Rasulullahın Hanımlarına Hoş Ve Yumuşak Davrandığı
Rasulullahın Hanımlarına Hoş Ve Yumuşak Davrandığı
1321)Hz.Aişe anlattı:
Bir bayram günü bazı habeşliler gelerek mescidde oynamaya başladılar. Peygamber (s.a.v.) beni çağırdı, ben de gelip başımı onun omu-zuna dayadım. Habeşlilerin oyunlarına bakmaya başladım. Sonunda onlara bakmaktan ilk vazgeçen ben oldum.
1322) Hz. Aişe şunu anlattı:
"Rasulullah balı ve helvayı severdi. İkindi namazını kılınca hanımlarını dolaşır ve onlara yaklaşırdı.
Bir defasında Hafsa'nm yanma girdi. Orada her zamankinden çok kaldı. Bunun sebebini soruşturdum. Bana şöyle denildi:
-Hafsa'ya akrabasından bir kadın, bir çömlek bal hediye etmişti. O da bu baldan şerbet yapıp Rasulullah'a içirmişti. Ben de kendi kendi-me:Vallahi ona bir hile yapacağız, dedim.
Bunu sevde'ye anlatıp şöyle dedim:
-Senin yanma geldiğinde, sana mutlaka yaklaşacaktır. O zaman ona:
-Ya Rasulallah meğafîr mi yedin? de. O da sana:
-Hayır, der. Bunun üzerine sen de ona:
-Bu koku ne böyle? de, O da sana tabii:
-Hafsa bal şerbeti içirmişti, diyecektir. Sen 'de ona:.
-Öyleyse o balın arısı, onu urfut ağacından toplamış, de. Bana geldiğinde, ben de böyle söyleyeceğim. Safıyye! Sen de böyle söyle dedim.
Rasulullah (s.a.v.) Sevde'nin yanma girdi.
Şevde olayı şöyle anlatır:
Kendinden başka ilah olmayan Allah'a yemin olsun! Senden korktuğum için, az kalsın, Rasulullah daha kapıdayken söze başlayarak bana öğrettiklerini O'na söyleyecektim. Rasulullah (s.a.v.) yaklaşınca:
-Ya Rasulallah! Sen meğafîr mi yedin? dedim. Rasulullah (s.a.v.):
- "Hayır" dedi. Ben de:
- Peki bu koku ne ya? dedim. Rasulullah (s.a.v.):
- "Hafsa bana bal şerbeti içirdi" dedi. Ben:
- Onun arıları urfut ağacından toplanmış dedim.
Rasulullah (s.a.v.) benim yanıma girdiğinde, ben de böyle söyle*dim. Sonra Safîyye'nin yanına girdi. Aynı şeyi ona Safıyye de söyledi.
Rasulullah (s.a.v.) Hafsa'nm yanma girince:
-Ya Rasulallah! Sana o şerbetten ikram edeyim mi? dedi. Rasulullah (s.a.v.)
- "Ona ihtiyacım yok" dedi. Şevde'nm azatlı cariyesi:
-Vallahi, Rasulullah'ı (s.a.v.) bal şerbetinden mahrum ettik, dedi. Ben de ona:
-Sen sus dedim.
1323) Hz. Aişe şunu anlattı:
Rasulullah'la benim aramda bir konuşma geçmişti. O:
- "Aramızda kimin hakem olmasına razı olursun? Ebu Ubeyde Îbnu'l-Cerrah'a razı olur musun?" dedi. Ben:
-Hayır. O ne senin lehine ne de benim aleyhimde hüküm verebilecek birisidir" dedim. Rasulullah (s.a.v.):
- "Ömer'e razı olur musun?" dedi. Ben:
-Hayır ben Ömer'den korkarım, dedim. Rasulullah (s.a.v.): -Şeytan, ondan korkar. Ebu Bekir'e razı olur musun?" dedi. Ben de:
- Evet, dedim.
Rasulullah (s.a.v.) ona gelmesi için haber gönderdi. Ebu Bekir gel*di. Rasulullah (s.a.v.):
- "Bizim aramızda hakemlik yap" dedi. Ebu Bekir:
- Ben mi ya Rasulallah? dedi. Rasulullah:
- "Evet" dedi.
Rasulullah (s.a.v.) konuşunca ben; -Adil ol ya Rasulallah! dedim,
Ebu Bekr elini kaldırıp yüzüme bir tokat vurdu, hemen burnumdan kan boşandı. Ebu Bekr şöyle konuştu:
„ -Babasız kalasıca! Rasulullah (s.a.v.) adil olmazsa kim adil olur? Rasulullah (s.a.v,) da:
-"Böyle olmasını istememiştik" dedi. Kalkıp eliyle, yüzümden ve elbisemden kanı sildi.
1324) Hz. Aişe şöyle dedi:
Rasulullah (s.a.v.) ben öfkelendiğim zaman elini omzuma koyarak:
"Allah'ım! Onun günahlarını bağışla! Kalbinin kinini gider ve onu fitnelerden koru" derdi.