Çağırana "Lebbeyke Ve Sa'deyke" Sözleriyle Cevâb Veren Kimse Babı
39-....... Bize Hemmâm ibn Yahya, Katâde'den; o da Enes(R)'ten tahdîs etti ki, Muâz ibn Cebel (R) şöyle demiştir: Ben Peygamber(S)'in devesinin arka tarafına binmiştim. Beni:
— "Yâ Muâz!" diye çağırdı. Ben:
— Lebbeyke ve sa'deyke! (Buyur, itâatindeyim ve emrine hazı*rım!) dedim.
Sonra yine bunun gibi üç kerre daha nida edip çağırdı da (üçün*cüsünde):
— Allah 'in kulları üzerindeki hakkının ne olduğunu biliyor mu*sun?" buyurdu.
Ben:
— Hayır bilmiyorum! dedim.
— "Allah 'in kulları üzerindeki hakkı, O'na hiçbirşeyi ortak kıl*mayarak ibâdet etmeleridir" buyurdu.
Sonra bir müddet daha yürüdü de yine:
— "Yâ Muâz!" diye nida etti. Ben:
— Lebbeyke ve sa'deyke! diye cevâbladım.
— "Onlar bunu yaptıkları zaman, kulların Allah üzerindeki hak*larının ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu.
Ben:
— Hayır (bilmiyorum), dedim. Rasûlullah:
— "Kullar bunu işledikleri zaman, kulların Allah üzerindeki hak*ları, Allah'ın onları azâb etmemesidir" buyurdu .
40- Bize Hudbe ibn Hâlid tahdîs etti. Bize Hemmâm ibn Yahya tahdîs etti. Bize Katâde, Enes'ten; o da Muâz'dan bu geçen hadîsi tahdîs etti .
41-.......Bize Zeyd ibn Vehb el-Cuhenî tahdîs edip şöyle dedi:
Vallahi bize Ebû Zerr Cundeb el-Gıfârî (R) Rebeze'de tahdîs edip şöyle dedi: Ben bir yatsı vaktinde Peygamber (S) ile beraber Medine'nin dışındaki Harre denilen kara taşlık yerde yürüyordum. Bizim karşı*mıza Uhud Dağı çıkınca, Peygamber:
— "YâEbâ Zerr! Ben Uhud'un benim için altın olmasını ve bu kadar çok altından benim yanımda borç ödemek için hazırlamakta olduğum bir dînâr bulunduğu hâlde üzerimden bir gece yâhud üç ge*ce geçmesini arzu etmem, muhakkak bu altınları Allah'ın kullarına şöyle, şöyle, şöyle harcar infâk ederdim" buyurdu .
Râvîdecii ki: Ebû Zerr "Şöyle, şöyle, şöyle"sözlerini söylerken eliyle bize sağa, sola ve önüne doğru işaretler yapıp harcama yönleri*ni gösterdi. Sonra yine:
— "Yâ Ebâ Zerr!" diye seslendi. Ben:
— Lebbeyke ve sa'deyke yâ Rasûlallah! dedim. O:
— "Malca çok zengin olanlar vardır ki, onlar sevâbca çok az*dırlar. Ancak mallarını şöyle, şöyle (Allah'ın kullan yolunda) harca*yanlar müstesnadırlar" buyurdu.
Sonra Rasûlullah bana:
— "Yâ Ebâ Zerr! Ben Sana dönünceye kadar sen yerinde dur, hiçbir yere ayrılma!" buyurdu ve gidip nihayet gözümden kayboldu.
Bu sırada ben bir ses işittim de Rasûlullah'ın bir tehlikeye uğra-tılmasından endîşe ettim ve O'nun yanına doğru gitmek istedim. Sonra Rasûlullah'ın bana: "Yerinden hiç ayrılma" sözünü hatırladım da yerimde bekledim. Rasûlullah gelince:
— Yâ Rasûlallah!Ben bir ses işittim de Sen'in bir tehlikeye uğ*ratılmış olmandan endîşe ettim, yanma gelmek istedim, sonra bana "Yerinden ayrılmadan bekle" sözünü hatırladım da yerimde dikel*dim, dedim.
Peygamber bana:
— "Bu, Cibril idi. Bana geldi de: Ümmetimden her kim Allah'a hiçbirşeyi ortak kılmaksızın ölürse cennete girer! diye haber verdi" buyurdu.
Ben:
— Yâ Rasûlallah! O kul zina etse ve hırsızlık yapsa da mı (cen*nete girecek)? dedim.
Rasûlullah:
— "Zina etmiş olsa da, hırsızlık yapmış olsa da!" buyurdu. Râvî el-A'meş şöyle dedi: Ben Zeyd ibn Vehb'e hitaben:
— Bana bu hadîsin râvîsi Ebu'd-Derdâ olduğu haberi ulaştı, de*dim.
Bunun üzerine Zeyd:
— Şehâdetle yemîn ederim ki, bu hadîsi bana Rebeze köyünde muhakkak Ebû Zerr Cundeb tahdîs etti, dedi.
el-A'meş: Ve bana Ebû Salih de Ebu'd-Derdâ'dan, bunun ben*zerini tahdîs etti, dedi.
Ebû Şihâb da el-A'meş'ten yaptığı rivayetinde "O altının üç gün yanımda kalmasını istemezdim" şeklinde söylemiştir