Süleyman Hilmi Tunahan Hz. Kimdir?
SÜLEYMÂN HİLMİ TUNAHAN
http://bp0.blogger.com/_-7jucPa1k5s/...yahin_sht2.jpg
Sondevir din âlim ve velîlerinden.
Adı Süleymân Hilmi, soyadı Tunahan'dır.
Babası zamânın müderrislerinden Hâfız Osman Efendidir. Soyu FâtihSultan Mehmed Hanın "Tuna Hanı" olarak tâyin ettiği ve kendi kızkardeşi ile evlendirdiği İdris Beye dayanmaktadır. 1888 (H.1306)senesinde Silistre'nin Ferhatlar köyünde doğdu. 1959 (H.1379) senesindeİstanbul'da vefât etti. Karacaahmed Kabristanındadır.
Babası Osman Efendi tahsîliniİstanbul'da tamamladıktan sonra Silistre'ye giderek meşhûr Satırlı Medresesindeyıllarca müderrislik yaptı.
İlim ehli ve fazîlet sâhibibir âiledendünyâya gelen SüleymânHilmi Tunahan, ilk tahsîlini SilistreRüşdiyesinde ve Silistre Satırlı Medresesinde yaptı. Bilâhare tahsîlinitamamlamak için İstanbul'a gelerek Sahn-ı Semân (Fâtih) Medresesinekaydoldu. Fâtih dersiâmlarından ve o devrin meşhûr âlimlerinden BafralıAhmed Hamdi Efendi (BüyükHamdi Efendi)nin ders halkasına devâm etti.Zamânın usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl ettikten sonra 1916senesinde Ahmed Hamdi Efendiden birincilikle icâzet, diploma aldı. Dahasonra o zamanki tâbiri ile dersiâm (profesör) olarak yetişmek üzereSüleymâniye Câmii medreselerinden Medresetü'l-Mütehassısînin tefsîr vehadîs kısmına devâm etti.
Son derece parlak bir zekâya sâhib olanSüleymân Hilmi Tunahan, 1919 senesinde Medresetü'l-Mütehassısîn'denbirincilikle mezûn oldu. Aynı yıllarda Medresetü'l-Kuzâtı (HukukFakültesini) da üstün bir derece ile bitirdi. Böylece bir taraftan dersiâm diğer taraftan da kâdılık rütbelerine ulaşarak devrinin zâhirîilimlerini tamamladı. Mezûniyetini müteâkip İstanbul'da dersiâm olarak vazîfeye başlayan Süleymân Hilmi Tunahan bir müddet sonra medreselerinkapatılması üzerine vâizliğe tâyin edildi. Uzun müddet İstanbul'unSultanahmet, Süleymâniye, Yeni Câmi, Şehzâdebaşı ve Piyâle Paşa gibibüyük câmilerinde halka vâz ederek insanlara İslâmiyetin emir veyasaklarını anlattı.
Cevap: Süleyman Hilmi Tunahan Hz. Kimdir?
Uzun müddet İstanbul'un Sultanahmet, Süleymâniye, Yeni Câmi, Şehzâdebaşı ve Piyâle Paşa gibi büyük câmilerinde vâaz ederek insanlara İslâm'ı anlattı ve irşad vazifesine devam etti.. Tasavvuf yolunda Selâhüddîn ibni Mevlânâ Sirâcüddîn Efendi'nin sohbetlerine devâm ederek yetişti. Ebu'l-Fârûk Süleyman Hilmi Tunahan (ks) Hazretleri, yakın tarihimizde, zamanının İslâmî ilimlerini tahsil ederek, ilimde en ileri noktaya varmış; müderris, dersiâm, hukukçu, hadîs ve tefsîrde mütehassis bir İslâm âlimi, tasavvufta Nakşibendî silsilesinin 32. halkası Buhâralı Selâhüddîn ibn-i Mevlânâ Sirâcüddîn Hazretleri'nin en büyük halîfesi, vekîli, bu silsilenin 33. ve son halkasıdır.
İstanbul'da beş yüz yirmi dersiâmın (profesörlerin) iştirak ettiği bir toplantıda, dava arkadaşlarına ümit vermeye çalışır: "Bizler, elhamdülillah, bu milletin dinî hayatının idâmesi için kâfî geliriz; yeter ki her hocamız birkaç talebe yetiştirsin. Bu talebeler milletin dinî hayatını en az elli sene daha idâme ettirir." Süleyman Hilmi Efendi'nin gayretlerine son darbeyi ilgili makamlara ders verme yetkisi konusunda yazdıkları dilekçelerine gelen cevap indirir. Cevapta Tevhîd-i Tedrisât Kânunu hatırlatılmakta ve sert bir üslûp kullanılmaktadır. Cevabı gören yüzlerce dersiâm korku ve ümitsizlik içinde memleketlerine dönmüş ve onlarcası geçim gailesiyle hiç tecrübeleri olmayan mesleklerle rızk peşine düşmüştür. Bu manzara karşısında Süleyman Hilmi Efendi en azından nazının geçeceği arkadaşlarına birer ikişer talebe yetiştirmeleri konusunda ısrarcı olmuş, lakin onlardan gelen "neme lâzım" cevaplarıyla son destekçilerinden de ümit keserek, "İslâmiyet'le alâkalı hususlarda neme lâzım demek yoktur; bana lâzım, demek vardır." demiş ve hayatının rotasını çizmiştir.
Nezâketi ve edebi insanlara davranışlarında kendisini hemen belli eden, düşmanlarının dahi merhametine, nezaketine hayran kaldığı bir insandır. İstanbul'da takibata maruz kaldığı yıllarda bir Ramazan Kısıklı'daki evini gözetleyen memuru akşam hava kararmaya yüz tutunca yanına giderek çağırır, "Evlâdım biliyorum oruçsun. Yorulmuşsundur gel iftarı beraber yapalım." der ve görevli şahsa evinde iftar yaptırır. Bu şahıs daha sonra sohbetlerine katıldığı ve hep nezaket ve merhamet gördüğü Süleyman Hilmi Efendi'nin muhiplerinden olur.
Bulabildiği talebe veya cemaate bıkmadan, usanmadan ders verirdi. Adede itibar etmezdi. Bir gün Kur'ân öğretmek için gönderdiği bir talebesi, gittiği yerde okutacak kimse bulamamaktan şikâyet etti,"Efendim, sadece iki kişi vardı, onları da bırakıp geldim." deyince çok üzüldü. Ve biraz da celallenerek, "Evladım, nice peygamberler bu âlemden bir tek ümmet elde edemeden gittiler. Sen iki talebe bulmuşsun daha ne istersin!" diyerek, tekrar geldiği yere gönderdi.
Süleyman Efendi Hazretleri, hiç kimsenin dedikodularına ve kötülemelerine aldırış etmeden hak bildiği yolda ilerledi. Bir gün O'na; "Efendim, falancalar sizin aleyhinizde konuşuyorlar." dendi. "Elhamdülillah! Münafık olmaktan kurtulduk. Allah Resûlü başta olmak üzere, İslam büyüklerinin hepsinin aleyhinde konuşulmuştu. Eğer bizim aleyhimizde konuşulmazsa kendimizden şüphe ederdik." diye cevap verdi.Evet Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri bir Kur'an âşığıydı. Kur'an öğretmenin yasak olduğu 1930'lu yıllarda İstanbul'da amele pazarına gidiyor ve işçilere günlük ne kadar yevmiye istediklerini soruyordu. Günlük 1 liraya çalışan işçilere "Gelin size 3 lira vereyim. Bugün işiniz Kur'an öğrenmek olsun." diyordu. Gayreti çabası kadar malını da Kur'an öğretmeye harcıyordu. Çatalca'da tuttuğu çiftlikte işçileri talebeleri, talebeleri işçileri olmuştu.
Cevap: Süleyman Hilmi Tunahan Hz. Kimdir?
Üstad Bediüzzaman ve Tunahan hz...
Süleyman Efendi Hazretleri, hayatını Kur’ân öğretimine vakfetmiş, Kur'an ahlakını yaşayan ve İslamı çok iyi tanıyan Müslümanlar yetiştirmiştir. Dinden uzaklaşıldığı ve Allah'ın inkar edildiği bir dönemde insanları İslama davet etmiş ve samimi gayreti neticesinde Allah bir çok insanı onun etrafında toplamıştır. İnsanların irşadı maksadıyla hareket ettiği için Allah ona yardımcı olmuş ve eskiden 20-30 senede tahsil edilen ilimleri, 2 sene gibi çok kısa bir zamana sığdırarak; ilmin ve alimin yok olmak üzere olduğu bir zamanda, yüzlerce, binlerce din âlimi yetiştirmiştir. Talebelerin kalabileceği yurtlar açtırmış ve yüzlerce insanın maddi- manevi eğitimine vesile olarak büyük bir hizmet yapmıştır. Sık sık müslümanların içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek tüm müminleri uyarmış ve İslam ahlakının insanlar arasında yayılması için büyük gayret sarfetmiştir.
Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri, Said Nursi hazretleri ile de bağlantıya geçmiş ve hizmetlerinden onu da haberdar etmiştir. Üstad ise Süleyman Efendi'nin yaptığı hizmetlere takdir ve saygıyı şu sözlerle dile getirmiştir. "Bizim bugün başlıca vazifemiz; imanı muhâfazaya çalışmaktır. Bunu yapıyoruz. Biz tedris yapmıyoruz. İslamın esâsı, maddî ve manevî kurtuluşun kaynağı olan Kur’ân’ı Kerim’in okutulup, öğretilmesi ve yalnız Türkiye’ye değil, bu yolla bütün dünyaya yayılması işini, biraderim Süleyman Efendi ve onun tesis eylediği Kur’ân Kursları yapıyor. Hem de çok kısa zamanda yapıyorlar. Eskiden 10-15 senede öğrenilen İslamî ilimleri, şimdi Kur’ân Kursları 1-2 sene içinde öğretiyor. Âlim yetiştiriyorlar, fakîh yetiştiriyorlar, müfessir yetiştiriyorlar. Bu hal bir mucize-i Kur’âniyyedir."
Bediüzzaman'ın da belirttiği gibi Süleyman Hilmi Tunahan Efendi'nin çok büyük hizmetleri olmuştur. Bu hizmetleri yapabilmek için büyük zorluklara sabretmiş ve İslamın menfaatini her zaman kendi menaatlerinden üstün tutmuştur. 72 yıllık böylesine şerefli bir mücadelenin neticesinde ise yakalandığı şeker hastalığı nedeniyle 16 Eylül 1959 tarihinde İstanbul Kısıklı'daki evinde ahirete göç etmiştir. Süleyman Hilmi Tunahan ölmüş ancak fikirleri ve mücadesi yetiştirdiği yüzlerce ihlaslı ve şevkli müslümanın gayretiyle yıllar boyu sürmüş ve sürmeye devam etmektedir...
Cevap: Süleyman Hilmi Tunahan Hz. Kimdir?
emeğine sağlık kardeşim"ALLAH C.C." razı olsun..
"ALLAH C.C." cümlemize şefaatlerine nail eylesin..
dua ile...