Dersi en kolay ve en verimli şekilde öğrenmek, onu derste öğrenmekle olur. Bunun için en başta şu hususlara riayet lazımdır:
a. Derse dikkat etmek. Dersi iyi öğrenmenin en müessir yolu derse ruhen ve fikren hazır olarak can kulağı ile dinleyip hocasının izahlarından istifade etmektir. Dersi öğrenmekte bu usulün büyük tesiri vardır. Nitekim, İlmi kişilerin ağızlarından alınması tavsiye olunmuştur. Yine: “Talebe dersi aslanın avını takip ettiği gibi takip etmelidir.”, buyurulmuştur.
b. Dersi öğrenmeyi sonraya bırakmamak. İnsanoğlu daima yarınları bu günden daha müsait olur zannettikleri için umumiyetle mühim işlerini (derslerini) gelecek zamana bırakırlar. Halbuki her şey şimdi mümkün, biraz sonra şüpheli, daha sonra daha çok şüphelidir. Bu itibarla işlerimizin en mühimmini en öne almalıyız.
Zira bu ilâhî bir nizamdır. Mesela nefes almak, su içmek ve yemek mühim birer ihtiyaçtır. Biz önce nefesi, sonra suyu, sonra da yemeği düşünüyoruz. Fakat diğer işlerimizde çoğu kere böyle yapmayıp en mühim işlerimizi yarınlara bırakıyoruz.
Talebe için de en mühim şey ders çalışmak ve ilim elde etmek olduğuna göre içinde bulunduğu zamanı iyi değerlendirip, dersi derste öğrenip, gelecek zamana güvenmemelidir. Geleceğe güvenip bu günün dersini yarına bırakmak akıllı bir talebenin işi değildir.
Zira her gün kendi meşguliyeti ile gelir. Bu sebeple: "Yarın, işleri yürütemeyen ve kusurlu olanların günüdür" denilmiştir. "Bu gün bırak yarın yap" prensibi talebeyi çalışmaktan ve ilimle meşguliyetten uzaklaştırdığı gibi tembelliğe sevk eder.