Abdullah bin mübarek hazretleri anlatıyor:
Bir günaha düşüveririm korkusuyla kuran ayetlerinden başka bir söz konuşmayan şu müttaki hanımın hali ne kadar ibretlidir.
Abdullah bin mübarek hazretleri anlatıyor:
http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’ın beytü’l haramını (Kâbe’yi) haccetmiş ve peygamber sallâllâhu aleyhi ve selemin kabrini ziyaret etmek maksadıyla yola çıkmıştım. Yolda bir karaltı gördüm. Dikkatlice baktım, birde ne göreyim?! Sırtında yünden bir bürgü, başında da yünden bir başörtüsüyle yalnız bir kadın!.. kendisine:
“-esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatüh” diyerek selam verdim.
O da yasin suresinden:
“(bu da)çok esirgeyici rablerinden bir selamdır!”(yasin 58)okuyarak selamıma mukabele etti.
“-nereye gitmek istiyorsun?” diye sordum. İsrâ suresinin 1. ayetinden:
“…kulunu bir gece mescidi haram’dan alıp mescidi aksa’ya götüren…”bölümünü okudu. Anladım ki, kendisi haccetmiş, beytü’l makdis’e (kuddüs’e) gitmek istiyor. Kendisine:
“-sen kaç gündür buradasın?” diye sordum. Meryem suresinin 10. ayetinden:
“…Sen sapasağlam olduğun halde 3 gece...” kısmını okudu.
“-yanında yiyecek bir azığında yok?” dedim. Şura suresinin:
“beni yediren, içiren o dur!” mealli 79. ayetini okudu.
“-sen bu susuz çölde ne ile abdest alıyorsun?” diye sordum. Nisâ suresi’nin 43. ayetinden:
“…suda bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa teyemmüm ediniz!..” bölümünü okudu.
“-benim yanımda yiyecek var. Yemek ister misin?” dedim. Bakara suresi’nin 187. ayetinden:
“…sonra, akşama kadar oruç tutunuz.!..” bölümünü okudu.
“ –bu ay ramazan ayı değil ki?” dedim. Bakara suresinin 184. ayetinden:
“-seferde iftar bize mübah kılınmıştı ya?” dedim. Bakara suresinin 184. ayetinden:
“…eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” Bölümünü okudu.
“-niçin benim sizinle konuştuğum gibi konuşmuyorsunuz?”diye sordum. Kaf suresinin:
“insan hiçbir söz söyleyemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın!” mealli 18. ayetini okudu.
“-seni devene bindirip kafilene yetiştireyim.” Dedim. Bakara suresinin 197. ayetinden:
Onu bindirmek üzere hemen devemi hazırladım. Nur suresinin 30. ayetinden:
“müminlere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar!..”mealli bölümünü okudu.
Deveye binince zuhruf suresinin 13 ve 14. ayetlerinden:
Yola koyulunca da müzzemmil suresinin 20. ayetinden:
“…artık kur ’an dan kolayınıza geleni okuyun!..” mealli bölümü okudu. Bende:
“kime hikmet verilirse muhakkak ki ona pek çok hayır verilmiş demektir…” el-bakara 269 ayetinden ilhamla:
“sana çok hayır verilmiştir!” dedim. O da, bu ayetin devamındaki;
“…salim akıl sahiplerinden başkası iyi düşünmez!” El bakara269 mealli bölümünü okudu.
Nihayet kafileye yetiştik ve;
“-işte kafilen bu! Onun içinde senin kimin var?” dedim. Kehf suresinin 46. ayetinden:
“servet ve oğullar, dünya hayatının ziynetidir…”mealli bölümü okudu. Anladım ki kafilede oğulları vardı.
“-onların hac kafilesindeki vazifeleri nedir?” diye sordum. Nahl suresinin:
“daha nice alametler(yarattı). Onlar yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.” Mealli 16. ayetini okudu. Anladım ki oğulları kafilede kılavuzdurlar… Çadırları ve imaretleri işaret ederek:
“-şunlar içerisinde senin oğulların kimlerdir?” diye sordum. Nisa suresini 125. ayetinden:
“- ey İbrahim! Ey musa! Ey Yahya!” diyerek seslendiğimde, ay parçası gibi üç genç çıka geldi. Gelip oturduklarından anneleri onlara kehf suresinin 19. ayetinden:
“…şimdi siz birinizi gümüş para ile şehre gönderinde, baksın, (şehrin) hangi yiyeceği daha temizse ondan size bir erzak getirsin!..” mealli bölümü okudu. Gençlerden biri giderek yiyecek satın aldı, onu önüme koydular. Kadın, hakka suresinin:
“geçmiş günlerde işlediğiniz iyiliklerin karşılığı olarak afiyetle yiyiniz, içiniz!” mealli 24. ayetini okudu. Fakat ben kadının oğullarına:
“-şimdi annenizin halini bana haber vermedikçe yemeğiniz bana haram olsun!” dedim.bunun üzerine gençler: