Son Şahitler 2.Cild s. 316
RİFAT FİLİZER
l923 Konya'da dünyaya geldi, l948'de Afyon Hapishanesinde Bediüzzaman Said Nursî ile birlikte yatmıştır. l993 Ağustos'unda rahmet-i Rahmana erdi.
Hatıra ve intibalarını kendi ifadeleriyle takdim ediyoruz.
"Anne tarafından Peygamberimizin (a.s.m) sülâlesine mensubum, Âl-i beytten bir grup Horasan'a gitmiş. Orada da ayrılan bir grup Irak'ın Kerkük vilâyetine yerleşmiş. Bunlardan bir kısmı da o zaman Rum diyarı tâbir edilen Anadoluya gelerek, Anadolunun İslâmlaşmasında büyük hizmetler ifâ etmiş. İşte benim neslim, Kerkük'ten gelip Konya'nın Bozkır ilçesine yerleşenlere dayanır. Halen Kerkük'te de akrabalarımız vardır.
"Dedem Muhammed Kudsî Efendi Konya'dan kalkıp, 60 gün kadar yol yürüdükten sonra Şam'a vâsıl olmuş ve Hicrî l2. asrın müceddidi Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî ile görüşerek, Anadolu halifeliğini almış. Tekrar memleketine dönerek irşad hizmetine devam etmiş.
"Muhammed Kudsî Hazretlerinin en büyük oğlu ve birinci halifesi Muhammed Bahaeddin'dir. Baheddin'in üç oğlu olmuştur.
l. Zeynelâbidin (Medîne'de medfundur.)
2. Rifat (Konya'da medfundur)
3. Ahmed Ziya (Mekke-i Mükerremede medfundur.)
"Rifat Efendinin en büyük kızı olan Ayşe Sıddıka'nın en büyük oğluyum. Babam Mahmud Efendi ve amcam Ziya Efendi Islah-ı Medârisde tahsil görmüştür.
"l924'den l942 yılına kadar hayatım çok çalkantılı geçti. Babam küçük yaşta vefat ettiği için, tahsil ve terbiyemle babamın arkadaşlarından Veyiszade Mustafa Kurucu Efendi alâkadar oldu.
"İmam şuurunu Pîrî Mehmed Paşa Camiinde bu hocadan aldığım feyizlerle kazandım. l942 senesine kadar, cemiyetin içinde bulunan birtakım menfi cereyanlara hocam merhumun ikazları sayesinde kapılmadım.
"Daha önceleri Bediüzzaman Said Nursî ismini işitiyordum. Ancak yakînen alâka duymam lise çağlarında iken oldu. Bu alâkamın inkişafında Ziya Arun ile Mehdî Halıcı'nın mühim tesirleri oldu.
"l942 yılında Sabri Halıcı vasıtasiyla Üstada bir mektup göndermiştim. Üstad mektubu alınca beni talebeliğe kabul ettiğini söylemiş.
"Bu esnada Gençlik Rehberi ile birlikte bazı risaleleri okumuş, çevreme de tanıtmaya çalışıyordum. Risaleleri okudukça içimdeki îman çekirdeğinin inkişaf ettiğini hissediyordum.
"Üstad ve Risale-i Nur ile karşılaştığımda bir ön tetkik ihtiyacı hissetmedim. Çünkü bu eserlerle karşılaşır karşılaşmaz, aradığım İslâm ruhu taşıdığını gördüm.
"Çevreme Risale-i Nur'u ve Üstadı tanıtmak için devamlı bir gayret içinde idim. Mesaimi daha ziyade gençler üzerinde teksif etmiştim. Bu arada Pîrî Mehmed Paşa Camiine devam eden ve PTT nin telgraf bölümünde çalışın Ermenekli Zübeyir Gündüzalp ile karşılaştım. Kendisi ile altı aya yakın meşgul oldum. Çevrede her sahadaki bilgisi ve kültürü ile temayüz etmiş olan Zübeyir Gündüzalp Risale-i Nur'u tanımış oldu. Bu hizmete vesile olmaktan dolayı kendimi gerçekten bahtiyar hissederim.