Hayvanlarını Sürenlere Onlara Acımalarını Emir Duyurması Babı
70- (2323) Bize Ebû'r-Rabi' El-Ateld ile Hâmid b. Ömer, Kuteybe b. Saîd ve Ebû Kâmil toptan Harama d b. Zeyd'den rivayet ettiler. Ebû'r-Kabı' dedi ki: Bize Hammâd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Eyyûb, Ebû Kı-lâbe'den, o da Enes'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) seferlerinden birinde idi. Enceşe denilen kara bir hizmetçi de develeri sürüyordu. Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) ona
«Ya Enceşe! Sırçalar için develeri yavaş sür!» buyurdular.
(...) Bize Ebû'r-Rabi' El-Atekî ile Hâmid b. Ömer ve Ebû Kâmil da*hî rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Hammâd Sâbit'ten, o da Enes'den naklen bu hadîsin benzerini rivayet etti.
71- (...) Bana Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harh da ikisi birden İbni TJleyye'den rivayet ettiler. Züheyr (Dedi ki) : Bize İsmail rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Eyyub Ebû Kılâbe'den, o da Enes'den naklen rivayet etti ki, Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) zevcelerinin yanına gelmiş. En*ceşe denilen bir sürücü hayvanlarını sürüyormuş. Bunun üzerine:
«Vah sana yâ Enceşe! Sırçaların hayvanlarsm yavaş sür!:> Duyurmuşlar. Kavi diyor ki.: Ebû Kılâbo şunu söyledi: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Öyle bir söz söyledi ki, onu sizden biriniz söylese kendisini ayıp*lardınız.
72 - ( ) Bize Yahya b. Yahya dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ye-zid b. Zürey' Süleyman Et-Teymî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen ha-her verdi. H.
Bize Ebû Kâmil de rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yezid rivayet etti (Dedi ki):Bize Teymî, Enes b. Mâlik'den rivayet etti. (Şöyle demiş) . Kes Ümmü Süleym Peygamber (Sallallahü Aleyi ve Sellem). ile birlikte idi. Onların develerini bir sürücü sürüyordu. Neb.yyullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«ly Enceşe! Sırçaların hayvanlarını yavaş sür!» buyurdular.
73- (...) Bİze İbni Müsennâ dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ab-
düssamed rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Hemmâm rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Katâde Enes'den rivayet etti. Enes şöyle demiş : Resûlüllah (Sallallahü Aleyh'vve Seliem) 'in güzel sesli bir deve sürücüsü vardı. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona:
«Ağır ol ya Enceşe! Sırçaları kırma!» buyurdular. (Bununla) Zayıf ka*dınları kastediyordu.
(...) Bize bu hadîsi İbni Beşşâr da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû Dâvud rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hişâm, Katâde'den, o da Enes'den, 0 da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)''den naklen rivayet etti. Ama «Güzel sesli sürücüsü» ifadesini anmadı.
Bu hadîsi Buharı «Kitâbu'l-Edeb»'de tahric etmiştir. Kavârir : Kâruranın cenVidir. Kârûra cam sırça demektir. Kadınlar zaafları ve çabuk kırılmaları sebebiyle sırçaya benzetilmişlerdir, Kaadî 1yâz'in beyânına göre ulema bu hususta ihtilâf etmişlerdir. Birçoklarına göre develeri süren Enceşe güzel sesli idi. Develeri sürerken recez denilen şiir nev'inden kadınlara ait parçalar okurdu. Binaenaleyh kadın*lar bunu işitip de kalblerine fitne düşmesin diye Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onu bundan men etmiştir. Zira Arapların meşhur meselelerindendir : Şarkı zinanın muskasıdır derler. Kaadî Iyâz bu tev*cihi Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in maksadına ve sözünün muk-tezasma daha muvafık bulmuştur. Diğer bir takım ulemâya göre hadîsten maksat develeri yavaş sürmektir. Çünkü develer sürücünün şarkı söyle*diğini işitince bundan zevk ve şevk duyarak hızlanırlar. Ve üzerindeki insanları sarsarak yorarlar. İşte Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) E nceşe'yi bunun için men etmiştir. Çünkü kadınlar şiddetli hareket*ten bîtab düşer; zarar görürler.
Ebû Kılâbe'nin «Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) öyle bir söz söyledi ki, onu sizden biriniz söylemiş olsa kendisini ayıplardınız.» sözüne gelince. Bundan maksad «Müslim» şârihi Übbî'ye göre Resûlüllah (Süllüllahü Aleyhi ve Sellem)'ln :
«Sırçalar için develeri yavaş sür!» Ve diğer rivayetteki:
«Sırçaları kırma!» sözleridir.
Kirmanı diyor ki: «Bu lâtif ve beliğ bir istiaredir. Niçin ayıp görülsün dersen, ben de derim ki: Belki ayıplayan istiarenin şartı kavim*ler arasında açık ve aşikâr olmasıdır da ona bakmıştır. Sırça ile kadın arasında açık olarak benzerlik yoktur. Fakat hak şudur ki : Bu söz son derece güzel ve kusursuzdur. İstiarede vech-i şebehin açık olması zâtı iti*bariyle lâzım değildir. Onu açık kılan karinelerden hâsıl açıklık kâfidir. Nitekim bu bahiste de 'öyledir. İhtimal ki: Ebû Kılâbe 'nin mak*sadı da bu istiarenin belagatta Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) gibi zevattan sâdır olduğu için güzel sayıldığını, belagatı olmayanlardan sâdır olsa cemaatın onu ayıplıyacaklannı anlatmaktır. Onun makamına lâyık olan da budur.»
Bu Hadislerden Çıkarılan Hükümler:
1- Deve sürerken şarkı mırıldanmak caizdir.
2- Kadınları sefere götürmek caizdir.
3- Konuşurken mecaz kullanmak caizdir.
4- Kadınların erkeklerden uzak bulunması, vazu nasihat gibi şeyler müstesna onların sözlerini işitmemeleri icab eder.