Cevap: Cennette Neşe ve Eğlence
Bundan Daha Yüce Bir Sema'
İbn Ebi'd-Dünya der ki:
... Evzâî şöyle demiştir:
"Bana ulaştığına göre Allah'ın, İsrafil'den daha güzel sesli bir mahluku yoktur. Allah Tebâreke ve Teâlâ ona emreder o da başlar dinletmeye (söylemeye). Bunun üzerice göklerde namazını (salâtını) kesip onu dinlemeyen bir tek melek kalmaz. İsrafîl Allah istediği sürece böyle devam eder.
Sonra Allah der ki:
İzzetime yemin olsun ki eğer kullar benim azametimi bilselerdi. Benden başkasına ibâdet (kulluk) etmezlerdi." (Bk, en-Nihâye, II, 510.)
... Muhammed b. El-Münkedir şöyle demiştir:
"Kıyamet günü olduğu zaman, bir münâdî (ilancı), kulaklarını ve canlarını eğlence meclislerinden ve şeytan çalgılarından temiz tutanlar nerede, onları misk bahçelerine oturtun diye seslenir ve meleklere, onlara benim temcidi (yüceltilme)'mi ve hamdedilişimi işittirin, der." (en-Nihaye, II, 510)
İbn Ebî'd-Dünyâ der ki:
... Mâlik b. Dînar Allah Azze ve Celle'nin;
"Onun (Davud'un) bizim yanımızda pek yakınlığı ve güzel bir dönüşü vardır" (Sâd, 40) âyetinde demiş ki:
"Kıyamet günü olunca emredilir, yüksek ve yüce bir minber getirilip Cennet'e konur, sonra, ey Davûd, dünya yurdunda beni yüceltip övdüğün o latîf ve güzel sesinle öv beni, yücelt beni diye seslenilir. Davud'un sesi tüm cennetdekileri nimetlerden alıkor (onu dinlemeye başlarlar), işte bu Allah'ın "Onun için bizim katımızdan pek bir yakınlık ve güzel dönüş var" âyeti (nin tefsiri)'dir.
Hammâd b. Seleme zikreder,
... Haccac b. Esved'den, Şehr b. Hâşeb şöyle demiştir:
"Allah meleklerine, benim kullarım dünyada iken güzel sesi severlerdi ama onu benim için bıraktılar. Haydin kullarıma dinletin, buyurur. Melekler hemen tehlîl (kelime-i tevhid), tesbih ve tekbir okumaya başlarlar, seslerinin bir benzeri asla duyulmamıştır (o kadar güzeldir)."
(Aynı yer, Senedindeki Haccâc b. Esved için Zehebî, Nekira (tanınmaz) demiştir, bk, Mizan el-İ'tidâl, I, 460, Şehr b. Hûşeb ise zayıftır, bk, Mizan el-İ'tidâl, II, 283-285)
Abdullah b. El-İmâm Ahmed, babasının ez-Zühd kitabında der ki:
... Malik b. Dînâr Allah Azze ve Celle'nin "Şüphesiz onun için bizim yanımızda pek bir yakınlık ve güzel bir dönüş var," (Sâd, 40) âyetinde demiş ki:
"Allah Sübhânehû Davud'u Arş'ın ayağı yanında durdurur ve ey Davûd beni o güzel latif sesinle yücelt, buyurur. Davûd:
Ey ilâhım, seni nasıl yücelteyim ki onu (güzel sesi) benden dünya yurdunda almıştın? der.
Allah Azze ve Celle, onu sana geri veriyorum, der. Onu O'na geri verir, bunun üzerine sesi artar (yükselir veya güzelliği artar).
Malik dedi ki:
O zaman Davud'un sesi (öyle yükselir ve güzelleşir ki) Cennet ehlini nimetlerinden eğler." (Bk, ed-Durr el-Mensûr, V, 305; Beyhakî, el-Ba's ve'n-Nuşur, 382)
İbn Ebî'd-Dünya der ki:
... Miskin b. Bükeyr'den. Ubeyde b. Ebî Lübabe şöyle demiştir:
"Cennet'te bir ağaç vardır, meyvesi zeberceddir, yakuttur, incidir, Allah bir rüzgar gönderir, bunun üzerine çınlamaya-çırpışmaya-sallanmaya başlar, öyle sesler duyurur ki onlardan daha tatlısı işitilmemiştir."
(Senedindeki Miskin b. Bükeyr hakkında, Ebu Ahmed el-Hâkim, onun çok münkerleri var, der, bk, Mizan el-İ'tidâl, IV, 101. İbn Hacer ise, saduktur, hata eder, demiştir, bk, Takrib et-Tehzib, II, 244)
... Bize Zem'a b. Salih anlattı, Seleme b. Vehram'den,
... İbn Abbas der ki:
"Cennette bir gövde üzere duran bir ağaç vardır, gölgesinde bir süvari yüz yıl gidecek bir ağaç. Onun gölgesinde söyleşirler. Bazıları iştaha gelir, dünya eğlencesini hatırlar. Bunun üzerine Allah Cennet'ten bir rüzgar gönderir, bu ağacı sallar, ağaç dünyadaki tüm eğlenceleri (ses ve hareket olarak) ortaya çıkarır."
(Bunu İbn Ebi'd-Dünya,... yoluyla rivayet etmiş bu rivayeti İbn Huzeyme ve Hâkim sahih, Tirmizi hasen saymıştır, bk, et-Terğib ve't-Terhîb, IV, 520. Senedindeki Zem'a b. Salih'i, Ahmed ve İbn Mâin zayıf saymış, Ebu Zur'a leyyindir hadisi vâhîdir, demiştir, bk. Mizan el-İ'tidâl, 11,81. Seleme b. Vehram hakkında ise, Ahmed münkerleri rivayet eder, korkarım ki zayıftır, Ebu Davud, zayıftır demişlerdir, bk, Mizan el-İ'tidâl, II, 193)
...Said b. Sald el-Harisî der ki:
"Bana anlatıldığına göre Cennet'te altın kamışlardan ormanlar varmış, yükü (meyvesi) inci imiş, Cennet ehli güzel ses dinlemek istedikleri zaman Allah o ormanlara bir rüzgar gönderir, rüzgar arzu ettikleri her sesi çıkarır (getirir)miş."
(Bk. en-Nihâye, II, 509-510, İbn Ebîd-Dünya'da)
Cevap: Cennette Neşe ve Eğlence
Daha Yüce Bir Semâ'
Onlar için bunlardan daha yüce bir semâ' daha vardır, onun yanında bütün semâ' (dinleyiş)ler hiç kalır. Bu semâ, Rabb Celle Celalühü'nun konuşmasını (kelâmını) hitabını, selamını ve mukabelesini dinlemektir. O, onlara kelâmını okuyacak, onu O'ndan dinledikleri zaman sanki önce hiç duymamış gibi olacaklar.
Ey Sünnî (sen inandığın için sana söylüyorum), bu konu ile ilgili, dünyada iken işitebileceğin en güzel şey olan, kulağına zevk veren, gözlerini nurlandıran sahih ve hasen hadisler biraz sonra zikredilecek. Tabii ki Cennet'te Rab tealanın vechine bakmaktan, kelamını işitmekten daha lezzetli bir şey yoktur. Cennet ehline bunlardan daha lezzetli bir şey verilmemiştir.
Ebu'ş-Şeyh, Salih b. Hayyan'dan zikreder, Abdullah b. Büreyde şöyle demiştir:
"Cennet ehli her gün el-Cebbâr (istediğini yaptıran, her şeyin çaresini yaratan) Celle Celâlühû'nun huzuruna girerler, onlara Kur'an okur, orada herkes kendi meclisi olan meclise (oturacak yere), inci yakut, zeberced, altın, zümrüt minberler üzerine oturur. O zaman gözleri o şekilde hiçbir zaman aydın olmamış, Onun okuyuşundan daha azametli, daha güzel bir şey asla işitmemişlerdir. Sonra, yarın tekrar aynısına gelmek üzere, nimetler içinde gözleri aydın meskenlerine dönerler."
(Bk, en-Nihaye, II, 511-512. Senedindeki Salih b. Hayyân'ı İbn Mâin zayıf saymış, bir seferinde de öyle değil demiştir. Buhârî ona bakmalı, Nesâî, sika değildir, derler, bk, Mizan el-İ'tidâl, II, 292)