-
İlmî Açıdan
Asır, siyasî açıdan fesad ve ızdırap asrı, sosyal açıdan ayrılık ve yok olma asrı olmasına karşılık, ilmî açıdan tam aksine bir ilerleme, patlama ve toparlanma asrı olmuştur.
Bu sebeple bu asır, ilmî açıdan genişleme ve toparlanma asrı olmuştur. Bu da şu sebeplere dayanır:
1- Moğol istilasından dolayı doğudan, İspanyol zulmünden dolayı batıdan ulemanın Mısır'a, Şam'a ve Kuzey Afrika ülkelerine hicret etmiş olmaları. Çünkü buralarda Moğol ve İspanyol tehlikesi bulunmamaktadır.
2- Memluklular devrinden önce inşa edilen medreselerde, mescidlerde, mekteblerde okutulan ilmin yaygın hale gelmesi ve Memluklular asrında da meliklerin emriyle yayılması.
Şu medreselerin fonksiyonu tarihen sabit olmuştur:
a) el-Medresetü's-Salihiyye
b) el-Medresetü'n-Nasınyye
c) el-Medresetü'1-Kumciyye
Bu üç medresenin tamamı Selahaddin Eyyubî tarafından inşa edilmiştir.
d) el-Medresetü'1-Mahmudiyye
Bu medrese de Sultan Ferec b. Burkuk'un emirlerinden biri olan Emir Cemaleddin Mahmut tarafından h. 797 senesinde yapılmıştır.
İlmî faaliyetlerin yüceleip yükselmesinde camilerin ve medreselerin fonksiyonu da bilinen bir gerçektir.
Bunlar arasında; Camiu'l-Ezher vardır. Selahaddin Eyyubî, burasını Sünnî mezhebin yayılması için bir merkez olarak kullanmıştı. -Allah orayı korusun- Ayrıca Mısır Fuştat'ta Amr Îbnü'1-As Camisi denilen Cami-i Atık ve Babu'l-Fütuh'ta bulunan Camiü'l-Hakim sayılabilir. Bunların dışında muhtelif dinî, Arabî ve tarihî ilimlerin tedris edildiği ders halkaları teşkil eden birçok mescid daha vardı.
3- Öğretmen ve öğrenciler için kurulan hayır vakıflarının çoğalması:
Bu asrın insanları -ister sultanlardan, ister emirlerden, ister saray ehlinden, ister ulema, tüccar, zengin, zanaatkar olsun- Allah rızası içini ilmin yayılıp gelişmesinde ve bu konuda vakıflar kurulmasında birbirleriyle yarışmışlardır.
4- Özellikle, batılı Ehl-i Salib'in -Haçlıların- ve Tatar Vloğallan'nın yok ettiği ansiklopedik çaptaki İslam eserlerinin aynısını yazmak için, İslam müelliflerinin büyük gayretleri.
Tarihen sabittir ki, dokuzuncu hicrî asrın sonlarına doğru İspanya'nın Gırnata şehrinde bulunan bir kütüphaneye kard in ellerden bir tanesi gelmiş ve seksen bin cildi aşkın kitabı yakmıştır.
Bu olay, Bağdad'ın 656 senesinde düşmesinden sonra Moğallar'ın İslam kültürüne yaptığına denk bir olaydır.
Takdim ettiğim bu asrın ortaları, Celaleddin Suyutî'nin yetiştiği ve bu asırdan bize birçok güzel şeyler kazandırdığı, bununla beraber kendisine birçok kötülüğün ulaştığı asırdır.