-
Hadislerin Şerhi
"Ademoğlu Beni yalanladı1' denilirken, bunlardan bazıları kas*tedilmektedir ki, onlar da yeniden dirilişi inkar edenlerdir. Yahut bu ifade ile cins, yani Ademoğullarmdan gelenler kastedilmiş ola*bilir.
"Hakkı olmadan" demek "Ademoğlunun Beni yalanlamaya hakkı yoktur" demektir.
Allahü Teala'mn burada, bir şeyi tekrar diriltmenin, onu yok*tan varetmekten zor olmayacağını bildirmesi, insanların, akılları icabı bunu anlamalarını istemesi manasınadır. Esasında Allah nazarında ikisi de aynıdır, O bir şeyi yaratmak istediğinde ona "ol" der, o da oluverir.
Kişinin Allah Tealaya oğul isnad etmesinin kötü söz olması ise, bu iddia Allahü Tealaya noksanlık nisbet etmek olduğu içindir.Çünkü çocuk, kendisini sulbünde taşıyan, sonra bir ana rahmine koyan babadan meydana gelir. Bunun öncesinde nikah olması gerekir. Allahü Teala bütün bunlardan münezzehtir.
"Doğurmadım, doğurulmadım". Çünkü Allahü Teala kendi zatıyla vardır. O, ezelîdir, bütün varlıklardan önce O var idi. Doğurulan her şey sonradan olduğu için, Allahü Teala Hakkında doğurulma özelliği mümkün değildir.
Şeyh îzzeddin ibnu Abdüsselam Rahmetullahi Aleyh şöyle söylemiştir: Allah'tan nefy edilen şeyler iki kısımdır: Birincisi; uyku, uyuklama, ölüm gibi noksan sıfatlar, ikincisi; O'nun kema*line ortak koşulması hali, şirk.
Ayet-i kerime'de: "Doğurmamıştır, doğurulmamıştır" denilir*ken noksan sıfatlar nefyedilmektedir. Çünkü doğuran da, doğur-tan da cisimden oluşurlar. Aynı zamanda bunlar, değişikliğe ma-
ruz kalanlardandırlar. Değişikliğe maruz kalma hali de Allah'a yakışmayacak bâr noksanlık halidir.,
Baba ile oğlunun durumu, oğulurş babanın aynısı olduğu husu*suna delalet ederse, o zaman, kemal sıfatına ortak koşma yönünden nefyi gerekir.
Ebu Abdullah el-Buharî Rahmetullahi Aleyh şöyle demiştir:
Yüce Allah'ın "Allah samed'dir" sözünde geçen 'samed' keli*mesini Araplar, ileri gelen kişilerini isimlendirmede kul*lanırlardı.
Ebu Seleme'nin kardeşi Ebu Vail de 'samed' en üst mertebeye çıkmış efendidir, diyor.
îbnu Abbas Radiyallahü Anh, şöyle demiştir: O, bütün ya*ratıkların ihtiyaçlarını kendisine arzetmeleri itibariyle sameddir. O, bu sıfatla mutlak manada mevsuftur. O, yaratıklarından, her bakımdan müstağnidir. O'ndan başka her şey ise her bakımdan O'na muhtaçtır.
el-Hasen ve Katade: O'nun yaratıklarından sonra baki olması itibariyle 'samed' sıfatı aldığını söylemişlerdir. Yine el-Hasen 'samed'in her zaman diri ve baki olan, hiç zeval bulmayacak olan manası taşıdığını söylemiştir
Dahhak ve es-Suda 'samed'in hiçbir ihtiyacı olmayan an*lamında olduğunu söylemişlerdir.
Abdullah ibnu Yezîd de, "samed, parıldayan ışık anlamındadır" demiştir.
Bu sıfatların hepsi Allahü Teala hakkında geçerli ve uygun sıfatlardır.
Kastallanî, Futuhu'1-Gayb adlı kitabında Gazalî'den naklen şöyle söylemiştir: "Allah birdir" sözü Allah'ın kendi mukaddes ve münezzeh zatını isbatma delildir. Samed'lik sıfatı ise Allahü Teala hakkında bütün ihtiyaçların nefyini, yani Allah'ı her türlü ih*tiyaçtan müstağni olarak bilmeyi, kendinden başka her şeyin de O'na muhtaç olduklarım bilmeyi gerektirir,
Allah ihlas suresinde başkalarının kendi hakkında söylediği noksan sıfatları zatından nefyetmiştir. Allahü Teala'yı bilmenin en açık yolu yaratıklara ait sıfatları O'ndan nafyetmek, yani O'nu bu gibi sıfatlardan münezzeh bilmektir.