Bayramlar ve Üstadın Bayramları...

Bayramlar, ehl-i imanın sevinç kaynağı olan hususiyetleri dolu dolu taşır. Birlik ve beraberlik menbaları olmanın yanı sıra, muhabbet unsurunu da beraberinde getirir ve yaşatır insanlara...

Özellikle, Mübarek Ramazan-ı Şerif’in ardından gelen Ramazan Bayramı çok daha büyük mânâ atmosferiyle doludur. Müslümanlar ve Müslüman milletler olarak mübarek Ramazan-ı Şerifin kudsiyetinin ardından bayramların güzel mânâlarını hep soluruz. Birçok güzel hususiyetlerin yaşandığı bayramlarda fert ve millet olarak bilinen ortak paydalar daha da temayüz eder ve kuvvet bulur. İnancımızın dünya ve ahiret hayatına yansıttığı güzel değerlerde birleşmekte, bizi millet olarak ayakta tutan önemli hususlar bayram vesilesiyle çok daha net görülür.

Bu yüzden bayramlar, Cenâb-ı Hakk’ın hususî ikramları olarak hayatımızda yer alır. Cenâb-ı Hak bayramları bütün ehl-i iman hakkında hayırlara vesile kılsın İnşallah.

ÜSTADIN BAYRAMLARI

İslâm’ın ve ehl-i imanın dert ve problemlerini beline ve başına yükleyen Hazret-i Üstad’ın bayramları da bir garip olmuştur. Bunu “Bana ıztırap veren yalnız İslâm’ın maruz kaldığı tehlikelerdir” sözünden anlamak da mümkün.
İslâm’ın dert ve çilesiyle yoğrulan eşsiz bir hayatın sahibi olan Üstad Hazretleri, çoğu bayramı, demir parmaklıklar arkasında veya sürgünlerde yaşamıştır. Meselâ, Emirdağ sürgünü sırasında bir mektupta şunları kaydeder:

“Bu yirmi sene kırk bayramımı münzevî, yalnız geçirdim. Artık yeter” (Emirdağ Lâhikası, s. 68)

Bir başka mektubunda ise, bayramda maruz bırakıldığı hâl ve vaziyeti şu cümlelerle ifade ediyor:

“Bayramın ikinci gününde teneffüs için kırlara çıktığım zaman ehemmiyetli bir memur tarafından beş vecihle kanunsuz bir taarruza maruz kaldım.” (Emirdağ Lâhikası, s. 64)

Sevinç ve mutluluk günleri olan bayramlarda dahi Hazret-i Üstad’a bayramları yaşatmayan zihniyetin, ne derece kof ve hain bir zihniyet olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Ne gariptir ki, mübarek gün ve gecelerden olan bayramların mutluluğunu yaşamayan Hazret-i Üstad, eserleriyle, milyonlara bu güzelim günleri yaşatmaya vesile olmuştur.

Hoş bir sadâ bırakarak şu fani âlemden huzura gitmiştir.
Mübarek hayatı ve hayatının en güzel meyvesi olan eserleriyle, kalp ve gönüllere bayram olmuştur.

Allah ondan razı olsun... Âmin.