3551 - Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah'in hatalari silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kildigi seyleri size söylemiyeyim mi?''
"Evet ey Allah'in Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydi:
"Zahmetine ragmen abdesti tam almak. Mescide çok adim atmak. (Bir namazdan sonra diger) Namazi beklemek. Iste bu ribâttir, iste bu ribâttir. Iste bu ribâttir."
Müslim, Tahâret 41, (251); Muvatta, Sefer 55, (1,161); Tirmizi, Tahâret 39, (52); Nesâi, Tahâret 106.
3552 - Ukbe Ibnu Âmir radiyallahu anh anlatiyor: "Üzerimizde develeri gütme isi vardi, (bunu sirayla yapiyorduk.) (Bir gün) gütme nöbeti bana gelmisti. Günün sonunda develeri kira ben çikariyordum. (Birgün, nöbetimden dönüste) Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldim, ayakta halka hitabediyordu. Söylediklerinden su sözlere yetistim:
"Güzelce abdest alip, sonra iki rek'at namaz kilan ve namaza bütün ruhu ve benligi ile yönelen hiç kimse yoktur ki kendisine cennet vâcib olmasin!"
(Bunlari isitince kendimi tutamayip:) "Bu ne güzel!'' dedim. (Bu sözüm üzerine) önümde duran birisi:
"Az önce söyledigi daha da güzeldi!'' dedi. (Bu da kim? diye) baktim. Meger Ömer Ibnu'I-Hattâb'mis. O, sözüne devam etti:
"Seni gördüm, daha yeni geldin. Sen gelmezden önce söyle demisti:
"Sizden kim abdestini alir ve bunu en güzel sekilde yapar, sonra da: "Eshedü en lâ ilâhe illallah ve eshedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühü. (Sehâdet ederim ki Allah'tan baska ilah yoktur ve yine sehadet ederim ki Muhammed Allah'in kulu ve Resûlüdür)" derse, kendisine cennetin sekiz kapisi da açilir; hangisinden isterse oradan cennete girer."
Ebu Davud'un rivayetinde "...abdesti güzel yaparsa..." denmistir.
Tirmizi'nin rivayetinde "....resûlühü (Allah'in ...Resûlü)" kelimesinden sonra "Allah'im, beni tevbe edenlerden kil, temizlenenlerden kil" duasi da vardir.
Ebu Davud, Taharet 65, (169); Tirmizi, Taharet, 41, (55).
3553 - Hz. Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mü'min -veya müslüman- bir kul abdest aldi mi yüzünü yikayinca, gözüyle bakarak isledigi bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasiyla- yüzünden dökülür iner, ellerini yikayinca elleriyle isledigi hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasiyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarini yikayinca da ayaklariyla giderek isledigi bütün günahlari su ile -veya suyun son damlasiyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlaninca) günahlarindan arinmis olarak tertemiz çikar."
Müslim, Tahâret 32, (244); Muvatta, Tahâret 31, (1, 32); Tirmizi, Tahâret 2, (2).
3554 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim abdest alir ve abdestini güzel yaparsa hatalari vücudundan tirnak diplerine varincaya kadar çikar dökülür.''
3555 - Bir baska rivâyette söyle gelmistir: "Hz. Osman radiyallahu anh abdest aldi ve dedi ki:
"Ben Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in su benim abdestim gibi abdest aldigini, sonra da söyle söyledigini gördüm: "Kim bu sekilde abdest alirsa geçmis günahlari affedilir, namazi ve mescide kadar yürümesi de nafile (ibadet) olur."
Buhari, Vudü 25; Müslim, Tahâret 8, (229).
3556 - Amr Ibnu Abese es-Sülemi radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Sizden kim abdest suyunu hazirlar, mazmaza ve istinsakta bulunur (agzina ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, agzindan, burnundan hatalari dökülür. Sonra Allah'in emrettigi sekilde yüzünü yikarsa, sakalin(in bittigi mahallin) etrafindan su ile birlikte yüzü ile isledigi günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarini yikayinca, ellerinin günahlari su ile birlikte parmak uçlarindan dökülür gider. Sonra basini meshedince, basinin günahlari saçin etrafindan su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarina kadar ayaklarini yikayinca, ayaklarinin günahlari, parmak uçlarindan su ile birlikte akar gider. Sonra kalkip namaz kilar, Allah'a hamd ve senâda bulunur, O'na layik sekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan baskasini(n korku ve muhabbetini) çikarirsa, annesinden dogdugu gündeki gibi bütün günahlarindan arinir."
Müslim, Müsâfirin 294, (832).
3557 - Abdullah es-Sunâbihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Mü'min kul abdest aldikça mazmaza yapti mi (agzini yikadi mi) günahlar agzindan çikar. (Burnunu sümkürdü mü) günahlar burnundan çikar, yüzünü yikadi mi günahlar göz kapaklarinin altina varincaya kadar yüzünden çikar. Ellerini yikadi mi günahlar tirnak diplerine varincaya kadar ellerinden çikar. Basini meshetti mi, günahlar kulaklarina varincaya kadar basindan çikar. Ayaklarini yikadi mi, günahlar ayak tirnaklarinin altina varincaya kadar ayaklarindan çikar. Sonra mescide kadar yürümesi ve kilacagi namaz nafile (bir ibâdet) olur.''
Muvatta, Tahâret 3 0, (1, 31); Nesâi, Tahâret 3 5, (1, 74); Ibnu Mâse, Tahâret 6, (283).
3558 - Ebu Ümâme el-Bâhili radiyallahu anh anlatiyor: "Amr Ibnu Abese radiyallahu anh'i dinledim, diyordu ki: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a: "Abdest nasil alinir?'' diye sordum. Söyle açikladi:
"Abdest mi? Abdest alinca söyle yaparsin: Önce iki avucunu tertemiz yikarsin. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yikarsin. Basini meshedersin, sonra da topuklarina kadar ayaklarini yikarsin. (Bunlari tamamladin mi) bütün günahlarindan arinmis olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan dogdugun gün gibi, hatalarindan çikmis olursun.''
Ebu Ümâme der ki: "Ey Amr Ibnu Abese dedim, ne söyledigine dikkat et! Bu söylediklerinin hepsi bir defasinda veriliyor mu?
"Vallahi dedi, bilesin ki artik yasim ilerledi, ecelim yaklasti, (Allah'tan ölümden çok korkar bir haldeyim), ne ihtiyacim var ki, Allah Resülü hakkinda yalan söyleyeyim! Andolsun söylediklerim, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'dan kulaklarimin isitip, hafizamin da zabtettiklerinden baskasi degildir."
Müslim, Müsâfirin 294, (832); Nesâi, Tahâret 108, (1, 91, 92).
Bu hadis, Nesâi'nin metninden alinmadir. Amr Ibnu Abese radiyallahu anh'in müslüman olusunu anlatan uzunca bir hadisin son kismidir.
3559 - Ibnu Ömer radiyallahu anhümâ anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim abdestli oldugu halde abdest tazelerse, AIlah bu sebeple kendisine on (misli) sevab yazar.''
Tirmizi, Taharet 44, (59).
3560 - Ebu Said radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim abdest alip: "Sübhâneke Allahümme ve bihamdike estagfiruke ve etübu ileyke. (Rabbim seni tenzih ederim, Allah'im hamdim sanadir, senden bagislanmak isterim, tevbem de sanadir)" derse, bu bir kâgida yazilir, sonra bir mühür üzerine naksedilir, sonra da Ars'in altina kaldirilir ve Kiyamete kadar (mühür) kirilmaz.''
Rezin tahric etmistir.
ABDESTIN SIFATI
3561 - Humrân Mevlâ Osman anlatiyor: "Hz. Osman radiyallahu anh su istemisti. (Getirdim. Aldi ve) üç kere ellerine dökerek yikadi. Sonra sag elini kaba sokup mazmaza ve istinsakta bulundu (agzina ve burnuna su alip yikadi). Sonra üç kere yüzünü, arkasindan da dirseklerine kadar üç kere ellerini yikadi. Sonra basina meshetti, sonra da topuklarina kadar ayaklarini üçer sefer yikadi ve:
"Ben Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'i, su abdestim gibi abdest alirken gördüm. Abdesti bitince de söyle demisti:
"Kim su abdestim gibi abdest alir, arkasindan iki rek'at namaz kilar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir sey) konusmazsa geçmis günahlari affedilir."
Buhari, Vudü 24, 28, Savm 27; Müslim, Taharet 3, 4, (226); Ebu Dâvud, Tahâret 50, (106); Nesâi, Tahâret 27, 2 8, 93, (1).
3562 - Ebu Davud'un Ibnu Müleyke'den kaydettigi bir baska rivâyette söyle gelmistir: "Hz. Osman radiyallahu anh'tan abdest hakkinda (nasil alinacagi) sorulmustu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabi getirildi. Kaptan önce sag eli üzerine su döktü (ve onu yikadi), sonra sag elini kaba batirdi, üç kere mazmaza, üç kere istinsakta bulundu. (önceki hadiste geçtigi üzere zikretti. Hadisdte su ziyade var): "Sonra elini daldirip su aldi ve basina, kulaklarina meshetti, kulaklarin iç ve dislarini birer kere meshetti.''
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (108).
3563 - Yine Ebu Dâvud'un bir diger rivâyetinde söyle gelmistir: "Sag eliyle sol eli üzerine su döktü, sonra her ikisini de bileklere kadar yikadi."
Ebu Dâvud, Taharet 50, (109).
Yine Ebu Dâvud 'un bir diger rivâyetinde "Basini üç kere meshetti '' den mistir.
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (110).
3564 - Abdu Hayr anlatiyor: "Hz. AIi radiyallahu anh bize geldi ve namaz kildi. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi.
"Suyu ne yapacak, namazi kildi ya! Herhalde bize ögretmek istiyor!" dedik. Içinde su olan bir kapla bir legen getirildi. Kaptan sag eline su döktü: Üç defa ellerini yikadi. Sonra üç kere mazmaza ve istinsakta bulundu. Mazmaza ve istinsaki su aldigi eliyle yapti. Sonra üç kere yüzünü yikadi, sag elini üç kere yikadi, üç kere sol elini yikadi. Sonra elini kaba batirdi, bir kere basini meshetti. Sonra üç kere sag ayagini yikadi, üç kere sol ayagini yikadi. Sonra: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in abdestini bilmek kimin hosuna giderse, iste o böyledir!" dedi."
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (111); Tirmizi, Tahâret 37, (48); Nesâi, Tahâret 75, (1, 68).
3565 - Nesâi'nin bir diger rivâyeti söyledir: ".. Basini meshetti.'' -Sû'be, bir defasinda alnindan basinin gerisine kadar (eliyle) isâret etti- sonra dedi ki:
"Ellerini tekrar geri getirip getirmedigini bilmiyorum.''
Nesâi, Tahâret 76, (1, 68-69).
3566 - Ebu Dâvud'da, Ibnu Abbâs'tan yapilan bir diger rivâyet söyledir: "Ali radiyallahu anh yanima girdi. Su dökmüs (küçük abdest bozmus) idi. Abdest suyu istedi. Içinde su olan bir kap getirdik. Bana:
"Ey Ibnu Abbâs! Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'in nasil abdest aldigini sana göstereyim mi?" dedi. Ben de: "Evet göster!" dedim. Bunun üzerine su kabini elleri üzerine egdi ve ellerini yikadi. Sonra sag elini kaba soktu, onunla digeri üzerine su döktü, sonra iki avucunu yikadi. Sonra mazmaza ve istinsakta bulundu. Sonra iki elini birden kaba soktu. Ikisiyle birlikte su avuçlayip yüzüne çarpti. Sonra basparmaklarini kulaklarinin ön kismina soktu. Sonra ikinci, üçüncü sefer ayni seyleri tekrar etti. Sonra sag eliyle bir avuç su aldi ve bunu alnina döktü ve yüzü üzerine akmaya birakti. Sonra dirseklerine kadar kollarini üçer kere yikadi. Basini ve kulaklarinin arkasini meshetti. Sonra tekrar her iki elini beraberce kaba soktu. Bir avuç su alip onu pabuç içinde olan (sag) ayagina vurdu ve o su ile ayagini yikadi. Sonra ayni muameleyi diger ayagina, (sola) yapti.''
(Abdullas el-Havlani) der ki: "(Ibnu Abbâs'a) sordum: "Ayaklar ayakkabi içinde oldugu halde mi?''.
"Evet dedi, ayakkabi içinde oldugu halde.'' Ben tekrar sordum:
"Ayakkabi içinde mi?''
"Evet! dedi, ayakkabi içinde!" Ben tekrar sordum: "Ayakkabi içinde mi?''
"Evet! dedi, Ayakkabi içinde."
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (117).
Nesâi'nin bir diger rivâyetinde söyle denmistir. "...Sonra bir avuç su ile üçer defa mazmaza ve istinsakta bulundu."
Nesâi, Tahâret 76, (1, 68).
3567 - Abdullah Ibnu Zeyd Ibni Asim Ibni'l-Ensâri radiyaIlahu anh'in anlattigina göre, kendisine:
"Bizim için, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in abdestiyle bir abdest al (da görelim)!" diye talepte bulunuldu. O, hemen bir kap (su) isteyip, önceki hadiste anlatilan sekilde abdest aldi. Abdest alisini anlatan rivâyette su farkli açiklama var:
"Basini meshettikte ellerini (saçlari üstünde) ileri ve geri dogru yürüttü. (söyle ki: Mesh ameliyesine basin ön kismindan basladi ellerini enseye dogru götürdü. Sonra, basladigi yere kadar geri getirdi. Sonra ayaklarini yikadi.''
Buhari, Vudü 38; Müslim, Tahâret 18, 19, (235, 236); Muvatta, Tahret 1, (1, 18); Ebu Dâvud, Tahâret 50, (118,119,120); Tirmizi, Tahâret 27, 36, (35, 47); Nesai, Tahâret 80, 81, 82, (1, 71, 72).
Müslim'in bir rivâyetinde söyle denmistir: "Basini üç kere meshetti.''
3568 - Buhari rahimehullah'in bir rivâyetinde söyle denmistir:
"Resulullah aleyhissalâtu vesselâm (abdest uzuvlarini) ikiser kere yikayarak abdest aldi.''
Buhâri, Vudü 23.
Ebu Dâvud'un bir rivâyetinde, Mikdâm Ibnu Ma'dikerb'den su kaydedilir:
"Sonra basini, içiyle ve disiyla iki kulagini meshetti."
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (121).
Yine Ebu Dâvud'un bir baska rivâyetinde söyle denmistir: "Kulaklarini içleriyle dislariyla meshetti, parmaklarini kulaklarinin deliklerine soktu.''
Ebü Dâvud, Tahâret 123.
3569 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhümâ anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir bedevi gelerek, abdestten sordu. Resülullah ona uzuvlarin üçer kere yikanmasini gösterdi. Sonra da:
"Abdest iste böyle alinir! Kim buna bir ziyâdede bulunursa, fena bir is yapmis olur, haddi asar ve zulmeder" buyurdu."
Ebu Davud, Tahâret 51, (135); Nesâi, Tahâret 105, (1, 88). Bu metin Nesâi'ye aittir.
3570 - Ebu Dâvud'un bir rivâyetinde söyle gelmistir: " ..Sonra basini meshetti. Sehadet parmaklarini kulaklarina soktu. Basparmaklariyla kulaklarinin dislarini meshetti. Sehadet parmaklariyla kulaklarin içini meshetti..." Rivâyetin sonunda su ifâde var:
"Abdest iste böyledir. Kim buna ziyadede bulunur veya bundan eksiltme yaparsa kötü bir is yapmis ve zulmetmis olur -yahut zulmetmis ve kötü bir is yapmis olur-."
Ebü Dâvud, Tahâret 51, (135).
Nesâi'nin rivâyetinde özetle söyle denmistir: ".. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir bedevi geldi ve ondan abdest hakkinda sordu. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm abdestin alinisini, uzuvlari üçer sefer yikayarak gösterdi, sonra söyle söyledi: "Abdest iste böyledir. Kim buna ziyâdede bulunursa kötü bir is yapmis, haddi asmis ve de zulmetmis olur. ''
Nesâi, Tahâret 105, (1, 88).
3571 - Ibnu Abbâs radiyallahu anhümâ anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm uzuvlarini birer kere yikayarak abdest aldi.''
Buhari, Vudü 22; Ebu Dâvud, Tahâret 53, (1, 38); Nesai, Tahâret 84, 85, (1, 73, 74).
3572 - Ebu Dâvud'un bir rivâyetinde Ibnu Abbâs radiyallahu anhümâ söyle der: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in nasil abdest aldigini size göstermemi ister misiniz?"
Içinde su olan bir kab istedi, sag eliyle bir avuç su aIdi, mazmaza ve istinsak yapti, sonra bir avuç daha aldi, bununla iki elini birlestirip (iki eliyle) yüzünü yikadi. Sonra bir avuç daha aldi bununla sag elini yikadi. Sonra bir avuç da aldi, bununla sol elini yikadi. Sonra bir avuç su daha aldi, sonra elini çirpti, sonra basini ve kulaklarini meshetti. Sonra bir kabza su daha aIdi sag ayaginin üzerine serpti, ayaginda nalin oldugu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayagin üstünde, digeri de nalinin aItinda. Sonra ayni seyi sol ayaga yapti.''
Buhari, Vudü 7; Ebu Dâvud, Tahâret 52, (137); Nesâi, Tahâret 84, 85, (1, 73, 74).
3573 - Ebu Dâvud veTirmizi'nin bir baska rivâyetinde Rübeyyi' Bintu Muavviz Ibni Afrân radiyallahu anhâ der ki: ". .avuçlarini üç kere yikadi, yüzünü üç kere yikadi, bir kere mazmaza ve istinsak yapti. Ellerini üçer üçer yikadi. Basini iki kere meshetti. Basinin gerisinden basladi, sonra önünden. Iki kulagini da (meshetti) içlerini de, dislarini da. Ayaklarini da üçer üçer yikadi.''
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (126); Tirmizi, Tahâret 25, (33).
3574 - Bir diger rivayette: "Basin tamamini meshetti. Bunu, basin tepesinden baslayip saçin döküldügü her tarafa ulasacak sekilde saçin seklini bozmadan icra etti" denmistir.
Ebu Dâvud, Tahâret, 50 (128).
3575 - Bir diger rivâyette söyle gelmistir: "...Basini meshetti, basin öne gelen kismini da, arkaya gelen kismini da, sakaklarini da, kulaklarini da birer birer meshetti.''
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (129).
Bir diger rivâyette: "Elinde arta kalan su ile basini meshetti '' denmistir.
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (130).
3576 - Ebu Ümame radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam abdest aldi ve bunu, yüzünü üç, ellerini üç sefer yikayarak, "Kulaklar bastandir '' deyip basini da üç sefer meshederek yapti.''
Hammâd der ki: "Bu rivâyette geçen "Kulaklar bastandir'' ibaresi, Ebu Ümme'nin sözü mü yoksa Resülullah'in sözü mü bilemiyorum."
Tirmizi, Taharet 29, (37); Ebu Davud, Taharet 50, (134).
Bu metin Tirmizi'nindir. Ebu Dâvud'da su ifade de yer alir: "Gözpinarlarini da meshederdi.'' O rivayette: "Kulaklar bastandir'' da demistir.
3577 - Hz. Câbir radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Ömer radiyallahu anh bana sunu söyledi: "Bir adam Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelmisti. Bunun abdest almis fakat ayaklarinin üzerinde tirnak kadar bir yeri yikamadan birakmis oldugunu gördü. ResüluIlah aleyhissalâtu vesselâm, adama derhal müdâhaIe etti:
"Git abdestini güzel kil!" Adam gidip yeniden abdest aldi, sonra namazini kildi."
Müslim, Tahâret 31, (243); Ebu Dâvud, Tahâret 67, (171).
3578 - Ebu Dâvud'un bir diger rivâyetinde Resülullah'in ashabindan biri söyle anlatir: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ayaginin sirtinda dirhem büyüklügünde bir kisma su degmemis oldugu halde namaz kilmakta oldugunu görmüstü, derhal abdesti ve namazi iade etmesini emretti."
Ebu Dâvud, Tahret 173.
3579 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhümâ anlatiyor: "Beraber oldugumuz bir sefer sirasinda, bir ara Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bizden geride kaldi sonra tekrar kavustu. Bu sirada namaz vakti girmisti. Bizler de abdest aliyor, ayaklarimiza meshediyorduk. (Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm) yüksek sesle nida etti:
"Ökçelerin ateste vay hâline!" Bunu iki veya üç kere tekrarladi."
Buhari, Ilm 3, 30, Vudü 27, 29; Müslim, Taharet 25-28, (240-242); Muvatta, Taharet 5, (1, 19); Ebu Dâvud, Tahâret 46, (97); Nesâi, Tahâret 89, (1, 77, 78); Muvatta.
3580 - Müslim'in bir diger rivayetinde söyle denir: "Halk ikindi namazi sirasinda acele etti ve bir kismi alelacele abdest aldi. Biz onlara ulastik. Ökçelerine su degmemis, parliyordu. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm:
"Öçelerin ateste vay hâline! Abdesti tam alin!'' buyurdular.''
Müslim, Tahâret 26, (241).
3581 - Tirmizi der ki: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam'dan söyle rivâyet edildi:
"Ökçe ve ayak çukurlarinin ateste vay haline."
Tirmizi, Tahâret 31, (41).
3582 - Hz. Câbir radiyallahu anh'tan anlatildigina göre, kendisine sarik üzerine meshetmekten sorulmustu. Su cevabi verdi:
"Hayir, olmaz, su ile saça degilmelidir!''
Muvatta, Tahâret 38, (1, 35)
3583 - Hz. Sevbân radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bir seriyye göndermisti. Askerler sogukla karsilasip üsüdüler. Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a döndükleri zaman, onlara sariklarinin ve mestlerinin üzerine meshetmelerini emretti."
3584 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'i abdest alirken gördüm. Üzerinde çizgili kirmizi bir sarik vardi. Elini sarigin altina soktu, basinin ön kismini meshetti, sarigini çözmedi."
Ebu Dâvud, Tahâret 57, (147).
3585 - Sâbit Ibnu Ebi Safiyye anlatiyor: "Ebu Cafer'e -ki Muhammed el-Bâkir'dir- dedim ki: "Hz. Câbir radiyallahu anh, sana Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in uzuvlarini birer birer, ikiser ikiser ve üçer üçer yikayarak abdest aldigini söyledi mi?"
Bu soruma: "Evet!" diye cevap verdi."
Bir rivâyette de: "Birer birer yikayarak abdest aldi mi?" diye sordum; "evet!'' diye cevap verdi'' seklinde gelmistir..
Tirmizi, Tahâret 35 (45, 46)
3586 - Abdullah Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm ikiser ikiser yikayarak abdest aldi ve: "Bu, nur üzerine nurdur" buyurdu.''
3587 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselam, uzuvlarini üçer üçer yikayarak abdest aldi ve söyle buyurdu:
"Bu benim ve benden önceki diger peygamberlerin ve Ibrahim aleyhissalam'in abdestidir."
Rezin tahric etmistir.
MISVAK
3588 - Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Eger ümmetim üzerine zahmet vermeyecek olsaydim, her namazda misvak kullanmalarini emrederdim."
Buhari, Cum'a 8, Temenni 9; Müslim, Tahâret 42, (252); Muvatta, Tahâret 115, (1, 66); Ebu Dvud, Tahâret 115, (46); Tirmizi, Tahâret 18, (22); Nesâi, Tahâret 7, ( 1,12). Bu metin Sahiheyn'in metnidir.
Muvatta'nin rivâyetinde: ". . her abdestte. . .'' denmistir.
3589 - Ebu Dâvud ve Tirmizi'nin Zeyd Ibnu Hâlil el-Cüheni radiyallahu anh'tan kaydettikleri rivâyet söyledir:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in söyle söyledigini isittim: "Ümmetime zahmet vermeyecek olsam, her namazda misvak kullanmalarini emrederdim ve yatsi namazini da gecenin üçte birine kadar te'hir ederdim.
Ebu Dâvud, Tahâret 25, (47); Tirmizi, Tahâret 18, (23).
3590 - Tirmizi su ziyâdede bulundu: "Zeyd Ibnu Hâlid, namaza geldigi zaman misvagi kulaginin üstünde olurdu, tipki kâtibin, kulagi üstündeki kalemi gibi. Misvaklanmadan namaza durmazdi. Misvaklandiktan sonra yine yerine koyardi."
Tirmizi, Tahâret 18, (23).
3591 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselam gece (namaza) kalktigi vakit agzini misvakla ovalardi.''
Buhari, Cum'a 8, (2, 212), Vudü 73, Teheccüd 9; Müslim, Tahâret 45, (254); Ebu Dâvud, Tahâret 30, (55); Nesâi, Tahâret 2, (1, 8) Bu metin Sahiheyn'e aittir.
3592 - Hz. Aise radiyallahu anhâ anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselam 'in abdest suyu ve misvâki (aksamdan hazirlanip yanina) konulurdu. Gece kalkinca abdest bozar, sonra misvaklanirdi.''
3593 - Bir diger rivâyette söyle gelmistir: "(Resülullah aleyhissalâtu vesselâm) gece veya gündüz yattiginda ve kalktiginda mutlaka abdest almazdan önce misvaklanirdi."
Ebu Dâvud, Tahâret 27, 30, (51, 56, 57); Müslim; Tahâret 45, (253); Nesai, Tahâret 8, (1, 13), Metin Ebu Dâvud'a ait.
3594 - Yine Hz. Aise radiyallahu anhâ anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Misvak agiz için temizlik vasitasidir. Rab Teâla için de riza vesilesidir.''
Nesâi, Tahâret 5, (1, 10).
3595 - Hz. Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'a ugramistim. Elindeki bir misvakla dislerini misvakliyordu ve ü, ü diye bir ses çikariyordu, misvak agzindaydi, sanki kusuyor gibiydi."
Buhari, Vudü 73; Müslim, Tahâret 46, (255); Ebu Dâvud, Tahâret 26, (49); Nesâi, Tahâret 3, (1, 9).
3596 - Ibnu Ömer radiyallahu anhüm anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Rüyamda gördüm ki, bir misvakla dislerimi misvakliyorum. Iki kisi yanima geldi, biri digerinden büyüktü. Elimdeki misvaki onlardan küçük olana uzattim. Bana: "(Büyügü) büyükle!'' dendi. Bunun üzerine misvagi büyük olana verdim.''
Buhari, Vudü 74; Müslim, Rü'ya 19, (2271).
Hadisi, Buhari muallak (senetsiz) olarak kaydetmistir, Müslim ise senetli olarak kaydetmistir.
3597 - Hz. Aise radiyallahu anhâ anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bana misvagini yikamam için verirdi. (Teberrük için, yikamazdan) önce kendim kullanirdim, sonra yikayip ona verirdim."
Ebu Davud, Taharet 28, (52).
ELLERIN YIKANMASI
3598 - Hz. Ebü Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Uykudan uyaninca, sizden hiç kimse, üç sefer yikamadikça ellerini kaba banmasin. Çünkü o, ellerinin geceyi (vücudunun neresinde geçirdigini bilemez."
Buhari, Vudü 26; Müslim, Tahâret 87, (278); Muvatta, Tahâret 9, (1, 21); Ebu Dâvud, Thâret 49, (103, 104, 105); Tirmizi, Tahâret 19, (24); Nesâi, Tahâret 1, (1, 6, 7).
ISTINSAR, ISTINSAK VE MAZMAZA
3599 - Hz. Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim abdest alirsa istinsarda bulunsun (sümkürsün), kim tasla istinca yaparsa teklesin."
Buhari, Vudü 25; Müslim, Tahâret 20, 22, (237); Muvatta, Tahâret 2, 3, (1,19); Ebu Dâvud, Tahâret 55, (140); Nesâi, Tahâret 70, 72, (1, 66, 67).
3600 - Müslim'in bir rivâyetinde söyle gelmistir: "Sizden biri abdest alinca burnuna su çeksin, sonra sümkürsün."
Müslim, Tahâret 20, (237).
Bir diger rivâyette: "...Burun deliklerine su çeksin, sonra sümkürsün'' seklindedir.
Müslim, Tahâret 21, (237).
3601 - Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Biriniz uykudan uyandigi zaman üç kere sümkürsün. Zirâ seytan, burnunun içinde geceler.''
Buhari, Bed'ül-Halk 11, (6, 243); Müslim, Tahâret 23, (238); Nesâi, Tahâret 73, (1, 67).
3602 - Abdullah Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm'i bir avuç su ile hem mazmaza hem de istinsak yaparken gördüm, bunu üç kere yapmisti.''
Tirmizi, Tahâret 22, (28).
3603 - Talha Ibnu Musarrif an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in yanina girdim, abdest aliyordu. Su yüzünden ve sakalindan gögsüne akiyordu. Mazmaza ve istinsakin arasini da ayirmisti."
Ebu Dâvud, Tahâret 54, (139).
3604 - Hz. Ali radiyallahu anh 'tan anlatildigina göre, su istemis ve mazmaza ve istinsak yapmis, sol eliyle sümkürmüs sonra da:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in temizligi böyleydi '' demistir.
Nesâi, Tahâret 74, (1, 67).
SAKAL VE PARMAKLARI HILALLEMEK
3605 - Osman Ibnu Affân radiyallahu anh'in anlattigina göre, Resülullah aleyhissalâtu vesselâm sakalini hilâlliyor idi."
Tirmizi, Tahâret 23, (31).
3606 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm abdest alinca bir avuç su alir, onu çenesinin altina tutup onunla sakalini hilâller ve: "Aziz ve Celil olan Rabbim böyle emretti" derdi."
Ebu Davud, Tahâret 56, (145).
3607 - Müstevrid Ibnu S'eddâd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'i gördüm. Abdest aldigi zaman ayaklarinin parmaklarini serçe parmagi ile hilâlliyordu."
Tirmizi, Tahâret 30, (40); Ebu Dâvud, Tahâret 58, (148).
3608 - Lakit Ibnu Sabira radiyallahu anh anlatiyor: "Dedim ki: "Ey Allah'in Resülü! Bana abdestten haber ver!'' Aleyhissalâtu vesselâm:
"Abdesti tam al, parmaklar arasini hilâlle, istinsak'da mübâlaga yap, oruçlu olursan mübalâga yapma'' buyurdu.''
Ebu Dâvud, Tahâret 55, (142, 143, 144); Tirmizi, Tahâret 30, (3 8); Nesâi, Tahâret 71, 92, (1, 66, 79).
KULAKLARI MESHETMEK
3609 - Rebi' Bintu Mu'arriz radiyallahu anhâ anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm abdest aldi, (bu esnada) elini kulaklarinin hücresine soktu."
Ebu Dâvud, Tahâret 50, (131).
3610 - Nâfi merhum anlatiyor: "Ibnu Ömer, kulaklari için suyu parmagiyla alirdi."
Muvatta, Tahâret 37, (1, 34).
ABDESTI TAM ALMAK
3611 - Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam buyurdular ki: "Ümmetim, Kiyamet günü çagirildiklari vakit abdestin izi olarak (nurdan) bir parlakliklari oldugu halde gelirler. Öyleyse kimin imkani varsa parlakligini artirsin."
3612 - Bir diger rivâyette söyle gelmistir: "Ebu Hüreyre radiyallahu anh abdest aldi, yüzünü yikadi, ellerini yikadi, ellerini yikarken nerdeyse omuza kadar yikiyordu. Sonra ayaklarini yikadi ve nerdeyse bacaklarina kadar yükseldi. Sonra dedi ki: "Ben Resulullah aleyhissalâtu veselâm'in, "Ümmetim Kiyamet günü (abdest uzuvlarindaki) parlaklikla gelir..." Gerisi yukaridaki gibi devam ediyor.
3613 - Müslim'in diger bir rivâyetinde söyle denmistir: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in "...Mü'minin zineti, abdestin yükseldigi yere kadar yükselir..."
Buhar'i, Vudü 3; Müslim, Taharet 34, 35, 40, (246, 250); Nesai, Tahâret 110, (1, 94, 95).
SUYUN MIKTARI
3614 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (miktarca) bir sâ'dan bes müdd 'e kadar olan su ile yikanir, bir müdd su ile de abdest alirdi.''
Bir baska rivâyette: "... bes mekkûk ile yikanir, bir mekkûk iIe de abdest alirdi" denmistir.
Bir diger rivâyette: " . . bes. . '' denmistir.
Tirmizi'nin rivâyetinde "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Abdest için iki ritl su kafidir.''
Ebu Dâvud'un rivâyetinde: "...Resülullah aleyhissalâtu vesselâm iki ritl ihtivâ eden kapla abdest alir, bir sâ' ile guslederdi '' denmistir.
Buhari, Vudü 47; Müslim, Hayz 51, (325); Ebu Dâvud, Tahâret 44, (95); Tirmizi, Salât 425, (609); Nesâi, Tahâret 59, (1, 57, 58).
3615 - Sefine radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'i bir sa' miktarindaki su cenâbetten yikar, bir müdd su da abdestine yeterdi."
Müslim, Hayz 52, (326); Tirmizi, Tahâret 42, (56).
3616 - Ümmü Ammâre radiyallahu anhâ anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm abdest aldi. Bu maksadla kendisine içerisinde üçte iki müdd miktarinda su bulunan bir kab getirilmisti.''
Ebu Dâvud, Tahâret 44, (94); Nesâi, Tahâret 59, (1, 58).
Nesâi sunu ilâve etmistir: "Su'be der ki: "Ben, Aleyhissalâtu vesselâm'in kollarini yikadigini ve onlari ovdugunu, kulaklarinin iç kismini meshettigini ögrendim. Ancak kulaklarin disini da meshettigini bilmiyorum."
3617 - Abdullah Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Bize Resülullah aleyhissalâtu vesselâm gelmisti. Kendisine bakir kapta su getirdik, onunla abdest aldi."
Ebu Dâvud, Tahâret 47, (100).
3618 - Ubey Ibnu Ka'b radiyallahu anh anlatiyor: "ResüIullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Abdest (sirasin)da vesvese veren bir seytan vardir. Adi da el-Velehân'dir. Öyleyse suyun vesvesesinden kaçinin."
Tirmizi, Tahâret 43, (57).
MENDIL
3619 - Hz. Aise radiyallahu anhâ anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in abdest aldiktan sonra kurulandigi bir bezi vardi.''
Tirmizi, Tahâret 40, (53).
3620 - Hz. Mu'âz radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'i gördüm, abdest alinca elbisesinin bir kenariyla yüzünü siliyordu.''
Tirmizi, Tahâret 40, (54).
DUA VE BESMELE
3621 - Hz. Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular: "Abdesti olmayanin namazi yoktur. Üzerine Allah'in ismini zikretmeyen kimsenin abdesti de abdest degildir."
Ebu Dâvud, Tahâret 48, (101).
3622 - Rabâh Ibnu Abdirrahmân Ibni Ebi Süfyân Ibnu Huveytip an ceddihâ an ebihâ 'dan rivâyete göre demistir ki:
"Ben Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'i isittim. Diyordu ki: "Üzerine Allah'in ismini zikretmeyen kisinin abdesti yoktur."
Tirmizi, Tahâret 20, (25).
3623 - Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm'i isittim. Diyordu ki: "Kim abdestinin basinda Allah'i zikrederse bedeninin tamami temizlenir. Eger Allah'in ismini zikretmezse bu kimsenin sadece abdest uzuvlari temizlenir."
Rezin tahric etmistir. Feyzu'I-Kadir, 6, 128).
3624 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldim, abdest aliyordu. Su duayi okudugunu isittim: "Allahümma'gfirli zenbi ve vassi'li fi dâri ve bârik li fi rizki (Allah'im günahimi magfiret et, evimi bana genislet, rizkimi bana mubârek kil."
Rezin tahric etmistir. Ibnu's-Sünni Amelü'I-yevm ve'I-Leyl, 5, 10.
YEL
3625 - Hz. Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ses ve koku olmadikça abdest alinmaz.''
Bir rivâyette söyle gelmistir: "Biriniz mescidde iken, kabalari arasinda bir yel hissetse ses isitmedikçe veya koku duymadikca disari çikmasin.''
3626 - "Sizden biri, karninda bir seyler hissetse ve fiilen çikip çikmadigi hususunda tereddüd içinde kalsa, bir ses isitmedikçe veya bir koku duymadikça mescidden çikmasin."
3627 - Ebu Dâvud'da söyle gelmistir: "Biriniz namazda iken, dübüründe bir hareket hissetse ve abdestinin bozulup bozulmadigi hususunda tereddüde düsse, bir ses isitmedikçe veya bir koku duymadikça mescidi terketmesin."
Müslim, Hayz 99, (362); Tirmizi, Tahâret,56, (74, 75); Ebu Dâvud, Taharet 68, (177).
3628 - Abdullan Ibnu Zeyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu veselâm'a, namazda iken hayaline abdesti bozuldu gibi gelen bir adamdan bahsedilmisti. Söyle ferman buyurdular:
"Sesi isitip kokuyu duymadikça namazi sakin terketmesin.''
3629 - Ebu Dâvud bir rivâyette su ziyadede bulunmustur: "Biriniz mescide girince, kabalari arasinda bir sey hissedecek olsa, çikanin sesini isitmedikçe sakin mescidden disari çikmasin.''
Buhari, Vudü 4, 34, Büyü 5; Müslim, Hayz 98, (361); Ebu Dâvud, Tahâret 68, (176); Nesâi, Tahâret 116, (1, 99).
3630 - Ali Ibnu Talk (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Biriniz namazda yellenirse derhal namazdan çiksin, abdest alsin ve namazi iade etsin."
Ebu Dvud, SaIât 193, (1005).
3631 - Bu hadisin Tirmizi'deki lâfzi söyle: "Bir bedevi gelerek: "Ey Allah'in Resulü! bizden bir kimse çölde bulunsa, azicik bir yel kaçirsa, suyu da az ise ne yapmalidir)?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselam:
"Sizden biri yellenecek olursa abdest alsin. Kadinlara da arkalarindan temas etmeyiniz. Bilesiniz ki Allah hakk(in sorulmasi ve açiklanmasiyla ilgili hususlarda sizden) utanma talebinde bulunmaz."
Tirmizi, Radâ 12, (1164-1166).
MEZI
3632 - Muhammed Ibnu Hanefiye anlatiyor: "Hz Ali radiyallahu anh dedi ki: "Ben mezisi akan bir kimseydim. Bunun hükmü hususunda -kizi hanimim olmasi sebebiyle- Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a soramamistim. Mikdâd Ibnu'l-Esved radiyallahu anh'a söyledim, o sordu. Su cevabi almistik:
"(Mezisi gelen kimse) zekerini yikar ve abdest alir."
3633 - Muvatta ve Ebu Dâvud'un rivayetIerinde Mikdâd söyle demistir: "Hz. Ali radiyallahu anh, bana, kendisi için Resûlullah'tan: "Kadinina yakinlasinca mezisi akan kimseye ne gerektigi hususunda sormami söyledi. Ali ilâveten dedi ki: "Zira yanimda Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'in kizi var, bu sebeple bizzat sormaktan utaniyorum."
Mikdâd der ki: Ben bu mesele hakkinda Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a sordum. Su cevabi verdi:
"Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yikasin. Namaz abdesti ile abdest alsin."
Ebu Dâvud bir baska rivâyette su ziyadeyi kaydeder: "...zekerini ve iki husyesini yikasin."
Buhari, Gusl 13, Ilm 51, Vudü 34; Müslim, Hayz 17, (303); Muvatta, Tahâret 53, (140); Tirmizi, Tahâret 83, (114); Nesâi, Taharet 112, (1, 96, 97) Gusl 28, (1, 213); Ebu Dâvud, Tahâret 93, (206, 207, 208, 209).
3634 - Yine Ebu Dâvud'un bir diger rivâyeti söyledir: "Hz. Ali radiyallahu anh dedi ki: "Ben mezisi akan bir kimseydim, yikanmaya basladim. (Sonunda) sirtim çatlayacak hale geldim. Durumu Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a zikrettim -veya ona zikredildi-. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm:
Öyle yapma, (her seferinde yikanma)! Meziyi gördün mü, zekerini yika, sonra da namaz abdestiyle abdest al. Ancak meni atacak olursan o zaman yikan!" buyurdular."
Ebu Dâvud, Tahâret 93, (203).
3635 - Sehl Ibnu Hüneyf radiyallahu anh anlatiyor: "Ben mezi akintisindan epey bir sikintida idim. Bu yüzden sik sik gusül yapiyordum. Sonunda Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a bu husustan sordum. Bana:
"Meziden dolayi sana abdest kâfidir!" buyurdular.
"Ey Allah'in Resülü! elbiseye degen meziden ne yapmaliyim?'' dedim.
"Bir avuç su alip, bunu, mezinin degdigini zannettigin yerlere serpmen sana yeterlidir!" cevabini verdi.''
Ebu Dâvud, Tahâret 83, (210); Tirmizi, Tahâret 84, (115); Ibnu Mâce, Tahâret 70, (506).
3636 - Abdullah Ibnu Sa'd el-Ensâri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'dan guslü gerektiren seyler nelerdir, sudan sonra olan sudan sordum. Su cevabi verdi:
"Bu mezidir. Her erkek mezi ifrâz eder. Mezi akinca fercini ve husyelerini yikarsin, ve namaz abdestiyle de abdest alirsin."
Ebu Dâvud, Tahâret 83, (211).
3637 - Hz. Ömer radiyallahu anh anlatiyor: "Ben de (meziyi), kendimden ipek ipligi gibi iner görürdüm. Öyleyse bunu sizden biri görünce (telaslanmayip) zekerini yikasin ve namaz abdestiyle abdest alsin." Burada meziyi kastetmistir.- "
Muvatta, Tahâret 54, (1, 41).
KUSMUK
3638 - Ebu'd-Derdâ radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm (bir keresinde) kustu ve abdest aldi.'' Ma'dân der ki: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'in âzadlisi Sevban radiyallahu anh'a Sam câmiinde rastladim. Bu meseleyi ona hatirlattim ve ondan (mahiyetini) sordum. Su cevabi verdi:
Dogru söylemis, o zaman abdest suyunu da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kendilerine ben dökmüstüm."
Ebu Dâvud, Savm 32, (2381); Tirmizi, Tahâret 63, (87).
KAN
3639 - Misver Ibnu Mahreme'nin anlattigina göre: "Ömer Ibnu'I-Hattab radiyallahu anh'in hançerlendigi gece huzuruna girdi ve Ömer'i sabah namazi için uyandirdi. Ömer radiyallahu anh:
"Namazi terkedenin Islam'dan nasibi yoktur!'' buyurdu. Sonra Ömer, yarasindan kan aktigi halde namaz kildi.''
Muvatta, Tahâret 51, (1, 3 9-40).
3640 - Hz Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor "Resulullah aleyhissalâtu vesselam'la birlikte Zâtu'r-Rikâ' gazvesine çiktik. (Askerlerden) bir kisi, müsriklerden birinin hanimina temasta bulundu. Kocasi da:
"Muhammed'in Ashabindan kan dökmeden geri dönmeyecegim'' diye yemin etti. Evinden çikip Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'i tâkibe koyuldu. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm bir verde mola verdi ve:
"Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye sordu. Muhacir ve Ensâr'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldilar. ResuIullah aleyhissalâtu vesselâm, bunlara:
"Su geçidin girisini tutun (orada bekleyin)!'' diye ferman buyurdu.
Bu iki zat, geçidin agzina gelince Muhacirden olani, yatti. Ensâri de namaz kilmaya basladi.
Derken tâkipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) silüetini görünce anladi ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok atti ve ok, eliyle koymuscasina hedefini buldu. Ensari oku çikarip (namazina devam etti). Müsrik (isabet ettiremedim düsüncesiyle atmaya devam etti.) Öyleki üçüncü okunu da atti. Ensâri de (yaraya aldirmadan) ayni sekilde namazina devam etti. Bir müddet sonra arkadasi uyandi. (Müsrik bunlarin iki kisi oldugunu görünce) yerinin farkina vardiklarini anladi ve kaçti.
Muhâcirden olan zât, Ensari arkadasindaki kani görünce:
"Sübhânallah! Sana ilk oku atinca beni niye uyandirmadin?" diye sordu. Arkadasi:
"Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim '' diye cevapladi.''
Ebu Dâvud, Tahâret 79, (198).
KADINA DEGME
3641 - Hz. Aise (radiyallahu anhâ) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadinlarindan birini öptü, sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi.
Urve rahimehullah der ki: "Kendisine: "Bu, sizden baska bir hanimi olmamali!" dedim, Hz. Aise gülmekle cevap verdi.''
Ebu Dâvud, Tahâret 69, ( 178, 179,180); Tirmizi, Tahâret 63, (86); Nesâi, Tahâret 121, (1,104); Ibnu Mâce, Tahset 69, (502).
3642 - Ibnu Ömer (radiyallahu anhümâ)'in söyle dedigi rivayet edilmistir: "Erkegin hanimini öpmesi ve ona eliyle dokunmasi hep mülamese (degme) sayilir. Öyleyse kim hanimini öperse veya eliyle dokunursa abdest almasi gerekir." Bu rivayetin bir benzeri Ibnu Mes'ud'dan gelmistir.
Muvatta, Tahâret 64, (1, 43).
3643 - Übeyy Ibnu Ka'b (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulü, dedim, bir kimse hanimiyla cima yapsa fakat inzal olmasa yikanmasi gerekir mi?"
"Kadina degen kismini yikar, sonra abdest alir ve namaz kilar!" buyurdular."
Buhari, Gusl 29, Müslim, Hayz 85, (346).
FERCE DEGMEK
3644 - Talk Ibnu Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in yanina geldik. (Biz huzurlarinda iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi.
"Ey Allah'in Resulü! dedi, kisi abdest aldiktan sonra zekerine degerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mi?) '' Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) su cevabi verdi:
"O, kendisinden bir parça degil midir?"
Ebu Dâvud, Tahâret 71, (182, 183); Tirmizi, Tahâret 62, (85); Nesâi, Tahâret 120, (1,101). Bu metin Tirmizi'nindir.
3645 - Büsre Bintü Saffan (radiyallahu anhâ) anlatiyor: "ResululIah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Zekerine degen abdest almadikça namaz kilmasin.''
Tirmizi, Tahâret 61, (82, 83, 84); Muvatta, Tahâret 58, (1; 42); Ebu Dâvud, Tahâret 70, (181); Nesâi, Taharet 118, (1, 100).
3646 - Mus'ab Ibnu Sa'd Ibni Ebi Vakkâs (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Ben, Sa'd Ibni Ebi Vakkâs (radiyallahu anh)'a Kur'an tutuyordum. Bir ara kasindim. Sa'd:
"Her halde zekerine degdin?'' dedi. Ben "evet!" deyince:
"Kalk, abdest al!'' emretti. Ben de gidip abdest alip geri döndüm."
Muvatta, Tahâret 59, (1,42).
3647 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Ben, bir sefer sirasinda Ibnu Ömer (radiyallahu anh)'le beraberdim. Günes dogduktan sonra onun abdest alip namaz kildigini gördüm. Kendisine: "Bu, simdiye kadar kildiginizi hiç görmedigim bir namaz!'' dedim. Su açiklamayi yapti:
"Sabah namaz kilmak üzere abdest aldim sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayi unuttum (ve namaz kildim. Simdi bu durumu hatirlayinca) yeniden abdest alip namazimi iade ettim.''
Muvatta, Tahâret 60, (1, 42, 43).
UYKU, BAYILMA; KENDINDEN GEÇME
3648 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah'in ashabi uyurlar, sonra abdest almadan namaz kilarlardi:
(Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye:
"Bu sözü Enes'ten bizzat isittin mi?" diye sorulmustu:
"Vallahi evet!" diye te'yid etti."
Müslim, Hayz 125, (376); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (200); Tirmizi, Tahâret 58, (78).
3649 - Ibnu Ömer (radiyallahu anhümâ)'den anlatildigina göre, oturarak uyur, sonra kalkar, abdest almadan namaz kilardi."
Muvatta
3650 - Hz. Ali (radiyallahu ahh) anlatiyor: "Gözler, halkanin bagidir, öyleyse uyuyan abdest alsin."
Ebu Dâvud, Tahâret 80, (203).
3651 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhümâ)'in anlattigina göre, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'i secde halinde uyurken görmüs ve hatta Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) horlayip solumus, sonra kalkip (abdest almadan) namaz kilmistir.
Ibnu Abbas der ki:
"Ey Allah'in Resulü dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmus olmali degil mi)?" Bana su açiklamayi yapti: "Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zira yatarak uyuyunca mafsallari rahâvet basar.''
Tirmizi, Taharet 57, (77); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (202); Nesâi, Ezân 41, (2, 30).
3652 - Ubeydullah Ibnu Abdillah Ibni Utbe anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anhâ)'nin yanina girip, kendisine:
"Bana Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in hastaligindan bahsetmez misiniz?'' dedim.
"Elbette '' dedi ve anlatti: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'in hastaligi agirlasmisti. Bir ara:
"Halk namazi kildi mi?'' diye sordu.
"Hayir ey Allah'in Resülü, sizi bekliyorlar '' dedik.
"Benim için legene su koyun!" emrettiler. Dedigini yaptik. Yikandilar. Sonra kalkmaya çalisti. Ancak üzerine bayginlik geldi. Az sonra açildi. Tekrar: "Halk namazi kildi mi?" diye sordu.
"Hayir, ey Allah'in Resulü, sizi bekliyorlar!'' dedik. Halk oturmus, yatsiyi kilmak üzere Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i bekliyordu."
Buhari, Ezân 51, 39, 46, 47, 67, 68, 70, Vudü 45, Hibe 14, Farzu'1-Hums 4, Enbiya 19, Megazi 83, Tibb 21, Iti'sâm 5; Müslim, Salât 90, (418); Nesâi, Imamet 40, (2,101, 102).
Bu rivâyet Buhari ve Müslim tarafindan tahric edilen uzunca bir rivayetten bir parçadir.
3653 - Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhümâ), küsuf namaziyla ilgili rivayetinde der ki: "..Ben de (Resulullah'a uyarak) namaza durdum. (Namazi öylesine uzatti ki) üzerime bayginlik geldi. Basimin üzerine su dökmeye basladim."
Urve rahimehullah der ki: "Abdest almadi. ''
Buhari, Vudü 37 Ilm 24, Küsuf , 10, 11, Sehv 9, Itk 3, I'tisam 2; Müslim, Küsuf 11, (905).
ABDEST GEREKTIREN
3654 - Ebu Hüreyre radiyallahu anh)'den nakledildigine göre, Ebu Hüreyre mescidde abdest alirken yanina Abdullah Ibnu Kâriz gelir. Ona, Ebu Hüreyre su açiklamayi yapar: "Bir kes (kurumus çökelek) parçasi yedim, bu sebeple abdest aliyorum. Çünkü ben Resulallah aleyhissalâtu vesselâm'in "Ateste pisen seyler yiyince abdes alin" dedigini isittim."
Müslim, Hayz 90, (352); Nesâi, Taharet 122, (1,105,106); Tirmizi, Tahâret 58, (79); Ebu Dâvud, Tahâret 76, (194). Bu, Müslim'in lafzidir. Müslim'de Hz. Aise'den de buna benzer bir rivâyet mevcuttur.
ABDESTIN TERKI
3655 - Ibnu Abbâs (radiyallahu anhümâ) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) koyun budu yedi ve namaz kildi, abdest almadi.''
Buhari, Vudü 50, Et'ime 18; Müslim, Hayz 91, (354); Muvatta, Tahâret 91, (1, 25); Ebu Dâvud, Tahâret 75, (187); Nesai, Tahâret 123, (1, 108).
Buhari'nin bir baska rivayetinde: "Tencereden eliyle etli kemik aldi'' denmistir. Müslim'in bir rivayetinde: "Budu kemirdi, sonra namaz kildi, abdest tazelemedi'' denmistir.
3656 - Amr Ibnu Ümeyye ed-Damri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildigi biçagi birakip namaza kostu, abdest almadi."
Buhari, Vudü 50, Ezan 43, Cihad 92, Et'ime 20, 26; Müslim, Tahâret 92, (355); Tirmizi, Et'ime 33, (1837).
3657 - Hz. Câbir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) çikti, beraberinde ben de vardim. Ensârdan bir kadina ugradi. Kadin ona bir koyun kesti. Bir tabak tâze hurma getirdi, ondan yeyip sonra ögle için abdest aldi ve namaz kildi. Sonra (namazdan) ayrildi. Kadin ona koyundah arta kalan bir seyler getirdi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) onu da yiyip ikindiyi kildi, bu sirada abdest almadi."
Muvatta, Tahâret 25, (1, 27); Tirmizi, Tahâret 59, (80); Ebu Dâvud, Tahâret 75, (191,192); Nesâi, Tahâret 23, (1,108). Bu Tirmizi'nin lafzidir.
Ebu Dâvud ve Nesai'nin rivayetinde: "Resulullah'in son iki icraatindan biri atesin degistirdiginden abdest almayi terketmekti'' denmistir.
3658 - Ubeyd Ibnu Sümâme el-Murâdi anlatiyor: "Abdullah Ibnu'I-Hâris Ibni Cez' (radiyallahu anh), Misir'a yanimiza geldi. Kendisi Resulullah (aleyhissalatu vesselâm)'in ashabindan idi. Misir Camii'nde su hadisi anlatirken isittim: "Ben, öyle hatirliyorum ki, Resulullah (aleyhissalâtu vesselam)'la bir adamin evinde oturan yedi kisiden yedincisi veya altidan altincisiydim. Derken Bilâl (radiyallahu anh) geçti ve ezan okudu. Biz de çiktik. Giderken bir adama ugradik tenceresi ates üstündeydi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona: "Tenceren yeterince pisti mi?'' diye sordu. Adam:
"Evet, annem babam sana feda olsun!" dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldi. Çignemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldi. Ben bu sirada ona bakiyordum."
Ebu Dâvud, Tahâret 75, (193).
3659 - Süveyd Ibnu'n-Nu'mân (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hayber Seferine Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte çiktik. Hayber yakinlarinda olan Sahbâ'ya vardigimiz zaman Resulullah aleyhissalâtu vesselâm ikindi namazini kildi. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmisti. Bunun su ile islatilmasini emir buyurdu.
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)da, biz de ondan yedik. Sonra aksam namazina kalkti. Agzini mazmaza etti. Biz de agizlarimizi mazmaza ettik. Fakat abdest almadi."
Buhari, Vudü 51, 54, Cihâd 123, Megazi 35, 38, Et'ime 7, 9, 51; Muvatta, Tahâret 20, (1, 26); Nesâi, Tahâret 124, (1, 108, 109).
3660 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm süt içti. Ne mazmaza yapti, ne abdest aldi; namazini kildi."
DEVE ETLERI
3661 - Câbir Ibnu Semure (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek:
"Koyun eti sebebiyle abdest alayim mi?'' diye sordu.
"Dilersen abdest al, dilemezsen alma!" diye cevap verdi. Adam bunun üzerine:
"Deve eti sebebiyle abdest alayim mi?'' diye sordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu sefer:
"Evet, deve eti sebebiyle abdest al!" cevabini verdi. Adam tekrar:
"Koyun agillarinda namaz kilayim mi?'' diye bir baska sual sordu:
"Evet!'' cevabini aldi. Tekrar sordu:
"Pekala, deve agillarinda namaz kilayim mi?''
"Hayir!'' buyurdu Aleyhissalâtu vesselam."
Müslim, Hayz 97, (360).
3662 - Ebu Dâvud ve Tirmizi'de Berâ (radiyallahu anh)'nin rivayetlerine göre Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) söyle demistir:
"Deve agillarinda namaz kilmayin, çünkü onlar seytandandir."
Koyun agillarindan soruldu:
"Oralarda kilin, çünkü onlar berekettir'' buyurdular.''
Ebu Dâvud, Tahâret 72, (184); Tirmizi, Tahâret 60, (81).
MÜTEFERRIK HADISLER
3663 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, yollarda ayaga bulasan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik."
Ebu Dâvud, Tahâret 81, (204); Ibnu Mâce, Ikamet 67, (1041).
3664 - Ebu Hüreyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam izarini sarmis olarak namaz kilarken, Resulullah (aleyhissalatu vesselâm) ona:
"Git, abdest al!" ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldi, sonra selip (tekrar namaza durdu. Resulûllah (aleyhissalâtu vesselâm) tekrar):
"Git abdest al!" emretti. Adam gitti, abdest aldi, geri geldi. Bir adam:
"Ey Allah'in Resulü, ona niye abdest almasini emir buyurdunuz?'' diye sordu.
"O, dedi, izârini sarkitmis olarak namaz kiliyordu. Allah, izarini sarkitan erkegin namazini kabul buyurmaz!''
Ebu Dâvud, Libas 28, (4086).
MEST ÜZERINE MESHETMEK
3665 - Mugire Ibnu Su'be (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la beraberdim. Bana:
"Ey Mugire, su kabini al!'' emretti. Ben de onu aldim. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (la tenhaya gittik. O) benim gözümden kayboldu, kaza-yi hâcet yapti, (geri döndü). Üzerinde Sâmi bir cübbe vardi. (Abdest almak için hazirlik yapti. Cübbesinin yenlerini çemreyip) kollarini çikarmaya çalisti. Ancak (yenler) dardi. Ellerini (yenlerin uç kismindan geri çikarip cübbeyi sirtina koyup kollarini) alttan çikardi. Ben su döktüm, namaz için abdest aldi. Mestleri üzerine meshetti, sonra namaz kildi."
3666 - Bir diger rivâyette: "Mestlerini çikarmada yardimci olmak için egildim. Bana:
"Birak onlari, zirâ ben, abdestli olarak mestlerimi giyindim" buyurdu ve üzerlerine meshetti.''
Bu Sahiheyn'in lâfzidir.
3667 - Müslim merhumun bir diger rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) mestleri, basinin ön kismi (alni) ve sarigi üzerine meshetti '' denilmistir.
3668 - Ebu Dâvud'un bir diger rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) mestleri üzerine meshetmisti; ben:
"Ey Allah'in Resulü! yoksa unuttunuz mu?'' dedim.
"Bilakis, dedi, belki sana unutturuldu. Aziz ve celil olan Rabbim, bana böyle emretti.''
Buhari, Vudü 48, 3 5, 49, Salât 7, 25, Cihâd 90, Megâzi 80, Libâs 10, 11; MüsIim, Taharet 77, 79, 81, 82, (274); Muvatta, Tahâret 42, (1, 36); Ebu Dâvut, Tahâret 59; (149, 150; 151); Tirmizi, Tahâret 72, (97, 98, 99, 100); Nesâi, Tahâret 96, 97, 100, 87, (1, 82, 83, 84, 76).
3669 - Hz. Bilal (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) mestleri ve örtüsü üzerine meshetti."
3670 - Ebu Dâvud'un rivayetinde söyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihtiyaci için (araziye) çikardi. Ben de O'na su tasirdim. (Kaza-yi hâcet yapinca) abdest alirdi. Bu sirada sarigi ve "bot'' lari üzerine meshederdi."
Müslim, Tahâret 84, (275); Ebu Dâvud, Tahâret 59, (153); Tirmizi, Tahâret 75, (101); Nesâi, Tahâret 86, 96 (1, 75, 81).
3671 - Ebu Übeyde Ibnu Muhammed Ibni Ammâr Ibni Yâsir anlatiyor:
"Câbir Ibnu Abdillah (radiyallahu anh)'a mest üzerine meshetme hususunda sordum. "Ey kardesimin oglu, bu sünnettir '' buyurdu. Bunun üzerine sarik üzerine meshetme hakkinda sordum:
"Saça meshet!'' diye cevap verdi.''
Tirmizi, Tahâret 75, (102).
3672 - Cerir Ibnu Abdillah el-Beceli (radiyallahu anh)'nin anlattigina göre, Cerir, abdest alip mestleri üzerine meshedince, kendisine:
"Mest üzerine mesh mi yapiyorsun'' diye sormuslardir. O da:
"Evet demistir, ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i gördüm. Bevletti sonra abdest aldi. (Sira ayaklarina gelince, yikamayip) mestlerinin üzerine meshetti '' dedi.
Buhari, Salât 25; Müslim, Tahâret 73, (272); Tirmizi, Tahâret 70, (93); Nesâi, Tahâret 96, (1, 81).
A'mes der ki: "Ibrahim Nehâ'i dedi ki: "Bu hadis, Abdullah Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'un ashabini taaccübe (hayrete) sevkediyordu, çünkü Cerir (radiyallahu anh)'in müslüman olusu Mâide süresinin nüzülünden sonra idi."
3673 - Ebu Davud'un rivayetinde Cerrr söyle demistir: "Meshetmekten beni ne alikoyacak? Zira ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i meshederken gördüm!''
Bu sözü üzerine Cerir'e: "Bu, Mâide suresinin nüzûlünden önceydi'' dendi de su cevabi verdi: "Hayir! Ben kesinlikle Maide suresinin nüzûlünden sonra müslüman oldum."
Ebu Dâvud, Tahâret 59, (154).
3674 - Hz. Büreyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Mekke'nin fethedildigi gün, bes vakit namazin hepsini tek bir abdestle kildi ve mestlerine meshetti. Hz. Ömer (radiyallahu anh):
"Bugün, hiç yapmadigin bir seyi yaptin!'' dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Âmmden (bilerek) yaptim ey Ömer" cevabini verdi.''
Müslim, Taharet 86, (277); Ebu Dâvud, Tahâret 66, (172); Tirmizi, Tahâret 45, (61); Nesai, Tahâret 101, (1, 86). Tirmizi ve Nesai'nin rivâyetinde mesh'in zikri geçmez.)
3675 - Hz. Mugire (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) abdest aldi ve çoraplarinin ve ayakkabilarinin üzerine meshetti.
Ebu Dâvud, Tahâret 61, (159); Tirmizi, Tahâret 74, (99).
Ebu Dâvud der ki: "Ibnu Mehdi, bu hadisi rivâyet etmezdi. Çünkü Mugire (radiyallahu anh)'den bilinene göre Aleyhissalâtu vesselam mestlerine meshediyordu."
Yine Ebu Dâvud der ki: "Bu hadis Ebu Musa el-Es'ari (radiyallahu anh)
tarafindan da rivâyet edilmistir: "Aleyhissalatu vesselam çoraplari üzerine meshetti." Ancak bu rivâyet muttasil ve kuvvetli degildir, (zayiftir).
Ebu Dâvud der ki: "Çorap üzerine Ali Ibnu Ebi Tâlib, Ibnu Mes'üd, Bera Ibnu Azib, Enes Ibnu Mâlik, Ebu Ümame, Sehl Ibnu Sa'd ve Amr Ibnu Hureys (radiyallahu anhüm ecmain) ecmain de meshetmistir. Bu tatbikat Ömer Ibnu'I-Hattâb ve Ibnu Abbâs (radiyallahu anhüm)'dan da rivayet edilmistir.
3676 - Evs Ibnu Evs es-Sakafi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i bir kavmin kuyusuna gelmis, abdest alirken gördüm. Abdestini aldi, ayakkabilarina ve ayaklarina meshetti."
Ebu Dâvud, Tahâret 62, (160).
3677 - Mugire (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm mestin üst ve asagi kisimlarini meshederdi."
3678 - Ebu Dâvud'un rivayetinde söyle gelmistir: "Resulullah aleyhissalâtu vesselam mestlerinin sirtlarina meshederdi."
Tirmizi'nin bir baska rivâyetinde de böyle denmistir.
Tirmizi 72, 73, (97, 98); Ebu Davud, Tahâret 63, (161, 165); Nesâi, Tahâret 63, (1, 62).
3679 - Hz. AIi (radiyallahu anh) buyurdular ki: "Eger din insanin fikrine göre olsaydi, mestin altini meshetmek, üstünü meshetmekten evlâ olurdu. Ancak ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in mestin üstünü meshettigini gördüm."
Ebu Dâvud, Tahâret 62, (162).
3680 - Bir baska rivâyette söyle gelmistir: "Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi abdest alirken gördüm, ayaginin sirtini meshetti ve dedi ki: "Eger ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'i böyle yapar görmeseydim (ayagin altini meshetmeye daha Iayik düsünürdüm) dedi."
3681 - Bir diger rivayette de söyle gelmistir: "Ben, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in ayagin üstünü meshettigini görünceye kadar, dâima, altini meshetmenin evlâ oldugunu düsünürdüm."'
Ebu Dâvud, Tahâret (63, 162,163, 164).
3682 - Süreyh Ibnu Hâni anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anhâ)'ya mest üzerine meshetmekten sormaya geldim. Bana: "Sana Ebu Talib'in oglu (Hz. Ali) (radiyallahu anh)'yi tavsiye ederim, git ona sor. Zira o, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte seyahatlerde bulunmustur!" dedi. Bunnun üzerine gidip ona sordum. Su cevabi verdi:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), (mesh müddetini) yolcu için üç gün üç gece tuttu, mukim için de bir gün bir gece tuttu.''
Müslim, Tahâret 85, (276); Nesâi, Tahâret 99, (1, 84); Ibnu Mâce, Tahâret 86, (552).
3683 - Saffan Ibnu Assâl (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) yolcu oldugumuz zaman, bize mestlerimizi üç gün üç gece, cenâbet hali disinda küçük ve büyük abdest bozma, ve uyku sebebiyle çikarmamamizi emrederdi."
Tirmizi, Tahâret 71, (96), Da'avât 102, (3529, 3530); Nesâi, Tahâret 98, (1, 83, 84); Ibnu Mâce, Tahâret 86, (554).
3684 - Ubey Ibnu Imâre (radiyallahu anh) -ki bu Sahâbi, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte her iki kibleye namaz kilan ilklerdendir- anlatiyor: "Bir gün Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek sordum:
"Ey Allah'in Resulü! Mestlerimin üzerine meshedeyim mi? ''
"Evet!'' buyurdular. Ben tekrar:
"Bir gün mü?'' dedim.
"Bir gün!'' buyurdular. Ben tekrar:
"Iki gün (olsa)?'' dedim.
"Iki gün!'' buyurdular. Ben tekrar:
"Üç gün (olsa)?'' dedim.
"Evet! diledigin kadar!'' buyurdular.''
3685 - Bir rivayette de "..Hatta yediye kadar ulasti. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), sonunda:
"Evet! Sana uygun geldigi kadar!" buyurdular."
Ebu Dâvud, Tahâret 10, (158).
3686 - Huzeyme Ibnu Sâbit (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Mest üzerine meshetmenin müddeti yolcu için üç gündür. Mukim için bir gün bir gecedir!" (Bir baska rivayette su ziyade gelmistir):
"Biz bu müddetin uzatilmasini taleb etseydik, bize mutlaka uzatirdi.''
Ebu Dâvud, Tahâret 60, (157); Tirmizi, Tahâret 71, (95); Ibnu Mâce, Tahâret 86, (553).
ABDEST VE GUSÜLDE KULLANILACAK SU MIKTARI
6037 - Abdullah Ibnu Muhammed, babasi tarikiyle dedesi Akil'den naklediyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Abdeste bir müdd, gusle de bir sa' su yeterlidir" buyurmustu" dedi. Bunun üzerine orada bulunan bir zât Akil'e: "Bu kadar su bize yetmez" diye itiraz etti. Akil de: "Bu kadar su, senden daha hayirli, saçi da senden daha çok olan zata yetti" diye cevap verdi. Burada kastettigi kimse Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm idi."
ABDESTSIZ NAMAZ MAKBUL DEGIL
6038 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselâm'i söyle derken isittim: "Allah, temizlik olmadan namazi, çalinan maldan da sadakayi kabul etmez."
ABDESTI MUHAFAZA
6039 - Hz. Sevbân radiyallahu anh anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Her hususta dosdogru istikamet üzere olun; meyletmeyin. Ama buna güç yetiremezsiniz. Öyleyse bilin ki, en hayirli ameliniz namazdir. Kâmil mü'minden baskasi abdesti (hakki ile) muhafaza edemez."
6040 - Ebu Ümame radiyallahu anh, Resûlullah'tan naklen anlatmistir: "Istikamet üzere olun! Istikamet üzere olsaniz, bu ne iyidir! Amellerinizin en hayirlisi namazdir. Abdesti ancak kâmil mü'minler (hakkiyla) muhafaza ederler."
TEMIZLIGIN SEVABI
6041 - Abdullah Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulü denildi. Ümmetinden, görmedigin kimseleri (Kiyamet günü) nasil taniyacaksin?" Su cevabi verdi: "Ümmetim, abdest sebebiyle alinlarinda nur, kollarinda nur, ayaklarinda nur tasiyacaklar (bu nurla onlari taniyacagim)."
6042 - Humrân Mevla Osman Ibni Affan radiyallahu anhümâ anlatiyor: "Osman Ibnu Affan'i oturma yerlerine otururken gördüm. Abdest suyu istedi ve abdest aldi. Sonra da: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'i oturdugum su yerde oturmus, benim su abdestim gibi abdest aldigini gördüm. Abdestten sonra söyle demisti: "Kim su abdestim gibi abdest alirsa, geçmis (küçük) günahlari affedilir."
Resûlullah sonra sunu ilave etti: "Sakin gurura düsmeyiniz."
MISVAK
6043 - Ebu Ümame radiyallahu anh anlatiyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Dislerinizi misvaklayin. Çünkü misvak agiz için temizlik sebebidir, Allah'in rizasina vesiledir. Cibril her gelisinde bana misvaki tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kilacagindan korktum. Ümmetime zorluk veririm diye endise etmeseydim bunu onlara farz kilardim. Ben öyle (ciddi) misvak kullanirim ki, öndeki dislerimin (veya dis etlerimin) diplerinden kazinacagi endisesine kapilirim."
6044 - Hz. Ali radiyallahu anh buyurmustur ki: "Muhakkak ki agizlariniz Kur'ân'in yollaridir, onlari misvakla temizleyin."