Hıdırlık Mescidi (Merkez)
Kütahya’nın güneyinde Hıdırlık Tepesi üzerinde bir kaya bloğu üzerinde bulunan mescidi kitabesinden öğrenildiğine göre; Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Anadolu Selçuklu emirlerinden Hezar Dinar tarafından 1243-1244 yıllarında yaptırmıştır. Mescidin kuzey cephesinin eyvan biçimindeki duvarlarının ortasındaki kapının üzerinde dört satırlık Selçuklu sülüsü ile kitabesi bulunmaktadır:
“Fı eyyâmi devleti el-Sultan el-a’zam zıllu’l-lâh fi’l-âlem
Gıyas el-dünya ve’d-din Ebu’l-feth Keyhüsrev bin Keykubad eazze’l-lahu ensârehu
Emere biimâreti el-Mescidi’l-mübarek el-abdü’z-za’if el-Muhtaç ilâ rahmeti’l-lâhi Ta’ala
İmâd el-din Hezar Dinari, Betârihi seneti ihdâ ve erba’in ve sittemie 641 (1243-1244)”
Mescit kare planlı olup üzeri Türk üçgenleriyle geçilen tuğla bir kubbe ile örtülmüştür Güneyde basit dikdörtgen mihrap nişi bulunmaktadır. Mescit değişik zamanlarda yapılan onarımlarla orijinalliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. Prof.Dr. Ara Altun’a göre burada Büyük Selçuklu camilerinin ilk şekli olan kubbeli mekâna eyvan birleştirilme şemasının çok küçük ölçüde uygulandığı görülmektedir. Anadolu’da son cemaat yeri gelişmesinde bu küçük yapının önemli bir yeri vardır.
Hezar Dinari Mescidi (Merkez)
Kütahya Ulu Cami’nin doğusunda, Kütahya Mevlevihanesi’nin (Dönenler Camisi) semahanesine bitişik olan bu mescidin, Hezar Dinari tarafından 1243-1244 yılları arasında yaptırıldığı sanılmaktadır.
Mescit kareye yakın dikdörtgen planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. Üzeri sekizgen kasnaklı, tromplu bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin üzerindeki piramit külahı kiremitle kaplanmıştır. Mescit sivri bir kemerle Mevlevihane’nin semahanesine açılmaktadır.
Ergün Çelebi’nin 1360 yılında buraya gömülmesinden sonra, Onu diğer gömüler izlemiş ve bugün Mevlevihane’nin türbesi konumuna gelmiştir. Yapı değişik dönemlerde onarım geçirmiştir.
Pekmezpazarı (Hacı Ahmet, Analcı, Analıca) Mescidi (Merkez)
Kütahya Mevlevihanesi’nin karşısında, Pekmezpazarı Köprüsü’nün yanında bugünkü Kütahya Belediyesi İşhanı’nın karşısında bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre, Germiyanoğlu Süleyman Şah zamanında, Yusuf oğlu Hacı Ahmet tarafından 1369 yılında yaptırılmıştır. Bu kitabenin Süleyman Şah dönemine ışık tutması yönünden de önemi vardır.
Kitabe:
Benâ haze’l-mescidi’l-mübarek fi devleti el Sultan el-a’zâm
El-âdil Şâh Çelebi halledallahu mülkehu
Taleben li-merzâtihi li-kavli’n-Nebi aleyhi’s-selâm men
Beallahu mesciden
Yebteği bihi echullahi benallahu lehu fi el-Cenneti mislihi
İbn el-Hac el Haremeyn Hac
Ahmed bin Yusuf fi muntesifi Şehri’l-muharrem
Fi Seneti ihdâ ve Seb’ine ve Seb’amiete (771) 1369.
Mescit kare planlı küçük bir yapıdır. Duvarları taş ve tuğla karışımından yapılmıştır. Kuzeyine tuğladan camekânlı ve oldukça dar üzeri çatılı bir son cemaat yeri eklenmiştir. Minare son cemaat yerinin içerisinde, kesme taştan olup, yenidir. İbadet mekânının üzerini örten kubbe 90 cm. kalınlığındaki duvarlara Türk üçgenleri ile oturtulmuştur. Mihrap yakın tarihlerde üst kısmı dışarı taşkın bir niş biçiminde yapılmış olup, minberi de yenidir. İbadet mekânını örten kubbe göbeğine bir ayet yazılmış, etrafı bitkisel motifli bir bordür ile çevrilmiştir.
Kurşunlu Camisi (Merkez)
Kütahya Paşam Sultan Mahallesi’nde bulunan bu cami, Kasım Paşa Camisi olarak da tanınmaktadır. Osmanlı döneminde, 1520' de Anadolu Beylerbeyi olan Kasım Paşa tarafından 1520’de onarılmıştır. Bundan ötürü de camiye Kasım Paşa Camisi, onarım sırasında önceden kiremitle örtülü olan kubbe kurşunla kaplandığı için de Kurşunlu Camisi adını almıştır.
Giriş kapısı üzerindeki üç satırlı sülüs yazılı kitabesinden, Germiyanoğlu Süleyman Şah zamanında Ahi Şeyh Mahmut bin Şeyh Alaeddin tarafından 1377-1378 yılında yaptırıldığı öğrenilmiştir.
Kitabe:
Amere haza el-mescit el-mübarek bereketü’l İslâm ve’l-müslimin mevhar-i ehl
El-fütuvvet ve’l-mürüvvet el-şeyh Muhammed ibn Şeyh Alaü’d-din ibn Şeyh
Nurel-din fi Şuhuri seneti tis’a ve şeb’in ve seb’a mie. Ta nefha-i sûr ma’mûr bâd 779 (1377-1378).
Cami kare planlı olup, önünde üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Minaresi doğuda olup, ibadet mekânı ile son cemaat yerinin bitiştiği yerdedir. Cami kesme taş ve yer yer de tuğladan yapılmıştır. Üzeri kasnaklı taş bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânını örten kubbe Türk üçgenlerinin üzerine oturtulmuştur. Mihrap ve minber sonradan buraya eklenmiş, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Cami içerisinde bir bezeme bulunmamaktadır.
Caminin doğusunda dışarıya taşkın kaide üzerindeki minaresi bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla hatıllıdır. Bundan sonra gelen gövde tuğladan yapılmış, şerefe altında iri tuğladan mukarnaslar görülmektedir. Burada firuze, lacivert ve mor renkte sırlı tuğlalar kullanılmıştır. Minarenin orijinal olup, erken dönemden kaldığı anlaşılmaktadır.
Süleyman Bey (Servi, Çatalçeşme) Mescidi (Merkez)
Kütahya Servi Mahallesi’nde bulunan bu mescidi, kitabesinden öğrenildiğine göre; Germiyanoğlu Süleyman Şah döneminde, Ali Bey oğlu Hacı Süleyman 1381-1382 yılında yaptırmıştır. XVI.yüzyıl Vakıf kayıtlarında Hacı Süleyman Mescidi olarak ismi geçen bu mescit yanındaki çeşmeden ötürü de Çatalçeşme Mescidi olarak da anılmaktadır. Giriş kapısı üzerinde bulunan beş satırlık mermer, sülüs yazılı kitabesi son onarım sırasında dış kapının üzerine yerleştirilmiştir.
Kitabe:
Bena haza el-Mescit el-mübarek
Me’mûren ve’l-izn min kabl
Mefharü’l-a’yan el-Hac
Süleyman bin Alibek tâbe serâhu
Li seneti selâse ve semânine ve seb’amie 783 (1381-1382).
Mescit kare planlı, tuğla kubbeli küçük bir yapıdır. Kubbeye geçiş tromp ve Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. Kuzey yönünde ahşap bir son cemaat yeri vardır. Minber ve mihrabı oldukça basittir. Güneydoğu köşesindeki minaresi yakın tarihlerde yapılmıştır.
Aslan Bey (Meydan) Camisi (Merkez)
Kütahya Meydan Mahallesi’nde, Kapan Deresi kenarında bulunan bu cami, vakıf kayıtlarında Aslanzâde Mescidi olarak geçmektedir. Kitabesi günümüze gelememiştir. Aslan Bey’in Çelebi Mehmet ve II.Murad ricalinden olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Cami, vakıf kayıtlarına, arşiv defterlerine göre XVI.yüzyılda yapılmıştır.
Cami kesme taş ve tuğladan, kare planlı, tek kubbeli bir yapıdır. Önünde üç bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Batıda ana mekân ile son cemaat yerini ayıran duvarın köşesine de minare yerleştirilmiştir. Caminin duvarları oldukça kalın olup, batıya bakan cephesi ile kuzeydeki son cemaat yeri kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat yerinin köşeleri L biçiminde payeleri anımsatacak şekilde iki yanda geniş kemer açıklıklarına sahiptir. Günümüzde son cemaat yeri demir doğramalı bir camekânla kapatılmıştır. Son cemaat yerinin üzerini örten üç kubbe sekizgen kasnak üzerindedir.
Caminin dış görünümünde dikkati çeken bir nokta da kare planlı ana mekânın doğu ve batısındaki geniş kemer açıklıklarıdır. Bu kemerin ortasında dar ve uzun pencereler bulunmaktadır. Cami yanındaki Kapan Deresi’nin taşmasından ötürü zarar görmüş ve değişik zamanlarda onarılmıştır.
Mihrap dışa taşkın bir niş şeklinde olup, bezemesiz iki sıra bordür arasında kaş kemerli ve mukarnas dolguludur. Mihrap duvarı ve ahşap mahfil 1967 yılında yeni yapılmış Kütahya çinileri ile bezenmiştir.
Hisarbeyi Oğlu Mustafa (Saray) Camisi (Merkez)
Kütahya, Saray Mahallesi, Hükümet Konağı yanında bulunan bu cami, halk arasında Saray Camisi olarak da tanınmaktadır. Kitabesinden öğrenildiğine göre II.Yakup Beyin Subaşısı Hisar Beyi oğlu Mustafa Bey tarafından 1487-1488 yılında yaptırılmıştır.
Kitabe:
“Fi eyyami devleti el-Sultan el-azam Zıllullahi fi’l-alemi el-Sultan Bayezid bin Muhammed Han
Halledellahu mülkehu bena ve amere haze’l-Mescidi’l-mübarek el-Şerif. El fakir el-muhtac ila
El-Rabbi’l-Kerim el-latif Mustafa bin Hisarbeyi el-abd el-zaif afallahu anhuma
El-rahim el-reûf taleben li-rıza el-Hak el-atûf haresellahu mine’l-hed-mi ve’l harki fi tarih sene 893 (1487-1488).”
Cami Anadolu valisi Yahya Paşa tarafından 1749-1750 yılında onarılmıştır. Bunu belirten çini kitabe mahfilin doğu kanadına yerleştirilmiştir.
“Dedi ol asaf tamam itmamına tarihini
Yahya Paşa etti hakka bu kadim mabed ihya. 1164 (1749-1750)”.
Bu onarımdan sonra yakın tarihlerde yapılan onarımlarla cami adeta yenilenircesine onarılmış, son cemaat yeri yeniden yapılmıştır.
Cami düzgün kesme taş ve tuğla hatıllı olarak yapılmıştır. Taşlar iki yandan ikişer dikey tuğla ile kesilmiştir. Çatı hizasında iki kirpi saçak yapıyı çepeçevre dolanmaktadır. Cami kare planlı olup, mihrap yönünde kareye yakın büyük bir bölüm dışarı çıkıntılıdır. Bu bölüm ibadet mekânından tek bir basamakla ayrılmıştır. Caminin 1957 yılında yapılan onarım öncesinde son cemaat yerinin kemer ve kubbeleri tamamen yıkılmıştır. Eski fotoğraflarına göre son cemaat yerinin üç bölümlü ve kubbeli olduğu görülmektedir. Bugün son cemaat yeri yine üç bölümlü ve üç kubbeli olarak yapılmıştır. Bu kez ağaç gergiler yerine demir gergiler kullanılmıştır. Yuvarlak sütunların başlıkları da baklavalı olarak yapılmıştır. Onarım sırasında giriş kapısı da değişmiştir. Son cemaat yeri camekanlarla çevrilmiş, kitabelik yerine de XVIII.yüzyıl çinileri yerleştirilmiştir.
İbadet mekânının ilk bölümü kare planlı olup üzeri tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap çıkıntısı yan duvarların 2.50 m. içerisinden başlamaktadır. Bu bölüm geniş ve sivri bir kemerle kare bölüme bağlanmıştır. Üzeri kubbe tonozu ile örtülmüştür. Mermer mihrap sütunçeli, üç kenarlı ve mukarnas dolguludur. Orijinal olan mihrap üç yönden bordür çinileri ile çerçevelenmiştir. Orijinal taş minber çini ile kaplanmıştır. Bu çinilerin bir kısmı XV. yüzyıla tarihlendirilmiştir. Mihrabın köşk kaidesinin dış korkulukları XVIII.yüzyılda Yahya Paşa tarafından buraya konulmuştur.
Kubbe kalem işleri ile bezenmiştir. Burada çifte kollu bir yıldızdan çıkan çifte vavlar dikkat çekicidir.