Hakk’a Bakan Yüzün Güzel Olsun
Niyazi Mısrî k.s. Hazretleri, İrfan Sofraları adlı eserinin bir yerinde, sözlerine “ey seyyar!” diye başlıyor. Seyyar, Necmeddin-i Kübra k.s. Hazretleri’nin dervişana verdiği bir isim. Seyyar, gökyüzünde bir noktada sabit durmayıp, sürekli yörüngesinde ilerleyen yıldız anlamında. Bu söz Allah yolcusu dervişler için de kullanılıyor. Şunun için ki, Efendimiz s.a.v.’in, “bir mü’minin iki günü birbirine eşitse ziyan içindedir.” hadisi, müslümanların seyyar olması gerektiğini ortaya koymakta. Buna göre, yerinde sayan, yol gitmeyen ulema ve sufiler seyyar olamazlar. Yalnızca yerinde sabit duran bir lamba kadar ışık verirler.
İşte dervişleri seyyar olarak niteleyen Niyazi Mısrî k.s. Hazretleri buyuruyor ki:
“Ey seyyar! Ayın, bir güneşe bir de halka bakan yüzü vardır. Ayın güneşe bakan yüzü tamdır. Ne artar, ne eksilir. Dünyada insanlara bakan yüzü ise aynı kalmaz. Kalınlaşır, büyür, dolunay olur, küçülür kaybolur.”
“Oysa ay, dünya gibi gökte duran yuvarlak bir küredir. Verdiği ışık güneşin ışığıdır. Ayın kendinde büyüme küçülme yoktur. Büyüyüp küçülme ışığındadır. Bize bakan yüzünün eksik görülmesi güneşe bakan yüzünün tamamlığına zarar vermez.”
“İnsanoğlu kendisini ay gibi düşünmelidir. Çünkü insanoğlunun da iki yüzü vardır. Hakk’a bakan yüzü ve halka bakan yüzü. İnsanın Hakk’a bakan yüzü ayın güneşe bakan yüzü gibi olmalıdır. Ne ışığı, ne parlaklığı noksan olsun; ne büyüsün, ne küçülsün. Kalb-i selim, marifet, muhabbet ve aşk-ı ilâhi ile azamet-i ilâhiyyede sabit kalsın.”
“Halbuki insanoğlu, ayın insanlara bakan yüzü gibidir. Hakk’a bakan yüzü mamur olması gerekirken, halka bakan yüzü mamur olmuş, Hakk’a bakan yüzü ise bozulmuştur. İnsanlara bakan yüzüyle iltifat eder, ikram eder, riya yapar, çirkini güzel gösterir, noksanı tam gösterir. Elemi ve yeisi muhabbet; günahını itaat diye gösterir. Bundan dolayı da Hakk’a bakan yüzünün ışığı noksan olur.”
“Sen böyle olma. Hakk’a bakan yüzünde eksiklik olmasın. Halka bakan yüzünde yamalı elbise, elinde ibrikle İmam-ı Gazalî gibi ol. Bu bir noksanlık değildir. Varsın alem sana mecnun desin! Sen, Hakk’a bakan yüzünü güzel et.”
İşte Hak adamı böyle söylüyor. Ama biz, bütün bu hikmetli nasihatlerin aksine, ne yazık ki, halka bakan
Elbette yaşarken güzel ahlâkın gereğini yerine getirir ve insanlara iyi davranırız. Ama “seyyar” olanların gitmeleri gereken bir yol, ermeleri gereken bir maksudları var. Öyleyse halka bakan yüzümüzü mamur etmeye değil, Hakk’a bakan yüzümüzün kâmil olmasına çalışmamız lazım gelir.yüzümüzü ihya ederiz. Riyakârlık ile insanlara aziz görünür, amelimiz azken amel-i salih sahibi, yalanımız, zulmümüz çokken itimada şayan görünmeye çalışırız. Böyle davranışların Hak yolcusu olmaya çalışanlarla bağdaşmadığı ise aşikâr.
Dilaver Selvi
Cevap: Hakk’a Bakan Yüzün Güzel Olsun
emeğine sağlık müşfikun rabbim razı olsun