Hicretten Alinacak Dersler
Hicretten Alinacak Dersler
http://www.hicretonline.com/Yeni%20Site/Deve1.gif
Hicret, alelade bir göç degildir. Hicret'in gayesi müslümanca yasamak, Allah'in kanunlarini ikame etmektir. Hicret, ruhun bu kanunlarla terbiyesidir. Hicret, ilahi yasam kavgasidir.
Hicret böyle önemli oldugu içindir ki, Hz.Ömer (r.a.), onu Islam takviminin (hicri takvim) baslangici yapmistir. Mekke'nin fethi bile takvim baslangici olarak alinmamis, Hicret olayi resmi takvim olarak kabul edilmistir. Çünkü Hz.Ömer (r.a.)'in ifadesi ile Hicret, Hakk ile batil'i birbirinden ayirmistir. Allah Rasulünün hayat programi su üç kelimeyle özetlenebilir Iman, Hicret, Cihad.
Allah (c.c.) bu konuda söyle buyuruyor :
"Iman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barindiranlar, yardim edenler, iste gerçek mü'min olanlar bunlardir. Magfiret ve uçsuz bucaksiz rizik da onlarindir." (Enfal-74)
"Iman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallariyla, canlariyla cihad edenler, rütbe bakimindan Allah katinda daha üstündürler. Kurtulusa erenler de iste onlardir." (Tevbe - 20)
Müesseselesmenin Kaynagi Olarak Hicret :
Hicret; kutsal Islam davasinin hedefe giden yolunda bir dönüm noktasidir. Hicret, Islam dayanisma ve kardesliginin ruhudur. Hicret, devleti dogurmustur. Ilk Islam Anayasasi, hicretten sonra ortaya çikmis; Islam'in ticari, iktisadi, zirai ve ekonomik hayata dair esaslari, ilk uygulamalarini hicretten sonra göstermistir. Ilk Islam çarsi-pazari, bu dönemde kurulmustur. Cemaate açik Islam mabedi (Kuba ve Mescid-i Nebi), hicretle beraber ve hicretten hemen sonra bina olunmustur. Zekat, oruç gibi ibadetler hicretten sonra farz kilinmistir.
Fedakârlik Kaynagi Olarak Hicret :
Hicret, imanin maddeye sagladigi tarihi zaferin simgesidir. Hicret; Allah rizasi için; anadan, babadan, yardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçisin, ibretli kissasidir. Hz.Ali'yi düsününüz ki, Nebiyy-i Muhterem (s.a.v.) hicret yolculuguna kolayca çikabilmesi için O'nun yatagina girip yatmis, böylece Kureyslileri aldatmisti. Disaridan bakildiginda Peygamberimizin yatakta yattigi saniliyordu. Sabaha kadar çikmadigi görülünce sabahleyin muhtemelen o yatakta ve orada yatan kisi öldürücü darbelere hedef olabilecekti. Hz.Ali (r.a.) bunu biliyordu ve canindan vazgeçmisti. Çünkü hicret, canindan bile vazgeçisin adiydi. Bunun gibi Hz.Ebubekir de, hem kendi canini hem de aile fertlerinin canini fedayi göze almisti. Çünkü hicret yoluna gittigi anlasilinca, Ebubekir'in evine muhtemelen baskin yapilacak ve aile fertleri tartaklanacakti, dövülecekti.
Hicret ve Mukaddes Dava :
Hicret, maldan-mülkten vazgeçistir. Düsününüz ki, bir insan yüz yillardan beri atalarinin yurdundadir ve onlarin mirasçisidir. Bagi, bahçesi, tarlasi, evi vardir. Böyle birine "Haydi bütün varligini terket de, filan yere gidelim!" deseniz, kolayca yola koyulmayacaktir. Iste hicrette dünyevi menfaat ve iliskiler bertaraf edilerek, kutsal dava ön plana alinmis ve kutsal gaye için -fakirlik göze alinarak- mal-mülk terkedilmistir. Muhacirler Medine'ye geldiklerinde sadece tek canlari ve bir de o can içinde besleyip büyüttükleri davalari vardi.
Ahde Vefa, Dostlukta Sadakât :
Hicret, ahde vefadir. Sözde dogruluktur. Dostlukta sadakattir. Ensar... Dostlar dostu ensar, müteakip yillarda, günlerde, aylarda, Hz.Peygamber (s.a.v.)'i ve öteki muhacirleri her çesit tehlikeye karsi savunmuslardir. Ensar ile muhacirun öylesine içten saglarla kardeslesmislerdi ki, aslen Mekke'li olmayan Selmanü'l Fârisî gibi zevâti, her iki taraf kendilerinden sayarak bagrina basiyordu.
Hicret ve Devlet :
Hicret devlettir. Rasulüllah Medine'ye geldikten sonra "Medine Islam Devleti" dogmustur. Ihtiyaca göre Ilâhi yasalar vahy yoluyla Efendimiz'e bildirilmis ve Sünnet-i Nebi, âyetleri tefsir etmis, cemiyet hayati tanzim olunmustur.
Hicret kanundur. Müslümanlarin birbirlerine karsi vazifeleri ve mütekabil sorumluluklariyla Yahudilerle iliskilerinde temel ölçüleri belirleyen ilk anayasa hicretten sonra teessüs etmistir.
Hicret ve Isar (Kardesini Kendisine Tercih) :
Hicret îsardir, kardesini -kendisi ihtiyaçli olsa dahi- kendisine tercih edis, kendi ihtiyaçlarini gidermeyi bir yana birakip Müslüman kardesinin ihtiyaçlarini karsilamaya öncelik veristir.
Suffe Mektebi'nin güzide talebelerinden Ebu Hureyre (r.a.) açliktan zayiflayip tahammülü kalmamis, durumunu Hz.Peygamber (s.a.v.)'e iletmisti. Efendimiz, Ebu Hureyre'yi doyurmalari için zevcelerine gönderdi. Fakat Hz.Peygamber'in evinde sudan baska ber sey yoktu. Misafir karni doymadan ve bir sey yiyemeden geri dönüyordu. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) meseleyi eshabina "Su açi kim doyuracak?" diye iletti. Ebu Talha (r.a.) -bir an için fakirligini unutarak- "ben" deyiverdi. Rasulüllah'in serefli misafirine sahip çikmak istegi o zati bu yola sürüklemisti. Eve gittiklerinde zevcesine "Haydi Rasulüllah'in misafirini agirla!" dedi. Kadin "Ancak çocuklarin yiyecegi kadar azik var, baska yok!" diyordu.
Ebu Talha (r.a.) çocuklari uyutmasini, isigi yakip onlarin yemegini misafire hazirlamasi söyledi. Kadin da öyle yapti. Yemek sofra konuldu ve isik söndürüldü. Ebu Talha ve hanimi yemek yer gibi yaptilar, aslinda yemek yoktu. Fakat misafirin, kendisi yüzünden ev sahiplerinin aç kaldigini bilerek üzülmesine, incinmesine engel olmak istemislerdi.
Kari-koca aç gecelediler, çocuklari da. Fakat misafirlerinin karni doyurulmus ve evin iç yüzü kendisine hissettirilmemisti. Sabah olup Rasulüllah'in yanina geldiklerinde Ebu Talha (r.a.)'ya hitaben Efendimiz "bu gece Allah sana tebessüm etti, kari-koca olarak sizin güzel hareketlerinizi begendi ve söyle buyurdu : - "Ve (Ensar), kendilerinin ihtiyaçlari olsa dahi (göç eden yoksul kadeslerini) kendi canlarina tercih ederler" (Hasr - 9)
Hicret - Ilim - Irfan - Mektep :
Hicret mabeddir, cemaattir, rahmettir. Kuba Mescidi ve Mescid-i Nebi, hicretten hemen sonra bina olunmustur. Ve o dönemde mescit her seydir; ibadet yeridir, sohbet yeridir, va'z ü nasihat ve irsad yeridir. Istisâre yeridir, tefekür mekâni ve idare merkezidir.
Hicret derstir, ilimdir, tedrisattir. Islam'in ilk egitim kurumu olan "Suffe Okulu" hicretten sonra Mescid-i Nebi'ye bitisik bir alana yapilmistir. Burada ders gören ashabin ögretmeni Hz.Peygamber (s.a.v.)'di. Ayrica muhacirler, Ensarin hocalari, Ensar ise muhacirlerin ilk zamanlarda talebeleri ve mali bakimdan destekleyicileri idi.
Hicret - Edep - Nezaket :
Hicret edeptir, hassasiyettir, nezaket ve ince duygularin lif lif örülüsüdür.
Evden Sevr magarasina gidilirken Hz.Ebubekir, Rasulüllah'in bir önüne geçer bir ardina kalirdi. Efendimiz sebebini sorunca "Ya Resulüllah! Müsrikler arkamizdan takip ederler, diye aklima geliyor, arkada kaliyorum. Pusuya yatmis önden saldirirlar diye aklima geliyor, ileri geçiyorum" cevabini verir. Gece karanliginda magaraya yaklastiklarinda Hz.Ebubekir (r.a.) önce girer, hergangi bir vahsi hayvana karsi ilk hedefin Rasulüllah olmasini istemez. Dostlugun, nezaketin, hassasiyetin, dava liderinin cani hesabina kendi canindan geçisin böylesine bir örnegine tarihte rastlamak acaba mümkün müdür?
Bedir arslanlari, Uhud sehitleri, Hendek hesaplasmasi, Büyük Fetih (Mekke), Huneyn çagrisi, Mute azmi ve Tebük ruhu bu derin hicret dayanismasinin meyveleridir.