Kıraatte Tertîl Ve Yüce Allah'ın: "Kur'ân'ı Tertîl İle (Yânı Açık Açık, Tane Tane) Ok
Ve yine Yüce Allah'ın: "5/z onu bir Kur'ân olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki> insanlara karşı onu dura dura (ağır ağır, tane tane) okuyasın..±" (ei-îsrâ: ioö) kavli;ve mekruh olan okuyuşun, şiirin kesik kesik sür'atle okunması gibi Kur'ân'ın çabuk çabuk okunması olduğu. "Fîha yufraku" (ed-Duhân: 4), "Yufassalu" demektir.
İbn Abbâs: "Faraknâhu" (ei-tsrâ: ioö), "Fassalâhu" demektir, dedi .
65-.......Ebû Vâil Şakîk ibnu Seleme şöyle dedi: Biz kuşluk vakti Abdullah ibn Mes'ûd'un yanma gittik. Bir kimse: — Ben dün gece el-Mufassal'ı okudum, dedi. Bunun üzerine İbn Mes'ûd: — Şiir okuyuşu gibi çabuk çabuk okudun. Bizler kıraati işittik.
Ve ben Peygamber'in okumak i'tiyâdmda olduğu uzunlukta birbiri*ne yakın olan sûreleri el-Mufassal grubundan on sekiz sûreyi ve "Hâ Mîm" ailesinden iki sûreyi elbette ezberimde tutmaktayım, dedi.
66-....... İbn Abbâs (R) "Onu acele etmen için dilini onunla
depretme "(d-Kıyâme. 16) kavli hakkında şöyle dedi: Rasûlullah (S), Cib*ril kendisine vahy getirdiği zaman, vahyi çabuk ezberlemek kasdıyle dilini ve dudaklarını kımıldatırdı, bu da kendisine şiddetli olurdu da kendisine vahy geldiği bundan anlaşılırdı. Bunun üzerine Allah "Lâ uksimu bi-yevmVl-kıyâmeti" Sûresi'ndeki şu âyetleri indirdi:
"Onu acele etmen için dilini onunla depretme. Onu toplamak, onu okutmak şübhesiz bize âiddir. Öyleyse biz onu okuduğumuz va*kit, sen onun kıraatine uy" (yânî: Biz onu indirdiğimiz zaman sen yalnız dinle). "Sonra onu açıklamak da hakikat bize âiddir".
İbn Abbâs: "Onu senin lisânınla beyân etmek bize âiddir" dedi.
Ve yine İbn Abbâs: Cibril O'na geldiği zaman sessizce dinler, o gittiği zaman ise Allah'ın O'na va'd ettiği gibi gelen vahyi okurdu, dedi