Taş Han (Çay)
Taş Medresenin doğusunda bulunan Taş Han, III.Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Ebul Mücahit Yusuf Bin Yakut tarafından 1278 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Oğul Bey Bin Muhammed’dir. Hanın büyük bir avlusu bulunuyordu. Ancak, avlu duvarlarının hemen hemen bütünü yıkılarak ortadan kalkmıştır. Bugün yalnızca kapalı kısım ayakta durmaktadır.
Hanın planı tam bir kare olup, dış kenarları, uçları üçgen payandalarla takviye edilmiştir. İç mekanı simetrik olarak düzenlenmiş, dörder sütundan oluşan dört sahın ile beş bölüme ayrılmıştır. Bu mekanın ortasındaki dört büyük ayak bir kubbeyi taşımakta olup, burası aynı zamanda hanın merkezini oluşturmaktadır. Buradaki kubbeye bir de ahşap aydınlatma feneri yerleştirilmiştir. Bunun dışında kalan bölümlerin üzeri tonozlarla örtülüdür.
Hanın portali kesme taştan olup moloz taşlar diğer yapı malzemesidir. Portal içeriye doğru daralan profiller ortaya koyarak yarım bir kubbe ile sonuçlanmaktadır. Ayrıca burası istiridye motifleri, köşe dolgularında üçgen yüzeyler ile bezenmiş ve taş işçiliğinin güzel bir örneğini de ortaya koymuştur. İç mekandaki sahınları oluşturan payeler ve bunları birleştiren kemerler üst örtüyü taşımaktadır.
Eğret Han
Afyon-Kütahya karayolu üzerinde Eğret (Anıtkaya) Köyü’nde bulunan Eğret Hanı’nın kitabesi bulunmadığından ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Ancak, mimari yapısından XIII.yüzyıl Selçuklu hanlarından biri olduğu anlaşılmaktadır.
Dikdörtgen planlı hanın içerisinde dörderden iki sıra halinde sekiz sütun bulunmaktadır. İç mekan üç nefe ayrılmış ve orta nef diğerlerinden daha yüksek tutulmuştur. Payeler birbirlerine sivri taş kemerlerle bağlanmıştır. Üzerleri moloz taşlardan yapılmış kemerlerle takviye edilerek beşik tonozla örtülmüştür. İç mekanlar kuzey cephede birinci ve üçüncü bölümlere açılan mazgal şeklindeki pencerelerle aydınlatılmıştır.Duvarları kesme taştan yapılmıştır.
Hanın batısındaki giriş kapısı dışarıya doğru taşkın olup, kesme taş kaide üzerinde sütun demetleri ile bezenmiştir. Selçuklu hanlarında çok sık görülen geometrik desenli ve mukarnaslı nişlerin yerini burada sadelik almış ve kapı sivri bir kemerle sonuçlanmıştır. Giriş kapısı beden duvarlarından daha yüksektedir. Burada kitabe yeri varsa da kitabesi günümüze gelememiştir. Han yakın tarihlerde onarılmıştır.
Kasımpaşa Hamamı (Merkez)
Afyon Voyvoda (Gazlıgöl) Caddesi’nde bulunan Kasımpaşa Hamamını, Tuti Mezakoğlu Kasım Paşa tarafından Mimar İlyas Ağa’ya 1475’te yaptırmıştır.
Çifte hamam olan bu hamamın erkekler ve kadınlar kısmının soyunmalıkları yan yanadır. Erkekler soyunmalığının giriş kapısı güney cephededir. Hamamın bütünü moloz taştan ve taşların arası da derzli olarak yapılmıştır. Hamamın giriş kapıları dışarıya doğru hafifçe çıkıntılı olup, dikdörtgen bir frizle çerçevelenmiştir.
Soğukluklar küçük dikdörtgen halinde olup, sıcaklık daha da büyüktür. Her bölümün iki özel halveti ile bunlara bitişik sıcaklık, külhan ve su sarnıçları bulunmaktadır. Ana bölümleri pandantifli kubbelerle örtülmüştür.
Çifte Hamam (İshaklı-Sultandağı)
İshaklı Sahip Ata Kervansarayı arkasında ve Çarşı Camisi’nin karşısında yer alan hamamın kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapı üslubundan ve Çarşı camisi’nin yanında bulunmasından ötürü XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Hamam, kadınlar ve erkekler bölümleri ayrı olup, çifte hamam plan düzenindedir. Soyunmalıklar her iki bölümde yan yanadır. Kare planlı ve kubbeli olan soyunmalık bölümlerinin duvarları moloz taştan yapılmış, aralarına da tuğla parçaları ile derz yapılmıştır. Dıştan kubbe etekleri testere dişi şeklindeki çıkıntılarla hareketlendirilmiştir. Erkekler soyunmalığının kadınlar kısmı soyunmalığından farkı büyük bir kemerle niş şeklinde genişletilmiş olmasıdır. Hamamın sıcaklık bölümleri pandantifli kubbelerle duvarlar üzerine oturmuştur. Sıcaklığın batı ucuna külhan kısmı ve iki de özel halvet bölümü yerleştirilmiştir.
Gedik Ahmet Paşa Hamamı (Merkez)
Gedik Ahmet paşa Camisi’nin kuzeydoğusunda yer alan hamam, külliye ile birlikte 1472 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çifte hamam olarak yapılan bu hamam yol seviyesinin yükselmesinden ötürü zemini yolun altında kalmıştır. Moloz taştan yapılan hamamın erkekler kısmı kadınlar kısmından daha büyüktür. Erkekler kısmının soyunmalığı dört kademeli duvarlardan meydana gelmiştir. Kare planlı bölüm, iki kademeli duvarlardan sonra sekizgene geçilmiş ve üzeri çatı ile örtülmüştür. Ayrıca doğu yönünde dışarıya doğru çıkıntılı kesme taştan giriş kapısının ortasına da Bursa kemerli bir giriş açılmıştır. Bu kapının sağ ve solunda sivri kemerli iki pencere ile aydınlatılan soğukluk bulunmaktadır. Erkekler kısmının soyunmalığına bitişik olan kadınlar kısmı, ölçü ve yükseklik olarak erkeklerinkinden daha küçüktür. Buraya batıdaki yay kemerli bir kapıdan girilmektedir.
Kadınlar ve erkekler kısmının soyunmalığının üzeri pandantiflerin taşıdığı merkezi kubbelerle örtülüdür. Soyunmalıktan dikdörtgen ve beşik tonozla örtülmüş soğukluk kısmına geçilir. Erkekler bölümünün sıcaklık kısmı, ortadaki kubbeli bölümün iki yanında tonozlu dikdörtgenler halindedir. Ayrıca bunun doğusunda da yine üzeri kubbe ile örtülü iki özel halvet bulunmaktadır.
Kadınlar kısmının halveti erkeklere göre daha farklıdır. Burada üçer tane yan yana sıralanmış kubbeli hücreler vardır. Kuzeyinde ise bugün yol seviyesinin altında kalmış olan sarnıç ve külhan bulunmaktadır.
Hodalı Çeşmesi (Merkez)
Afyon Ulu Cami mahallesi’ndeki Hodalı Çeşmesi’ni Selçuklu Sultanı II.İzzettin Keykavus Bin Keyhüsrev Han’ın emri ile Senir’li Şemseddin Ömer 1250 tarihinde yaptırmıştır. Çeşmenin dört köşe Selçuklu sülüsü ile yazılmış 6 satırlık bir kitabesi vardır:
“Es-Sultanel-Azam İzzedünya ve
Edin Ebül Fetih Keykavus Bin Keyhüsrev
Burhane Emirel mü’müminin emere bi-imareti
El mekamül mübarek el-Abdüs-zaif
Şemseddin Ömer Bin Osman el-Seniri
Fi tarih sene ve erbaine ve sittemie
648 (1250)”.
Alaca Çeşmesi (Bolvadin)
Bolvadin İstasyon Caddesi’ndeki Alaca Çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre Sahip Ata Fahrettin Ali’nin kölelerinden ve beylerden olan Bayram, Sultan Gıyasüddin’in emri ile 1278 yılında yaptırılmıştır. Yedikapı savaşından sonra Bolvadin’e gelen Selçuklu Sultanı Bayram bey’e bu çeşmenin yapılmasını emretmiştir. Bu çeşme karşısındaki Alaca Camisi ile birlikte yaptırılmıştır. Yarım yıldızlarla süslü çeşme aynası üzerinde Selçuklu sülüsü ile dört satırlık bir kitabe bulunmaktadır:
“Emere bi-inşae hazihil-aynül-cariye fi eyyamı devlet
Es-Sultanel-azam Gıyasüddünya ved-din Keyhüsrev Bin Kılıçaslan
El-Abdüs-zaif Bayram İbni Abdullah üs-sahibi ahsenalluh hatimet ehu
Fi Muharrem sene seb’a ve seb’ine ve sittemie
677 (1278)”.
Gezler Köy Çeşmesi (Sincanlı)
Sicanlı Ovası’nın doğusunda bulunan Gezler Köyü Meydanı’ndaki çeşmenin üzerindeki sekiz satırlık Arapça kitabeden burada daha önce bulunan eski çeşmenin Germiyan Beylerinden Ebubekir oğlu Cemal Bey’in isteği ile 1323 yılında yaptırıldığı öğrenilmiştir:
“Bismillaâhir-rahmanir-rahim
Kalel-lahu tebareke ve tealâ
Ve Enzelna mines-samâi Mâen Tahura
Ve kelen-nebi aleyhi-selâm
Ve minel-mae küllü şeyh’i hay
Emere hazel-aynül-Mübârek
El-Emir Cemal ibni Ebubekir yalu ahsenallahu
Avakıbehu fi sene selase ve ışrine seb’a mie
723 (1323)”.
Tahtalı Cami Çeşmesi (Bolvadin)
Bolvadin çarşısından Ağılönü Mahallesi’ne giden yol üzerinde, tahtalı Camisi’nin karşısındadır. Bu çeşme 1454 yılında halk tarafından yaptırılmıştır. Sivri kemerli çeşmenin yan tarafında sekiz satır halinde kitabesi bulunmaktadır:
“Şah Süleyman Al-i Osman pür keramet pür safa
Sayesibnde hoş geçerler daima bay-ı geda
Hamdü Lillah Devletinde olup işbe âyn-ı cari
Rûz-ü şeb hazretine herkes eder daim düa.
Sahib-ül-hayr, mübaşir her kimin kisâyi var
Avn-ı Hak olsun refiki anların yemül-Ceza
Bu tarik-ı âm’dan her kim geçerse ey imam
Diler Tahsin ede tarihini ‘Huşca bina’ “.
Hüsam oğlu Hacı Beyazıt Çeşmesi (Bolvadin)
Bolvadin’de Hacı Ahmet Mahallesi’ndeki çeşmeyi Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile Hüsam oğlu Hacı Beyazıt 1539 yılında yaptırmıştır. Osmanlı döneminde Surra yolunun (Hac yolu) Bolvadin’den geçmesinden ötürü bu çeşmenin yapıldığı sanılmaktadır. Bunun yanı sıra sefere çıkan ordu da burada konaklıyordu.
Çeşmenin Kitabesi:
“Emere bi-inşai hazel-aynül-cariye
Fi eyyamı Devlete Sultan Süleyman bin Selim Han
Edamellahu ömrühu El-abdüzzaif Hacı Bayazıd bin Hüsam
Fi evasıt-ı zil-kade 945”.
Umuroğlu Mustafa Çavuş Çeşmesi (Çavuşbaşı Camisi Çeşmesi) (Sandıklı)
“Mustafa Ağa merhum bünyadI mesçide
Oğlu merhum Mehmed çeşmesine ihtimam
Cafer Ağa’dır sebeb bunların itmamına,
İde mahşerde şefaat anlara Fahrül-Enam
Çeşme tarihi Kemal aşkına nuş olsun deyin
Aşkına hem de Hüseyn-ı Kerbela’nın Ves-selam”
Halime Kadın (Cevizaltı) Çeşmesi (Merkez)
Gedik Ahmet Paşa külliyesi’nin avlusunda, çifte sütunlu bir çeşme bulunmaktadır. Hayırsever bir kadın olan Halime Kadın bu çeşmeyi 1764 yılında yaptırmıştır. Çeşmenin iki satırlık kitabesi bulunmaktadır:
“Barek-Allahbudur tevfik-i Hakkın mazharı
Kim Halime Kadın oldu bu hayrın masdarı
Yaptırıp atşile dedi murassa tarihini
Nuş edin bu çeşmeden ab-ı zülal-ı sükkeri
1178 (1764)”
Mustafa Bey Çeşmeleri (Merkez)
Hersek Ahmet Paşa’nın torunlarından Hacı Ahmet Paşa’nın küçük oğlu Mustafa Bey Afyon’da çeşitli yerlerde çeşmeler yaptırmıştır. Bunlar Bolvadin Ağılönü Camisi karşısında, Ali Çetinkaya Kız Enstitüsü köşesindeki Askeriye Çeşmesidir. Ancak bu çeşmeler Afyon’da açılan yollar sırasında yıkılmıştır. Buğday Pazarındaki Çeşmesi’nin kitabesi Afyon Müzesindedir.
Döğer Işıklar Çeşmesi (İhsaniye)
İhsaniye Döğer’deki yuvarlak kemerli çeşmeyi yazıtına göre Döğer’ın zenginlerinden Hüseyin oğlu İbrahim 1779’da yaptırmıştır.Çeşmenin Kitabesi :
“Bena hazel-ayn-ül-latif İbrahim Ağa bin Hüseyin Ağa
Fi-sene selase ve tis’ine ve mie ve elf
Min Hicreti-men lehül-izz-ü veş-şeref
1193 (1779)”
Olucak Çeşmesi (Merkez)
Afyon Karahisar Çavuşbaş Mahallesi’nde bulunan bu çeşmenin suyu XIII.yüzyılda Mimar Gevhertaş’ın Alaeddin Medresesi’ne bağladığı kaynaktan sağlanmıştır. Medresenin yıkılmasından sonra 1789’da bu çeşme yapılmıştır. Kitabesinden öğrenildiğine göre Turşan Hacı Ali isimli bir kişinin ruhu için öldükten sonra yapılmıştır
Yuvarlak kemerli çeşme üzerindeki kitabesi:
“Hubbeza Turşan El-Hacı Ali
Ruhuna bu çeşme oldu sebil
Çıktı tarihi meya-ı nehirden
Hayr-ı cari mizab-ı Cemil 1204 (1789)”.
Badakoğlu Çeşmesi (Sultandağ)
Sultandağı, İshaklı’daki Konya Caddesi üzerinde bulunan Badakoğlu Çeşmesini kitabesinden öğrenildiğine göre İshaklı’da Badakoğlu ismi ile tanınmış bir hayırsever Rodoslu Manuel Usta’ya 1791’de yaptırmıştır. Çeşmede Selçuklu Kervansaray’ının yıkıntısından arta kalan taşlardan yararlanılmıştır. Çeşmenin ayna taşı üzerinde kitabesi bulunmaktadır:
“Bu çeşmeden içip mai Fıratı
Her içtikçe bula canın hayatı
Sebeb olan bula ya Rab izzeti.
Çekmesünler dareynde mihneti
Amele Rodoslu Haç Mansur
1206 (1791)”.
Siyahlar Çeşmesi (Merkez)
Afyon Karahisar’da Siyahlar Mescidi ismi ile tanınan caminin önündeki çeşmeyi hayırsever bir kadın olan Neslihan Kadın 1810 tarihinde yaptırmıştır. Çeşmenin yuvarlak kemeri üzerinde dört satır halinde kitabesi bulunmaktadır:
“Şimdi suyun buldu siyah tekkesi
Neslihan Kadın verüp hayra sebat
Bismillah ile deyin tarihi tam,
Nuş edin bu çeşmeden Ab-ı Hayat 1225 (1810)”.
Abdal Baba Çeşmesi (Şuhut)
Şuhut, Bektaşi Babalarından olan Abdullah Sultanoğlu Ahmet Baba adına, bu çeşmeyi oğlu İsmail Efendi l817 yılında yaptırmıştır. Çeşmenin sivri kemerli ayna taşı üzerinde kitabesi bulunmaktadır:
“Bismillahir-rahmanir-rahim
Ab-ı revan-ı Ahmed Baba han bin Abdullah Sultan
Sahibül-hayrat evladı İsmail Efendi
1232 (1817)”.
Hüsrev Paşa Hanı Çeşmesi (Emirdağ)
Emirdağ Han Köyü’ndeki Hüsrev Paşa Hanı yapılırken yanına bir de çeşme eklenmiştir. Zamanla çeşmenin su yolları bozulmuş ,kitabesinden öğrenildiğine göre Karahisar ve Sultanönü Sancakları Valisi Mehmet Reşit Paşa su yollarını onarmış ve çeşmeyi de yeniden yaptırmıştır. Bunu belirten 6 satırlık kitabeyi de çeşmenin üzerine koydurmuştur:
“Müror-u vakt ile olmuş idi bu çeşme virane
Şikayetkar olurdu teşnelikten uğrayan hana
Vezir-i sami, alihimmet, bülend-i ikbal Reşid Paşa
Ki tamir eyledi anı, muammer ola merdane,
Vahid’in hame-i safı ana nutk eyledi tarih.
Bu bir ayn-ı kerem kim caddedeki cümle atşanef
1237(1821)”.
Hacı Paşa Çeşmesi (Merkez)
Afyon Karahisar merkez köylerinden Erkman Köyü’nde Hacıbaba Türbesi’nin önündeki çeşmeyi Hacı Ahmet Ağa’nın oğlu Süleyman Ağa, halas Hanife Hanım’ın ruhu için 1831 yılında yaptırmıştır. Dikdörtgen, üzeri çatılı türbenin tarih kitabesi bulunmaktadır:
“Hub mevkiinde bir eser olmuş bu Ayn-ı canfeza
Dil-teşneler nuş eylesün işte bu Ma-i azep Fırat
Hoş sarf-ı himmet kldı Mollazade Süleyman Ağa
Vala himem ali nejad ol zat-ı memduh-us sıfat
Daim cücuh-u hayra sarf eyler heman hep varmış
İzzü şerefle rıfatı hemvari olsun ber sebat
Yaptırdı halası Hanife hanımın ruhu için
Mevla ivez versin ana Ukbaba duzahten necat
Hak ömrünü müzdad ede adasını berbad ede
Subh-u mesa dilşad ede,gam görmiye ezher cihat
Feyzi düayı hatm edüp medhiyle tarihin dedi
Hakka cihande var ise ancak budur Ab-ı Hayat
1247 (1831)”.
Gazlıgöl Çeşmesi (Merkez)
Afyonkarahisar Gazlıgöl kaplıcası önündeki çeşme üzerindeki yazıta göre Boyacıoğlu Mehmet Ağa’nın ruhu için 1902 yılında yaptırılmıştır. Boyacıoğlu Hacı Mehmet ağa Afyon’da üç çeşme yaptırmış ve üç dükkanını da vakfetmiş bir hayırseverdir. Şeriye Sicillerinden öğrenildiğine göre de bu çeşme vasiyeti uyarınca ailesi tarafından yaptırılmıştır.
Çeşmenin Kitabesi:
“Binayı çeşme-i Ziba vücuda geldi hamdolsun
İçenler ab-ı safından sükun-ü atş-ı can olsun
Müror-u abirin nuş eyledikçe ruz-ı mahşerde
Boyazızade merhum Mehmet ruhu şad olsun
Yirmiyle binüçyüzde yapıldı çeşme-i rana
Zuhur etti ana Haktan lutf-u tarih tılsım olsun
1320 (1902)”.
Bedüş Köyü Çeşmesi (Şuhut)
Beduş ilçesi Bedeş Köyü’ndeki çeşmeyi kitabesinden öğrenildiğine göre Şuhutlu Tülüzade Hüseyin Avni Bey l913 yılında yaptırmıştır. Mimari bir özelliği olmayan çeşmenin iki yanında yivli iki plaster olup birbirlerine sivri, kırık bir kemerle bağlanmıştır. Ayna taşı üzerindeki kitabesini Mevlevi dervişlerinden hattat Kazancı Mehmet Dede Efendi yazmıştır:
“Söy kıldı Tülu zade Hüseyin Avni
Yaptırıp bu çeşmeyi Kablel-memat
Hazret-i Şah-i velayet ruhuna
Bahş kıldı ecrini aldı berat
Şahit olsun Oniki İmam ana
Böyledir Al-i Aba’dan senihat
Hu deyip içse erenler abını
Her belalardan bulur fev-ü necat
Gel Şehid-i Kerbela’nın aşkına
Nuş kıl bu çeşmeden ab-ı hayat
1330 –l332 (1913)”.
Döğer Kervansarayı (İhsaniye)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...5/00004250.jpg
Osmanlı döneminde kervan yolu üzerinde bulunan Döğer Kervansarayı İhsaniye ilçesinin yakınlarındadır. Kitabesi günümüze ulaşmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Sultan II.Murat zamanında yapıldığı söylenmektedir.
Döğer Kervansarayı iki katlı ve iki kısımdan meydana geldiğinden ötürü değişik bir mimari yapıya sahiptir. Kervansarayın birinci kısmı iki katlı olup, 29.40x13.20 m., İkinci kısım ise 27.10x13.20 m. ölçüsündedir. Kervansarayın birinci bölümünün beden duvarları, üst örtüsü kesme taştan olmasına karşılık ikinci kısım moloz taştan yapılmıştır. Birinci kısmın zemin katı girişten sonra üç adet haç şeklinde paye birbirleri ile ve duvarlarla, kalın kemerlerle bağlanmışlardır.
Giriş kapısının hemen yanında bulunan nişin içerisindeki mazgal şeklindeki pencere içerisini aydınlatmaktadır. İç mekanın üzeri çapraz tonozlarla örtülmüştür. İkinci kata giriş kapısının karşısına gelen merdivenlerden çıkılmaktadır. İkinci kat uzun bir koridor şeklinde olup, çevresinde mazgal pencereli, ocaklı ve üzerleri kubbeli odalar bulunmaktadır. Ayrıca küçük bir mescit de bu bölüme eklenmiştir.
Kervansarayın ikinci kısmının girişi birinci kısma göre daha büyük ve dışa doğru çıkıntılıdır. Üzeri beşik bir tonozla örtülmüştür. Burası da kalın duvarlardan yapılmış olup, diğerinden farklı olarak tek katlıdır. İç mekan altı büyük sivri kemerlerle duvarlara ve birbirlerine bağlanarak bölümler oluşturmuştur. Üzeri beşik tonozla örtülüdür.
Kervansarayın bir ve ikinci kısımları arasında iki mazgal pencere bulunmaktadır. Büyük olasılıkla Döğer Kervansarayında önce birinci kısım, sonra da ikinci kısım yapılmıştır.
Sahip Ata (İshaklı) Kervansarayı (Sultandağı)
Açık bir avlu etrafında kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Avlu duvarları kale duvarları gibi dışa kapalıdır. Avlunun kuzey yönünde giriş kapısı bulunmaktadır. Selçukluların diğer eserlerinde olduğu gibi avlu kapısının anıtsal bir görünümü vardır.
Kesme taştan profilli taş işçiliği ile dikkat çekmektedir. Portal nişinin iki yanında iki sütun yer almakta olup, kapının üzeri mukarnaslarla bezenmiştir. Avlunun çevresinde set üzerinde yolcuların kaldığı mekanlar sıralanmıştır. Avlunun ortasında küçük bir köşk mescit bulunmaktadır. İki katlı kare mekanlı olan bu mescit kesme taştan yapılmış olup, birinci kattaki dört köşede bulunan ayaklar ve bunları birleştiren dört sivri kemer ikinci katı taşımaktadır. İkinci kat tamamen ibadete ayrılmış olup, içeriye kuzeyden girilmektedir. Her cephede de birer küçük pencere bulunmaktadır. Mescidin üzeri mukarnaslı bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca kuzey duvarı önünde de tonozlu bir yapı kalıntısı vardır.