-
açoğa vurmak...
AÇIGA VURMAK
(Allah) "Ey Adem, bunlari onlara isimleriyle haber ver" dedi. O, bunlari onlara isimleriyle haber verince de dedi ki: "Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybini gerçekten ben bilirim, gizli tuttuklarinizi ve açiga vurduklarinizi da ben bilirim." (2/33)
(Peki) Onlar, Allah'in gizli tuttuklarini da, açiga vurduklarini da bildigini bilmiyorlar mi? (2/77)
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'indir. Içinizdekini açiga vursaniz da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra diledigini bagislar, diledigini azablandirir. Allah, herseye güç yetirendir. (2/284)
De ki: "Sinelerinizde olani -gizleseniz de, açiga vursaniz da- Allah bilir. Ve göklerde olani da, yerde olani da bilir. Allah, herseye güç yetirendir." (3/29)
Elçiye tebligden baska (yükümlülük) yoktur. Allah açiga vurduklarinizi da, gizli tuttuklarinizi da bilir. (5/99)
Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için gögüslerini büker (Hak'tan kaçinip yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarini da, açiga vurduklarini da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde sakli durani bilendir. (11/5)
Sizden sözü sakli tutan da, onu açiga vuran da, geceleyin gizlenen de ve gündüzün ortaklikta gezen de (O'nun katinda bilme bakimindan) birdir. (13/10)
Rabbimiz, süphesiz Sen, bizim sakli tuttuklarimizi da, açiga vurduklarimizi da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir sey Allah'a gizli kalmaz." (14/38)
Allah, sakli tuttuklarinizi ve açiga vurduklarinizi bilir. (16/19)
Süphesiz Allah, onlarin sakli tuttuklarini ve açiga vurduklarini bilir; gerçekten O, müstekbirleri sevmez. (16/23)
Sözü açiga vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü süphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. (20/7)
Içinde oturulmayan ve sizin için bir meta (yarar) bulunan evlere girmenizde bir sakinca yoktur. Allah, açiga vurduklarinizi da, sakladiklarinizi da bilir. (24/29)
Mü'min kadinlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçindirsinlar ve irzlarini korusunlar; süslerini açiga vurmasinlar, ancak kendiliginden görüneni hariç. Bas örtülerini, yakalarinin üstünü (kapatacak sekilde) koysunlar.
Süslerini, kendi kocalarindan ya da babalarindan ya da ogullarindan ya da kocalarinin ogullarindan ya da kendi kardeslerinden ya da kardeslerinin ogullarindan ya da kiz kardeslerinin ogullarindan ya da kendi kadinlarindan ya da sag ellerinin altinda bulunanlardan ya da kadina ihtiyaci olmayan (arzusuz veya iktidarsiz)
hizmetçilerden ya da kadinlarin henüz mahrem yerlerini tanimayan çocuklardan baskasina göstermesinler.
Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarini yere vurmasinlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz." (24/31)
Kadinlardan evliligi ummayip da oturmakta olanlar, süslerini açiga vurmaksizin (dis) elbiselerini çikarmalarinda kendileri için bir sakinca yoktur. Yine de iffetli davranmalari kendileri için daha hayirlidir. Allah, isitendir, bilendir. (24/60)
Ki onlar, göklerde ve yerde sakli olani ortaya çikaran ve sizin gizlediklerinizi ve açiga vurduklarinizi bilen Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadirlar)." (27/25)
Ve süphesiz, senin Rabbin, sinelerinin gizli tuttuklarini ve açiga vurduklarini kesin olarak bilmektedir. (27/74)
Musa'nin annesi ise, yüregi bosluk içinde sabahladi. Eger mü'minlerden olmasi için kalbi üzerinde (sabri ve dayanikliligi) pekistirmemis olsaydik, neredeyse onu(n durumunu) açiga vuracakti. (28/10)
Rabbin onlarin gögüslerinin sakladiklarini ve açiga vurduklarini bilir. (28/69)
Evlerinizde vakarla-oturun (evlerinizi karargah edinin), ilk cahiliye (kadinlari)nin süslerini açiga vurmasi gibi, siz de süslerinizi açiga vurmayin; namazi dosdogru kilin, zekati verin, Allah'a ve elçisine itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinligi) gidermek ve sizi tertemiz kilmak ister. (33/33)
Hani sen, Allah'in kendisine nimet verdigi ve senin de kendisine nimet verdigin kisiye: "Esini yaninda tut ve Allah'tan sakin" diyordun; insanlardan çekinerek Allah'in açiga vuracagi seyi kendi nefsinde sakli tutuyordun; oysa Allah, kendisinden çekinmene çok daha layikti. Artik Zeyd, ondan iliskisini kesince, biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatliklarinin kendilerinden iliskilerini kestikleri (kadinlari bosadiklari) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasin. Allah'in emri yerine getirilmistir. (33/37)
Bir seyi açiga vursaniz da, sakli tutsaniz da; süphesiz Allah, herseyi bilici olandir. (33/54)
Öyleyse onlarin sözleri seni hüzne kaptirmasin. Gerçekten biz, sakladiklarini da, açiga vurduklarini da biliyoruz. (36/76)
Ey iman edenler, benim de düsmanim, sizin de düsmaniniz olanlari veliler edinmeyin. Siz onlara karsi sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmisler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanizdan dolayi elçiyi de, sizi de (yurtlarinizdan) sürüp-çikarmislardir.
Eger siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rizami aramak amaciyla çikmissaniz (nasil) onlara karsi hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açiga vurduklarinizi bilirim.
Kim sizden bunu yaparsa, artik o, elbette yolun ortasindan sasirip-sapmis olur. (60/1)
Göklerde ve yerde olanlarin tümünü bilir; sizin sakli tuttuklarinizi da, açiga vurduklarinizi da bilir. Allah, sinelerin özünde sakli durani bilendir. (64/4)
Hani Peygamber, eslerinden bazilarina gizli bir söz söylemisti.
Derken o (eslerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açiga vurunca, o da (Peygamber) bir kismini açiklamis bir kismini (söylemekten) vazgeçmisti.
Sonunda haberi verince (esi) demisti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herseyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demisti. (66/3)
Sözünüzü ister gizleyin, ister açiga vurun. Süphesiz O, sinelerin özünde sakli durani bilendir. (67/13)