-
Nur talebesi kimdir?
Ali FERŞADOĞLU
Nur talebesi kimdir?
Kamuoyunda isim yapmış veya medya tarafından öne çıkarılmış bazı şahsiyetlerin Nurculukları tartışmalıdır. Nur talebesi kimdir, özellikleri nelerdir? Nur talebesinin özellikleri nelerdir?` Gerek camia içinde, gerekse medyada zaman zaman tartışılan konulardan birisi de, `Falanca Nur talebesi midir, filanca Nur talebesi değil midir, Nur talebesi kimdir, Nurcu kime denir?` sorularıdır. Kimileri; Risale-i Nurlara aykırı hareketler içinde oldukları halde, yalnızca istifade edenleri Nur talebesi ünvanı vermekte; kimisi de şiddetle reddetmektedir. Nur talebeliği nedir, kimler nur talebesi olabilir? Hiç kimse, `Ben nur talebesiyim` iddiasında bulunmakla, Nur talebesi olamaz. Veya, `Falanca Nur talebesidir, filanca değildir` demekle de o talebeliğe girmez ve çıkmaz. Bu husustaki ölçüyü Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nurların belirleyeceği muhakkaktır. Hiç kimse, hiç kimseyi, Nur talebeliği haricine çıkarma selahiyetinde/yetkisinde olmadığı gibi, hiç kimse, Risale-i Nur`ların tarifine uymayanları da, Nur talebeliği dairesine zorlama yorumlarla sokamaz. Önemli olan, Bediüzzaman ve Risale-i Nurlar, kendisini nasıl tarif etmiş, başkalarının kendisiyle olan münasebetinin sınırlarını nasıl çizmiş olduğudur. Bediüzzaman Risale-i Nur ile ilgili olanları üç grupta değerlendirir: `... Bu kapıdan girenleri, ale`r-re`si ve`l-ayn (baş göz üstüne) kabul ediyorum. Onlar da üç tarzda olur: Ya dost olur, ya kardeş olur, ya talebe olur. * Dostun hassası (özelliği) ve şartı budur ki: Kat`iyyen sözlere ve Kur`an nurlarına dair olan hizmetimize ciddi taraftar olsun; ve haksızlığa ve bid`alara ve dalalete kalben taraftar olmasın, kendine de istifadeye çalışsın. Burada şahsiyetçilik yapmadan bir parantez açarak yorumu size bırakalım: Acaba, müstebitlere, diktatörlere, yasakçılara taraf olanlar ve onlara fetva verenler veya onları meşrulaştıranlar `haksızlığa ve bid`alara` taraf olmuş oluyor mu? * Kardeşin hassası ve şartı şudur ki: Hakiki olarak Sözler`in neşrine ciddi çalışmakla beraber, beş farz namazını eda etmek, yedi kebairi işlememektir. * Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve te`lifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin. `İşte şu üç tabaka, benim şahsiyetimle alakadardır... Dost benim şahsi ve zati şahsiyetimle münasebettar olur. Kardeş, abdiyetim ve ubudiyet noktasındaki şahsiyetimle alakadar olur. Talebe ise, Kur`an-ı Hakim`in dellalı cihetinde ve hocalık vazifesindeki şahsiyetimle münasebettardır.` 1 Bu ölçülerden hareketle Risale-i Nur`larla meşguliyetin derecesini kıyaslayarak Nur talebesi midir, değil midir, sorusuna cevap bulunabilir. Şu halde, Risale-i Nur`u kabul ederek okuyan, müzakere ve mütalaa etmeye çalışan, Bediüzzaman`ın çizdiği hizmet prensiplerini uygulayan ve onu yaymayı hayatının birinci vazifesi kabul eden Nur talebesidir. Diğer bir ifadeyle, Said Nursi`yi ve eserlerini ülkü ve rehber edinen kişidir. Eğer, başka bir yol tutturmuşsa, o başka bir şeydir. Yani, ya Bediüzzaman`ın düşünceleri istikametinde çalışıyor, ya başka metodlara göre hareket ediyor veya kendine has bir yol tutturmuştur. Dipnotlar: 1- Mektubat, s. 329 10.01.2005 E-Posta: afersadoglu@ttnet.net.tr