ALLAH (c.c) Dostlarını Sevmek, Onlarla Beraber Olmak
Kalp yumuşaklığını zikir ehlinin sohbetlerine devamda ara.
Hayat Bin Kays (k.s)
Sert bir ağacı ateşte ısıtarak, yumuşatarak ona istediği şekli verecek olan usta; ağacı ateşte fazla tutup yakmamak ve şekil verirken de kırmamak mecburiyetindedir. Hüner esasen buradadır.
Bu; ne derin bir hikmet, tefekkür ve ibret meselesidir. En vahşi, yırtıcı hayvanlar bile dirayetli bir mürebbinin ateşli terbiyesi altında fıtri vahşetlerinden çıkıp, munisleşip ehilleşmiyorlar mı? Aynı işi bu mesleğin ehli olmayan bir başka insan yapabilir mi?
İnsan ise, canlı, idrak ve akıl sahibi olması haysiyeti ile bu
misallerin tamamıyla üstünde, bizatihi hakikat haldedir. Konuşan, düşünen, gören, his eden tefrik ve temyiz eden bir mahluk olması hasebi ile... Ama; ne yazık ki,hakikat böyle değildir. İnsanın kabiliyet ve isti'ad sahibi olmanın yanında cansız bir madde katılığından daha inatçı bir sertlikte olanı çoktur.
Türlü madenleri ve vahşi mahlukatı nasıl, yetişmiş ustalar ve mürebbiler terbiye ede ede matlüb ve güzel bir hale getiriyorlar ise; insan kalpleri üzerinde de ma'nevi ve ruhani tesirleri ile tecelliler husule getiren dert ve zikr ehilleri vardır. Bu gibi zevatın sohbet halkalarına girmek bahtiyarlığına eirşen nice insanın kalpleri yumuşamış, letafet kesb etmiş, ALLAH (c.c) Hazretlerinin muhabbeti ile hayat bulmuş, Mevla'nın ismi pakini durmadan zikr eder olmuştur.
Kalpleri yumuşatan o zikr ehilleri, insana (HAK) nazarı ile bakarlar, (HAK) kelamı söylerler. Onların nazarları (Kimyayı saadet) sözleri (iksr-i hayat) dır. Yüzlerinde nur, hallerinde sürur vardır.
Ehli zikrin meclisinde kibr, gurur, nifak, haset yoktur. Onun içindir ki, onların meclisi ve o mecliste oturanlar, ömürlerini boşa geçirmeyerek alıp verecekleri her nefesi, süslemesini ihya etmesini ganimet bilen uyanık gönüllüler, onların sohbetleri ile dirilirler.
Dostumuzu seçelim.
Kimseden faide olmadığını bilelim. (O)'na dost kim ise, (O) kime "dost" demiş ise, ona sarılalım, (Yar)'ın muhabbetli, (O)'nun muhabbetini terennüm edip duran ile konuşula konuşula hayat bulur. (O)'nun sohbetini yapmasını bilen, dinleyicisini şeyda kılar.
Ömür kısadır, o kadar kısadır ki; göz açıp kapama zamanı,ondan uzundur. Kim bir dakika sonrasından emindir?..
Mademki her nefesimiz (O)'nun ile geçecektir, ve mademki bir dakikamızdan bile emin değiliz. Öyle ise (O)'nsuz bir nefes alamayız. Almaya hakkımız yok.
Şu pek kısa hayatımızda manevi saadetimizi takviye için hakiki hak dostları edinmeye muhtaç ve mecburuz. Bize dost olacak insan; ALLAH (c.c) sevgisi ve korkusu olan kimsedir.
Mutlak (O)'nu aramaya mecburuz. Selametimiz, huzurumuz, zevkimiz öyle bir dosta el uzatmaktadır.
(O)'nu sevmeyen, "ALLAH" demeyen, (O)'nun dostu olmayan kimse, kimseye hakiki mânâda, tam bir dost olamaz. Yeryüzünde (O)'nu seven bir tek kişi dahi kalmasa; insanlığını bilene, hakikate vâkıf olana ALLAH (c.c) yeter.
(O)'nu seveni aramalıyız. Elimizi; (O)'nun ateşi ile yanan boynu bükük, gözü yaşlı olanların eline bırakmalıyız. Beşeri hevesatını körükleyen, hayatı ziyan olup giden, Hâlıkına yarar küçücük bir hizmeti bulunmayana ALLAH (c.c) dost değildir ki, biz dost olalım. Bize; (O)'nun sevdiğini, kendine dost kıldığını bulmak düşer. Bu gök kubbe altında, hatta pek yakınlarımızda bile böyle nice dost dolaşır.
Enbiya ve evliyanın varisleri olan bu seçilmişlerden birini bul! Ona müdavim ve teslim ol! Hayat ve ruh dolu yüzüne bak. O yüz bakdıkça letafetini yansıtır. Sözünü can kesilerek dinle. Muhtaç ve kurak gönlünü o ehl-i dilin diriltici kelamı ile gıdalandır.
Kalp yumuşamadıkça insan fazilete, kemale vasıl olamaz, ilahi sevgiyi duyamaz. Muhammedî sevgiye ulaşamaz. Gözü bu tatlı haller ile yaş dökemez.
Ey aziz dost! Durma... Sana hayat verecek olan bu saadetli hali eline geçirebilmen için ehl-i zikrin sohbetine devamı kendine adet edin.
Onların mahremi ol... Kalbini yumuşatacak, ona nazargah-ı ilahi olacak gıdayı oradan al.
Hazret-i ALLAH (c.c) cümlemizi bu saadete eriştirsin.
Ya Rabbi! Bizi, kendine dost kıldıklarına ulaştır. Onların sohbetiyle dirilt. Lütf edip getirdiğin şu alemde seni düşünmeden ve anmadan nefes aldırma. Gözümde sen, sözümde sen, özümde sen olan o ehl-i derdin hali ile hallendir ve emanetini, bu hal içinde iken al.
ALLAH'ım! Ehlüllah'ın şerefine, saygı değer kimselerin hürmetine, hakkın da (elem neşrah leke sadrak) buyurduğun çok şerefli Peygamberin hürmetine (s.a.v) göğsümüzü hidayet ve imanla aç, tıpkı onun göğsünü açtığın gibi. İşimizi onun işini kolaylaştırdığın gibi kolaylaştır. Bizi sana götüren itaat yolunu kolaylaştır. Bizi gafletimizden dolayı sorumlu tutma, günlerimizi sana yaklaştıracak itaatlerle değerlendirmeye de bizleri muvaffak kıl.
ALLAH'ım Muhammed ve Âline salât ve selam eyle.
Amin...
Cevap: ALLAH (c.c) Dostlarını Sevmek, Onlarla Beraber Olmak
Allah c.c. razı olsun abim emeğine gönlüne sağlık...