Kabir Fitnesi (Azabı) Gerçektir
Bu husustaki Nebevî hadisler pek çoktur. Bu konuyla ilgili hadisler ara*sında uydurma olanlar da vardır. Buna karşılık sahih olan hadisler tevatür aşamasına kadar ulaşmıştır. Bunlardan biri de Enes'in hadisidir. Bu hadiste şöyle denilmektedir: Resulullah (as) buyurdu ki, "kul ölüp kabrine konuldu*ğunda arkadaşları (onu gömdükten sonra) çekilip giderler, bu sırada ölü onların ayak seslerini duyar. Kendisine iki melek gelir ve yanına oturur. Şöy*le derler: 'Şu Muhammed denen adam hakkında ne diyordun?' Eğer ölü Al*lah'a inanan bir kimse ise şöyle söyler: 'Şehadet (tanıklık) ederim ki, O, Al*lah'ın kulu ve elçisidir.' Ona: 'Bak işte ateşteki (cehennemdeki)yerin orası i-di, ama Allah Azze bu (kötü) yeri giderip cennetten sana bir yer verdi' der*ler, o da her ikisine birden bakar, durur". Katade, bu inanan ölü için, "kabri genişler (rahatlık olur)" dedi ve yine Enes'in hadisine döndü; şöyle dedi: "Eger ölen kişi inanan bir kimse değil de kâfir ve münafık ise, ona, 'şu Mıı-hammed denen adam hakkında sen ne diyordun?' diye sorulduğunda, 'bil*miyorum, (dünyada iken) insanlar onun hakkında her ne söytüyorlarsa ben de aynını söylüyordum' der. Ona derler ki, 'sen (dünyada iken) ne onu ta*nıdın ne de ona tabi oldun' ve hemen demir bir çekiçle ona vururlar. Ona ' bir tek darbe vururlar, öyle bir çığlık atar ki insanlar ve cinler (sekaleyn) ha*ricinde ona yaklaşan ve yakın olan herşey bu haykırışı duyar". Abdullah b. Ömer'in hadisinde ise şöyle geçmektedir: Resulullah (as) buyurdu ki, "in*sanlardan herhangi birisi öldüğünde, eğer cenneti hak etmiş birisi ise sabah akşam ona hak ettiği yer gösterilir. Eğer cehennemi hak etmiş cehennemlik*lerden ise, ona, 'işle şurası Allah Azze'nin kıyamet gününde seni dirilteceği zamana kadar hak ettiğin yerindir' denir".
İçlerinde gömülü olan kişilerin azap gördüğü iki kabir hadisi ve Ebu Ey-yub'un hadisinde şöyle geçmektedir: Nebî (as) ile birlikte çıkmıştık. Güneş battığında bir ses duyuldu. Resulullah (as), "Yahudiler kabirlerinde azab çe*kiyorlar, (bu o azabın sesidir)" dedi. Burada anlatılan kabirlerdeki azabın se*sini duyma hususu yalnızca Resulullah'a (as) özgü bir şeydir, yoksa diğer in*sanların böyle bir özelliği yoktur
Esma'nın hadisinde ise şunlar aktarılmaktadır: Resulullah (as) konuşmak üzere kalktı ve insanın işkence ve eziyet gördüğü kabir azabı hakkında açık*lamalarda bulundu. Bunun üzerine Müslümanlar feryad ettiler. Aişe (a) şöyle dedi: "Resulullah'in (as) namaz kılıp da (sonrasında) kabir azabından Al*lah Azze'ye sığınmadığı hiçbir zaman görülmemiştir. Güneş tutulması ola*yında Resulullah (as), Müslümanlara kabir azabından Allah Azze'ye sığın*malarını emretmişti".
Sahih hadis kitaplarında yeralan bu tip hadislerden pek çoğunu çeşitli yerlerde ve belirli metodlarla sunduk; şöyle; "Ey Allah'ım! Biz, kabir azabın*dan ve sıkıntılarından, hayalın ve ölümün fitnelerinden (şeytanın gerek ya*şarken, gerekse ölüm anında insanın aklını fikrini çalmaya çalışmasından), deccal mesihin fitnesinden sana sığınıyoruz."