“Allah ile kul arasına kimse giremez!..”

http://www.tevbe.org/forum/besmele1.gif http://www.tevbe.org/forum/images/sm...imi0062sq0.gif“http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif ile kul arasına kimse giremez!..”http://www.tevbe.org/forum/images/sm...imi0062sq0.gif

Çoğu kimseler bu sözle, tasavvuf yoluna girenlerin http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif ile aralarına http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’ın razı olmadığı kimseleri koyduğunu, bir mürşide bağlanmakla şirk tehlikesine düştüklerini, kendilerinin ise böyle bir tehlikeden uzak olduklarını anlatmaya çalışırlar.

Acaba işin gerçeği böyle mi?

Bu sözün gerçek manası bilinmezse fitne kaçınılmaz olur; zarar verir. Bu zarar imana dokunur, dini zedeler, din kardeşliğini sarsar, kardeşlik ruhunu öldürür.

http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif ile kul arasına kimse giremez sözü, niyete göre farklı sonuçlar doğurur. Eğer bu söz:

“Ben http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a kullukta önümde kimseyi istemem, peygamber, kitap, alim, mürşit tanımam, istediğim gibi kulluk yaparım, keyfimce ibadet ederim.”

Anlamında söyleniyorsa insanı dinden çıkarır. Daha doğrusu böyle düşünen kimse küfür, isyan ve gaflet içinde kalmış demektir. Eğer bu söz:

“Ben http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a giden yolda http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’ın peygamberi ve kitabı ile yetinirim, onlar ne diyorsa onu yaparım, başka kimseyi kabul etmem, alimlere bakmam, velilere bağlanmam, mezhepler beni ilgilendirmez, dini kendi anladığım gibi yaşarım”

Anlamında söylenmişse, söyleyen sorumludur. Bu kişi inanç esaslarını zorlamış, kendini tehlikeli bir sona doğru sürüklüyor demektir. Çünkü arada alimler olmadan kendi başına dinin öğrenilmesi, anlaşılması ve yaşanması nasıl mümkün olacak!?

Oysa Kur’an ve Sünnet, hak yolda birlik (cemaat) olmayı, bu beraberliğin başındaki imama itaat etmeyi, topluca http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’ın ipine sarılmayı, hep birlikte tövbe etmeyi, bilmediklerimizi alimlere sormayı, takva ve iyilikte yardımlaşmayı, bunun için http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’ın sadık kulları ile beraber olmayı açıkça emretmektedir.

Dinin hükmü bu iken, bir mümin hangi delil ve mantıkla, ‘Bana bunlar gerekmez’ diyebilir? Dese bile bunun http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif katında ne kıymeti olabilir? Eğer bu söz:

“http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif benim her hâlimi görüyor, biliyor, sözümü işitiyor, niyazımı dinliyor. Ben namazda, secdede, zikirde, duada ve tövbede kalbimi Rabbime bağlıyorum. Onun için gönlüme kimseyi koyamam, kimseden bir şey bekleyemem. Benim korkum, sevgim, niyetim, hedefim sadece http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’tır.”

Anlamında söyleniyorsa ne güzel. İşin doğrusu da budur, böyle olması lazımdır.

Zaten bütün peygamberler kalbi dünyadan çekip bu şekilde http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a bağlamak için gelmişlerdir. Onlara vâris olan alimlerin ve kamil mürşitlerin işi de budur. Buna http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif adamı olmak denir.

Ama ne var ki, kalbin bütün varlıklardan çekilip sadece Yüce http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a bağlanması kolayca elde edilecek bir nimet değildir. Bu tam bir hürriyet hâlidir. Arifler o hâli elde etmek için nefisleri ile bir ömür mücadele vermekte ve http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif ile aralarına giren engelleri yok etmek için mücadele etmektedirler.

Şu halde http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif ile aramızdaki engeller nedir?

http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a gitmek, http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a kavuşmak deyince ne anlaşılmalıdır?

Bizi ilgilendiren konu budur.

http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a gitmek gönül ile olur. http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a ulaşmak bir hâldir, sevgidir, aşktır. Bu kavuşma dışa doğru değil, içe doğrudur. Kalıp ile değil kalp iledir.

Kalpleriyle manevi engelleri geçenler, nefislerini aşanlar Yüce Mevla’yı bulurlar. http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gifu Teala’nın insana şah damarından daha yakın olduğunu anlarlar. Bu buluşma O’nun razı olduğu amelleri yaparak gerçekleşir.

Bu iş insanın nefsi ve keyfine göre değil, Yüce http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’ın çizdiği sınırlara göre olur. Bu sınırlara din denir.

Bizi Yüce http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a götürecek tek din İslam’dır. İslam, Kur’an ve Sünnetin çizdiği yoldur. Kur’an, Yüce Rabbine kavuşmak isteyenlere yolu şöyle tarif eder:

“Kim Rabbine kavuşmak istiyorsa salih amel yapsın ve Rabbine ibadetinde hiç kimseyi ortak etmesin.”

Demek ki Yüce http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a gitmek için iman, ihlas ve salih amel lazımdır. http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a giden yola uyanık kalple varılır, sevgi ile engeller aşılır, ihlasla hedef bulunur. Bu yolun başı ve sonu edepten ibarettir.

Bu yolun en büyük engeli nefis, en azılı düşmanı şeytan, en sarp yokuşu dünyadır. Nefis edeple süslenmeden, şeytan sindirilmeden, dünya sevgisi kalpten silinmeden Yüce http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a gidilemez.

Buna manevi terbiye ve arınma denir. Kendisini aşamayan insan, varlığın sahibine ulaşamaz. Bir arif şöyle diyor:

http://www.tevbe.org/forum/images/smilies/allah.gif’a giden yol iki adımdır:

Birinci adımda nefsine bas...

İkinci adımda Rabbine kavuşursun.