-
Mersin Müzeleri
Mersin Müzesi (Merkez)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...7/00130973.jpg
Mersin Müzesi Eski Halkevi binasının küçük bir bölümünde 1978 yılında kurulmuştur. Aynı binanın restore edilerek Kültür Merkezi haline dönüştürülmesinden sonra da 1991 yılında ziyarete açılmıştır.
Müzede arkeolojik ve etnoğrafik eserler ayrı bölümler halinde düzenlenmiştir. Arkeoloji bölümünde; Yumukteppe ve Gözlükule kazılarından çıkarılan Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Çağına ait eserler bulunmaktadır. Bunların başında iki kulplu içki kapları, ikili, üçlü, dörtlü sepet kulplu fincan şeklinde kaplar, gaga ağızlı testiler, çeşitli boyalı kaplar gelmektedir. Bunların yanı sıra Pompeipolis antik kentinde bulunmuş Roma dönemine ait mermer büstler, heykeller, steller, amphoralar, pişmiş topraktan yapılmış mezarlara yer verilmiştir.
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...7/00130974.jpg
Roma ve Bizans dönemine ait çeşitli keramikler, cam ve bronz eserler, bronz, gümüş ve altın sikkeler ile MÖ.2000’e tarihlenen kurşun figürü, Hitit İmparatorluk Dönemi mühürleri, hayvan başlı gümüşler, Urartu bilezikleri, çeşitli boncuklar ile Helenistik Çağa tarihlenen keramikler de arkeoloji bölümünde bulunmaktadır.
Müzenin etnoğrafya bölümünde yerel giysiler, peşkirler, ağaç ve bakır eşyalar, gümüş süs eşyaları, tespihler, düz yaygılar, nazarlıklar, kesici ve ateşli silahlar bulunmaktadır. Müze bahçesinde ise çeşitli dönemlere tarihlenen taş eserler, büyük küpler teşhir edilmektedir.
Atatürk Evi Ve Müzesi (Merkez)
Mersin’de Atatürk ve Eşi Latife hanım’ın 20 Ocak-2 Şubat 1920 tarihlerinde kalmış oldukları ev Kültür Bakanlığı tarafından 1992 yılında Atatürk Evi ve Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Bu ev Alman Konsolosu Christman tarafından 1897 yılında yaptırılmıştır. Müzenin alt katında fotoğraf ve belgelerle Atatürk ve Cumhuriyet dönemi tanıtılmıştır. Ankara Anıtkabir Müzesi’nden getirilen Atatürk’ün 22 adet kişisel eşyası da bu bölümde sergilenmiştir. Müzenin üst katı salona açılan 7 odadan meydana gelmiştir. Bunlardan 2 oda yatak odası ve 4’ü de oturma odası olarak dönemin eşyaları ile düzenlenmiştir.
Devlet Resim Ve Heykel Müzesi (Merkez)
Mersin’de XIX.yüzyılda yapılmış, önce konut, sonra da otel olarak kullanılan Gülnar Otelini İçel valiliği 1997 yılında kamulaştırmıştır. Kültür Bakanlığı yapının restorasyonunu 1997-2001 arasında tamamlamıştır.
Devlet Resim ve Heykel Müzesi çağdaş resim ve heykellerin oluşturduğu bir müzedir. Aynı zamanda Güzel Sanatlar Galerisi işlevini de sürdüren müze 5 Nisan 2002 tarihinde ziyarete açılmıştır.
Anamur Müzesi (Anamur)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...7/00130967.jpg
Mersin Anamur ilçesinde bulunan müze, 1960 yılında Amerikalı ve Kanadalı arkeologların Anemurium antik kentinde başlattıkları kazılarda ortaya çıkan eserlerin sergilenmesi amacıyla yaptırılmış ve 1992 yılında da ziyarete açılmıştır.
Müze arkeoloji ve etnoğrafya bölümlerinden meydana gelmiştir. Arkeoloji bölümünde Anemurium antik kenti kalıntı ve buluntuları dışında Alanya ile Silifke müzelerinden getirilen yöreye özgü arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müzedeki belli başlı eserler arasında, Kelenderis kentinin mezar buluntuları, MS.V.yüzyıla tarihlendirilen zemin mozaiği, Nagidos antik kenti mezar buluntuları; MÖ.IV.-III.yüzyıllara ait ölü ve adak eşyaları; Anemurium kentinde ortaya çıkarılan pişmiş topraktan yağ kandilleri, Roma Çağına ait tunç Athena heykeli, tunç kantar ağırlıkları bulunmaktadır.
Müzenin etnoğrafya bölümünde ise yöresel düz yaygılar sergilenmektedir. Bunların başında Bönce, Çigni, Düşük, Ala, Aynalı ve Boncuklu olarak isimlendirilen kilimler gelmektedir. Ayrıca bu bölümde yöresel giysiler ile ateşli ve kesici silahlar da teşhir edilmektedir.
Silifke Müzesi (Silifke)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...7/00130977.jpg
Mersin Silifke ilçesindeki Silifke Müzesi 1939-1940 yıllarında Cumhuriyet İlkokulu’nun bir bölümünde depo olarak toplanmış, ardından bu depo Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünce 1958’de Memurluk haline getirilmiştir.
Silifke’de yeni bir müze yapılmasından sonra 1974 yılında Müdürlük olarak ziyarete açılmıştır. Müzede arkeolojik ve etnoğrafik eserler iki ayrı bölüm halindedir. Silifke dışında Anamur, Gülnar ve Mut’ta yapılan araştırma ve kazılarda ortaya çıkarılan eserler müze koleksiyonlarını zenginleştirmiştir. Müzede Neolitik, Demir, Arkaik, Grek, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait çeşitli eserler sergilenmektedir. Gülnar, Meydancık Kale, Mut, Aydıncık, Gilidire kazılarında ortaya çıkarılan çeşitli buluntular da müzenin belli başlı eserleri arasındadır.
Silifke Atatürk Evi Müzesi (Silifke)
Atatürk’ün Silifke’yi 27 Ocak 1927’de ziyareti sırasında Belediye Başkanı Hacı Hulusi Efendi’nin evinde misafir edilmiştir. Bu yapı Atatürk’ün doğumunun 100.Yıl dönümü kutlamaları içerisinde, 1982 yılında kamulaştırılmış, Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş, teşhir ve tanzim çalışmalarından sonra da 2 Ocak 1987’de Atatürk Evi Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Bu ev iki katlı olup, alt katı kütüphane, üst katı da etnoğrafik eserlerle düzenlenmiştir. Kâgir evin alt katında ortada bir salon ve bu salona açılan oturma odası, misafir odası, mutfak ve kilerler bulunmaktadır. Müze Cumhuriyetin ilk yıllarına ait yöresel özellikleri yansıtacak biçimde düzenlenmiş ve sergileme yapılmıştır. Silifke yöresine özgü etnoğrafik malzemeler teşhir edilmiştir. Burada sergilenen eserlerden bazıları; Silifke Müzesi’nin etnoğrafya bölümünden buraya getirilmiştir. Ayrıca müzede Sadık Taşucu’nun bakanlığa hibe ettiği yatak odası ve takımları, Atatürk’ün Sadık Taşucu’na hediye ettiği, üzerinde “Gazi M.Kemal” ibaresi yazılı küçük bir tabanca ile Atatürk döneminde kurulmuş çiftlik ve kooperatiflerle ilgili belge ve fotoğraflar bulunmaktadır.
Tarsus Müzesi (Tarsus)
-
Cevap: Mersin Müzeleri
Tarsus Müzesi (Tarsus)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...7/00130969.jpg
Mersin Tarsusu ilçesinde Yavuz Sultan Selim’in Ridaniye Savaşı’ndan (1517) sonra Adana yöresini yönetmekle görevlendirdiği Ramazanoğullarından Kubat Bey tarafından 1577 tarihinde yaptırılan Kubat Paşa Medresesi’nde kurulmuştur. Medrese Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 1968 yılında restore edilmiş ve 1970 yılında da Tarsus Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Müze arkeoloji ve etnoğrafya bölümlerinden meydana gelmiştir. Klikya antik bölgesinin yoğun yerleşiminin olduğu Tarsus’ta yapılan kazılarda ele geçen ve satın alma yolu ile müzeye kazandırılan eserler 7000’e yakındır. Ayrıca müzede 26.841 adet altın, gümüş ve bronz sikke bulunmaktadır.
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...9/00132328.jpg
Müzenin belli başlı eserleri arasında Kalkolitik, Tunç ve Demir Çağları, Geç Hitit, Urartu ile Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserler bulunmaktadır. Bunların başında pişmiş topraktan, madenden, cam ve altından çeşitli objeler, keramikler, MÖ.V.yüzyıla tarihlendirilen Pers sikkeleri, Osmanlı dönemi sikkeleri; Tarsus Gözlükule kazılarında ortaya çıkarılan pişmiş toprak eserler, günlük kullanım kapları, bronz aletler; Tarsus Cumhuriyet Alanı kazısında bulunan bronz mobilya ayağı, pişmiş toprak kandiller, ağırlıklar ve amphoralar gelmektedir.
Müzenin etnoğrafya bölümünde ise; yöresel giysiler, Türkmen ve Yörüklerin yaşam biçimlerini ortaya koyan madeni, ağaç ve dokuma örnekleri, Osmanlı döneminin çakmaklı tüfekleri, tabancaları, kılıçları ve kamaları sergilenmektedir.
St Paulus Müzesi (Tarsus)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...9/00132326.jpg
Mersin Tarsus ilçesinde, Tarsus Müzesi yönetiminde Aziz Paulus’un adına yaptırılmış olan kilisenin temel kalıntıları, duvarlarından bazı bölümler ile taban mozaikleri bulunmaktadır.
Aziz Paulus Tarsus’ta MS.10 yılında dünyaya gelmiş ve Roma’da 66-67 yılında öldürülmüştür. Yahudiliğin Hıristiyanlığa ulusal bir din niteliği kazandırmak isteyen egemenliğe karşı çıkmıştır. Hıristiyanlığın evrensel bir din olmasına çalışmış, Helenistik Yahudi felsefesini Hıristiyanlık ile birleştirmeyi amaçlamıştır. Şam, Kudüs, Hatay, Kıbrıs, Makedonya ve Yunanistan’a geziler yapmıştır. Bir süre Korent Başpiskoposu olmuştur. Hıristiyanlığın amaçlarını açıklayan mektuplarından 14’ü günümüze kadar gelebilmiştir.
Paulus’a göre Tanrı yoktan var edici ve yaratıcıdır. Tanrı olmadan insanların başarıya ulaşması da söz konusu değildir. İnsana düşünme, yargılama gücünü veren Tanrı’dır.
St Paulus Müzesi’nde MS.I.yüzyıla tarihlenen döşeme mozaikleri geometrik ve bitkisel motifler halindedir.
Nusret Mayın Gemisi Müzesi (Tarsus)
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...0/00132633.jpg
Nusrat Mayın Gemisi 1912 yılında Almanya’da Kiel’de yapılarak denize indirilmiştir. Gemi 370 grostonluk olup 40 m. boyunda, 7.40 m. eninde, 19 deniz mili de süratindedir. Dar alanlarda kolayca manevra yapabilme özelliğine sahip olmasının yanı sıra, 2 m. gibi az su çektiğinden dolayı da mayınlı alanların üzerinde güvenle dolaşabiliyordu.
Çanakkale Savaşları sırasında, 7-8 Mart gecesi Gemi Komutanı Tophaneli Yzb. Hakkı ve Yzb. Nazmi (Akpınar ) beyler komutasında 7 subay ve 54 er, gemiye 26 adet mayın yüklemiş ve Karanlık Limandan gece hareket ederek, daha önce itilaf devletleri tarafından döşenmiş mayın hatlarının arasından geçerek Anadolu tarafındaki Akyarlar önünde taşıdıkları mayınları belirli aralıklarla denize dökmüşlerdir.
Yzb. Hakkı Bey bu görev öncesi kalp krizi geçirmiş olmasına rağmen kendi isteği ile denize açılmıştır. Mayınları döşedikten sonra gece karanlığında İtilaf donanmasına ait devriye gemilerinden birisinin projektörü aynı anda karşı sahilden denizi tarayan bir başka projektörün ışığı ile birleşmiştir. Yzb.Hakkı Bey bu ışık karmaşasından faydalanarak tehlikeli bölgeden çıkmış ve Çanakkale’ye yönelmiştir. Yzb.Nazmi Bey tehlikenin geçtiği sırada “Geçmiş olsun Hakkı” diyerek arkadaşının omzuna vurmuş, bu anda da Yzb.Hakkı’nın heyecana dayanamayarak öldüğünü görmüştür.
Yzb.Nazmi Bey daha sonra Bnb.lıktan emekli olmuş ve Deniz Yollarında 5 Mayıs 1940’ta öldüğü güne kadar kılavuz kaptanlık yapmıştır.
Çanakkale Savaşları sırasında 18 Mart zaferini sağlayan en önemli etkenlerden birisi de boğaza döşenen mayınlardır. Bu mayınlara çarpan Bouvet,Ocean ve İrresistible batmış, Gaulois ve Inflexible isimli zırhlılar başta olmak üzere 10 gemi de ağır hasara uğramıştır. Ayrıca 1318 tonluk Turquoise denizaltısı ise topçu onbaşısı Müstecip’in attığı top ile savaş dışı kalmıştır. Savaş sonrasında İstanbul’a götürülen bu denizaltıya “Müstecip Onbaşı” adı verilmiştir.
İtilaf Devletleri donanması Nusrat Mayın Gemisinin döktüğü mayınlar ve karadan da Çanakkale müstahkem mevkii komutanı Cevad Paşa’nın açtığı ateş sonucunda donanmanın %35’i saf dışı kalmış ve Çanakkale’den çekilmişlerdir.
Çanakkale Deniz Savaşları’na katılan ve bu savaşta önemli rol oynayan Nusrat Mayın Gemisinin 1982 yılında aynı ölçüde bir maketi yapılmış olup, gemi Çimenlik Kalesi’ndeki müzede bulunmaktadır. Bu gemiye ait bazı orijinal araç ve gereçler de maket geminin içerisine yerleştirilerek teşhir edilmiştir.
1990 yılına kadar kuru yük gemisi olarak kullanılan Nusret Mayın Gemisi, 2002 yılında Tarsus Belediyesi’nce restore edilmiştir. Nusret Mayın Gemisi 2002 yılının Aralık ayından itibaren Tarsus Çanakkale Parkı’nda müze olarak hizmet vermektedir.
Taşucu Amphora Müzesi (Silifke)
Mersin Silifke ilçesi, Taşucu’nda bulunan Amphora Müzesi XIX.yüzyılın başlarına tarihlenen taş bir yapıda kurulmuştur. Bu yapı 1800’lü yıllarda deniz ticareti ve ihracatında kullanılmak üzere ambar olarak yapılmış kemerli bir yapıdır.
Taşucu Eğitim ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın yönetimindeki müzede yaklaşık 300 adet amphora sergilenmekte olup, müze eser sayısı ve çeşitliliği yönünden dünyanın en zengin koleksiyonlarından oluşmuştur. Müzede Taşucu merkez olmak üzere Mersin ve Antalya yörelerinde bulunan ve sualtı arkeoloji kazılarında ele geçen amphoralar sergilenmiştir. Bu amphoralar MÖ.VI.-MS.XII.yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bunların yanı sıra müzede çeşitli çapalar, sütunlar, sütun başlıkları, pişmiş topraktan kaplar ve küçük figürinler de bulunmaktadır.