-
hadisler
"Ey gençler zümresi! Sizden her kim evlenmek külfetine gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek, gözü (haramdan) daha çok men eder. İffeti daha çok muhafaza eder. Nikâh külfetine muktedir olmayan kimse ise, oruç tutsun"
(Müslim)
---
"Kim ki gözünü yabancıdan çekmek, kendini nâmahremden korumak ve akrabalık hakkını gözetmek üzere evlenirse, Allahü Teâlâ (bu evlenmede) o erkeği o kadınla ve o kadını da o erkekle mutlu eder."
(Tergib ve Terhib)
-
Cevap: hadisler
"Ey gençler zümresi! Sizden her kim evlenmek külfetine gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek, gözü (haramdan) daha çok men eder. İffeti daha çok muhafaza eder. Nikâh külfetine muktedir olmayan kimse ise, oruç tutsun"
(Müslim)
---
"Kim ki gözünü yabancıdan çekmek, kendini nâmahremden korumak ve akrabalık hakkını gözetmek üzere evlenirse, Allahü Teâlâ (bu evlenmede) o erkeği o kadınla ve o kadını da o erkekle mutlu eder."
(Tergib ve Terhib)
-
Cevap: hadisler
Hz. İbni Ömer Radiyallahu Anh'tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:
"Bir adam duasının kabul olmasını ve sıkıntıdan kurtulmasını isterse, darlığa uğrayan insana yardım
etsin."
(İbn-i Ebiddünya)
-
Cevap: hadisler
Hz. Ebu Hureyre Radiyallahu Anh'tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:
"Bir adamın haksız yere malına saldırılır ve o da malını müdafaa ederken öldürülürse şehiddir."
(Ahmed bin Hanbel
-
Cevap: hadisler
Hz. Bera Radiyallah Anh'tan rivayetle Resûlü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:
"Müslümanlardan iki kişi yoktur ki karşılaştıklarında birbirleriyle tokalaşsınlar da, ayrılmadan evvel günahları bağışlanmış olmasın."
(Tirmizi; İbni Mace)
-
Cevap: hadisler
Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem Miracını haber verdiğinde Kureyş müşrikleri, hemen, Hz. Ebu Bekir'in yanına vardılar. Ona:
"Ey Ebu Bekir! Senin sahibin hakkındaki şeyden haberin var mı?
O, güya, bu gece Beytü'l-Makdis'e varmış![1] Orada namaz kılmış! Sonra da Mekke'ye dönmüş!?" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Siz onun hakkında yalan söylüyorsunuz!" dedi.
Müşrikler:
"Hayır! Kendisi, şuradaki Mescid'de halka böyle söyledi!" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Vallahi, eğer o bunu söyledi ise, muhakkak, doğrudur!" dedi.
Müşrikler:
"Sen onu doğruluyor, kendisinin bir gecede Beytü'l-Makdis'e gidip sabahtan önce Mekke'ye geldiğini doğru buluyor musun?" dediler.
Hz. Ebu Bekir:
"Evet! Bunda şaşacağınız ne var?
Vallahi, ben onu bundan daha uzak olanında, gecenin veya gündüzün herhangi bir saatinde kendisine semadan haber geldiğini bana haber verdiğinde tasdik edip duruyorum!" dedikten sonra, Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi ve:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Sen şu halka bu gece Beytü'l-Makdis'e gittiğini söyledin mi?" diye sordu.
Peygamberimiz (a.s.):
"Evet!" buyurdu.
Hz. Ebu Bekir:
"Ey Allah'ın Peygamberi! Onu bana tarif ve tavsif et! Çünkü, ben oraya gitmişimdir" dedi.
Beytü'l-Makdis, hemen, Peygamberimiz (a.s.)ın gözünün önüne geldi. Peygamberimiz (a.s.), ona bakarak, Hz.Ebu Bekir'e Beytü'l-Makdis'i birer birertarif etmeye başlamış; anlattıkça, Hz. Ebu Bekir de:
"Doğru söylüyorsun! Ben şehadet ederim ki; sen Allah'ın Resûlüsün!" demiştir.
Peygamberimiz (a.s.) da:
"Ey Ebu Bekir! Sen, Sıddîk'sın!" buyurmuş ve o gün ona Sıddık ismini vermiştir.
---
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Zehebî, s. 247-248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 113.
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39-40, Zehebî, s. 248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 248.
Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 248; Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.
İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 40.
İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 40, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 247-248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22.
İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39-40, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22.)
-
Cevap: hadisler
Hz. Selman radiyallahu anh'tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:
"Hiçbir müslüman yoktur ki kendisine bir müslüman kardeşi gelsin, o da ona ikram ve saygı olarak
dirsek yastığı sunsun; Allah da bu ikramına karşılık, ona mağfiret etmesin."
(Tayalisi; Makdisi)
-
Cevap: hadisler
Hz. Enes Radiyallahu Anh'tan rivayetle Resûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:
"Malından gizlice veya aşikare infakta bulunan (Allah cc. yolunda harcayan) hiçbir müslüman yoktur ki, Cennet onu 'hele bana gel, bana gel' diye çağırmasın."
(Hatib/Tarih)
-
Cevap: hadisler
Hz. Enes Radiyallahu Anh'tan rivayetle Resûlü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:
"Ashabım ile ümmetimin misali, yemekte tuzun misali gibidir. Yemeğin ancak tuzla tadı gelir."
(Ramuz)
-
Cevap: hadisler
Hz. Ebu Hureyre Radiyallahu Anh'tan rivayetle Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:
"Hiçbir kul yoktur ki, onun gökte bir ünü olmasın. Eğer gökteki ünü güzel ise, yerde de ona güzel ün
yazılır. E¤er gökteki ünü fena ise, yerde de ona kötü ün verilir."
(Beyhaki/Sünen)