"Onların (kurbanların) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (Hacc, 37) Elbette ki, kurbanın eti ve kemiği bizi cennete götürmez. Niyetimiz, imanımız, ibadetimiz bizi cennete götürür. Her yerde olduğu gibi ibadetlerin de bir maddî yönü vardır, bir de manevî yönü vardır. Mesela namaz kılmak bedenen yapılan bir ibadettir.
Bu ibadetin manevî yönü, içindeki imandır. Bir Avrupalıya ısrar etsek, hatta tehdit etsek, kurban kesmez, namaz kılmaz. O Avrupalının manevî yapısı, bu maddî ve malî hareketlere müsait değildir.
Kur'an-ı Kerim'de mealen buyuruluyor ki:
"İbrahim 'Ey Rabb'im, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?' dedi. (İsmail) 'Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular. (Allah'ın emrine boyun eğdiler" (Saffat, 100-110)
Bıçağın İsmail aleyhisselam'ı kesmemesi Allah tarafından koçun gönderilmesinden ziyade önemli olan, İbrahim ve İsmail aleyhisselam'ın Allah'a itaatidir. O olayda bize verilen ders budur! Kurban Bayramı'nda bir derneğe üç yüz lira versek. Mesele derneğe verilen üç yüz lira değildir, üç yüz liranın kurban edilmesidir. Yaratan, ibadetlerle kullarına bağlanıyor, irtibat kuruyor; kullar da ibadetlerle yaratana bağlanıyor. Mesela ben memur oldum, devlete bağlandım, devlete hizmet ettim. Devlet, memurlarla ayakta durur. Memurlar da devletin varlığıyla ayakta durur. Böylece herhangi bir insan koskoca devletle irtibat kurar.
Her türlü ibadet, kulları Allah'a bağlar.
Köyde kurban kestiğimde, tanımadığım ancak fakir gördüğüm bir aileye götürüp et verdim. O güne kadar birbirimizden ne kadar habersiz olduğumuzu da fark ettim. Bir parça kurban eti o Müslüman kardeşimle irtibat kurmamızı sağladı.
Bir Kurban Bayramı bütün ülkeyi, ekonomik, sosyal ve dinî yönden harekete geçiriyor. Hayvanın beslenmesi, satılması, kesilmesi, bayramlardaki ziyaretler.
Kurban Bayramı tıpkı duran bir makinenin çalışmaya başlaması gibi!
Şöyle bir soru sordular: "Adam namazı kılsa, sair ibadetlerini yapsa da maddî gücü yerinde olduğu halde kurban kesmese ne olur?" Boğaziçi Köprüsü bin tane telin bir araya gelmesinden yapılmıştır. O tellerden biri kopsa bir başka tel kopar. Aynen öyle de, bir ibadet terk edilirse bir başka ibadet de gider. O ibadet gidince peşinden öbür ibadet gider. En sonunda Müslüman, cehenneme kadar gider.
Üstad buyurmuş ki: "İbadet, fikirleri Sani-i Hakîm'e çevirttirmek içindir." (İşarâtü'l-İ'caz)
Kur'an emretmese, biz niye gidip paramızı oraya buraya verelim, kurban keselim? Allah'a yakınlaşmak istiyoruz. Yakınlaşmak itaatle olur. Bir kurban, Allah'ı kula bağlıyor Allah kaydediyor; "Bu bizim adamımızdır!"
HEKİMOĞLU İSMAİL
