Son Şahitler 4.Cild s. 417
İSMAİL YILDIZ
Diyarbakır'ın Hani kazasına bağlı Ceviz köyünde doğdu. Eski eğitmenlerdendir.
"Nasıl ziyaret edebilirim?"
"Üstad Bediüzzaman Hazretleri bir takım eserleri olan kıymetli bir âlim. Şark hâdisesi sebebiyle Anadolu'ya nefy edildiğini duyardık. İstanbul'da Eşref Edip'in çıkardığı Sebilürreşad mecmuası elime geçti. Ondan tefrika edilen Üstad'ın hayatı ile alakadar yazılardan fikir sahibi oldum. Mahkeme müdafaalarının nefis müdafaası olmadığını, İslâm davasının müdafaası olduğunu bihakkın öğrendim. İştiyakla Üstad'ı ziyaret etmek istedim. Üstad'a hitaben Eşref Edip Bey vasıtasıyla bir mektup yazdım. Görüşmenin ve eserleri elde etmenin yolunu sordum. Epey zaman sonra İstanbul Üniversitesinde okuyan Muhsin Alev'den cevap mahiyetinde bir mektup aldım. Yirmiüçüncü Söz ve Gençlik Rehberi'ni bana göndermiş. İslâm harfleriyle olan eserler için de, Urfa'daki Nur Talebelerinin adresini vermişti. İkinci mektupla da Asa-yı Musa'yı göndermişti. O zaman Urfa'da Abdullah Yeğin, Zübeyir Gündüzalp, Hüsnü Bayram bulunuyordu. Onları ziyaretimde Zülfikar, Mektubat, Sözler, Şualar, Lem'alar mecmualarını aldım.
"İlk ziyaretim"
"1952 senesinin sonunda Üstad'ın İstanbul'da olduğunu öğrendim. Mektubat'taki ziyaretçiler kısmını okuyarak, Üstad'ı Kur'ân'ın bu asırda bir tercümanı olarak yalnız Allah rızası için ziyaretine gittim. Aldığım tarif üzere Üstad'ı kolaylıkla buldum. Zübeyir Gündüzalp, İstanbul Çarşamba'da beni Üstad'a takdim etti. Üstad Diyarbakır'daki hizmetleri sordu. Yarım saat kadar yanında kaldım. Başında bir sarık, boynunda bir atkı vardı. Üstad'a bir müddet yanında kalmayı arzuladığımı söyledim. Üstad yarım saatlik bir görüşmeden sonra mükerreren yanlarında kalmayı arzu ettiğimi ifade etmeme rağmen 'Memleketinize gidin orada hizmet edersiniz. Bu görüşmemizi 4 senelik hizmete mukabil kabul ettim' buyurdular. Üstad'ı bir pederin oğluna şefkatinden daha şefkatli olarak gördüm. Ona kavuşmak lezzeti dünyevî hiçbir lezzetle mukayese edilmez. Üstad kendisinin tarassut altında bulunduğunu söyledi. Siyasiler için; 'Bunlar Risale-i Nur'un neşrine mani olmak istiyorlar. Olmuyor değil, olamıyorlar. Ve inşallah olamayacaklar. İnşallah Risale-i Nur neşrolacaktır' buyurdular.