Osmaniye - Gezilecek yerler
GEZİLECEK YERLER
Müzeler ve Örenyerleri
http://www.osmaniye.gov.tr/upload/20...790-wince-.jpg
Karatepe - Aslantaş Açık Hava Müzesi
Kadirlinin güneydoğusunda olup ilçeye 22 kilometre, Osmaniye'ye 30 kilometre, Adana'ya ise 130 kilometre uzaklıktadır.
Tepenin zirvesinde, saray olduğu tahmin edilen iki tane yanmış bina harabesi ve zahire kuyuları mevcuttur. Kalenin biri güneybatısında, diğeri kuzeydoğusunda olmak üzere iki kapısı vardır. Güneybatısındaki giriş kapısında kırık parçalarla ekli iki aslan heykeli vardır. Sağ ve sol yan odacıklarda esmer ve açık sarı, sert taneli bazalt taş bloklar üzerinde duvar kaplaması niteliğinde, o günün inanç ve yaşayışını sergileyen çeşitli figür rölyefleri (taş kabartmalar)ve aynı metin olmak üzere, karşılıklı Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları mevcuttur. Kapı içinde ise yaklaşık üç metre boyunda fırtına Tanrısının heykeli bulunmaktadır. Kuzeydoğu kapısında insan başlı, aslan gövdeli, karşılıklı iki sfenks vardır. Sağ ve sol odacıklarda Güneş Tanrısı rölyefi ve diğer çeşitli rölyefler ile karşılıklı aynı metin olmak üzere, Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları mevcuttur.
Buradaki Finike (çivi) yazıları sayesinde, önceleri tam çözülememiş olan Hitit hiyerogliflerinin okunmasına imkan sağlayan bir anahtar ele geçmiştir. Dünya üzerindeki Hitit yazıları ilk defa burada okunmuştur. Bu yazılarının çözülmesiyle Anadolu'da M.Ö. 2000 yılına kadar giden hiyeroglif yazıların tamamı okunabilmiştir.
Karatepe-Aslantaş'taki eserler, açık hava müzesi kurularak eserlerin burada sergilenmesi yoluna gidilmiştir.
http://www.osmaniyekultur.gov.tr/resim/1-232102/111.jpg
Bodrumkale-Kastabala Şehri
(Hierapolis) Osmaniye iline 15 kilometre uzaklıktaki Kesmeburim köyü ve Bahçe köyü sınırları içindedir.
Kastabala'nın oldukça iyi durumda günümüze ulaşan antik yapı kalıntıları arasında en önemlisi sütunlu caddesi ve beş bin seyirci kapasiteli tiyatrosudur. Bunun yanı sıra iki kilise, kale, Roma hamamı, stadyumu, kentin dört bir yanını çevreleyen nekropolleri (Kaya oyma ve anıt mezarları) kentin yaklaşık 5 km kuzey - doğusunda Ceyhan nehri üzerindeki su kemeri kalıntısıyla Kastabala, Osmaniye'nin ve yörenin en önemli ören yerlerindendir.
Kaleler
Karatepe - Aslantaş Geç Hitit Kalesi
Kartepe-Aslantaş; Adana (bugün Osmaniye) ili, Kadirli ilçesi sınırlarında M.Ö. 8yy.da, yani Geç Hitit Çağında, kendisini Adana ovası hükümdarı olarak tanıtan Asativatos tarafından, kuzeydeki vahşi kavimlere karşı bir sınır kalesi olarak kurulmuş, Asativadaya diye adlandırılmıştır. Kalenin batısında, güney ovalardan Orta Anadolu yaylasına geçit veren bir kervan yolu, doğusunda Ceyhan Irmağı (tarihi Pyramos) bugün ise Aslantaş baraj gölü yer almaktadır.
http://www.osmaniyekultur.gov.tr/res...toprakkale.jpg
Toprakkale Kalesi
Kale ilk çağlarda Çukurova’yı Suriye’ye bağlayan Amanos/Demirkapı geçidini kontrol altında tutmak amacıyla inşa edilmiştir. Ceyhan, Osmaniye, Dörtyol yol ayrımına ve güneydeki geçide hakim 75 m. yüksekliğindeki bir kayalığın ve buna eklenen yığma tepenin üzerindedir.
Toprakkale iç kale ve etrafında yer alan dış sur duvarlarından oluşmaktadır.Kale duvarları sıralı moloz taş örtü niteliğinde siyah bazalt taşla inşa edilmiştir.İç kalenin sur duvarları genelde ayakta olmakla birlikte üst kotları yıkıntı halindedir.
Kalenin kuzeyinde, Adana yolu üzerinde, eski Kınık şehri (Öranşar) kalıntıları mevcuttur.
http://www.osmaniyekultur.gov.tr/resim/1-232106/88.jpg
Kaypak (Savranda) Kalesi
Osmaniye’nin doğusunda, Kaypak yolu üzerinde 30 km’lik asfalt yol ile bağlıdır. Kalecik barajının yanında yer almaktadır. Kalenin çevresi 800 metredir. Dikdörtgen biçiminde olup surları 7-10 metre, burçları ise 8-10 metre yüksekliktedir. 12 burcu ve kulesi vardır. Kale içerisindeki düzlük çam ağaçları ile kaplıdır. Kale meydanında su sarnıçları, bina kalıntıları vardır.
Düziçi ilçesindeki Haruniye kalesi, Saman kalesi, Kurtlar kalesi; Hasanbeyli İlçesinde Karafenk kalesi ve Savranda kalesi (Kalecik köyünde) kalıntıları bulunmaktadır.
Camiler
İlçe merkezinde bulunan ve M.S. 5. yy.da Romalılar döneminde inşa edilen Alacami (Kadirli) en önemlisidir. Bahçe ilçesindeki Ağacabey Cami görülmeye değerdir.
Korunan Alanlar
Osmaniye - Aslandağ Tarihi Milli Parkı
Yeri: Osmaniye İli Kadirli İlçesi
Ulaşım: Akdeniz Bölgesinde, Osmaniye İlinin Kadirli İlçesine 22 km. uzaklıkta ve Ceyhan ırmağının kenarında yer alan Milli Park'a Adana-Kadirli ve Adana-Osmaniye karayolu ile ulaşılmaktadır.
Özelliği: Anadolu'da Kızılırmak kavisli içerisine MÖ 2000 yıllarında yerleşen Hattilerin devamı olan Hititler, MÖ 1750'de krallık kurmuşlar ve MÖ 1450'de doğunun en önemli İmparatorluklarından biri olmuşlardır. MÖ 1200 yıllarında Deniz kavimleri tarafından yıkılan Hitit İmparatorluğu'nun merkez Hattuşaş (Boğazköy)'ı terk ederek güneydoğuya çekilen Hititler MÖ 8. yüzyılda Klikya bölgesine hakim olan Kral Asatiwada tarafından Karatepe-Aslantaş yöresinde bir Hitit Krallığı kurmuşlardır. Sınır kalesi olan Karatepe-Aslantaş ile Ceyhan nehrinin karşıyakasındaki Domuztepe'de görülen harabeler ve özellikle kuzey-güney kapıları ile kapı aslanları, kalıntıların en ilginç olanlarıdır. Ortaya çıkarılan eserler modern müzecilik anlayışına uygun olarak tarihi çevreleri içinde onarılarak açık hava müzesi haline getirilmiştir.
Karatepe-Aslantaş'ın diğer önemli özelliği de, burada yapılan kazı ve araştırmalarda Fenike alfabesi ile yazılmış Aram dilindeki çevirisi, Hitit hiyeroglif yazısının çözülmesine imkan vermiş olmasıdır.
Kızılçam, ılgın, meşe türleri ve maki florasının meydana getirdiği bitki örtüsü, karaca, domuz, çakal, tavşan, tilki, turaç, keklik gibi yaban hayvanlarının toplulukları ile Ceyhan nehrinde yayın ve sazan balıkları bulunmaktadır.
Görülebilecek Yerler: Roma ve Bizans döneminde de yerleşim gören alanda özellikle Pınarözü köyü yakınlarında bazilika tipinde bir tapınağın tabanında görülen çok renkli mozaikler üstün sanat değeri taşımaktadır. Nisan ve Kasım ayları arasında Park'ın arkeolojik ve tabii değerleri, açık hava müzesi görülebilir.
Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Sahada günübirlik piknik yapılabilir.Baraj gölü çevresinde mevcut patikalarda yürüyüş yapılabilir. Çadır ve karavan ile konaklama yapılabilir.
Mağaralar
Karapınar mevkiinde bulunan Çançan Mezar Mağaraları'nın Roma dönemine ait olduğu sanılmaktadır.
Yaylalar
Kadirli - Maksutoğlu Yaylası
Ulaşım: Kadirli - Andırın - Kahraman Maraş kara yolunun 12. kilometresinden kuzeye (sola) dönülerek, 33. kilometrelik stabilize yolla ulaşılır (toplam 45 km). Yaz aylarında günün belli saatlerinde Kadirli'den minibüs ve jeeplerle gidilebilir.
Özellikleri: 33 kilometrelik stabilize yol üzerinde; Akarca Yaylası, Koçlu (Avluk) Köyü, Paşaoluğu yaylası, Yoğunoluk (Katıralağı) köyü, Değirmendere ve Tahta gibi yayla köyleri de bulunmaktadır. Altyapısı kısmen tamamlanmış olan yaylada; elektrik ve telefon olup, kır kahveleri, bakkallar, kasaplar, et yemekleri sunan küçük lokantalar ve özel doktorlar hizmet vermektedir.
Yöre halkının temiz ve serin havasından yararlanmak için çıktığı yaylanın çevresi tamamen sedir ve köknar ormanları ile çevrilidir. Yaylada yöresel ahşap yayla evleri ile son yıllarda yapılan betonarme binalar, elma, armut, kiraz, vişne ve ardıç türü ağaçlarla iç içedir.
Maksut Oluğu yaylasından başlayıp Çardak - Gürlevik - Turna - Söğüt oluğu - Dokurcun -Beyoluğu - Çığşar yaylalarından geçerek Savrun çayının doğduğu Yedi gözler mevkiini de içine alan, ünlü yazar Yaşar Kemal'in İnce Memed romanına konu olan bu yaylalar çok sayıda çiçek, böcek, ve kuş türünü barındırmaktadır.
Konaklama-Yeme-İçme: Kamp yapmanın dışında yerli halkın kullandığı evler kiralanabilir.
Kadirli - Bağdaş ve Almacık Yaylası
Ulaşım: Kadirli İlçesinden 57 kilometrelik stabilize yolla ulaşılır. Yaz aylarında Kadirli'den minibüs bulunabilir.
Özellikleri: Kadirli ilçesine bağlı birçok köy ve orman içinden geçen güzel manzaralı 57 km. stabilize yolla ulaşılan Bağdaş Yaylası, iki tepe arasında kurulmuştur. Yaylanın çevresi çam, ardıç, köknar ve sedir ormanları ile kaplıdır. Elektrik, kır kahveleri ve bakkalların bulunduğu yaylada, yörenin yayla mimarisine uygun ahşap ve taş malzemeden yapılmış yayla evleri bulunmaktadır.
Konaklama - Yeme - İçme Çadır ve temel ihtiyaç malzemeleri getirilmelidir.
Kadirli - Beyoğlu - Savrun Gözü - Dokurcun ve Çığşar Yaylaları
Ulaşım: Kadirli İlçesinden 65 kilometrelik stabilize yolla ulaşılır. Yaz aylarında Kadirli'den minibüs bulunabilir.
Özellikleri: Toros dağlarının kuzeydoğu uzantısı olan Dibek dağlarının eteklerinde bulunan yaylalar, tamamen ardıç, köknar, sedir ağaçları, vahşi kayalıklar, yüksek dağ çayırları ile rengarenk kır çiçeklerinin açtığı doğa cennetidir.
Kayalıklarında yırtıcı kuşların (kartal, şahin, doğan) uçuştuğu bu yaylalar, ünlü yazar Yaşar Kemal'in roman kahramanı İnce Memed'in mekanı olmuştur.
Savrun Çayı kıyısında kurulan yaylalarda elma, armut, kiraz, vişne ve dut meyveleri yetişmektedir. Bol su kaynaklarının olduğu bu yaylalar kamp yeri olarak seçilebilir. Çığşar yaylasında bulunan Deli Öbek ve Harman Kaya denilen kütle kayalar tırmanış için idealdir.
Konaklama-Yeme-İçme: Çadır ve temel ihtiyaç malzemeleri getirilmelidir.
http://www.sosyaldeyince.com/video/1...ge002_0001.jpg
Zorkun Yaylası
Osmaniye - Zorkun ve Olukbaşı Yaylaları
Ulaşım: Osmaniye ilinin güneydoğusunda, Nur dağı eteğinde bulunan yaylalara toplam 26 km. asfalt yolla ulaşılır. Yayla mevsiminde Osmaniye ilçesi ile Zorkun yaylası arasında belediye otobüsü, minibüs ve taksiler yolcu taşımacılığı yapmaktadır.
Özellikleri: Yolun 16. kilometresinde bulunan Oluk Başı yaylası, çok şirin, çam ağaçları arasında, tamamen yörenin ahşap yayla evleri ile kurulmuştur. Zorkun yaylası ise çok geniş bir tabana yayılmıştır. Çam ve ardıç ağaçları içerisine kurulmuş olan yaylada, ahşap yayla evlerinin yanında çok değişik mimari tarzda yapılmış villalar ve diğer evlere rastlamak mümkündür. Alt yapısı büyük ölçüde tamamlanmış olan Zorkun yaylasında, yaz aylarında seyyar sağlık ocağı ile seyyar jandarma karakolu görev yapmaktadır. Osmaniye, Ceyhan, Kadirli ilçeleri halkının yoğun olarak rağbet ettiği yaylada; bakkallar, kır kahve ve lokantaları, kasap, manav, fırın bulunmaktadır.
Konaklama-Yeme-İçme: Yaylada yeme-içme ve alışveriş yerleri bulunmaktadır. Yöre halkı yayla evlerini kullanmaktadır.
Hasanbeyli - Alman Pınarı Yaylası
Ulaşım: Hasanbeyli ilçesine 4 kilometrelik asfalt yolla ulaşılmaktadır.
Özellikleri: Bu bölgenin en eski yaylalarından olan Alman Pınarı, bağlar ve bahçeler arasında kurulmuştur.
Konaklama-Yeme-İçme: Kır lokantaları, kahve, bakkal ve fırınların hizmet verdiği yaylada kamp kurarak, piknik yapılabilir.
Kuş Gözlem Alanı
Asi Havzaları
Nur Dağları
İl:Hatay, Osmaniye
İlçeler: Dört yol, Hassa, İskenderun, Kırıkhan, Belen, Osmaniye Merkez
Yüzölçümü: 21,5
Rakım: 1000 - 2262 m
Koruma: kısmen
Başlıca Özellikleri: göç geçidi, orman
Osmaniye - Gezilecek yerler Karatepe-Aslantaş Açıkhava Müzesi
Karatepe-Aslantaş Açıkhava Müzesi
Osmaniye, Kadirli ilçesi sınırları içerisinde bulunan MÖ.VIII.yüzyılda, Geç Hitit Çağı’nda Hitit Kralı Asivatas tarafından kuzeyden gelecek saldırılara karşı bir sınır kalesi olarak kurdurduğu Asitivada (Aslanta-Karatepe) Kalesi’nin çevresi günümüzde Açıkhava Müzesi’dir. Karatepe Adana’nın yaklaşık 100 km. kuzeydoğusunda, Kadirli ilçesinin 25 km. güneydoğusunda olup, Ceyhan Nehri’nden de 22 m. yüksekliğinde, doğal bir tepenin üzerindedir. Çukurova’yı sınırlayan Toros Dağları’nın eteklerinde Ceyhan Nehri’nin her iki kıyısında yer alan ve strateji yönünden de müstahkem bir mevki olan Karatepe, aynı zamanda Akyol denilen eski bir kervan yoluna da hâkimdir. Günümüzde doğusunda Aslantaş Baraj Gölü bulunmaktadır.
Karatepe, 1946 yılına kadar bilinmeyen bir yer iken, Saimbeyli’den koyun otlatmaya gelen çobanlarca tesadüfen bulunmuş ve öğretmen Ekrem Kuşçu tarafından Adana Müzesi Müdürü Naci Kum’a bildirilmiştir. 1946 yılında Alman arkeolog Prof.Dr. H.Th.Bossert başkanlığında kazı çalışmalarına başlanmıştır. Halen bu çalışmalar Prof.Dr.Halet Çambel tarafından yürütülmektedir.
Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi’nin bulunduğu yer, Anadolu’daki diğer ören yerlerinden çok farklıdır. Burası, Aslantaş Barajı’nın yapılmasıyla üç tarafı baraj golüyle çevrili olup, baraj gölü ve Andırın Ovası’na hakim bir tepede bulunmaktadır.
Müze, bir yarımada şeklindeki burun üzerinde ve etrafı ormanlarla kaplıdır. Karatepe, Çukurova’yı Andırın-Göksun üzerinden İç Anadolu’ya bağlayan ve “Akyol” (Ağ-yol-Kocayol) diye anılan tarihi kervan yolunun üzerindedir. Bu yol; Hititlerden önce, Hititler döneminde ve Haçlı Seferleri sırasında kullanılmıştır. Yakın zamanlara kadar Yörüklerin göç yolu da olmuştur. Yerli halk, aslan heykellerinden dolayı buraya “Aslantaş” demektedir. Fakat ülkemizin diğer yerlerinde de pek çok Aslantaş vardır. Diğerlerinden ayırt edilmesi için, örenyerine en yakın topografik noktanın “Karatepe” olmasından dolayı buraya “Karatepe-Aslantaş” denmesi daha uygun görülmüştür.
Kurucusundan dolayı Asativadaya adını alan bu yer, M.Ö. 725-720 tarihlerinde Asur kralı 5. Salamonsor veya M.Ö. 680 yılında Asarhaddon tarafından ele geçirilmiş, yakılıp, yıkılmıştır. Yıkılan kale sur duvarlarının kalınlığı 2-4 m. genişliğinde, kalenin iç ve dış duvarları ise 4 ile 6 metre yüksekliğindedir. Kuru, harçsız yapılan çift duvar arasındaki boşluk taş, moloz ve toprakla doldurulmuştur. Kalenin doğu-batı çapı 196 metre, kuzey- güney çapı ise 376 metredir. Kale, 18-20 m. aralıklarla tespit edilebilen 28, tespit edilemeyen 6 olmak üzere 34 adet dikdörtgen burçlarla desteklenmiştir.
Tepenin zirvesinde, saray olduğu tahmin edilen iki tane yanmış bina harabesi ve erzak kuyuları bulunmaktadır. Kalenin, biri güney-batısında, diğeri kuzey-doğusunda olmak üzere iki kapısı bulunmaktadır. Güney-batısındaki giriş kapısında kırık parçalarla ekli iki aslan heykeli vardır. Sağ ve sol yan odacıklarda esmer ve açık sarı, sert taneli bazalt taş bloklar üzerinde duvar kaplaması niteliğinde, o günün inanç ve yaşayışını sergileyen çeşitli figür rölyefleri (taş kabartmalar) ve aynı metin olmak üzere, karşılıklı Finike (çivi) ve Hitit hiyeroglif yazıları bulunmaktadır. Kapı içinde ise yaklaşık üç metre boyunda Fırtına Tanrısı’nın heykeli bulunmaktadır. Kuzeydoğu kapısında insan başlı, aslan gövdeli, karşılıklı iki sfenks vardır. Sağ ve sol odacıklarda Güneş Tanrısı rölyefi ve diğer çeşitli rölyefler ile karşılıklı aynı metin olmak üzere, Çivi yazılı ve Hitit hiyeroglif yazıları bulunmaktadır.
Kale kapılarının iç duvarları bazalt bloklara işlenmiş arslanlar, sfenksler, yazıtlar ile günün inanç ve yaşayışını sergileyen kabartmalardan oluşan duvar kaplamaları ile kaplanmıştır.
Bugüne kadar bilinen Fenike ve Hiyelogrif (Luvca) yazı sistemlerindeki en uzun çift dilli metin birer kere her iki kapı binasına; Fenikece 3. bir örneği de kutsal heykel üzerine işlenmiştir. Böylelikle, Fenike metninin okunabilmesi sayesinde, henüz tam anlamıyla çözümlenmemiş olan, Anadolu'da MÖ.2000’in başlarına kadar geri giden hiyerogliflerin çözümüne olanak sağlayan bir anahtar ele geçmiş oldu. İşte bu yüzdendir ki Karatepe-Aslantaş yazıtları Mısır hiyerogliflerinin okunmasını sağlayan ünlü Rosetta taşına benzetilmiş, uluslararası bir üne kavuşmuştur. MÖ.2000’de Anadolu'ya hâkim olan, başkenti bugünkü Boğazköy (Hattuşaş) olan Hitit İmparatorluğu MÖ.1200 yıllarında “Deniz Kavimleri” baskını sonucunda parçalanıp dağıldıktan sonra, Toroslar’ın güneyinde Malatya, Sakçagözü, Maraş, Kargamış, Zincirli gibi bazı krallıklar kurulmuş, bunlar daha sonra, çeşitli aşamalarda Asurluların eline geçmiş yağmalanmışlardır.
Asativatas'ın hükümdarlığı bu döneme rastlamaktadır.
Kurduğu kale de büyük olasılıkla Asurlular tarafından MÖ.720 sıralarında Salmanasar V., ya da MÖ.680 yıllarında Asarhaddon tarafından yakılıp yıkılmış ve terkedilmiştir.
Karatepe kabartmalarında günlük yaşamdan alınma sahnelerin yanı sıra dinsel ve mitolojik sahnelere de yer verilmiştir.
Kale kapılarındaki arslan ve sfenksler, kabartma olarak işlenmiş boğa başlı insanlar, kartal başlı demonlar, cinler, boğa üzerinde Tanrı tasviri, bir elinde kuş, bir elinde tavşan tutan kırların koruyucu Tanrısı bunların başında gelmektedir.
Ayrıca kabartmalar arasında savaş sahneleri, karada ve suda avlanan avcılar, müzik ve oyun sahneleri peş peşe sıralanmıştır.
Karatepe kitabeleri arasında, Kral Asativatas’ın sözlerini içeren kitabe de bulunmakta olup, bu kitabe arkeolojide Asitavatas’ın Seslenişi olarak tanımlanmaktadır:
”Ben gerçekten Asativatas'ım, Güneşimin adamı, Fırtına Tanrısı'nın kulu, Avariku'sun büyük kıldığı, Adanava hükümdarı.
Beni Fırtına Tanrısı Adanava kentine ana ve baba yaptı ve Adanava kentini ben geliştirdim.
Ve Adanava ülkesini genişlettim, hem gün batısına, hem de gün doğusuna doğru.
Ve benim günümde Adanava kentine refah, Tokluk, rahatlık tattırdım ve Pahara depolarını doldurdum.
Ata at kattım, kalkana kalkan, orduya ordu kattım, her şey Fırtına Tanrısı ve Tanrılar için.
Çalımlıların çalımını kırdım. Ülkede kötü olanları ülke dışına attım.
Kendime bey konakları kurdum, soyumu rahata kavuşturdum ve baba tahtına oturdum, bütün krallarla barış kurdum.
Krallar da beni ata bildiler, adaletim, bilgeliğim, ve iyi yüreğim için.
Bütün sınırlarımda güçlü kaleler kurdum, kötü kişilerin, çete başlarının bulunduğu sınırlarda;
Mopsos evine boyun eğmeyenlerin hepsini ben , Asativatas, ayağımın altına aldım.
Buralardaki kaleleri yok ettim, kaleler kurdum ki Adanavalılar rahat ve huzur içinde yaşaya.
Gün batısına doğru benden önceki kralların alt edemediği güçlü ülkeleri alt ettim.
Ben Asativatas, bunları alt ettim, kendime kul ettim ve onları ülkemin gündoğusuna doğru, sınırlarımın içine yerleştirdim.
Adanavalıları da buraya yerleştirdim.
Ve günümde Adanava sınırlarını gerek gün batısına, gerekse gün doğusuna doğru genişlettim.
Öyle ki, önceleri korkulan yerlerde, erkeklerin yola gitmekten korktukları ıssız yollarda, günümde kadınlar kirmen eğirerek dolaşmaktadır.
Ve benim günümde bolluk, tokluk, rahat ve huzur vardı.
Ve Adanava ve Adanava ülkesi huzur içinde yaşıyordu.
Ve bu kaleyi kurdum ve ona Asativadaya adını vurdum, Fırtına Tanrısı ve tanrılar beni buna yönelttiler.
ta ki bu kale Adana ovasının ve Mopsos evinin koruyucusu olsun.
Günümde Adana ovası topraklarında bolluk ve huzur vardı,
Adanava'lılardan günümde kılıçtan geçen kimse olmadı.
Ve ben bu kaleyi kurdum, ona Asativadaya adını vurdum.
Oraya Fırtına Tanrısı'nı yerleştirdim ve ona kurbanlar adadım; yılda bir öküz, çift sürme zamanı bir koyun, güzün bir koyun adadım.
Fırtına Tanrısını takdis ettim, bana uzun günler, sayısız yıllar ve bütün kralların üstünde büyük bir güç bahşetti.
Ve bu ülkeye yerleşen halk öküz, sürü, bolluk ve içkiye sahip oldu.
Dölleri bol oldu, Fırtına Tanrısı ve tanrılar sayesinde.
Asativatas'a ve Mopsos evine kulluk ettiler.
Ve eğer krallar arasında bir kral, prensler arasında bir prens, hatırı sayılır bir insan Asitivatas’ın adını bu kapıdan siler, buraya başka bir ad yazar.
Bunun ötesinde bu kente göz diker ve Asativatas'ın yaptırdığı bu kapıyı yıkar, yerine başka bir kapı yapar ve ona kendi adını vurursa, aç gözlülük, kin ya da hakaret amacıyla bu kapıyı yıkarsa, o zaman Gök Tanrısı, Yer Tanrısı Ve Evrenin Güneşi ve bütün tanrıların gelen kuşakları Bu kralı, bu prensi ya da hatırı sayılır kişiyi Yeryüzünden sileceklerdir.
Yalnızca Asativatas'ın adı ölümsüzdür, sonsuza dek, Güneşin ve Ayın adı gibi.”
Alıntı:
Kenthaber Kültür Kurulu