Benzeri İbadetleri Yaptıkları Müddetçe Onlarla Harpten Vaz Geçmenin Vücubu Babı
62- (1854) Bize Heddâb b. Hâlid El-Ezdî rivayet etti. (Dedi ki): Bize Hemmâm b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize Katâde, Hasan'dan,o da Dabbe b. Mihsan'dan, o da Ümmii Seleme"den naklen rivayet etti ki, Resûlüllah (SallallahüAleyhi ve Sellentj şöyle buyurmuş :
«Bir takım emirler gefecc-k! Siz: bilip i'tîrâz edeceksiniz. İmdi kim bi*lirse beıâet eder; kim İ'tirazda bulunursa kurtulur. Lâkin kim rİza gösterir de tâbi' olursa!..,» Ashâb :
— Onlarla harb etmeyelim mi? Demişler.
«Hayır! Namaz kıldıkları müddetçe!» buyurmuş.
63- (...) Bana Ebû Gassân El-Mismaî ile Mubammed b. Beşşâr da hep birden Muâz'dan rivayet ettiler. Lâfız Ebû Gassâıı'mdır. (Dedi ki): Bize Muâz —ki İbni Hişâm Ed-Dcstavâi'dir— rivayet etti. (Dedi ki): Ba*na babanı, Katâbe'den rivayet etti. (Demiş ki): Bize Hasan, Dabbe b. Mihsaıı eI-Anezi'den; o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in zevcesi Ümmii Seleme'deıi, o d;* Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sel*lem)'den naklen rivayet etti ki :
«Sizin üzerinize bîr takım emirler tayin edilecektir. Sîz onları bilipitiraz edeceksiniz, İmdi her kim kerih görürse berâet etti; her kim itirazda bulunursa kurtuldu demektir. Lakin kim rizâ gösterir de tâbi' olursa!...
buyurmuştur. Ashab: Yâ Resûlul'ah onlarla harpetmeyeüm mi? demişler.
«Hayır! Namaz kıldıkları müddetçe!» buyurmuş. (Yânı her kim kalbi ile kerih görür ve kalbi ile reddederse demektir.)
64- (...) Bana EbuV-Rabi' El-Alekî de rivayet etti. (Dedi ki): BizeHammâd (yâni İbni Zeyd) rivayet etti. (Dedi ki): Bize Muallâ b. Ziyâd ile Hj.şâm, Hasan'dan, ada Dabbe b. Mihsan'dan, o da Ümmü Selcme'den naklen rivayet ettiler. Ümmü Seleme: ResûlüIIah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu...» demiş.
Râvî yukarki hadîs gribi rivayette bulunmuş; yalnız: «Her kim redde*derse muhakkak beri olur; ve her kim kerîh görürse muhakkak kurtulur.» demiştir.
(...) Bize bu hadîsi Hasan b. Rabî' Ei-Beceli de rivayet etli. (Dedi ki): Bize İbnÜ'l-Mübârek, Hişânı'dan, o da Hasan'dan, o da Dabbe b. Mih-san'dan, o da Ümmü Seleme^den naklen rivayet etti. Şöyle demiş :
Besûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdular...
Râvî yukarıki "hadîsin mislini söylemiş; yalnız «Lâkin rizâ gösterip lâbi' olan..» cümlesi müstesna! Onu anmamıştır.
«İmdi her kim bilirse beraat eder.» cümlesinden murâd: Kim kötü*lüğü bilir de bunda şüphesiz kalmazsa, günahından berâet etmeye ken*disine bir yol açıldı demektir. Bu surette o kötülüğü imkânına göre eli ile veya dili ile değiştirir. Bunlardan âciz kalırsa kalbi ile o işi kerîh görür,
«Her kim kerîh görürse berâet etti demektir.» cümlesi de: bu kötü*lüğü kim kerîh görürse onun günah ve cezasından kurtulur; manasına*dır. Bu türlü hareket, kötülüğü eli ve dili ile reddedemeyen hakkındadır.
«Lâkin kim rizâ gösterir de tâbi, olursa'..» ifâdesi bir şart cümlesi*dir. Cevâbı mahzuf olup «günaha girer ve ceza görür.» takdirindedir.
Hadîs-i Şerif gelecekten haber veren bir rmı'cizedir. Verilen haber olduğu gibi zuhur etmiştir.
Bir kötülüğü defetmekten âciz kalan insanın mücerred susmakla gü*naha girmeyeceği, günaha ancak ona kalben râzî olduğu zaman gireceğive keza halife Islâmın esaslarından bir şey değiştirmedikçe sırf zulmün*den ve fistondan dolayı aleyhine ayaklanmama caiz olmadığı bu hadîsin delâlet ettiği hükümlerdendir.