-
Kendi mes’elelerimizi
Kendi mes’elelerimizi peynir-ekmek yeme kolaylığı içinde bilmek ve rahatça anlatabilecek hale gelmek mecburiyetindeyiz.
Kendi mes’elelerimizi ilimler yoluyla iyiden iyiye kavrayıp hazmederek, tıpkı bir koyunun yavrusuna süt verdiği gibi, biz de muhataplarımıza öyle hazmolmuş şeyler vermeliyiz; kuşlar gibi kusmuk verenlerden olmamalıyız.
Günümüzde okuyan, bilen ve düşünen insanlara karşı en müessir yol iknadır. Bu insanların kalblerine ihlâs, şefkat ve muhabbet tayflarımızı göndermenin yanısıra, akıl, fikir ve mantıklarını da ikna’ ile, onları müsbet ma'nâda doyurup, ruhlarına misafir olmalıyız.
Bizim bütün mes’elelerimiz, akıl ve mantık muhakemesinde hep beraat etmiştir. Belki, burada hepsi için ‘aklî’ tabirini kullanmamız uygun olmayabilir ama, yine de hepsi makûldür, mantıkîdir ve vahy ile müeyyeddir. Peşin hüküm, şartlanmışlık, kibir ve gurur gibi perdelere takılıp kalmamışlar için düşünceyi besleyen musluklardır ve fikrî terkiplere ulaşma kabiliyetlerini inkişaf ettirir. Öyleyse hakları, beraatin de ötesinde madalyadır!