Zor Zamanda Müslüman Olabilmek

Zor zamanda Müslüman olabilmek bu günün koşullarında bu da ne demek diyen bir sürü insan olabilir ama bu insanlar şunu iyi bilsinler ki Allahın Adetullahı bir refah döneminin ardından sıkıntılı zamanlarda da kullarının yaptığı hal ve davranışları ölçmeyi gerektirir. Şimdi hepimiz bir klavyenin ardından yediğimiz önümüzde yemediğimiz peşi sıramızda yazılar yazıyoruz.

Konuşuyoruz biraz ah çekip çokça gülüyoruz sıkıntılar ile baş başa değiliz, etrafımızda ki coğrafyalarda gelişen durumlara da herkes gücü nispetinde yardım ediyor bu konuda herkesi gücü nispetinde ki davranışı alakadar eder bu Allahın kişiye kaldıracakları gücü farklı takdir etmesindendir. Ama bu yardımcılık rolünü iyi tahsis edip onu iyi anlamak herkesin gücünün dâhilinde ki bir konudur.

Genci, yaşlısı, kadını çocuğu insanın amelleri bir temel oluşturmaktadır o öyle bir temeldir ki zor zamanlarda kişiye azık olan hiç kimse yokken Allahın yardımını ona ulaştıran. Bu amellerin yapılışı hakkında bir sürü şey söylenebilir ve bu da kişilere göre değişiklik arz eder. Herkes namazını kimsenin mani olmadığı bir zaman da kılıyordur, zan etmiyorum ki biri bana bu amelimi uygulama da birileri mani oluyor desin ya da oruç ya da zekât ya da hac. Bu ameller insanların hepsinde uygulanan davranışlardır. Bunu bugün ben diyen her Müslüman eda ediyor, yaptığı hareketler Müslümanca olmasa da münafıklar bile eksilte eksilte devam etmekte.

Biz bunlardan farklılığımız ile Allahın karşısına çıkalım isterim o zaman Allahın karşısın da olduğumuz da Allahım senin dinine yardım etmeye çalıştım diyebilelim. Bu yardım bugün çokça parayı gerektiriyor diyenlere bir sürü sahabe ismi vermek mümkün ama kimse bu bahaneler ile bizleri kandırsada Rabbi karşısına çıkamayacağını bilir.

Zaman sarsılıyor keskinleşiyor anlar bu ülkenin yaşadığı süreçler şiddetlenecektir. Şimdi bakmasın insanlar ekonomi vb konular ile uyutulmalarına İslam gündemin kaçıncı sırasında ya da sırada mı bu önemli.

Müslüman olmak zorlaşacak ameller askılara kaldırılacak olacaktır. Bu anlarda insanların o sıratı müstakimde ayaklarını sabitliye bilmesi bir oranda şimdi insanlara hakkı anlatmakla sağlanabilir. Allahın Resulü asli olarak bir tebliğcidir. O yeryüzünde ki kişilere Allahın dinini anlatmakla memurdur. Hiç birimiz peygamber değiliz Veli de değiliz sıradan insanlarız ama İslam Hz. Ömer gibi bir gün kız çocuğunu toprağa gömen kişileri daha sonra Adalet mülkün temelidir diyebilecek kâmil insanlar yapabildiği için varlığını günümüze kadar Allahın korumasında sürdürebilmiştir.

Bu din kendisine layık olanlar ile birlikte bir sürü insana da yaşama hakkı tanır ama bu yolun yolcusu olmak bugün oturduğu yerlerde ayak ayaküstüne atarak fetva verenlere değil bir hırka bir kilim ile yaşamasını öğrenebilenlere ve Allahın dinini her ne koşul olursa olsun davet edebilenlerdir...