Talim ve Terbiyede numune olma, tüm vasıtaların en tesirlisi ve muvaffakiyete en yakın olanıdır. Zira Hz. Allah (c.c.) Peygamberimizi, sadece İslâmı tebliğ için değil, aynı zamanda insanlara davranışlarıyla numune olmak üzere göndermiştir.
لقد كان لكم في رسول الله أسوة حسنة لمن كان يرجو الله واليوم الآخر. وذكر الله كثيراً
“Yemin olsun! Sizden Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenler ve Allah’ı çok zikredenler için, Allah’ın peygamberinde pek güzel bir nümûne vardır.” buyrulması peygamberimizin numune olduğunu göstermektedir.
Şu halde peygamberimiz (S.A.V) ilim, amel, ahlak, davranış, olarak herkese numune olacak bir mihenk taşıdır. Peygamberimizin hakiki varisleri olan Allah dostları da böyledir. Hoca da talebelerin, beğenecekleri numune olarak kabul edecekleri bir kimse olmalıdır. Talebe, “Hocam söylüyorsa, yapıyorsa bu doğrudur. Aksi halde yanlıştır” diyebilmelidir. Çünkü onların henüz şahsiyetleri kemale ermemiştir. Hususiyetle küçük yaştaki talebeler, hocalarına, “her yönüyle nümûne alınacak bir insan” gözü ile bakarlar.
İyi bir numune olabilmek için söz ile fiil arasında uygunluk olmalıdır. Zira Hz. Allah (c.c.):
يا أيها الذين آمنوا لم تقولون مالا تفعلون. كبر مقتا عند الله أن تقولوا مالا تفعلون.
“Ey iman edenler! Yapmadığınız şeyleri niye söylersiniz? Yapmadığınızı söylemeniz Allah katında en sevilmeyen davranıştır” buyurmuştur. Bu sebeple hoca “ yaptığını söyle, yapmadığını söyleme” prensibine sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır. Söylediğini yapmayan hoca kimse tarafından sevilmez, sayılmaz.