Ebü Süfyan b. Harb (Radiyaüahu anh) 'in Faziletlerinden Bir Bab
168- (2501) Bana Abbâs b. Abdi'1-Azîm El-Anberî ile Ahmed b. Ca'fer El-Ma'kirî rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Nadr (Bu zât İbnî Muhammed El-Yemânî'dir) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize İkrime rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Zümeyl rivayet etti. (Dedi ki) : Bana İbni Ab-bâs rivayet etti, (Dedi ki) : Müslümanlar Ebû Süfyân'a bakmıyor, onunla oturmuyorlardı. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemj'c :
— Yâ Netiyyallah! Üç şey var; onları bana ver! dedi. O da : «Pekâlâ!» dedi. (Ebû Süfyân) :
— Bende Arabın en iyisi ve en güzeli Ümmü Habîbe binti Ebî Süf*yân var. Onu sana vereyim! dedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Pekiyi!» buyurdular.
— Bir de Muaviye var. Onu huzurunda kâtip yaparsın! dedi. (Yine) ;
«Pekiyi!» buyurdular.
— Bir de beni emîr yaparsın. Tâ ki, vaktiyle müslümanlarla çarpış*tığım gibi, kâfirlerle çarpışayım, dedi. (Yine)
«Pekiyi!» buyurdular,
Ebû Zümeyl: «Eğer bunu Peygamber (Salhllahü Aleyhi ve Sellem)1 den istememiş olsaydı, ona bunu vermezdi. Çünkü kendisinden bir şey isteni*lirse mutlaka : Evet! cevabını verirdi.» demiş.
Nevevî'nin beyânına göre : Bu hadîs müşkil olmasıyle meşhur hadîslerdendir, İşkâlın vechi şudur ki: Ebû Süfyân ancak hic*retin sekizinci yılında Mekke 'nin fethedildiği gün müslüman olmuştur. Bu meşhurdur. Hilâfsızdır. Halbuki Peygamber (Sallalküıii Aleyhi ve Selle m), Ümmü Habîbe ile bundan uzun zaman önce evlenmiştir. Ebû Ubeyd'e, Halîfe b. Hayyad, Îbnü'l-Berkî ve cumhur ulemâ onunla hicretin altıncı yılında evlendiğini söylemişler*dir. Yedinci yılında evlendi, diyenler de vardır. Kaadî I y âz onun*la nerede evlendiği hususunda ulemânın ihtilâf ettiğini söyler. Bâzıları «Ümmü Habîbe Habeş'deıı geldikten sonra Medine'de evlendi.» demiş. Cumhur ise Habeşistan :da iken evlendiğini söylemişlerdir. Yine Kaadî Iyâz'm beyânına göre ulema Habeşistan'da Ümmü Habîbe 'nin nikâhını kim kıydığı hususunda dahi ihtilâf etmişler. Bâ*zıları Hz. Osman, bir takımları Ümmü Habibe 'nin izniyle Hâlid b. Saîd b. El-Âsi kıydığını söylemişlerdir. Necâşî kıymıştır» diyenler de vardır. Çünkü o yerin emîr ve sultânı o idi. şunu söylemiştir : «Müs1im'in buradaki rivayetinde onu Süfyân'm evlendirmiş olması cidden garibdir Ümmüe'nin Ebû Süfyân kâfir olarak Medine'ye geldi-onunla geçen macerası meşhurdur.» adî bundan fazla bir şey söylememiştir. İbni Hazm Kaadî Ebû Habibği zaman Kaise : «Bu'hadîs râvilerden birinin vehmidir. Çünkü halk arasında hilaf yoktur ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Ümmü Habîbe ile fetihden çok zaman evvel, kendisi Habeşistan 'da, babası da kâfir iken evlenmiştir» demiştir. Yine İbni Hazm 'den bir rivaye*te göre : «Bu hadîs mevzudur. Bundaki musibet Ebû Zümeyl 'den rivayet eden İkrime b. Ammâr 'dan gelmektedir.» demiştir. Fa*kat Ebû Amr İbni Salâh, İbni Hazm'in bu iddiasını kabul etmemiş, kendisine ağır sözler söylemiş : «Bu söz onun cesaretin*den ileri geliyor. Çünkü kendisi büyük imamları hatalı çıkarmak ve on*lara dil uzatmak hususunda pek atılgandır. Biz hadîs imamlarından hiç birinin İkrime b. Ammâr'ı hadîs uydurmakla itham ettiğini bilmiyoruz, Onu Veki ' , Yahya b. Maîn ve başkaları mûta-med saymışlardır. Duası makbul bir zât idi. İbni Hazm'in Üm*mü Habîbe evvelden nikâhlanmıştır diye bu hadîs hakkında teveh-hüm ettiği münâfaat ve zıddiyet kendisinin bir hatası ve gafletidir. Zira ihtimal ki Ebû Süfyân Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve SellemVm gönlünü almak için nikâhın yenilenmesini istemiştir. Çünkü kendi rızâmı olmaksızın kızının evlenmiş olmasını ihtimal reisliğine ve nesebine bir nakîsa sayıyordu. Yahut böyle bir vaziyet karşısında babanın müslüman oluşunun nikâh akdini yenilemek iktizâ edeceğini sanmıştır. Bundan da*ha açık haller mertebesi Ebû Süfyân 'dan daha büyük, ilmi daha çok ve sohbeti daha uzun bâzı zevata gizli kalmıştır.» demiştir.
İbni Sa1âh'm sözü burada sona erer.
Buna karşılık Nevevî de şunları söylemiştir : «Hadisde Pey*gamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in nikâh akdini yenilediğine veya Ebû Süfyân'a nikâhı yenilemek icab ettiğini söylediğine dair bir şey yok*tur. İhtimal ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Pekiyi!..» sözüyle : Hakikî akidle olmasa da istediğin usul bulur, de*mek istemiştir.
Hadîsden de anlaşılacağı vecihle Hz. Ümmü Habîbe, Ebû Süfyân'm kındır. Ebû Süfyân Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in kayınpederi olduğu halde, ashâbm onun yüzüne bakmamaları, yanında oturmamaları Taberânî'ye göre Müslüman olmazdan evvel Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile müslümanlara yaptığı eziyet*lerden dolayıdır. Çünkü onun yaptığını başka hiç bir müşrik yapmamıştı. Nihayet Mekke 'nin fethedildiği gün arzusu hilâfına müslüman olmuş; müellefe-i kulubdan sayılmıştır.
Hadîs-i şerif Hz. Ebû Süfyân 'm faziletine delildir.