İrşad ve tebliğe, siyasî kanaat ve tavırlarla gölge düşürülmemelidir:
İrşad ve tebliğe, siyasî kanaat ve tavırlarla gölge düşürülmemelidir:
İrşad ve tebliğ adına hususiyle de günümüzde dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de, vazifemize gölge düşürecek, bize karşı antipati uyaracak ve belirli kimseleri memnun ederken, çoğunluğu küstürebilecek siyasî fikirlerden kaçınılması zaruretidir, hele yığınlar iman adına fakr u zaruret içinde iseler.. Oysa neslimiz, bugün bırakın idari ve siyasî mes’eleleri anlayıp kavramayı, Allah’a, Rasûlü’ne ve Kur’ân’a ait temel imanî mes’eleleri bile idraktan uzak bulunmaktadır. Şimdi soruyorum size: Herhangi bir siyasî kanaati olan birisine, dinî mes’elelerin siyasî havada kabul ettirilebildiği hiç görülmüş müdür? Hayır! Aksine münakaşa, tartışma ve susturma adına sadece gayz ve nefretlerin kabardığı müşahede olunmuştur. Kaldı ki siz, Allah ve Rasûlü’ne ait elmas gibi hakikatları dile getirirken, muhatabınız onlara cam parçaları nazarıyla bakacak, melek gibi insanları başka nazarla mütalâa edecek, “o benim düşüncemde değil, öyleyse yaramaz” diye kestirip atacak ve “Dini siyasete alet ediyor” suçlamasıyla çekip gidecektir. Siz Din’in %3-5’lik mes’selesini anlatayım derken, bu defa siyasî kanaatınızla, % 98 nisbetindeki iman ve ibâdete ait temel mes’elelerin berhava edilmesine sebebiyet vermiş olacaksınız. Bu düşünce, siyasî kanaatları tenkit etmek değildir. Mü’minlerin de belli bir siyasî kanaatı olabilir. Bizim tenkid ettiğimiz husus, bizzat siyaset bulaştırılmış irşad metodudur. Şu da var ki, siyasî kanaat seçim zamanı bir haftalık geçici bir vâkıa olarak kalmalı; zamanımızın bütünü, iman ve ibâdete ait hakikatları nesillere intikal ettirmekle geçmelidir.