İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere
İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere...
İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere...
http://img2.blogcu.com/images/a/n/g/...7413216rq8.gif
Cehennemi bir hararet, yakıcı,boğucu bir sıcaklık sarmıştı
çölü.Çöldü,hararetliydi her zaman ama bugün daha başka kavruluyordu
ortalık…İnsanlar da telaşlıydı üstelik, sebebini kimsenin bilmediği bir
gariplik vardı güneşin yalayıp geçtiği sokaklarda…
Kimi gökyüzüne bakıp, acaba bir damla da olsa yağar mı, diye düşünüyor;kimi
bir an önce kasvetin dağılması için dua ediyor; çok azı ise, içlerinde büyük
bir ümit ve huzurla ,bir şey beklermişçesine yürüyordu sıcak kumların
üzerinde…
Bir tarafta kenara çekilmiş kendilerini yakan ateşten medet
umanlar, diğer yanda hararetin, kasvetin varlığının bile farkına varamayan
zavallılar vardı.Gözler mühürlenmiş, gönüllerin ise üzerine basılıp geçilen
kızgın kum tanelerinden farkı kalmamıştı.Daha da artmıştı, işte güneş var
gücüyle bırakmıştı tüm hararetini yere….Sıcağın değdiği yer yangın yeri;
cehennem çukuru…
Çehreler asık,çehreler umutsuz; bekleyiş sonsuz…Bir damla
diyordu çoğu içinden,ne olur tek bir damla…Derken; hafiften bir esinti
duyuldu tüm sokaklarda…Her zamanki sıcak ve yakıcı esen, esip geçerken
cehennemi andıran rüzgar gitmiş,yerini ılık ve yumuşak bir esinti
almıştı.Bunaltan o sıcak hiç uğramamıştı sanki bu semte…Ve tebessümler
yayıldı çehrelere…Evet bu yağmurun,rahmetin habercisiydi.. Gökyüzü
kızıllığını atmış, mavi; yer yer gri bulutlarla kaplanmıştı…O da
gülümseyerek müjde veriyordu, bir şeyler anlatmaya çalıyordu dili
döndüğünce…
İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere, biraz da
nazlanarak…Beklenen geliyordu, binbir müjdeyle…Yüzler gülüyor, zalimler
kasvete boğuluyordu bu rahmetle…İlk damla değdi kızgın kuma,ardından ikinci
damla ateşin tam ortasına…Ve sönüverdi bilmem kaç yıldır sönmeyen ateş tek
damlayla…Çoğalmıştı rahmet damlalarının sayısı, belli ki yapacak çok işleri
vardı indirildikleri bu yerlerde…
Rahmet inmişti yerlere,çehrelere,
zalimlerin tepelerine…Bir damla düşüyordu esmer bir çocuğun minicik
parmağına, gülüyordu; bir damla düşüyordu çorak toprağa en güzel gülleri
açıyordu…Bir damla düşüyordu yüreklere, aydınlanıyordu tüm
karanlıklar…Damlaların ardı arkası kesilmiyordu…Rahmete gark olmuştu her
taraf.Her bir damladan nasibini almıştı vahalar, açılmıştı hiç açmayacak
sanılan kızıl güller….Ruhlar da yıkanmıştı, gönüllerin yangını sönmüştü
artık…
İşte bu yağmurun türküsüydü ve gelmiş geçmiş söylenen en güzel türküydü…Adı
yağmur,adı rahmet, adı nur…O (s.a.s) ’nun gelmesiyle kuru dallar çiçeklere
bürünmüştü…O (s.a.s) gelince çocukların başı okşanmış; cehennemin ateşi
sönmüştü…Yağmurun dedikleri vardı daha yağmaya başlamadan…Diyecekleri vardı
hiçbir zaman bitmeyen,her mevsim gönüllere baharı duyuran…
Çöle dönmüş gönüllerimizde yağmuru duyabilmek duasıyla
Cevap: İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere
Emeğine sağlık.ALLAH C.C Razı olsun
Cevap: İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere
Emeğine sağlık.ALLAH C.C Razı olsun
Cevap: İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere
rabbim razı olsun senden çok güzel paylaşım oldu
Cevap: İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere
Allah razı olsun teşekkürler
Cevap: İşte beklenen geliyordu; işte iniyordu kupkuru çöllere
emeğine sağlık,teşekkürler..