Yiyip İçmenin Âdabı ve Hükümleri Babı
102- (2017) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyfae İle Ebû Küreyb rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Ebû Muâviye Âmeş'den, o da Hayseme'den, o da Ebû Huzeyfe'den, o da Huzeyfe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) 'le birlikte bir yemekte bulunduğu*muz vakit, Resûîüllah (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) başlayıp elini sürünceye kadar biz ellerimizi sürmezdik. Bir defa onunla birlikte bir yemekte bu*lunduk, derken koğuluyor gibi (süratle) bir câriye geldi. Ve elini yemeğe sürmeğe kalkıştı. Resûîüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hemen onun elini tuttu, sonra koğuluyor gibi bir bedevi geldi, onun da elini tuttu. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve
«Üzerine besmele çekilmeyen yemeği şüphesiz ki, şeytan helâl sayar.
O bu cariyeyi yemeği onunla helâl etmek için getirdi. Ben de elini tuttum. Bu Bedeviyi dahi yemeği onunla helâl yapmak için getirdi. Ben de elini futtum. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, onun efi ca*riyenin eliyle birlikte benim elimdedir.»
(...) Bize bu hadîsi İshâk b, İbrahim El-Hanzalî de rivayet etti. (De*di ki) : Bize îsa b. Yûnus haber verdi. (Dedi ki) : Bize A'meş Hayseme b. Abdirrahman'dan, o da Ebû Huzeyfe El-Erhabî'den, o da Huzeyfe b. Yeraam'dan naklen haber verdi. (Şöyle demiş) : «Biz Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyie birlikte bir yemeğe davet olunduğumuz vakit...»
Ve râvi, Ebû Muâvîye hadîsi mânâsında rivayette bulunmuştur. O cariye ile bedevinin her ikisi hakkında «tard olunuyor gibi» demiş, ha*dîsinde bedevinin gelişini cariyenin gelişinden Önceye almıştır. Hadîsin sonuna da şunu ziyade etmiştir: «Sonra besmele çekti ve yedi.»
(...) Bu hadîsi bana Ebû Bekr b. Nâfi' dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdurrahman rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süfyân Ameş'den bu is-nadla rivayette bulundu ve cariyenin gelişini bedevinin gelişinden Önce zikretti.
Câriye ile bedevinin arkadan koğuluyorlarmış gibi koşarak gel*meleri Kesûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) başlamadan ve besmele çek*meden yemeğe yetişmek içindir. Onları koşturan şeytandır. Ve maksadına ancak bu suretle erişecektir. Aksi takdirde o yemekten yemesine imkân yoktur. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bunu görünce hem cariye*nin, hem şeytanın ellerinden tutarak kendilerine mâni olmuştur.
«Onun eli cariyenin eliyle birlikte benim elimdedir.» cümlesindeki
«Onun eli»'nden murad, şeytanın elidir. Bazı rivayetlerde
«Câriye ve bedevinin elleriyle birlikte onun eli benim elimdedir.»
buyurulmuştur. Kaadî Iyâz bu vechin daha doğru olduğunu ri*vayet etmiştir. Maamafih burada olduğu gibi, müfred sigasıyle dani mânâ doğrudur. Çünkü cariyenin eüni zikretmek bedevinin eiini tutmamış ol*mayı iktiza etmez. Rivayet ne şekilde olursa olsun mânâ birdir. O da Resûlüllah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'m cariye ve bedevi ile birlikte şeyta*nın elini de tutmasıdır.
Şeytanın yemeği helâl saymasından murad bâzılarına göre hakikaten helâl olacağını itikad etmesidir. Bir takımları bundan murad : «Yemeğin bereketini kaldırmaktır, böyle bir yemeği yiyen doymaz» demişlerdir. Nevevî de şunları söylemiştir : «Helâl sayar cümlesinin mânâsı ye*meğe imkân bulur, demektir. Yâni bir insanın besmelesiz başladığı ye*meği şeytan yer. Fakat besmeleyle başlarsa veya sofradakilerden bazıları besmele çekerse, o yemekten yiyemediği gibi, henüz kimsenin yemediği yemekten de yiyemez. Sonra kelâm ve fıkıh ulemâsı ile muhaddislerin gelmiş geçmiş cumhuruna göre bu hadîs ile şeytanın yemek yediğine dâir vârid olan diğer hadîsler zahirî mânâlarına hamlediîmişlerdir. Yâni şey*tan hakikaten yemek yer. Çünkü bunu akıl imkânsız görmediği gibi, şe*riat da inkâr etmemiş; bilâkis ispat eylemiştir.
Binâenaleyh kabulü ve itikad olunması vâcibdir.»
Hadîsin birinci rivayetinde evvelâ cariyenin, sonra bedevinin geldiği, ikinci rivayetinde ise bunun aksine olarak evvelâ bedevinin, sonra cari*yenin geldiği bildiriliyor. Bu iki rivayetin arası şöyle bulunur : İkinci ri*vayette bedevinin evvel zikredilmesi sözdedir. Cariyenin gelişi bedevinin gelişi üzerine atıf harflerinden (vav) ile atfedilmiştir. Vav tertib icab etmez. Birinci rivayette ise evvelâ cariyenin geldiği zikredilmiş; bedevi*nin gelişi onun üzerine atıf harflerinden (sümme) ile bağlanmıştır. Süm-me tertib ifade eder. Binâenaleyh evvelâ cariyenin, sonra bedevinin gel*diği açıkça anlaşılır. İkinci rivayeti de bu mânâya hamletmek icab eder.
Bu Hadisten Çıkarılan Hükümler;
1- Yemeğin de âdabı vardır. Sofraya oturmadan evvelâ büyüklerin ve fazilet sahiplerinin el yıkaması, yemeğe de onların başlaması müste-habdır.
2- İstenmeden yemin etmek caizdir. Bu husustaki tafsilât icab et*tikçe kitabımızın muhtelif yerlerinde verilmişti.
3- Yemeğe başlarken besmele çekmek müstehabdır. Bu hususta ulema müttefikdirler. Yemeğin sonunda Allah'ı hamd etmek, bir şey içerken ve her mühim işe başlarken besmele çekmek dahî müstehabdır. Nevevî diyor ki : «Başkasına işittirmek ve hatırlatmak için ulemâ besmelenin aşi*kâr çekilmesini müstehab görmüşlerdir. Bir kimse yemeğin başında kas-den veya unutarak yahut bilmeyerek veya zorlanmak ve acz gibi ârizî bir sebeple besmeleyi terk etse de yemek esnasında buna imkân bulsa, besmele çekmesi müstehab olur. Çünkü Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem):
«Bîriniz yemek yiyeceği vakit besmele çeksin; başında besmeleyi unu*tursa, evvelinde de, âhirinde de Bismillah deyiversin.» buyurmuşlardır.
Bu hadîsi Ebû Dâvud, Tirmizî ve başkaları rivayet et*miş; Tirmizî onun hakkında : Hasen sahîh bir hadîstir, demiştir. Su, süt, bal, çorba, ilâç vesair meşrubatı içerken de yemekte olduğu gibi bes*mele çekilir. Besmele, Bismillah demekle çekilmiş olur. Rahman ve Ra-him'ini söyleyerek bütünü okunursa güzel olur.
Besmelenin müstehab oluşu hususunda cünüp, hayızh ve başkaları müsavidir. Yemek yiyenlerden her birinin besmele çekmesi gerekir. Ama içlerinden birinin besmele çekmesiyle asıl sünnet yerini bulur. İmam Şafii bunu nassan bildirmiştir. Buna Peygamber (Sallaliahü Aleyhi ve Sellemyin, şeytan ancak üzerine besmele çekilmeyen yemekten yemeye imkân bulur, hadîsiyle de istidlal edilebilir...»
103- (2018) Bize Muhammed b. Müsennâ El-Aııezî rivayet etti. (De*li ki) : Bize Dahhâk (yâni Ebû Asım) İbnü Cüreyc'den rivayet etti. (De*niş ki) : Bana Ebû'z-Zübeyr, Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi
Câbir, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seliem)'i şöyle buyururken işit-niş :
«Bİr adam evine gireceği vakit, girerken ve yemek yerken Allah'ı anar*la şeytan (yardımcılarına) sizin için ne mesken var, ne akşam yemeği! der. ima evine girerken Allah'ı anmazsa, şeytan : Meskene yetiştiniz, der. O adam yemeğine başlarken besmele çekmezse, şeytan : Hem meskene, hem akşam yemeğine yetiştiniz, der.»
(...) Bu hadîsi hana İshâk b. Mansûr da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ravh b. Ubâde haber verdi. (Dedi ki) : Bize İbn-i Cüreyc rivayet elti. (Dedi ki) : Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki, Câbir b. Abdillâh'i Pey*gamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den işittiğini söylerken dinlemiş: Şöyle buyurmuşlar...
Râvi Ebû Âsım'ın hadîsi gibi rivayet etmiştir. Şu kadar var ki o : «Yemeğine başlarken Allah'ın ismini anmazsa, eve girerken Allah'ın İsmini anmazsa...» demiştir.
104- (2019) Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Leys rivayet etti. H,
Bize Muhammed b. Rumlı da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Leys, Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den, o da Resûlüllah (Sailallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen haber verdi :
«Sol elle yemeyin; çünkü şeytan sol eliyle yer» buyurmuşlar.
105- (202) Bize Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ile Muhammed !>, Abdillâh b. Nümeyr, Züheyr b, Harb ve İbn-i Ebî Ömer rivayet ettiler. Lâfız İbn-i Nümeyr'indir. (Dediler ki) : Bize Süfyân, Zühri'den, o da Ebû Bekr b.
Ubeydîllah b. Abdülah b. Öır.er'Hen, o da dedesi İbn-i Ömer'den naklen rivayet etti ki, Resûlüllah JSaüaUahii Aleyhi ve Selleın) ;
«Bîriniz yemek yediği zaman sağ eliyle yesin; su içtiği zaman da sağ eliyle içsin! Çünkü şeytan sol eliyle yer; sol eliyle içer.» buyurmuşlar.
(...) Bize Kuteybe b. Saîd, Mâlik b. Enes'den ona okunanlar meya-nında rivayet etti. H.
Bize İbn-i Niimeyr de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam rivayet etti. H.
Bize İbn-i Müsennâ dahî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya rivayet etti. (Bu zât Kattân'dır.) Her iki râvİ TJbeydullah'dan ve bunların hepsi Zührî'den, Süfyân'ın isnadıyle rivayette bulunmuşlardır.
106- (...) Bana Ebû't-Tahir ile Harmele de rivayet ettiler. (Ebû't-Tâhir : Bize haber verdi tâbirini kullandı. Harmele ise: Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti, dedi.) (Demiş ki) : Bana Ömer b. Muhammed rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Kaasını b. Ubeydillah b. Abdillah b. Ömer, Kasım ona Sâlim'den, o da babasından naklen rivayet etmiş ki : Resûlüllah (Salîailahü Aleyhi ve Sellem);
«Sakın sizden biriniz so! eliyle yemesin ve onunla İçmesin, çünkü şey*tan sol eliyle yer, sol eliyle içer.» buyurmuşlar.
Kavi demiş ki: Nâfi' bu rivayette şunu da ziyade ederdi:
«Sol eliyle alıp vermesin».
Ebû't-Tahir'in rivayetinde: (Sizden bîriniz...) yerine: «Sakın biriniz...» İfadesi vardır.
107- (2021) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyhe rivayet etti. /(Dedi ki) : Bize Zeyd b. Hubab, İkrime b. Ammar'dan rivayet etti. (Demiş ki) : Bana tyâz b. Seleme b. Ekva' rivayet etti. Ona da babası rivayet etmiş ki, bir adam Resûlüllah (SaUalîahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında sol eliyle yemek yemiş de :
«Sağ elinle ye!» buyurmuşlar. Adam: — Beceremiyorum, demiş. Efendimiz:
«Beceremiyesin! Onu ancak kibir men etti i» buyurmuşlar. Râvİ demiş ki: Bir daha onu ağzına kaldıramadı.
108- (2022) Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe üe İbn-i Ebî Ömer hep bir*den Süfyân'dan rivayet ettiler. Ebû Bekr (Dedi ki) ; Bize Süfyân b. Uyey-ne, Velid b. Kesîr'den, o da Vehb b. Keysân'dan, o da Ömer b. Ebî Sele-me'den işitmiş olmak üzere rivayet etti. Ömer şöyle demiş : Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem/in terbiyesi altındaydım. (Yemekte) elim tasın içinde dolaşıyordu. Bunun üzerine bana :
«Ey çocuk, besmele çek; sağ elinle ye; ve önünden ye!» buyurdular.
109- (...) Bize Hasen b. Ali El-Hulvâni ile Ebû Bekr b. İshâk 1da rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbn-i Ebî Meryem rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Muhammed b. Cafer haber verdi. (Dedi ki) : Bana Muhammed b. Amr b. Halhale, Vehb b. Keysan'dan, o da Ömer b. Ebî Seleme'den naklen haber verdi ki, şöyle demiş: Bir gün Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)le beraber yemek yedim de, sahanın kenarındaki etten almağa başladım. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem); «önünden ye!» buyurdular.
110- (2023) Bize Amr'ıın-Nâkid rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süf-yân b. Uyeyhe, Zührî'den, o da Ubeydullah'dan, o da Ebû Saîd'den nak*len rivayet etti. Ebû Saîd :
Peygamber (Saliallahu Aleyhi ve Sellem) tulumların hünsalaştırilmasım yasak etti, demiş.
111- (...) Bana Harmele b. Yahya da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize tbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Yûnus İfcni Şihâb'dan, o da Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den, naklen haber verdi ki, şöyle demiş :
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tulumların hünsalaştırilmasını, ağızlarından içilmesini yasak etti.
(...) Bize bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dedi ki) : Bize Mamer, Zührî'den bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi. Yalnız o:
«Tulumların hünsalaştırılması ağzı aşağı çevrilerek o sudan içmektir.» demiştir.
Bu hadîslerden Ömer b. Ebî Seleme rivayetini Buhâri «Etime» bahsinde; Ebû Saîd rivayetini «Kitâb'ul-Eşribe»
de; Ebû Dâvud, Tirmizî ve İbn-i Mâce aynı riva*yeti «Kitâb'ul-Eşribe»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Bütün bu hadîsler yemek yerken besmele çekilmesine ve yemeğin sağ elle yenilme*sine delâlet etmektedirler. Sol elle yemenin şeytan işi olduğu bildirildi*ğine göre hadîsin zahiri şeytanın eli olduğunu, onun da yeyip içtiğini gös*termektedir. Ulema bu hususta ihtilâf etmişlerdir. Tiybî'ye göre şey*tanın sol elle yeyip içmesi insanlardan olan yardımcılarını buna sevk et*mesidir. Maksadı sâlih kullara zarar vermektir. Bâzıları burada hadîsin zahiri mânâsından ayrılmaya sebep görmemiş : «Evlâ olan, haberi zahiri mânâsı üzere bırakmak ve şeytan hakikaten yer içer demektir. Çünkü akıl bunu imkânsız görmez. Hadîsle de sabit olmuştur. Binâenaleyh te'-vüe ihtiyaç yoktur.» demişlerdir.
Ke1âbâdî şöyle diyor : «Şeytan bir cisimdir. Onun sağ eü ola*bilir. Lâkin sağ eliyle yemek yemez. Çünkü onun yaratılışı aksine çev*rilmiştir. Peygamber (Sailallahii Aleyhi ve Sellem) de onun yaptığı gibi yap*maktan men etmiştir. İnsanın solu uğursuzdur, denilebilir. Buna delil Peygamber (Sailallahii Aleyhi ve Sellem) 'in sol eli taharetlenmek için tâyin buyurması ve kıyamet gününde kâfire kitabının solundan verilmesidir. Binâenaleyh şeytanın her iki eli sol olabilir. Zira kendisi uğursuzdur. Peygamber (Sailallahii Aleyhi ve Sellem) yemeğin bereketi gitmesin diye mü*mine sol eliyle yemesini yasak etmiştir.» Nevevî de diyor ki: «Bu ve bundan sonraki hadîsler de sağ elle yiyip içmenin müstehab, sol elle yiyip içmeninse mekruh olduğuna delil vardır. Nâfi buna alıp ver*meyi de ziyâde etmiştir. Fakat bu hüküm sağ elle yiyip içmeye hastalık, yara ve daha başka bir özür olmadığına göredir. Özür bulunursa sol elle yemekte, içmekte kerahet yoktur.»
Aynî şeytanlar hakkında ulemâdan üç kavi naklediyor. Birinci kavle göre şeytanların bir kısmı yeyip içerler. İkinci kavle göre bir kısım şeytanlar yemezler içmezler. Üçüncü kavle göre bütün şeytanlar yeyip içerler. Aynî bu üçüncü kavil için itibardan sakıttır, diyor. Hadîsin Seleme rivayetlerinden bîrinde bir adam diye bahsedilen zat Büsr b. Râî E1-Ayr'dır. Bu zat meşhur bir sahâbîdir.
Kaadî Iyâz hadîste onun hakkında:
«Onu ancak kibir men etti.» buyurulmasına bakarak onun bir müna*fık olduğuna hükmetmek istemişse de bu doğru değildir. Zira mücerret kibir ve muhalefet münafık olmayı gerektirmez. Ancak buradaki emir vücub içinse ona itaat etmediğinden dolayı günahkâr olur.
Hz. Ömer b. Ebî Seleme: «Ben ResûlüHah (Saliallahu Aleyhi ve Seltem) 'in terbiyesi altındaydım» demekle onun üvey oğlu olmak şerefine erdiğini anlatmak istemiştir. Çünkü annesi Ümmü Sele*nie «Ezvâcı Tahirat» 'tandır.
Hadîsin son rivayetlerinde zikri geçen ihtinas kelimesinin asıl mâ*nâsı kırılıp bükülmek, kırıtmaktır. Bundan dolayı tabiat ve konuşmasın*da kadınlara benzeyen erkeklere muhannes, hem erkeklik hem de kadın*lık uzvu olan insanlara da hünsa derler. Burada bu kelimeden murad tu*lumu ağzı aşağı çevirerek ondan su içmektir. Ulemâ buradaki nehyin ha*ram değil, keraheti tenzihiye ifade ettiğinde müttefiktirler. Nehye sebep tulumun içinde zehirli veya zararlı bir madde olup da görmeden içenin karnına gitmesi ihtimâlidir, deniliyor.
Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:
1- Eve girerken ve yemeğe başlarken besmele çekmek müstehabdır.
2- Sağ elle yiyip içmek müstehab, sol elle yiyip içmek mekruhtur. Mğer ki, bir özür buluna.
3- Şeytan fiillerine benzeyen işlerden kaçınmak gerekir.
4- Şeytanların iki eli vardır. Onlar da insanlar gibi yiyip içerler.
5- Özürsüz şeriatın hükmüne muhalefet eden kimseye beddua edi*lebilir.
6- İyiliği emir, kötülükten nehiy müslümanların bütün hallerde hat*tâ yemeklerde bile vazifesidir.
7- Anne ve babaların çocuklarına yemek yemenin adabını öğretme*leri gerekir.
8- Resulü Ekrem (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem)'in :
«Ey çocuk, benimle besmele çek! Sağ elinle ye ve Önünden ye!» hadî*sinde yemek âdabını bildiren üç sünnet vardır. Bunlar: Besmele çekmek, sağ elle yemek ve önünden yemektir. Önünden yemenin yasak edilmes nezakete aykırı düştüğü, bir de çorba ve tirit gibi şeylerde yanında otu ram iğrendirdiği içindir. Suyu tulum ve desti gibi şeylerin ağzından iç mek de böyledir. Bunun yasak edilmesi de bazılarına göre başkalarım iğ rendirdiği, bazılarına göre de kabın ağzını fena kokuttuğu içindir.