Cevap: Hüseyin Cahit Payazağa
"Bir Rumun itirafı"
"Çarşamba'da Rum teb'alı bir gayrimüslüm bakkal vardı. Üstad Hazretleri o adamdan alışveriş yapardı. O Rum bakkal Üstadı yüz metre öteden görse, hürmeten hemen ayağa kalkıyordu.
"Ben, Dimitros adındaki bu adama sordum: 'Bu zata neden bu kadar hürmet ediyorsun?'
"Siz' dedi, 'bu zatı tanımıyormusunuz. Eğer bu zat Yunanıstan'da olsa kendisine altından ev yaptırırlar.'
"Üstad Hazretleri bu Rumdan beyaz peynir alıyordu. Kesesinden çıkarıp parasını veriyor, 'Helal et' diyordu.
"Fethin 500. yılı için büyük hazırlıklar yapılmıştı. Fetih için kesilen kurban etinden Üstad Hazretlerine de götürmüştük. Üstad Hazretlerinin Ayasofya'ya gidip orada namaz kılacağı söyleniyordu. Bu söylentiden polisler çok telaşlanıyorlardı.
"O törenlerin rozetlerinden ben de hâlâ bulunur.
"Hazret-i Üstadı bizlere verin"
"Demokratlar, Halk Partisinden çok korkuyorlardı. Adnan Menderes iyi bir insandı, fakat Celal Bayar katıydı. Menderes'le Bayar, Pakistan'da Karaçi'ye gittiklerinde, Pakistan Maarif Vekili Ali Ekber Şah onlardan, 'Hazret nasıldır?' diye Bediüzzaman Hazretlerini sormuştu. Pakistanlılar Üstad Hazretlerini çok seviyor ve Pakistan'a gelmesi için davet ediyorlardı.
"Pakistan hükümeti, 'Hazret-i Üstadı bizlere verin, ülkemize gönderin' diyorlardı.
"Zannediyorum Üstad Bediüzzaman Hazretleri kendileri, hep Türkiye'yi istiyor, başka yere gitmek istemiyordu. Bizim milletimizi çok seviyordu. Bir de tahmin ediyorum, nereye gitse, Türkiye'den daha büyük hürmet ve alâka görürdü.
"Zalim ihtilalciler, merhumun mezarını bile bir gece vakti kırıp, naaşını kaçırmışlardı. Ama bugün görüyoruz, Nur Risaleleri kaç dile çevrilmiş, her yerde serbestçe satılmaktadır. Neden, bu mübarek Üstadla bu kadar uğraştılar?
"Onunla uğraştıkça, Risale-i Nur'lar bütün dünyaya yayıldı."