Rablerinin rızâsını dileyerek Ona yalvaranlar
738. Ibni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Abdullah bin Revaha arkadaşlarıyla Allah'ı anarken Re-sûlullah (s.a.v.) onları ziyaret etti. Onlara, "Siz o kimselersiniz ki, yanınızda oturmaya sabretmemi Allah bana emir buyurdu" dedi. Sonra da şu âyeti okudum
"Sabah akşam Rablerinin rızâsını dileyerek Ona yalvaranlarla oturmaya sabret. Dünya hayatının zînetini arzulayıp da gözlerini onlardan çevirme. Kalbini Bizi anmaktan gafil kıldığımız, hevâ ve hevesine uyan ve işinde aşırılığa kaçan kimseye de boyun eğme."1
Resûlullah (s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti:
"Şunu bilin ki, siz burada kaç kişi iseniz, sizin sayınız kadar melekler de sizinle beraber oturuyorlar. Siz Allah'ı
Keh Sûresi, 28
teşbih ve tenzih ettiğinizde, onlar da size katılır, siz Allah'a hamd ettiğinizde onlar da hamd eder, siz tekbir getirdiğinizde onlar da tekbir getirirler. Sonra da Allah'ın huzuruna yükselirler. Allah sizin şu halinizi onlardan daha iyi bildiği halde Ona bunu şöyle ulaştırırlar:
"Ey Rabbimiz, Senin kulların 'Sübhanallah' dediler; biz de söyledik. 'Allâhü ekber' dediler; biz de söyledik, 'Elhamdülillah' dediler; biz de söyledik.'*
Rabbimiz de onlara, "Ey meleklerim! Şâhid olun ki, Ben onları bağışladım" der.
Onlar, "Onların arasında günah işleyen filan ve filan kulların da var" derler. Allah şöyle buyurur:
"Onlar öyle bir cemaattır ki, içlerinde bulunan hiç kimse eli boş dönmez."