyr-i sulûk denilir. Bu yolculuğun nihayetinde olan derecelerden ilki ise marifettir. Marifet ve irfanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif genellikle eş anlamlı olarak kullanılan kavramlardır.
Marifet sözlükte bilgihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tecrübî ve amelî bilgihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tanımakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aşinalıkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif herkesin yapamadığı ustalık demektir. Bir tasavvuf terimi olarak ise sûfîlerin ruhanî halleri yaşayarakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif manevî ve ilahî hakikatleri tadarakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif iç tecrübe ile ve vasıtasız olarak elde ettikleri bilgihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif irfan anlamına gelir. Ayrıca tasavvuf kelimesinin müteradifi olarak da kullanılmaktadır. (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Risalehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 488.)
Kulhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif halka yabancıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nefsinin şerrinden berîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nefsin kötü arzularından temiz olurhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gönlüyle ALLAH’a yalvarırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif her an O’na başvurursa ‘muhaddes’ yani Hakk tarafından kendisine bilgi verilenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ilham alan kişi olur. Kalbine Hakk’ın sırları dolar. Bu yoldan Hakk’a dair elde edilen bilgiye marifetullahhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif buna sahip olan kişiye de ârif-i billahhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ehl-i marifet veya ehl-i irfan denir. (Süleyman Uludağhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Tasavvuf Terimleri Sözlüğühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 347; Selçuk Eraydınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Tasavvuf ve Tarikatlarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 316.)
Ayrıca ârifhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sûfîliği en iyi yaşayan ve bilen velidir. Sûfîlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif marifetin kendisinden çok onun sebephttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sonuç ve belirtileri hakkında açıklamalar yapmışlardır. Her bir sûfîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendisine bahşedilen fuyûzât nisbetinde konuşmuş ve yaşadığı vaktin içinde bulunduğu manalarına işaret etmiştir.
Kuşeyri’ye göre sâlik ilk aşamada Hakk’ın birliğinihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif O’nun sıfathttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif isim ve fiillerini tanır. (Ayrıca bkz. Mustafa Bilgenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Yüksek İslam Ahlakıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 411.) Sonra ibadet ederekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif riyazet ve mücahede ile çile çekerek nefsini arındırır. Bu noktadan sonra Cenabı Hakkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendisini kuluna tarif eder. Böylece Hakkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kulun mârufu (bilineni) olur. İşte gerçek marifet budur. Yani marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Cenab-ı Hakk’ın kendisi hakkında kuluna verdiği bilgidir. (“Ben gizli bir hazine idimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bilinmeyi istedim” hadisi de buraya işaret etmektedir.) Bu bilgiyi alan sâlikhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif artık ârif veya ârif-i billah olarak isimlendirilmektedir.
Beyazıt Bistamî bir sözünde ilk aşamaya temas ederek marifeti aç karın ve çıplak bedenlehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yani çile çekerek bulduğunu söylemiştir. (Bkz. Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 492.) Buna marifet-i nefs denir ki; sâlikin kendisini bilmesidir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Abdullah Farukîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İslamda Zikir ve Rabıta. Marifeti Nefs ve Nefis Nertebeleri.)
Nitekim bir hadisi şerifte “Nefsini bilen rabbini bilir” denilmiştir.
Zunnûn Mısrî ise marifete sahip olmayıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kulun gayretinden sonraki aşamada olduğundan bahsederek; “ALLAH’ıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif O’nun kendisini bana tanıtması yoluyla tanıdım. Yani o marifet verdiği için marifete sahip oldum” demiştir. Bu ifade şu anlama gelmektedir: Mahlûkatın varlığı ancak Hakk’ın vücudu (varlığı) ile kâim ve dâimdir. İlim ve marifet ise varlıktan sonra gelmektedir. Yani bir şey var olacak ki; bilinebilsin. Burada sâlikin varlığı da Hakk’ın varlığı iledir. Öyleyse sâlikin Hakk’ı bilmesi yine Hakk ile olmaktadır. (Ankaravîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Minhâcü’l-Fukarâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 267.)
Cüneydi Bağdâdî’nin şu sözü bu görüşü destekler durumdadır: “Marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hakk’ın ilminin var olduğu yerde senin bilgisizliğinin mevcut olmasıdır. ”Biraz daha izah eder misiniz diyen bir zâta; “Aslında arif de O’dur maruf da (bilen de O’durhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bilinen de)” şeklinde cevap vermiştir. Mutasavvıflar bu sözü şöyle anlamaktadırlar: Senhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sen olmak itibariyle ALLAH katında cahilsinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bilgin yoktur. O tanıttığı için kendisini tanımaktasın.
Aynı manaya gelmek üzere Sehl b. Abdullah Tüsterî de; “Marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bilgisizlik hakkında bilgidir (ALLAH katında bir şey bilmediğini bilmendir)” demiş; (Kelâbâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Ta’arrufhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 97.) Beyazid Bistâmî ise bunu; “Hakk’ın zâtını anlamaya çalışmak cehalettir” (Abdurrahman Sülemîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Tabakâtü’s-Sûfiyyehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 74.) diye ifade etmiştir.
Marifet ehli olabilmenin evveli zühdî bir yaşantı ve ALLAH’ı çok zikretmektir. Sâlikhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendisini bildiği ve çevresine yabancılaştığı ölçüde Hakk ile tanışır. Sûfîlere göre Aziz ve Yüce olan ALLAH hakkında tam anlamıyla marifet sahibi olmak imkânsızdır. Hz. Ali’nin şu sözü de bu manayı ifade eder: “Marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH hakkında kalbinde ne tasavvur edersen ethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hakk’ın onun zıddı olduğunu bilmektir.” (Kelâbâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 193.) Zira Cenabı Hakk’ı hakkıyla tanımak yine kendisine mahsustur. Bir kul O’nu tanımak için olanca gücünü harcadıktan sonra O’nu tanımasının imkânsız olduğunu anladığında hakiki ve en mükemmel marifete ermiş sayılır. Buhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ariflerin marifette ulaşabilecekleri son noktadır. Bundan dolayıdır ki Hz. Ebu Bekir (r. a.) “Marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sâlikin ALLAH hakkında marifet sahibi olmaktan aciz olduğunu idrak etmesidir” (Serrâchttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Lumahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 56.) demiştir.
Rahmetli üstadımız Abdullah Farukî el-Müceddidîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir sohbetlerinde hikmet ve marifet kavramlarını birlikte değerlendirerek bunların ilk menşei hakkında şunları ifade etmiştir: “(Sâlik)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hakk’ın zatından gayrı ne varsa tamamen kalpten çıkarır. O kadar ki herhangi bir şey hatırlamaya çalışsa yine hatırlayamaz. Böyle bir hal geldikten sonra kalp nasıl eşyayı hatırlayabilir ki! İşte Ehlullah katında bu hale fena derler. Sâlik artık fenadadırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu şeyden yani hepsinden fena bulmuştur. Buhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tarikata atılan ilk adımdır. Burasıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif O’nun ezelîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ebedî nurlarının sonu değil başlangıcıdır. Burasıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hikmetlerin ve marifetlerin gelişme menşei ve doğuş yeridir.” (Abdullah Farukîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Yahşihan Mektubat Sohbetlerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 1992.) Hz. Ali (r. a.) efendimiz dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu noktayı dinin başlangıcı olarak kabul etmektedir. (Mustafa Bilgenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 411.)
Ebu Hafs; “ALLAH Teala hakkında marifet sahibi olduğumdan beri kalbime ne hakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ne de batıl geldi” der. (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 489.)
Ruveym; “Marifet arif için bir aynadırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif oraya baktığı zaman Mevla’sının kendisine tecelli ettiğini görür” demiştir. (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 491.)
Şiblî ise şöyle der: “Marifetin başı ALLAH’tırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sonunun ise sınırı yoktur.” (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 489.)
Fâris Bağdâdî de; “Marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif maruf (olan ALLAH)’ı müşahede halinde kişinin tamamen kendisinden ayrılmasıdır” der. (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 489.) Bu ise sâlikin fenâ olmasıylahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yani başka bir şeyle meşgul olmamasıyla mümkündür…
Aliyyân’ahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ‘Mevlânla halin nasıldır?’ şeklinde bir soru sorduklarında şöyle demiştir: “O’nu tanıdıktan sonra (başkasıyla meşgul olmak suretiyle) kendisine ezâ ve cefâ etmedim. ”O’nu ne zamandan beri tanıyorsun sorusuna ise; “Bana delihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif divane dediklerinden beri” cevabını vermiştir. (Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 489.)
Arifhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nefsine ne kadar yabancı olursahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Rabbini bilmesi (marifeti) de o kadar olur. İçinde dünya düşüncesi olan kimsenin marifeti doğru değildir. Zira doğru marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hakk’tan başkasını bırakmaz. Marifet doğru oluca arifhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif marifetinden de geçer ve marufta kaybolur. Böylece arifin Hakk’a yakınlığıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hakk bilgisinin yani marifetinin artması ile mümkün olmaktadır. Ancak bu artma Cenabı Hakk’ı bizâtihî tanımakla değil; O’nun isim ve sıfatlarının tecellilerini müşahede ile ve kainatı seyrederek(Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 489.) mümkün olabilmektedir.
Marifetin elde edilme yolları:
Bilgi iki yolla elde edilir:
Marifet-i şuhûdî: Keşf yoluyla hâsıl olan bilgidir. Perdenin ötesindeki gaybî hususlara ve hakikatlerehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bunları yaşayarak ve temaşa ederek ulaşma haline keşf; bu yolla elde edilen bilgiye ise marifet-i şuhûdî denir.
Marifet-i istidlâlî: Kıyasla kazanılan bilgidir. Daha önceden kazanılan bir bilgiden faydalanılarak yeni bilgilere ulaşma şeklidir.
Sâlikin bu iki yolla elde ettiği bilginin birincisine ‘marifet-i Hakk’http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif diğerine ise ‘marifet-i mahlûk’ denir. Marifet-i Hakkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH’ı ALLAH ile bilmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif marifet-i mahlûk ise ALLAH’ın yarattıklarını yine ALLAH’ın nuru ile bilmektir. Hz. Ali (r. a.) şöyle der: “ALLAH’ı ALLAH’lahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH’ın yarattıklarını ise O’nun nuruyla bildim.” (Selçuk Eraydınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 316.) Bu iki marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif insan idrakinin iki temel halidir.
Marifet türleri:
Ebu’l-Hüseyn en-Nûrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif marifet ikidirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif der. Birisi Hakk’ı bilmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif diğeri hakikati bilmektir. Hakk’ı bilmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif en bariz sıfatlarla vahdaniyeti ispattır. Hakikati bilmenin yolu yoktur. Çünkü Rabbın hakikatini anlamak mümkün değildir. (Sülemîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Risalelerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 83.)
Marifet sahibi bir kul için üç çeşit marifet husule gelmektedir:
Marifet-i nefshttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kişinin kendini ve hakikatini bilmesidir.
Marifet-i Mübdi’http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kişinin mûcidinihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yaratanını bilmesidir.
Kişinin mûcidine karşı fakr-u ihtiyacını bilmesidir. (Selçuk Eraydınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 317.)
Bu üç marifet çeşidini îkan ve yakîn kavramlarıyla izah etmek yerinde olacaktır. Çünkü arif olan kimsenin önce îkan yani yakîn sahibi olması icap eder.
Îkanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yakîn sahibi olmakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yakınında bulunmak demektir. Ayrıca bu kavram istidlal ve akıl yoluyla elde edilen doğru ve kesin bilgi hakkında kullanıldığı gibihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sâliki tam olarak tatmin eden sağlam bilgi manasında da kullanılır.
Yakîn ise şüphe ve tereddüde meydan bırakmayan doğru bilgidir. Vâkıaya uygun değişmez inançtır. Delillerle değilhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif iman gücüyle apaçık görmektir. Bir başka ifade ile bir şeyin hakikati konusunda kalbî itmi’nandır. Nitekim bir haberde: “Yakînhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tamamıyla imandır” (Taberanîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif el-Mucemü’l-Kebîrhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 8544; Beyhakîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Şuabu’l-İman 48.) buyrulmuştur.
ALLAH’ı bilmekten anlaşılması gereken bunun aklî bir faaliyet veya bilimsel bir çaba olmayıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tamamen îmanî bir durum olmasıdır. ALLAH’ı bilmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif O’na sarsılmaz bir imanla bağlanmakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif O’nun sevgisini her şeyin üzerinde görmekle mümkün olmaktadır. (Mustafa Bilgenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 411.) Bir bakıma marifet imanın tadını tatmaktır.
Yakînhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif müşahede (Hakk’ınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kalpte tecellileriyle bulunması) anlamına da gelir ve üç türlü yakîn vardır:
İlme’l-yakîn: Tereddüde mahal vermeyen kesin bilgi.
Ayne’l-yakîn: Gözle görerek elde edilen kesin bilgi.
Hakka’l-yakîn: O şeyi yaşayarak elde edilen kesin bilgidir.
Kur’an-ı Kerim’deki yakîn kavramlarından ilme’l-yakîn şeriat; ayne’l-yakîn tarikathttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hakka’l-yakîn marifet ve hakikat olarak değerlendirilmiştir. (Bkz. Sühreverdîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Avârifü’l-Meârifhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 49; H. Kamil Yılmazhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Anahatlarıyla Tasavvuf ve Tarikatlarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 235.) Bu anlamda bir şiir:
Şeriathttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tarikat yoldur varana
Hakikathttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif marifet ondan içeri.
Rahmetli üstadımız Abdullah Farukî el-Müceddidîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Kulu ALLAH’a yaklaştıran yolların kapıları” konulu sohbetlerinde rıza kapısını açıklarken yakîn kavramından hareketle izaha çalışılan marifet konusunda şunları ifade etmişlerdir: (Ayrıntılı bilgi için bkz. Abdullah Farukî Sobetleri; Ayrıca bkz. Selçuk Eraydınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 84.)
“Rıza Kapısı: Bu kapıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kuldan Hz. ALLAH’ın razı olduğu kapıdır. Bu kapıya ancak akılhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sevgihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif imanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ilimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif amelle yaklaşılır. Bunlar ihlâsla yapılırsahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yanaşılırsa ulaşılabilir. Yine bu kapıya ulaşabilmek için de kulun kendi çabası önemlidir. Bu çabalar sayılamayacak kadar çoktur. Fakat bazılarını şöyle sıralamak mümkündür.
Şeriatın emirleri tamamen yapılırsahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
Tarikatın hususları tamamen uygulanırsahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
Marifetin emrettikleri tatbik edilirsehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
Hakikate ulaşılır.”
Marifet türlerinden sonra marifetin belirtileri ve ârifin vasıflarından bahsetmek yerinde olacaktır.
Rehber Dergisi | Yakup YÜKSEL | Sayı: 67
-
Cevap: Tasavvufi Ahlak
Tasavvufî Ahlâk… HAYÂ
Hayâ; sözlükte diri ve canlı olmahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hicaphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif utanmahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif arhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sıkılmahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif korumahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kontrol etmehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hatırda tutma demektir. Istılahta ise; insanı zarardan men eden duyguhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif rahat ve rehavetten alıkoyan saygı hissihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif utanılan bir şey veya kişihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif göründüğü zaman sıkıntı ve değişiklik gerektiren hâl ve sıfathttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kınanma endişesi sebebi ile nefsin bir şeyi yapmaktan veya yapmamaktan sıkılması anlamlarında kullanılmaktadır.(1) Bu vasfı taşıyan kimseye “hayâ sahibi” denir. Tasavvuf terimi olarak ise hayâ; salikin bütün kötülüklerden ve günahlardan utanarak çekilmesi ve uzak durmasıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH’ın huzurunda dava ve iddiayı terk etmesidir.(2)
Hayâ iki türlüdür:
a) Tabiî (hususî) hayâ: Mahrem yerlerinin açılmasından dolayı insanın utanması bu türdendir. Hz. Osman (r.a.)’dan nakledilen şu haber buna en güzel örnektir. O demiştir ki: “Gerçekten benhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif evimin karanlık banyosunda yıkanırken ALLAH Teâlâ’dan hayâ ettiğim için belimi iki büklüm yaparım.”(3)
b) Dinî (umumî) hayâ: ALLAH’tan korkan bir Mü’min’in günah işlemekten utanmasıdır.(4) ALLAH Rasûlü’nünhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “ALLAH’tan hakkıyla hayâ ediniz!”(5) hadisinde emrettiği hayâdır.
ALLAH’ın emir ve yasakları ile her bir davranışıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yine ALLAH’ın rızasını kazanmak için ihlâsla yerine getirmeye çalışan bir kulun tevbehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif rızahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sıdkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ihlâs gibi ahlakî vasıflar yanında hayâ vasfına da sahip olması gereklidir. Çünkü hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kulun ALLAH’ın gözetimi altında olduğunun idraki içinde günah işlemekten sıkılması ve kendini bu tür eylemlerden geri çekmesi olarak anlaşılmaktadır. Nitekim bir âyet-i kerimede ALLAH Teâlâ: “(İnsan) ALLAH’ın kendisini görmekte olduğunu bilmiyor mu?”(6) buyurmaktadır.
ALLAH Rasûlü (s.a.v.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif imandandır.”(7) buyurmuşlardır. Yani hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kâmil bir imana ulaşabilmek için sahip olunması gereken önemli bir ahlakî erdemdir. Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif imanla olan bu münasebeti sebebiyle insanın bütün amelî yönünü kuşatmaktadır.
Bu durumu Hz. Peygamber (s.a.v.) şu şekilde ifade ediyorlar:
Nebi (s.a.v.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir gün ashâbına; “ALLAH’tan hakkıyla hayâ ediniz!” buyurmuşlarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Ashâb’ın da; “Ey ALLAH’ın Rasûlühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif elhamdülillah biz ALLAH’tan hayâ ediyoruz.” şeklinde cevap vermesi üzerine Rasûlullah (s.a.v.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sözlerine şöyle devam etmişlerdir: “Hakiki hayâ o değildir. Gerçekte Hakk’tan hayâ eden kimsehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif başı (baştaki organları gözühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kulağıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dili) ve başın içindeki (düşünceleri) korusunhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif karnı ve karnın ihtiva ettiğini (yeme ve içmesini) kontrol etsinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ölümü ve musibetleri hatırlasın. Âhireti isteyen kimse dünya hayatının ziynetlerini terk etsin. Böyle yapanlar ALLAH’tan hakkıyla hayâ etmiş olurlar.”(8)
Yine bir diğer hadîs-i şeriftehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tümü ile hayırdır.”http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sadece hayır getirir.”(9) buyrulmuştur.
İbn-i Atâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayânın hayır getirdiğini ve gerçek hayâ sahibi kulların hayır üzere bulundukları konusunu şu şekilde ifade eder: “En büyük ilim olan marifetullahın neticesihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif heybet ve hayâdır. Bir kimsenin kalbinden heybet ve hayâ duygusu gittiğinde artık o kulda hayır kalmaz.”
Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif mutasavvıflar tarafından değişik açılardan ele alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu açıklamalarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bazen en çok hayâ edilmesi gereken Hakk Teâlâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bazen halkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bazen de her ikisi üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Zinnûn-i Mısrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayâ konusunda şunları söyler: “Geçmişte Rabb Teâlâ’ya karşı işlediğin günahların verdiği sıkıntı tesiri ile kalpte oluşan bir heybetin varlığına hayâ denir. Yanihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ‘ALLAH beni gördüğü halde ben bu işleri nasıl yaparım!’ demek hayâdır.”
Zinnûnhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ‘aşkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayâ ve havf’ üçlüsünü bir diğer sözünde şöyle bir araya getirmiştir: “Aşk konuşturur (bir şeyi seven onu çok anar)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayâ sustururhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif havf (ALLAH korkusu) hüzünlendirir.”
Seriyyu’s-Sakatîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif zühd ve verâ ile bağlantılı olarak hayâ ve üns hakkında şöyle der: “Hayâ ve ünshttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kalbin kapısını çalarlar. Eğer burada zühd (dünya sevgilerinden uzaklaşma) ve verâ (şüpheliyi terk etme) bulunursa konaklarlar. Aksi halde çekip giderler.”
Fudayl b. İyâdhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif beş şeyin şekavet ve bedbahtlık alâmeti olduğunu söyleyerek bunlar içerisinde hayâsızlığı da sayar. Bunlar kalp katılığıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ağlamayan gözhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayânın azlığı veya yokluğuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dünyaya rağbethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ihtiras ve tûl-u (uzun) emeldir.
Yahya b. Muâzhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Bir kimse itaat halinde ALLAH’tan hayâ edersehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif o kimse günah işlerken ALLAH ondan hayâ eder (de günahına bakmaz).” demiştir.
Cüneyd-i Bağdâdî’ye hayâdan sorulduğunda hayânın ortaya çıkış şekline işaret ederek şu cevabı vermiştir: “Önce ALLAH’ın nimetlerinihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sonra da ibadet ve ameldeki kusurları görmektir. Bu iki durum arasından bir hâl doğar kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ona hayâ adı verilir.”
Vâsıtî de; “ALLAH’a verdiği sözü bozan ve günahlara dalan kişihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayânın kalbi yakmasından hâsıl olan zevki tadamaz.” diyerek her güzel ahlâkta olduğu gibi hayâda da ALLAH’a yakınlık ve manevî zevkler bulunduğunu ifade etmiştir.
Denilmiştir ki: Hayâ sahibinin alâmeti; utanılacak bir yerde ve durumda görülmemesihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH Teâlâ’nın azameti karşısında kalbin sıkılması hadisesidir. Zira hayâ edenden sel gibi ter boşanır. Bu da o kişide bulunan faziletin eseridir.(10)
Mutasavvıfların ifadelerinden hareketle genel olarak hayânınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif üç neviden meydana geldiğini söylemek mümkündür: Hakk’tan hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif halktan hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif her ikisinden hayâ.
Bunlardan başka hayânın şu gibi nevilerinin de bulunduğu bildirilmiştir:
1. Cinayet (günah işleme) hayâsı: Âdem (a.s.) bunun örneğidir. Hz. Âdem (a.s.)’ahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Benden firar mı ediyorsun?” denilincehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Hayır! Tersine (işlediğim günahtan ötürü) Sen’den hayâ ediyorum.” cevabını vermiştir.
2. Kusur hayâsı: “Sen’i tesbih ve tenzih ederizhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Sana hakkıyla ibadet edemedik!” diyen meleklerin hayâsı gibi.
3. Tazim ve iclâl hayâsı: Aziz ve Celil olan ALLAH’tan hayâ ettiği için kanadının altına gizlenerek kendini saklayan Cebrail (a.s.)’ın hayâsı gibi.
4. Kerem hayâsı: Ümmetinden hayâ ettiği için “Evden çıkın!” diyemeyen Rasûlullah (s.a.v.)’in hayâsı gibi. ALLAH Teâlâ bu konuda “…Ve sohbete dalmaksızın…”(11) buyurmuştur. (Sahâbehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Rasûlullah’ın evinde geç vakitlere kadar sohbete dalarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Rasûlullah da hayâ ettiği için onlara “Gidin!” diyemezdi.)
5. Haşmet hayâsı: Hz. Ali (r.a.)’ın hayâsı gibi. Hz. Alihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Rasûlullah (s.a.v.)’in kızı Hz. Fâtımâ (r.anhâ) ile evli olduğu için mezi çıkmasının hükmünü Rasûlullah’a sormaktan hayâ etmiş ve bunu sormasını Mikdâd b. Esved’den istemiştir.
6. Hakir görme (istihkâr) hayâsı: Hz. Musa (a.s.)’ın hayâsı gibi. Hz. Musa; “Dünyevî bir ihtiyacım zuhur ediyorhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif fakat bunu izale etmeni Sen’den istemekten hayâ ediyorum yâ Rabbi!” demişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bunun üzerine ALLAH Teâlâ; “Hamurunun tuzunahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif koyununun otuna varıncaya kadar her şeyi benden iste!” buyurmuştur.
7. Nimet hayâsı: Buhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Rabb Teâlâ’nın hayâsıdır. Sırat köprüsünü geçen her bir kula bir mektup verir. Kul açar bakar ki içinde; “Sen yaptığını (ve yapmak istediğini) yaptınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif fakat ben bu konuda aleyhinde bir açıklama yapmaktan hayâ ettim. Hadi Cennet’e git. Affıma mazhar olduğun konusunda şüphen olmasın.” ibaresi yazılıdır. Bu haber konusunda Yahya b. Muâz’ın şu sözü söylediği bildirilmiştir: “Tenzih ederim o Yüce ALLAH’ı kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kul günah işler; fakat (kul değil ALLAH) kendisi utanır.”(12)
Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bütün dinlerde insanların Hakk’tan ve halktan utanması olarak görülmüş ve bu ahlâkî vasfı ortadan kaldıran bir hükme de rastlanamamıştır. Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aynı zamanda Hakk’ın vasıflarından bir vasıf oluphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ilâhî bir ahlâka sahip olması gereken salikin de bu sıfatla muttasıf olması icap etmektedir. Aynı zamanda hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bütünüyle kişiyi hayra götüren bir vasıf olduğundan onu kötülüklerden korur. Hayâ sahipleri Hakk Teâlâ’yı her yerde hazır ve nazır bilirlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif böyle bir şuurla davranışlarını ihsan mertebesi ölçüleri dâhilinde düzene koyarlar.(13)
Burada ihsan ile hayâ arasındaki farkı belirtmek yerinde olacaktır. İhsanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ALLAH’ı görüyormuş gibi ibadet etmek demek iken; hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gerek olumlu gerekse olumsuz davranışlar konusunda ALLAH’ın kendisini gördüğünü bilerek O’ndan utanma ve günahlardan uzak durma hissi taşımaktır.
Salik için hayânın lüzumu aşikârdır. Zira hayâ etmeyen kimse kötülüklerden korunamazhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kötülüklerden uzaklaşmayan kimse de sûfî olamaz. Gerçek manada Hakk’tan ve halktan hayâ eden kişinin kötü söz söylemesihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çirkin bir fiili işlemesi ve hoş olmayan bir durumda görülmesi mümkün olmadığı gibihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayâdan nasibi olmayan birinin de yapmayacağı bir kötülük bulunmamaktadır.(14)
Şunu hemen ifade edelim kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayâ kişinin dinini öğrenmesine mani değildir. Çünkü utanılıp sorulamayan her konuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dinin eksik öğrenilmesine ve yanlış uygulanmasına sebep olabilmektedir. Ümmü Süleym (r.anhâ)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif buluğa erdikten sonra gusül abdesti almanın kadınlara da farz olup olmadığını Hz. Peygamber’den sormuşhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Efendimiz (s.a.v.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kadınların da gusül yapmaları gerektiğini emrederek şöyle demiştir: “Şu Ensar’ın kadınları ne iyi kadınlardır. Onların hayâları dinlerini öğrenmelerine engel olmaz.”(15)
Hayâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kadın erkek her Mü’min’de bulunması kaçınılmaz olan ahlâkî bir vasıf olduğundanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif insanı insan yapan değerlerden bir tanesidir ve ne güzeldir. Rasûlullah Efendimiz’in lisanıyla; “Kadınlarda olursa daha da güzeldir.”
Ve’s-selâmü alâ meni’t-tebea’l-hüdâ!
Rehber Dergisi |Yakup YÜKSEL |Sayı :41
Kaynakça:
1. Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Risalehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif terc. Süleyman ULUDAĞhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Dergâh Yay.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İst. 1991http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 360; ULUDAĞ Süleymanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Tasavvuf Terimleri Sözlüğühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Marifet Yay.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İst. 1996http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 229.
2. YETİK Erhanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İsmail-i Ankaravî Hayatı Eserleri ve Tasavvufî Görüşlerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İşaret Yay.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İst. 1992http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 203.
3. Sühreverdîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Avârifu’l-Meârifhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Terc. Dilaver SELVİhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Umran Yay.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İst. 1995http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 665.
4. Herevîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Menâzilü’s-Sâirînhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 21.
5. Tirmizîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Kıyamethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 24.
6. el-Alakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 96/14.
7. Buharîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İman 16.
8. Tirmizîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Kıyamet 24.
9. Buharîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Edeb 77.
10. Bkz. Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 360-363.
11. el-Ahzâbhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 33/53.
12. Bkz. Kuşeyrîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 363.
13. İsmail Ankaravîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Minhâcü’l-Fukarâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 188.
14. YETİK Erhanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif a.g.e.http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif s. 204.
15. Müslimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hayız 33.
-
Cevap: Tasavvufi Ahlak
TASAVVUFİ AHLÂK
DUA - III |Yakup YÜKSEL | Rehber Dergisi | Sayı : 60
Dua ve sükût/rıza ilişkisi:
Kul için faziletli olanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ihtiyacı söylemek anlamına gelen dua mıdırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yoksa susmak ve rıza göstermek midirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif konusunda âlimler ihtilaf etmişlerdir. Şimdi konu hakkında yapılan bazı izahlara değinelim:
Bazılarına göre dua bizâtihi ibadettir. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Dua ibadetin özühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif iliğidir” buyurmuştur. İbadet olan bir şeyi icra etmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onu terk etmekten elbetteki daha üstündür. Sonra duahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aynı zamanda ALLAH’ın kulu üzerindeki hakkıdır. Eğer ALLAH Teâlâhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kulunun duasını kabul ederse ne âlâ; kabul etmezse ve kulunu muradına kavuşturmazsa bu takdirde kulhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Rabbinin hakkını ifa etmiş olur. Çünkü duahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ubûdiyetle ilgili fakr ve ihtiyaç halinin açığa vurulmasından ibarettir. Bu konuda Ebû Hazm: “Dua yapmaktan mahrum kalmamhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif duanın kabul edilmesinden mahrum olmamdan daha çok zoruma gider (Çünkü başka bir duamda o isteğimin kabul edilme ihtimali vardır).” demiştir. (Kuşeyrihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifRisâlehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 432)
Diğer bazılarına görehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ilahî hükmün ve kaderin cereyanı karşısında sükût etmek ve hiçbir arzuya sahip olmamak daha mükemmel bir haldir. Hak Teâlâ’nın irade ve ihtiyarına dayanarak kadere rıza göstermek daha evladır. Bunun için Vâsıtî; “Ezelde senin için takdir edilen şeyi ihtiyar etmenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif içinde bulunduğun zamana ve hadiselere karşı koymandan senin için daha hayırlıdır.”
(Kuşeyrihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifRisâlehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 432) demiştir. Onun için Rasûlullah (s.a.v.)http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Hak Teâlâ’dan haber vererek; “Zikrimle meşgul olduğu için bir dilekte bulunmayan kulumahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dilek sahibi kullarıma verdiğinden daha üstün şeyler ihsan ederim” buyurmuştur. (Tirmizîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Sevâbü’l-Kur’an)
Bazı âlimler bu iki farklı görüşü değişik şekillerde birleştirmişlerdir. Şöyle ki:
Kulun lisan bakımından dua sahibihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kalp bakımından rıza sahibi olması ve dilde duayıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kalpte rızayı bulundurması icap eder. Böylece her iki görüşe göre de en uygun olan şeyi yapmış olur.
Vakitler muhteliftir. Bazı hallerde duahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sükûttan efdaldirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif edebe uygun olan da budur. Diğer bazı hallerde sükût duadan efdaldir. Aynı şekilde bu da edebdir. Bu halhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif duruma ve vakte göre bilinir ve tayin edilir. Çünkü vakit ve hale ait bilgihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif o vakit içinde hasıl olur. Kulhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dua etmesi gerektiğine dair kalbinden bir işaret alırsa dua etmesi evla olur. Sükût etmesi gerektiğine dair bir işaret alırsa sükût etmesi efdal olur.
Kul için münasip olanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dua halinde Rab Teâlâ’yı müşahede etmekten gafil olmamaktır. Bundan sonra dua etmek isteyen kulunhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendi halini gözetmesi yani murakabe etmesi icap eder. Eğer içinde bulunduğu anda duadan daha çok ferahlık ve genişlik hissederse onun için evla olan dua etmektir. Şayet dua esnasında duadan men’e dair kalbinden men ve sıkılmaya benzeyen bir işaret alırsahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onun için evla olan o anda duayı terk etmektir. Eğer kalbinde ferahlığın artması veya bir engelleme halinin husûlü gibi bir durum hissetmezse bu takdirde dua etmek veya duayı terk etmek yekdiğerine eşit olur. Bu durumda bulunan kulun üzerinde ilim şuur ve sahv (yani uyanıklık hali) galipse dua etmesi daha iyi olur. Çünkü dua ibadettir. Eğer içinde bulunduğu vakitte üzerinde marifethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hal ve sükût galipse susması daha doğru olur.
ALLAH Teâlâ’nın hakkıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Müslümanların nasibi ve faydası bulunan hususlarda dua cihetini tercih etmek daha doğrudur. Kulun kendisine ait haz ve nasip bulunan hususlarda sükût etmesi daha mükemmel bir haldir.
Özetlehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nâsın bazısı her ne kadar Cenâb-ı Hakk'ın kazâ ve kaderine rızâ gösterip sükût eylemeyi duaya tercih etmişlerse dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif muhakkik âlimlerin ekserisihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Duayı terk etmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kazâya rızâ göstermek fikriyle bir şey yememekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif içmemekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şiddetli kışta elbise giymemekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hasta olunduğunda ilâçhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif muharebede silâh kullanmamak gibi bir takım meşru' olmayan hareketleri irtikâb etmek gibidir.” demişlerdir.
Hususîyle dua ile ihtiyacı belirtmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Cenâb-ı Hakk'a ilticâ olduğundan tek başına bir ibâdettir. Şu halde lisânen dua etmek ve kalben tazarruda bulunmak gerekmektedir.
Ayrıca şu da var ki; değişen şartlara göre bazen dua etmekten daha hayırlı bir durum da söz konusu olabilmektedir. Mesela sabır gerektiren bir konuda dua etmek yerine bazen sabrı tercih etmek gerekmektedir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.) bir sahabeye; “İster sabrethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ister dua edeyim. Fakat sabır daha iyidir” buyurmuştur. (Buharihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Merda 6) Duasında ALLAH’tan bizzat sabır isteyen birine de; “ALLAH'tan bela istedinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif afiyet de iste!” demiştir. (Tirmizîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Daavât 99)