-
Takvanın iki yönü
Takvanın iki yönü
Allah Teâlâ'ya göre herşey çok kolaydır. Biz, esbap planında düşünmeye kalkınca herşeyi zor ve çetin görüyoruz. Bizim, özellikle de bu devirde, kalb ve ruhun derece*yi hayatına çıkmamız da ulaşılması imkansız bir hedef gibi görünüyor. Fakat, kalbler O'nun elinde. O murad buyurursa, bizi de salih kulları arasına dahil eder.
Ne var ki, bu yol çok fedakarlık istiyor, bu uğurda sabırla çalışıp çabalamak gerekiyor. Rezzâk*ı Hakîkî'nin bize verdiği bütün nimetleri yine O'nun rızası istikametinde sarfetmek iktiza ediyor.
Bir de bu yolun yolcusu, her zaman takvayı esas almalıdır. Tekvinî emirlere bakmada da takvadan sapmamalıdır. Takvanın bu iki yönü de ihmale gelmez. Takvanın iki yönü: 1. Teşriî emir ve nehiylere riayet; yani, dinin "yap" veya "yapma" dediği hususlarda emre imtisal etmek. 2. Tekvinî emirlere riayet; yani, Allah'ın kainatta cari sünnetine (kanunlarına) uygun hareket etmektir.
Efendimiz Aleyhissalâtü vesselâm'ın hayat*ı seniyyelerine baktığımızda, O'nun sebepleri gözardı etmeden, âyat*ı tekvîniyeyi çok iyi okuyarak, hep takva yörüngeli yaşadığını görürüz. Mesela; O, ashabına "Gece yatarken, evinizde yanan ateşi söndürünüz." buyurmuşlardır. İşte, burada ve benzeri sözlerinde sebeplere riayet edilmesini ve ateşten dolayı evde herhangi bir kazaya sebebiyet verilmemesini ifade etmişlerdir.
Allah için yeme*içme, Allah için çoluk*çocuk sahibi olma, Allah için işleme, Allah için başlama.. bunları ardı ardına sıralayın ve çoğaltın çoğaltabildiğiniz kadar. İşte bunların hepsini, Allah için yaptığınız; Allah adına hareket ettiğiniz zaman takva dairesine girmiş ve her yaptığınız amelde ibadet sevabı kazanmış olursunuz. Fakat "Hele bir namaz kılayım da görsünler!" "Hele bir konuşayım da nasıl konuşulurmuş öğrensinler." "Herkesten daha çok vereyim de vermek, civanmertlik nasıl oluyormuş bilsinler." dediğiniz an pekçok şeyi kaybedersiniz.