-
şehir malatya
http://turkishapricot.sitemynet.com/...ya_tanitim.jpg
Malatya’nın Yemekleri
Malatya mutfağında yöresel ev ekonomisi ön plana çıkar. Yaygın meyvacılık, kurutulmuş gıda, pestil, şıra, pekmez ve turşuyu önemli kılar. Bu malzemeler yaz ve güz dönemlerinde kışa hazırlanır. Yörenin tarımsal özelliği sonucu un, bulgur, süt ürünleri ve et ana yemek malzemesi olarak kullanılır.
Tahılların değerlendirilmesinde çorbalık ve köftelik olarak hazırlanan bulgur ön plana çıkar. Unlu mamüller içerisinde ise, tandır ekmeği, dürüm, katmer ve kömbe önem taşır.
Malatya Mutfağında köftenin özel bir yeri vardır. Dolma (türüne göre ıspanak, patates veya etle yapılmış), içli köfte, sıkma köfte, eşkili köfte bunlardan bazılarıdır.
Bunun yanında Malatya’ya tüm özelliğini veren kayısı Malatya mutfağına da girerek, kebaplardan tatlılara lezzeti kadar görünümüyle de renk katmaktadır Yöre mutfağının baş yemeklerinden biri kağıt kebabıdır. Taraklık ve etevi denilen yağlı kuzu etinin özel bir kağıt içinde buğulanarak fırında pişirilmesiyle yapılır.
Kurutulmuş gıda kullanımı yörede yaygındır. Malatya kayısısı (mişmiş),ayrıca hoşaflık (gün kurusu) kayısı kurusu, elma, dut, armut, üzüm kuruları da ünlüdür.
YEMEK TÜRLERİ
Çorbalar : Mercimek çorbası, kavurmalı erişte - bulgur çorbası, tarhana, kara çorba, , gendime çorbası, kulak çorbası, döğme çorbası, pirinç çorbası, ayalı çorba, pirpirim çorbası, kelle - paça çorbası, ekşili çorba, keşli çorba, gurut çorbası, aşure çorbası, malhıta çorbası başlıcalarıdır. Yerel ağızda çorbaya, şorva denir.
Köfteler : Analı kızlı, içli köfte, sumaklı ekşili çorba, sıkma köfte, ayva köftesi, polat köftesi, gıkırdaklı köfte, elmalı köfte, kurşungeçmez köftesi, gidirikli köfte, ciğer köftesi, haşhaşlı top köfte, kabaklı çimdik köfte, yumru köfte, yumurtalı sıkma köfte, yoğurtlu balkabağı köftesi, etli çiğ köfte, çiğleme, mercimekli çiğ köfte, keloğlan köftesi, yavandan patlıcanlı köfte, bulama köfte, hirçikli köfte, pat köftesi, nahna köftesi...
Sarma ve Dolmalar : Dut yaprağı, kabak, pazı, ayva yaprağı, zeytinyağlı marul sarmaları, fasulye yaprağı sarması, pancar yaprağı sarması, soğan dolması, kabak çiçeği dolması, Kiraz yaprağı dolması, isot dolması, balcan (patlıcan) dolması, sığır dili dolması...
Et ve Sebze Yemekleri : Et tiridi, kabuk aşı, buğulama, sac kavurması, kaburga kebabı kağıt kebabı, pıtpıtı pilavı ve çeşitli sebze yemekleri...
Reçeller, Şuruplar, Turşular : Kayısı, elma, ayva, kabak, çilek, erik, gül, vişne gibi türlerden reçel yapılır. Yine üzüm, kızılcık, vişne, erik ve gül gibi türlerden de şurup hazırlanır. Ayrıca; biber, salatalık, domates, acur, lahana gibi sebzelerden turşu yapılır. Tatlı olarak dut helvası, üzüm pestili, köpük pestili, üzüm sucuğu, pekmez, çir kavurması, peynir tatlısı, deli kız baklavası, kaymaklı kayısı tatlısı, Arapgir’in peynir helvası, halbur tatlısı, dolma tatlısı, sütlaç ve çiğdemli sütlaç sayılabilir.
Kesmece, haşhaşlı saç baklavası ve kabaktan yapılan çıtma tatlısı diğer bazı tatlı çeşitleridir.
Yemek Tarifleri :
Söz yemekten açılmışken, bütünüyle Malatya kokan nefis yemeklerden birkaçını tarif etmeden geçmek olmaz. İşte bazı yemeklerin tarifleri :
Kömbe
Malzeme : 1 kg un, ekmek mayası, 500 gr kuşbaşı et, tereyağı.
Yapılışı : İki kat hamur arasında yapılan kömbenin hamuru, hafif maya ve yağ katılarak yoğrulur. Daha sonra kömbenin içi hazırlanır.
Kömbe içi cevizli, patatesli veya kavurma etli olabilir.
Hazırlanmış olan hamur, yağlanmış temiz bir sacın içine serilir. Üzerine tereyağında kavrulmuş et konulur. Bunun da üzerine bir kat daha hamur serilir. Üzerine hafifçe yoğurt sürülür, ağzına bir sac kapatılır.
Bunlar yapıldıktan sonra sacın altına meşe közü, üstüne tezek közü yığılır. Ayrıca üzerinde de tezek yakılır. Kızardıktan sonra sactan çıkartılır, dilimlenerek servis yapılır.
Kuymak (Herle)
Malzeme : 1 su bardağı un, 3 su bardağı su, 2 yemek kaşığı tereyağı (aşyağı), pekmez (veya toz şeker), çok az tuz.
Yapılışı: Kuşhana (tencere) içerisine az miktarda su konur. Üzerine un katılır ve ağaç kaşıkla iyice çırpılarak ezilir. Bu işlem yapılırken içinde pütür kalmamasına dikkat edilir. Başka bir tarafta tereyağının yarısı tencerede eritilir. İki bardak su üzerine eklenir, kaynatılır. Suyla ezilen un, kaynayan suyla karıştırılır, biraz tuz atılır. Devamlı karıştırılarak tortu yapmadan pişmesi sağlanır. Piştikten sonra tabağa alınır. Tabağa alınan kuymağın üzerinde kaşığın tersiyle 5 - 6 çukur içi yapılır. Kalan yağ ve pekmez beraber eritilir, tabağın üzerindeki çukurlara gezdirilir. Sıcak yenilir.
KAYISI DOLMASI
Malzeme:
1/2kg kuru kayısı
1 su bardağı ceviz içi
2 çorba kaşığı bal veya toz şeker
2 yemek kaşığı tereyağı
4 çorba kaşığı toz şeker
biraz hindistan cevizi veya yeşil fıstık
Yapılışı:
Kayısılar yıkanır 10-15 derecede ılık suda ıslatılarak süzülür. Diğer tarafta ceviz havanda dövülür.İçin bal veya toz şeker konularak iyice karıştırılır. Süzülen kayısıların kanatları açılıp ikiye ayrılır(birbirinden kopmayacak şekilde)
Kanatların bir tarafına cevizli iç konularak, diğer kanat üzerine kapatılır, sıkıştırılır. Yağlanmış fırın tepsisine bir sıra halinde dizilir. Bir çay bardağı su üzerinde gezdirilir.Kayısıların üzerlerine küçük parçalar halinde tereyağı konur.dört kaşık toz şeker serpilerek fırında 20-25 dakika pişirilir.Servis tabağına alınarak üzerine hindistan cevizi veya yeşil fıstık serpilerek servis yapılır.
Bazı yemeklerimizin o göz alıcı görüntüleri işte sizin karşınızda:
MALATYA YEMEKLERİNDE EN ÇOK KULLANILAN MALZEMELER
Yöremizde yapılan yiyeceklerde kullanılan ana madde bulgurdur. Ancak değişik şekillerde hazırlanması, büyük ve küçüklüklerine göre gruplandırılarak kullanılması değişik isimler altında toplanmasına neden olmuştur. Baş bulgur, orta bulgur, yarma, sümüt gibi
Bulgur: Buğday suyla büyük kazanlarda kaynatılıp bezlerin üzerinde güneşe yayılarak kurutulur, kurutma esnasında bozulmanın (ekşimenin) olmaması için zaman zaman karıştırılmasına, yağmur gibi olaylarla ıslanmamasına itina edilerek kurutma yapılır. Kurutulan buğday elenerek ayıklanır, değirmende belli kıvamda öğütülür. Elenmek suretiyle büyüklüğüne göre gruplandırılır. Baş bulgur, orta bulgur, çiğ köftelik ve sümüt olmak üzere. Sümüte halk arasında simit de denir. Çiğ köfte için; çiğ köftelik bulgur (orta bulgurun daha incesi) kullanılır.
Yarma: Etsiz köftelerin ve sarmaların yapımında kullanılır. Buğday yıkanır, kurutulur, ayıklanır. Değirmende belli bir kıvamda öğütülür. Bulgura göre daha ince ve unlu bir görünümü vardır. Yarma elenerek irileri ayırt edilir. Ayırt edilen ir
yarmaya irinli adı verilir. Çorba ve bazı dolmalarda kullanılır.
Dövme: Halk arasında genelime adı verilir. Buğday yıkanır, kurutulur, ayıklanır, değirmende biraz ezilmek suretiyle elde edilir. Genellikle çorbalarda, bazen da pilav yapımında kullanılır.
Erik ekşisi: Yöremizde çok kullanılır. Özellikle ekşili köfte ve yemeklerde yer alır. Erik olgunlaşmadan toplanır, yıkanır büyük kazanlarda su ile kaynatılır. Bez torbalarda süzülerek posa ve suyu ayırt edilir. Suyu büyük tepsilerde güneşte bekletilerek kıvamlaştırılır, pekmez görünümdedir.
Kef: Tereyağı eritilir, süzgeçten başka bir kaba geçirilir, dipte kalan tortulu kısma bir miktar un ilâve edilerek kavrulur, tuz atılır. Bu şekilde hazırlanan yiyeceğe kef denir. Lezzet vermek amacıyla özellikle çorbalarda kullanılır.
Tarhana: Yöremizde hazırlanan tarhana, pek çok yörede hazırlanan un tarhanasından farklıdır. Dövmeyle hazırlanır. Dövme bol miktarda su ve tuzla iyice haşlanır. Fırından alınan ekmek hamuru maya olarak kullanılır. Ekmek hamuruna bir miktar un ve yoğurt karıştırılarak yoğrulur, mayalandırılır. Pişirilen dövme ılıklaşmaca, yoğurt, nane, maya ilâve edilerek iyice karıştırılır. Bez torbaya doldurulur, günde iki üç kez karıştırılarak suyunu iyice salması ve mayalanması sağlanır. (Bu işlem 45 gün sürer.) Parçalar halinde temiz örtülere yayılarak güneşte kurutulur. Kuruyan tarhana bez torbalarda kışlık erzak olarak muhafaza edilir.
Mercimek: Yöremizde; çorba ve köftelerin yapımında kullanılır. Bu mercimeğe çekilmemiş mercimek ya da kahverengi mercimek denir. Yeşil mercimeğin yarısı büyüklüğünde ve rengi kahverengidir.
Yarmaca: Siyah nohudun çekilmesi ile elde edilir. Görünümü nohudun ikiye bölünmüş ve biraz daha küçük halidir. Özellikle bulgur pilavı yapımında kullanılır.
Samut: Dere otunun tuzla salamura olarak hazırlanmış haline denir.
Kişniş: Kahverengi renkte güzel kokulu bir tohumdur. Kara kimyon adı da verilir. Teflon tavada kavrulduktan sonra havanda ezilir, toz haline getirilerek kullanılır. Ayrıca şekerleme sanayinde "kişniş şekerleri" yapımında kullanılır.
Maş: Kara nohut görünümünde biraz daha koyu renkli bir tohumdur.
Külah: Yaz mevsiminde dolmalık biber, patlıcan, salatalık oyularak bez üzerinde veya ipe dizilerek güneşte kurutularak hazırlanır. Bez torbalarda kışlık erzak olarak muhafaza edilir. Yöremiz köfteleriyle ünlü bir yöredir. Köfteler deyince akla hemen bulgur ya da yarma kökenli yemekler ve sarmalar gelir. Malatya'da ünlü olan bu köfteler çok çeşitlidir. Hemen hepsi, hazırlanan bu kitapta mevcuttur. Özellikle sarmaların yapımında kullanılan kiraz ayva fasulye yapraklan iplere dizilerek güneşte kurutulup kış için uygun yerlerde muhafaza edilmektedir.
Kolay gelsin ve afiyet olsun.
Malatya Mahalli Yemekleri sayfalarımızın oluşturulmasında Malatya Valiliği tarafından 1996 yılında yayınlanan "Malatya'nın Mahalli Yemekleri" adlı kitaptan yararlanılmıştır.
Malatya yemekleri
Türk mutfağının yöresel yemeklerine, düzenlediği özel haftalarla yer veren Divan Lokantası, Malatya mutfağı yemeklerini sunmaya haftasonuna kadar devam ediyor. Malatya yemekleri mönüsünde pirpirim salatası, Malatya usulü çiğ köfte, soğuk yoğurt çorbası ile yaprağa sarılı ekşili köfte, içli köfte, Malatya usulü su böreği yöre mutfağının ilginç örnekleri olarak dikkat çekiyor. Malatya’nın meşhur saçaklı pilavı ile servis edilen ana yemekleri arasında yer alan kabak ekşisi, tiritli köfte, gerdanlı yufka ve kağıt kebabı özgün lezzetlerin başında yer alıyor.
Daldan dala
Şu sıralarda gündem oldukça kalabalık. Üstelik konular arasında seçme yapmak neredeyse imkânsız. Daha kötüsü, çoğunun ömrü birkaç hafta ile sınırlı. Yemek dünyasının ne Tansu Çiller'i, ne de Susurluk dosyası var. Olanlar şık, hoş davetler ya da gelip geçici güzelliklerden ibaret. En iyisi, bu hafta küçük ve kısa notlar geçmek. Böylece sevgili güzel editörümü yazılarımı kesip biçmek zorunda bırakmamış olurum hem.
İstanbul bir iki hafta önce ‘‘brunch’’ mevsimini resmen açtı. Bu ‘‘brunch’’ denilen ne deve, ne de kuş olan yemek türü, daha çok bir Anglo-Sakson adeti. Orada sadece pazar günlerine mahsus olmakla birlikte, bizde her türlü tatil günü ‘‘brunch’’ davetlerine rastlanıyor. ‘‘Deliye her gün bayram’’ misali... Batı'da pazar sabahı kiliseye gidenler, dua dönüşü yapamadıkları sabah kahvaltısı ile vakti gelen öğle yemeğini -hadi karıştırıp demeyelim- birleştirip yapınca, ortaya İngilizce kahvaltı ve öğle yemeği anlamlarındaki ‘‘breakfast’’ ile ‘‘lunch’’ın doğal çocuğu ‘‘brunch’’ çıkmış. Her gayriresmi işte olduğu gibi, rahat, keyifli ve baştan çıkarıcı.
Otellerin ‘‘brunch’’ davetleri başlamadan çok önce, sevgili Cevat Tuksavul Cihangir Susam'da muhteşem bir Türk usulü ‘‘brunch’’ tertip etmiş ve hepimize parmağımızı ısırtmıştı. Cevat'ın ‘‘brunch’’ları sürüp gidiyor. O zaman basiretim bağlanıp yazamamıştım. Şimdi yeri gelmişken söyleyeyim de bari vicdanım rahatlasın.
Swissotel the Bosphorus'taki Cafe Suisse'te yaptığım ‘‘brunch’’ta dikkatimi çeken aynı anda hem kahvaltı edenlerin, hem öğle yemeği yiyenlerin ve hem de benim gibi ‘‘brunch’’ davetlilerinin bir arada oluşuydu. Büfe zaten bunlara elverir bir düzendeydi. Dolayısıyla hiçbir sorun yoktu. Tek sorun, kolesterol korkusundan elimi süremediğim gözalıcı iri karidesler oldu. Ertesi gün Ceylan Intercontinental'de Californian Brasserie tam bir şenlik yerine dönüştürülmüştü. Bir pazar yerinde alışveriş yapıyor ve sonra aldıklarınızı yine salonun içindeki açık mutfaktaki aşçılara verip pişirtiyordunuz. Akla ziyan zenginlikteki yiyecekler bir yana, şef Hubert'in önceden hazırlayıp büfeye koyduğu son derece lezzetli yemeklerine bu kez dayanamayıp ipin ucunu kaçırdım.
VİYANA OPERA BALOSU
Üniversite öğrenimine Avusturya'da başlamıştım. Bir yıl Graz Üniversitesi'nde okudum. Taşrada oturmama rağmen, Viyana'daki Galatasaraylı sınıf arkadaşlarımı ziyaret etmek bahanesiyle bu güzel kenti de birkaç kez görmeden etmedim. Dıştan asla kendini ele vermeyen, sizden içine nüfuz etmenizi bekleyen dünyanın en soylu kentlerinden biridir Viyana. Herr Mozart'a yaptığı haksızlıktan ötürü Viyana'yı hiç affetmemiş olmama rağmen, bu kenti sevdiğimi itiraf etmeliyim. Bugünkü yoksulluğu insanı asla kandırmamalı. Görebilen gözler için arkada müthiş bir sanat ve görgü birikimi yatar.
Bunun en iyi ifade edildiği yerlerden biri de ‘‘Wiener Opernball’’, Türkçesi ‘‘Viyana Opera Balosu’’dur. Viyana Devlet Operası'nın parteri sahneyle bir hizaya getirilerek kapatılır. Böylece bir dans pisti oluşturulur. Localara yalnız soylu aileler davet edilir. Dans etme hakkı onlara ve konuklarına aittir. Halk, para vererek balkonlardan aşağıdaki eğlenceyi seyretmekle yetinir.
Hâlâ böyle mi derseniz, evet hâlâ böyledir. Avusturya'da soyluluk resmen yasaktır, ama Viyana Opera Balosu'nda âlem yine aynı âlem, devran yine aynı devrandır. Bilebildiğim kadarıyla artık balo soylu ailelerin genç kız ve erkek çocuklarının sosyeteye takdim edilmesinden daha çok, ‘‘Dollarprinzessin’’ dedikleri Amerikalı -ve dolayısıyla soylu olmayan- ama parası bol meraklıların Avusturyalı asil aileler tarafından baloya davet edilerek bütçelerinden bir transfer yapmalarına yarıyor. Alan ve veren memnun olduklarına göre, bize de dedikodusunu yapmak kalmakta.
Swissotel The Bosphorus'taki altıncı Viyana Opera Balosu'nda böyle bir şey elbette sözkonusu değildi. Kişi başına otuz beş milyonu veren baloya davet edildi. İşin en güzel yanı ise, paranın bir kısmının Lösemili Çocuklar Vakfı'na gitmesiydi.
* * *
Unipro kamuoyunun çok yakından tanımadığı, tanımasına da gerek olmayan bir şirket. Buna karşılık şirket profesyonel çevrelerde çok iyi bilinir, çünkü Unilever bünyesinde profesyonellere yönelik yağ ağırlıklı ürünler satar. Müşterisi oteller, restoranlar, toplu yemek yapanlardır. Bu yüzden ‘‘düşük profilli’’dir, yani vitrini pek görünmez. Ancak geçen hafta sözünü ettiğim ilk basılı Türk yemek kitabı ‘‘Melce üt Tabbahin’’ (Aşçıların Sığınağı) bu şirketin ciddi bir mali katkısıyla hem eski Türkçe orijinali, hem yeni yazıya transkripsiyonu, hem de Turabi Efendi'nin İngilizce adaptasyonuyla birlikte yayınlandı. Bu vesileyle projeyi baştan sona yürüten Günay, Cüneyt ve Turgut Kut'u bir kere daha şükranla anmama izin verin.
Mehmet Kamil Bey'in yemek kültürümüz açısından bu çok önemli eserinin yeniden basımı dolayısıyla Unipro Maçka Antik Palace'ta bir davet verdi. Yemekleri Vedat Başaran ‘‘Melce üt Tabbahin’’den esinlenerek yaptı. Şık bir müzayede salonu olan olağandışı ortamda, Fransız şarapları eşliğinde iki yüzyıl öncesinin yemeklerini tattık. Harika bir akşamdı. Daveti düzenleyen Capitol çok iyi hazırlanmıştı. Vedat Başaran da harikalar yarattı.
* * *
Divan Oteli'nin lobisi geçtiğimiz günlerde yenilendi. Bunun neresi haber derseniz, haklısınız. Bir otel lobisinin yenilenmesinde ciddi bir haber öğesi yok. Buna karşılık, lobide harika çayların sunuluyor olması, haberin ta kendisi. İstanbul'da şimdiye kadar bu kadar güzel bir ‘‘çay koleksiyonu’’nu kimse görmedi. Ya çay takımları? Ben Londra'da Savoy, Grosvenor House, Ritz gibi çok seçkin yerlerin ünlü beş çayı mönülerini de bilirim. İstanbul Divan Oteli, bunları aştı desem inanın. İnanmıyorsanız, mart ayının ortasından itibaren bizzat gidip görün, çayları içip yiyecekleri tadın. Hatta böylesi daha iyi. Çünkü Ziya Paşa'nın dediği gibi, ‘‘ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.’’
* * *
Aynı günlerde, yine Divan Oteli'nde sevgili Artun Ünsal'ın ‘‘Süt Uyanınca’’ adlı Türkiye peynirlerini tanıtan kitabının yayını dolayısıyla bir ‘‘Türk Peynirleri’’ temalı yemek daveti var. Onu da hemen Malatya Yemekleri Haftası izleyecek. Otelin Yiyecek-İçecek Müdürü Ercüment İldağ ve aşçıbaşılar Erol ve Ali Ustalar, bu hafta için Malatyalı hanımların candan yardımlarıyla müthiş bir hazırlık yaptılar. Malatya yemek dünyasında adı sanı pek duyulmamış bir yöremiz. İzmir gibi, Antep gibi, Doğu Karadeniz gibi gastronomik bir yöre olmadığı aşikâr. Buna rağmen, yöreden ne özgün yemekler çıktı, şaşarsınız. Bu işe tek şaşmayacak olan, Malatyalılar. Bence Malatya Yemekleri Haftası, Malatyalı dostlarımızın kültürlerini eşe dosta gösterebilmeleri için eşsiz bir fırsat. Öyle değil mi, bu yemeğe çok emeği geçmiş Malatyalı tek dostum Ziya Karataş?
-------------
Aylık yemek ve mutfak kültürü dergisi Lezzet'in Ekim sayısı tüm bayilerde.
Hepsi denenmiş sağlıklı, güvenilir tarifler
Davet sofrası
A'dan Z'ye Balık
Malatya yemekleri
Bira aperatifleri
Çeşit çeşit kanapeler
Dünya tatlarıyla 5 çayı
Davet sofrası
Lezzetlerin yarıştığı davet sofrası 10
Dosya: Balık
Balık zamanı 18
Türkiye turu
Kayısı diyarı: Malatya 28
Ekonomik ve Pratik
Lezzetten ödün vermeyen tatlar 36
Kabul günü
Tarihi yalıda lezzetli davet 40
Damak tadı
Kanape ziyafeti 44
Çorbadan tatlıya
7 gün 7 mönü 52
Beş çayı
Dünyadan çay saati seçenekleri 68
ilk yemeğim
Lezzetli bir salata 74
Mutfak okulu
Pandispanya yapıyoruz 76
Ayın şefi
İtalyan Şef Giancarlo Gottardo 78
Ayın restoranı
Ziya Şark Sofrası 80
Söyleşi
Antre Gourmet Shop 84
İçki ve yemek
Bira keyfi 86
Söyleşi
Real Hipermarketler Genel Müdürü Ulf Groth 90
Sağlıklı yaşam
Kışa girerken enerji depolayın 92
Lezzet mutfağından
Tijen İnaltong'la Sebzeli soya köftesi 94
Lezzet adresleri
Kebap deyip geçmeyin 96
Çarşı-pazar
Datça pazarı 100
Şimdi zamanı
Mantar, pancar, armut, ıspanak 102
Aktivite
Kazdağları'nda mutfakta zen, Datça'da şenlik, Bağbozumu gezisi 104
Kayısı Marmeladı
Mutfak: Türk
Süre: 60dk-Fazla
Servis: 8-10
Zorluk: Kolay
Malzemeler
1,5 kg
kayisi
1 kg
seker
1 adet limon
Yapilis Tarifi
Kayisilari bir buyuk bir kasenin yada tencerenin icine alin,uzerine baska bir yerde kaynattiginiz suyu bosaltin.Kayisilari su icinde biraz beklettikten sonra,kolayca kabuklarini soyabilirsiniz.Kayisilarin kabuklari soyun,cekirdekleri cikarip ikiye bolun ve kucuk kupler seklinde dograyin.Bir tencerenin icine koyun ve uzerine sekeri bosaltin,karistirin.Bu sekilde kayisilari bir gece dinlendirin.
Daha sonraki gun,kayisilari karistirin ve kaynatin.Uzerinde olan kopukleri atin.Kivami gelmesine yakin 1 adet limon suyunu tencereye ekleyip bir tasim kaynatin. Kullanacaginiz cam kavanozlari sicak su ile yikayip,sularinin akmasini saglayin.5 dakika kadar sonra sicak marmeladi kavanozlara bosaltin.Kapaklarini kapatin ve bas asagi biraz sogumalari icin cevirin.10 dakika kadar sonra kavonozlari duzeltip serin ve karanlik yerde saklayin.
Kayısılı Tart (Diyet)
Mutfak: Türk
Süre: 20-40dk
Servis: 4-6
Zorluk: Kolay
Malzemeler
500 gr
kayısı
3
yumurta
5 çorba kaşığı süt
2 kahve fincanı un
1 kahve fincanı
patates nişastası
1 kahve fincanı tozşeker
Yarım paket
kabartma tozu
1 limonun rendelenmiş kabuğu
2 çorba kaşığı light
kayısı marmeladı
1 çorba kaşığı bal
1 çay kaşığı
tarçın
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Kayısıları yıkayıp 7-8 tanesini ayırın. Kalanının çekirdeklerini çıkarıp küçük küçük doğrayın. Yumurta sarılarını aklarından ayırın. Sarıları derin bir kapta sütle köpük köpük oluncaya kadar çırpın. Tozşeker, un, patates nişastası, doğranmış kayısı, kabartma tozu, limon kabuğu ve tarçını ekleyip karıştırın. Yumurta aklarını 1 tutam tuz ilavesiyle ayrı bir kapta kar halinde çırpıp karışıma ekleyin.
Otuz cm çapındaki fırın kalıbını yağlayıp hazırladığınız karışımı dökün. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında 25 dakika pişirin.
Ayırdığınız kayısıları ortadan ikiye kesip çekirdeklerini çıkarın ve ince ince dilimleyin. Dilim kayısıları tartın üzerine dekoratif bir şekilde dizin. Bal ile marmeladı bir kapta karıştırıp sıcak tartın ve kayısıların üzerine gezdirin. Dilimleyip servis yapın.
Afiyet olsun...
Kayısılı Tart
Mutfak: Diger
Süre: 60dk-Fazla
Servis: 8-10
Zorluk: Orta
Malzemeler
Hamuru;
2 tepeleme su bardağı un
125 gr tereyağı veya margarin
1 silme çay kaşığı
tuz
1 kahve fincanı pudraşeker
1 kahve fincanı su
Üstü için;
Küçük boy 750 gr
kayısı
1 tepeleme yemek kaşığı tozşeker
1 yemek kaşığı pudraşeker
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Elediğiniz unun ortasına, yumuşatılmış yağ, 1 yemek kaşığı şeker, biraz tuz koyun. Elinizle ezip karıştırarak su katıp sıkıca bir hamur yapın; bir bez altında 1 saat dinlendirin.
22- 24 cm çapında bir tart kalıbını yağlayın. Hamuru, 4 mm incelikte yuvarlak biçimde açıp tepsinin içine yerleştirin. Bir çatalla hamurun dibinden delikler açın. Üzerinee de kalan şekeri eleyerek serpiştirin.
Yıkanmış kayısıları ortalarından ikiye ayırıp çekirdeklerini çıkartın. Kesilen yönleri üste getirilerek tart hamurunun içine yerleştirin.
Daha önce ısıtılmış olan fırına koyun. 220 derecede 20 dk pişirin. Sonra ısıyı 180 dereceye ayarlayın. Kayısıların üzerine 1 yemek kaşığı tozşeker serpin ve 20 dk daha pişirin. Tartın dibi pembeleşince fırından çıkartın. Sıcak veya soğuk olarak servis yapın
Kayısılı- Kirazlı Tart
Mutfak: Diger
Süre: 60dk-Fazla
Servis: 8-10
Zorluk: Zor
Malzemeler
Hamuru;
2 su bardağı tepeleme un
125 gr margarin
1 kahve ficanı pudraşeker
1
yumurta
1 çay kaşığı
vanilya- biraz limon kabuğu rendesi
1 çay kaşığı
baking powder
Kreması;
50 gr margarin
1 çay bardağı tepeleme pudraşeker
2 Adet yumurta
1 kahve fincanı
badem
1 çay kaşığı
baking powder
1 yemek kaşığı tepeleme un
1 yemek kaşığı süt
1 tatlı kaşığı
tarçın, biraz limon kabuğu rendesi
Üstü için;
16 adet taze veya kuru
kayısı (akşamdan suda bekletilmiş)
1 bardak çekirdekleri çıkartılıp ikiye bölünmüş iri kiraz
2-3 yemek kaşığı
kayısı marmelatı
1 kahve fincanı yaprak
badem
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Unun içinde yağı bir bıçakla kıyarak, unla karışmasını sağlayın. Ortasını açıp yumurtayı kırın, pudraşeker, vanilya, limon kabuğu katarak karıştırıp ve hafifçe yoğurarak bir hamur yapın. Hamuru 30 dk dinlendirin.
Bir kabın içinde 50 gr yağla 1 çay bardağı tepeleme pudraşekerini karıştırarak krema haline getirin. Yumurtaları teker teker kırıp yedirin. 1 tepeleme un, 1 kahve fincanı badem içi, 1 tatlı kaşığı tarçın, biraz limon kabuğu, 1 çay kaşığı baking powder ve 1 yemek kaşığı süt koyup karıştırın.
16 adet taze veya akşamdan ıslatılmış kuru kayısıları ortadan ikiye ayırın. Ortalarına çekirdekleri çıkartılarak ikiye bölünmüş yarımşar kiraz yerleştirin.
Altlık hamurunu, hafif unlu yerde, yarım parmak inceliğinde merdaneyle açarak büyütün. Hafifçe yağladığınız bir tart kalıbının içine yerleştirin. Bıçak yardımıyla hamurun dibinde bir kaç delik açın. 200 derecede ısıtılmış bir fırında 10 dk pişirin. Fırndan çıkarttığınız tartın üzerine, önce 2-3 yemek kaşığı marmelat sürün. Hazırladığınız kirazlı kayısıları, kesik yeri alta çevrilerek üzerine sıralayın.
İkinci maddede açıkladığımız kremayı kayısıların üzerine yayın. Üstüne de 1 kahve fincanı yaprak badem serpiştirin. 175 derece ısıtılmış fırında 30-35 dk pişirin
Kuki Kayısılı
Mutfak: Diger
Süre: 40-60dk
Servis: 10-Fazla
Zorluk: Orta
Malzemeler
1 su bardağı dövülmüş findık
1 su bardaği kuru
kayısı
Yarım su bardağı toz şeker
2 Adet yumurta beyazı
1 yemek kaşığı Hindistan cevizi
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Kuru kayısıları ince ince kıyın. Yumurta beyazı ve toz şekeri bir kabın içerisinde karıştırın. İçine dövülmüş fındık, Hindistan cevizi ve kayısıları ilave ederek karıştırın.
Fırın tepsisine yağlı kağıt serin. Yapmış olduğunuz bu karışımdan bir tatlı kaşığı alarak kağıdın üzerine aralıklarla dökün. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 20 dakika kadar pişirin. Servis tabağına alarak servise sunun
Kayısı Dolması
Mutfak: Türk
Süre: 40-60dk
Servis: 4-6
Zorluk: Kolay
Malzemeler
500 gr kuru
kayısı
1 su bardağı ceviziçi
2 çorba kaşığı bal veya toz şeker
2 yemek kaşığı tereyağı
4 çorba kaşığı toz şeker
Biraz hindistan cevizi veya yeşil fıstık
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Kayısılar yıkanır. 10-15 derecelik ılık suda ıslatılarak süzülür. Diğer tarafta cevizler havanda irice dövülür. İçersine bal veya toz şeker konarak iyice karıştırılır. Süzülen kayısıların kanatları açılır(birbirinden kopmayacak şekilde ikiye ayrılır).Kanatların bir tarafına hazırlanan iç konur, diğer kanat bu kanatın üzerine kapatılır, sıkıştırılır.
Yağlanmış fırın tepsisine veya ısıya dayanıklı bir tepsiye tek sıra halinde dizilir. 1 çay bardağı su,üzerinde gezdirilir, kayısıların üzerine küçük parçalar halinde tereyağ konur. Dört kaşık toz şeker serpilerek, fırında 20-25 dakika bekletilir. Servis tabağına alınır, üzerine yeşil fıstık veya hindistan cevizi serpilerek servis yapılır.
Afiyet olsun...
Kayısılı Tavuk
Mutfak: Türk
Süre: 20-40dk
Servis: 4-6
Zorluk: Kolay
Malzemeler
6 Adet tavuk but
1 çay bardağı
kayısı reçeli
1,5 çorba kaşığı
zencefil
1 çorba kaşığı
hardal
Tuz, taze çekilmiş
karabiber
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Küçük bir kapta reçel, zencefil, hardal, tuz ve karabiberi karıştırın. Hazırladığınız karışımı bir fırın kabına yerleştirdiğiniz butların üzerine sürün. Butları önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 30 dakika pişirin. Pişirme süresinin sonunda etlerin içinde pembelik kalmamalı. Sıcak servis yapın.
Afiyet olsun...
0090 555 225 45 44 / 0090 544 224 33 44
Kayısılı Bahar Çorbası
Mutfak: Türk
Süre: 20-40dk
Servis: 4-6
Zorluk: Kolay
Malzemeler
2 çorba kaşığı margarin
2 çorba kaşığı un
1 su bardağı kuru
kayısı
1 su bardağı garnitür
1
kereviz
1,5 lt et suyu
Tuz,
kırmızı biber
Taze
nane
--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Bir tavada yağı eritin. Unu ilave edip, çevirerek hafifçe pembeleştirin. Sıcak et suyunu karıştırarak, azar azar ilave edin. Ayrı bir tencerede bütün kerevizi ve kayısıları haşlayın. Kerevizi tencereden alın. Kayısıları küçük küçük doğrayın. Garnitürle beraber çorbaya ilave edin. 20 dakika daha kaynatın. Ateşten almaya yakın iki adet yumurta sarısını süt ve limon suyuyla çırpın. Pişen çorbaya azar azar ilave edin. Kırmızı biber ve taze nane ile süsleyerek servis yapabilirsiniz.
Afiyet olsun...
Kayısı Kompostosu
Mutfak: KaYıSı - kayisi
Süre: 20-40dk
Servis: 4-6
Zorluk: Kolay
Malzemeler
500 gr.
kayısı
250 gr. şeker
2 bardak su
--------------------------------------------------------------------------------
Yapilis Tarifi
Önce şekeri 2 bardak su ile bir taşım kaynatıp şurubu hazırlayın. Sonra kayısıları yıkayıp çekirdeklerini çıkarın ve şurubun içine atın. Kayısılar yumuşayıncaya kadar pişirin. Kayısıyı fazla kaynatmamaya dikkat edin. Aksi takdirde dağılarak kompostonun tadını ve görüntüsünü bozar. Kompostoyu ateşten aldıktan sonra, kaselere boşaltın
Garni
Malzemeler: 500 gr. kuru kayısı (mümkünse doğal olarak kurutulmuşundan), 2 portakalın kabuksuz küp şeklinde kesilmiş içi, 1 tatlı kaşığı toz şeker (yarısı portakal yarısı kayısı için), 1 fincan kanyak (yarısı portakal yarısı kayısı için), 1 çorba kaşığı tereyağı (yarısı portakal yarısı kayısı için), tarçın (üzerine serpmek için).
Hazırlanışı: Kayısıları buharda 10-15 dakika yumuşatın ve tavaya tereyağı ve şeker ile birlikte koyun. Karamelize oluncaya kadar kısık ateşte çevirin. Kanyağın yarısını üzerlerine döküp kısa bir süre daha çevirip bir tabağa alın. Aynı işlemi portakal dilimleri için de yapın. Üzerlerine tarçın serpin.
"Farklı bir tat arayanlara tipik İtalyan yemeği gniocchi'yi öneriyorum"
Deniz Türkali (Oyuncu)
Gniocchi tarifi vermemin nedeni klasik yeni yıl yemeklerinden kurtulmak istemem. Farklı bir tat arayanlara önerim bu tipik İtalyan yemeği. Zaten yemeği de yıllar önce İtalya'dayken, İtalyan kayınvalidemden ve görümcemden öğrenmiştim. İtalya'da yaşadığım yıllarda yılbaşlarında ailece bu yemeği yerdik. Patatesli hamurla yapılan gniocchi'ye safran ekleyemeyenler üzerine domates sosu da dökebilirler.
Safranlı gniocchi
Malzemeler: 3 yumurta, 2 büyük patates (4 kişi için), rendelenmiş parmesan, 2 bardak un, 1 kaşık tuz, 4 tutam safran, 1 kaşık tereyağı.
Hazırlanışı: Kaynar suda haşladığınız patatesleri tam olarak soğumadan soyun ve rendeleyin. Sonra üzerine bir yumurta kırın. Alabildiği kadar unla yoğurun. Hamuru uzun silindirler haline getirip bir parmak boğum kalınlığında kesin. Yapışmaması için gerektiği kadar unlayın. Gniocchi'leri unlu bir tepsiye dizin. Tepsiden aldığınız gniocchi'leri tuzlu suda haşlayın. Gniocchi'ler suyun üzerine çıktıysa pişmiş demektir. Haşladığınız gniocchi'leri tereyağını kızdırdığınız ve safranları hafifçe erittiğiniz tavada 2 dakika çevirip karıştırın. Ateşten aldığınız, çok sıcak olmayan tavaya 2 yumurtayı kırın ve karıştırın. Gniocchi'leri üzerine rende parmesan dökerek servis yapın.
Bademli kayısılı pilav
İpek Tuzcuoğlu (Oyuncu)
Kaynamış suyun (1,5 bardak) içine 1 büyük bardak yasmin pirincini boşaltın. Pirinçlerin birbirine yapışmaması için içine bir tutam tuz atın. Daha sonra içine 3 çorba kaşığı zeytinyağını karıştırın. Suyunu çekip kendine gelmesini bekleyin. Bu esnada diğer tarafta badem, kayısı ve ham fındığı küçük paçalara bölün. Beklettiğiniz pirince bu karışımı da ekleyin ve 10 dakika daha bekletin. Son olarak üzerine tarçın serpin.
Bademli pilav
Demet Akbağ (Oyuncu)
Pirinç pilavını tavuk suyu veya et suyu ile hazırlayın. Pilavı pişirirken içine doğranmış bir havuç ekleyin. Pilavınız pişerken bir avuç taze, tuzsuz bademlerin kabuklarını soyup tereyağında kavurun. Bir kek kalıbının dibine bu bademleri dizin. Pilavı üzerine koyun. Kalıptan düz bir servis tabağına aldığınız üzeri badem kaplı pilavı sıcak sıcak masaya servis yapın.
Somon hamur sarma
Malzemeler: 2-3 kiloluk somon, 3 yemek kaşığı tuz, 1 bardak su, yarılan somonun içine koymak için 3-4 dilim limon, 3-4 dal dereotu, yarım çay kaşığı tuz, 11 yemek kaşığı un, 3-4 tane ezilmiş karabiber.
Hazırlanışı: 3 yemek kaşığı tuz ve 11 yemek kaşığı un, bir bardak su ile birlikte hamur haline getirilir. Açtığınız yarım santim kalınlığındaki hamuru hava geçirmeyecek şekilde balığa sarın. Balığı, üzerine alüminyum folyo serdiğiniz tepsiye koyun ve 200 derecelik fırında 1 saat pişirin. Hamur kızarınca fırından çıkarılır.
Mehmet Güleryüz (Ressam)
Bir dostumdan öğrendiğim bu tarif balığa çok değişik bir tat veriyor. Balığın kendi yağında pişmesi lezzetinin buğulama yapılmış gibi olmasını sağlıyor. Bu yemeği haşlanmış patates veya kuşkonmazla servis etmenizi tavsiye ediyorum.
Karides sote
Ertuğrul Ateş (Ressam)
10 sarmısağı soyduktan sonra havanda dövün. Sarmısakları tereyağlı tavada, kısık ateşte sote yapın. İçine irice doğranmış 3 biberi ve 1 patates ilave edin. Bu karışıma 1 kg. karides ekleyin. Tüm malzemeleri pembeleşinceye kadar ateşte pişirin ve üzerlerine ince doğranmış domates dilimlerini ekleyin. Tat vermesi için isteğe göre karabiber, kırmızı pul biber ve kimyon da ilave edebilirsiniz.
Yoğurt çorbası
Nil Karaibrahimgil (Şarkıcı)
1 çay bardağı pirinci yıkayıp tencereye koyun. Üstüne 2 bardak soğuk su ve 2 tavuk suyu tableti ekleyin. İki parmak kalınlığında tereyağı da koyduktan sonra karıştırıp kısık ateşte pişirin. Başka bir kabın içine 2 yemek kaşığı un, 1 yumurta sarısı, yarım limon suyu ve dört kaşık yoğurt koyun. Hepsini iyice ezin. Pirinç piştiğinde bu malzemeleri süratle içine karıştırın. 10 dakika pişirin.
Hindi
Malzemeler: 1 tane hindi, 2 kg. kuru soğan, 1 yemek kaşığı karabiber, çok ince kıyılmış 1 limon, 100 gr. tereyağı, garnitür olarak 1 paket erik veya kayısı pestili, sıvı yağ.
Hazırlanışı: 1 adet soğanı rendeleyin. Üzerine karabiber, tuz ve limon kabuğu ekleyin. Bu karışımı hindinin içine ve dışına sürün. Hindiyi alüminyum folyoya sararak 24 saat boyunca buzdolabında bekletin. Ertesi gün hindiyi pişirmeden iki saat kadar önce ince halkalar halinde doğranmış soğanları, karabiberi, ince kıyılmış 1 limon kabuğunu, 100 gr. tereyağını ve bir kaşık kişniş tohumunu iyice ovduktan sonra hindinin içini bununla doldurun. Hindiyi dikerek kapatın. Hindinin eti kemiğinden ayrılana kadar haşlayın. Eğer hindiyi üzeri kızarmış seviyorsanız üzerine pekmez sürerek fırında kısa sürede kızartabilirsiniz.