Cevap: Haccin farzi ÜÇdÜr
İhrâmda iken pire, her dürlü sinek, başkasının üzerinde bulunan biti, fâre, yılan, akreb, kurt, çaylak gibi zararlı ve insana saldıran hayvanları öldürmek, başını sabun ile yıkamak, na�lîn ve onun gibi üstü açık ayakkabı giymek, diş çıkartmak, bit ölmemek ve saç dökülmemek üzere hafîf kaşınmak, renkli ihrâm giymek, gusl abdesti almak, başını dokundurmamak şartı ile, tavan, çadır, şemsiye altında gölgelenmek, başı âdet olmayan şey ile [tas, tepsi] örtmek, paket gibi şeyler koymak, beline kuşak, kemer, para kesesi, kılınç, silâh bağlamak, yüzük takmak, insanların dikip yetişdirdiği sebze ve ağaçları koparmak, düşman ile döğüşmek câizdir.
Kadınların başını örtmesi lâzım olup, deriye değmemek üzere yüzlerini örtmeleri ve dikilmiş elbise, mest, çorab giymeleri, örtü altına zînet eşyâsı takmaları câizdir.
2 � Arefe günü Arafâtın, (Vâdi-yi Urene) denilen yerinden başka herhangi bir yerinde (Vakfe)ye durmak. Herkes, ehl olan imâma karşı ayakda durup, ayakda duramazsa, oturup imâmın düâsını dinler. Sonra, oturabilir, yatabilir.
Hacca geç giden bir kimse, doğru Arafâta gider. Bunun, artık (Tavâf-ı kudûm) yapması lâzım olmaz. Bir hâcı Arefe günü, öğle ezânından bayramın birinci günü, sabâh nemâzı vaktine kadar olan zemân içinde, biraz Arafâtda dursa veyâ ihrâmlı olarak Arafâtdan geçse veyâ ihrâmlandıkdan sonra hasta olup uykuda iken, baygın iken sedye içinde veyâ başka birşeyle taşınarak nüsükler yapdırılırsa veyâhud ihrâma girmeden önce, hasta olan, bayılan yerine başkası ihrâma girip, bu uyanmadan, ayılmadan önce, o bunun yerine de nüsükleri ayrıca yaparsa veyâ Arefe günü olduğunu bilmiyerek, Arafâtda dursa, haccı sahîh ve tavâf-ı kudûm sâkıt olur. O yerin Arafât olduğunu bilmek ve niyyet etmek lâzım değildir. O gün veyâ gece, Arafâtda bulunmıyan veyâ Arafâtdan geçmiyen veyâ tayyârede uçarak geçen, hâcı olmaz. Vehhâbîlerin haccı bir gün önce yapdıkları senelerde hac sahîh olmamakdadır. Hilâl, güneşin gurûb etdiği yere yakın ve şemsden sonra gurûb eder. Şişkinliği garb tarafındadır. Terbî� ya�nî yedinci gecede kamer şemsden altı sâat sonra gurûb eder. Bedr-i tamda, ya�nî 14. cü gecede tam dâire olup, şems gurûb ederken tulû� ve sabâh vakti gurûb eder. 28 Temmuz 1987 Salı günkü Türkiye gazetesinde diyor ki, (Kayseride Pazar günü Zilhicce ayının hilâli görülemedi. Pazartesi günü 19 u 50 geçe güneş gurûb etdi. 20 yi 20 geçe Hilâl görülüp, bu da 20 yi 55 geçe gurûb etdi). Buna göre Zilhiccenin birinci günü salı olup, dokuzuncu çarşamba günü Arefe olmakdadır. Vehhâbî hükûmeti, hâcıları pazartesi günü Arafâta götürdüler. Çarşamba günü tekrâr gitmek istiyenlere mâni� oldular.
3 � Kâ�be-i mu�azzamayı (Tavâf-ı ziyâret) etmekdir. Tavâf, Mescid-i harâm içinde, Kâ�be-i mu�azzama etrâfında dönmek demekdir. Dördü farz, üçü vâcib olmak üzere yedi kerre dönülür. Zemzem kuyusunun ve Makâm-ı İbrâhîmin dışından dolaşarak da tavâf etmek câizdir. Kadınların tavâf ederken, Kâ�beye yaklaşmamaları efdal olduğu (Eşbâh)da yazılıdır. Kadına dokunmak ihtimâli çok ise, şâfi�îlerin hanefî veyâ mâlikîyi taklîd etmesi lâzım olur. Tavâfı mescid dışından yapmak câiz değildir. Tavâfa niyyet etmek de, ayrıca farzdır. Tavâf-ı ziyâreti, Arafâtdan sonra yapmak da farzdır. Tavâf ederken ve sa�y ederken, ezân okunursa, bunlar bırakılıp, nemâzdan sonra temâmlanır. Tahtâvînin (Merâkıl-felâh) hâşiyesi, bayram nemâzında diyor ki, (Kâ�beden başka bir câmi� etrâfında ibâdet için dönenin kâfir olmasından korkulur).