İstanbul’daki Nur Menzilleri
İstanbul’daki Nur Menzilleri
1: Edirnekapı:Mihrimah Sultan Camii
http://www.muhibe.com/images/camiler/13.jpghttp://www.gaxxi.com/onder/onder/gor...tan-cami-2.jpg
2:Fatih Camii:Fatih camii avlusu.(Üstadımızın Fatih camiinin sağ tarafındaki bahçede, abdest musluklarının önündeki çınar ağacı yanında bir çocukla sohbet ettiği yer.
http://www.mustafacambaz.com/data/me...selimden_4.JPG
http://www.risale-inur.org/said7.jpeg
http://www.barlaplatformu.com/img/image020.jpg
3:Şekerci Hanı:Malta çarşısı tarafında İslambol caddesi üzerinde(Üstadımız İstanbul’a ilk geldiklerinde kaldığı yer.”Burada her soruya cevap verilir, her müşkil halledilir,lakin soru sorulmaz” dediği mekan.Bu mekan şu an depo ve evi ve barkı olmayanlar tarafından kullanılmaktadır.Üstadımıza ait hiçbir iz bulunmamaktadır.
http://www.risale-inur.org/sekercihan1.jpg
ŞEKERCİ HANI
4:Akdeniz Caddesi:Üstadımızın 55 yıl önce İstanbul valisi ve belediye başkanıyla Fahreddin Kerim Gökay’la birlikte protokol da oturarak fethin 500. yıl kutlamaların takip ettiği mekan
5:Fener Semti:Üstadımız o günlerde Fener Rum Patrikhanesine gelerek Patrik Atenagorus’u ziyaret etmiş, onun tarafından da sıcak ve samimi bir ilgi ile karşılanmış.”Siz Kur’an-ı Allah’ın bir kitabı Hazreti Muhammed(A.S.M) peygamber olarak kabul etseniz Hristiyanlığın dini hakikisiyle amel etseniz, ehl-i necat olacaksınız demiş.Dini meseleler medarı bahis olunca” Ben kabul ediyorum demiş, patrik
6:B. Karaman Caddesi,Reşadiye Oteli):Üstadımız 1952 yılında İstanbul’a geldiğinde talebeleri ile bir süre bu otelde ikamet etmiş.Talebeler 23. odada, Üstadımız’da 29 numaralı odada kalmış, aralarında Osman Yüksel Serdengeçti, Haşmet Hoca, Doktor Alaaddin Yılmaztürk gibi meşhur isimlerinde bulunduğu birçok isim tarafından ziyaret edilmiş.
http://images.octopustravel.com/HH/I...ST/ISTRES1.jpg
7:Beyazıt meydanı: Zalimler için yaşasın cehennem diye Sultan Ahmet meydanına kadar halk ile birlikte haykırdığı meydan.
http://img1.blogcu.com/images/n/a/r/...m/dsc00101.jpg
8:İstanbul Üniversitesi Merkez Binası(Harbiye nezareti):31 Mart hadisesinde idamla yargılandığı mekan şu an İstanbul Üniversitesi Merkez binası olarak kulanılmaktadır.Müdafaasını yaptığı salonda Hukuk dersleri verilmektedir.
http://img81.imageshack.us/img81/283...eti1898ma0.jpg
9:Beyazıt’taki Marmara ve Piyer Loti Oteli:1953 yılında bir süre kaldığı Marmara oteli ve 1959’da Divan yolundaki Piyer Loti otelinde kalımşlardır(Şu anda otel sıfatlarını kaybetmişlerdir.
http://www.saidnursi.de/fotograflar/...media/7/55.jpg
10:Ayasofya:Mısır’daki Ezher Üniversitesi müdderislerinden Şeyh Bahid Efendinin cami çayhanesinde Osmanlı hakkında ne düşünüyorsunuz diye münazaraat ettikleri mekan.
11:Akşehir Palas Otel:1952 yılının Ocak ayında Gençlik Rehberi için İstanbul’a geldiği zaman Üstadımızın kaldığı otel.Aralarında Eşref Edip, Necip Fazıl Kısakürek gibi meşhur şair ve yazarlarında bulunduğu ziyaretçi akınına sahne olmuş mekan.(Şu anda bina dışında başka bir hatıra bulunmamaktadır).
http://www.risale-inur.org/ustadimn3.jpghttp://www.saidnursi.de/fotograflar/...media/7/41.jpghttp://www.risaleinurenstitusu.org/t.../images/42.jpghttp://www.risale-inur.org/ustadyeni1.jpghttp://www.risale-inur.org/yeni4.jpg
12:Sirkeci Büyük Postahanesi:O zaman İstanbul Adliyesi Olarak kullanılmış.Müdafaalarını Abdurahman Şeref Laç, Siyanüdün Başak, Mihri Helav gibi meşhur avukatların üstlendiği ve Üstadımızın katıldığı duruşmalar bu mekanda yapılmıştır.
Şubat ayının şiddetli soğuklarını aldırmadan mahkemenin görüldüğü her celsede binlerce insanın doldurduğu ve mahkeme reisi Nef’i Demircioğlu’nun “Hoca efendiyi seviyorsanız biraz meydan verin ki devam edebilelim” dediği mekan.
http://www.mimdap.org/images/gozlem/vlorahan/1.jpghttp://www.digiturkwebtv.com.tr/FILE...2104939959.jpg
13:Eminönü Hidayet Camii(Arpacılar Mescidi):1925 yılında Van’dan sürgün edilip ağır kış şartlarında Trabzon’a oradan da gemi ile İstanbul’a getirilen Üstadımız 20 gün kadar bu mekanda tutulmuştur.
http://www.istanbulguide.net/istguid...amii_small.jpg
14:Haliç:Üstadımızın 1921’de “ mühim bir zatla” Haliç’te yaptığı birinci seyahatidir.(Bu hadise Mektubat’ta geçmektedir)
Üstadımız ikinci seferinde ise Molla Seyyid Taha ve Mebus Hacı İlyas isimli dostarının daveti üzerine Haliç’te bulunmuşlardır.(Hadise şöyle geçmeketedir:Bir zaman “Galata Köprüsünden ta Kağıthane’ye kadar gittikleri halde Haliç’in iki yakasında eğlenen açık saçık Rum, Ermeni ve İstanbullu karı ve kızlara hiç bakmadığını görünce şaşırıp sebebini sormuşlar.Üstadımız “İlmin izzetini muhafaza etmek beni baktırmıyor” cevabını vermiş.
http://www.cografyasevgisi.com/resimlerim/halic.jpg
15:Eyüp Sultan:Üstadımız 1959 yılında İstanbul’a gelmiş, Eyüp Sultanı ziyaret etmek istemiş fakat farfaralı gazetecilerin kopardıkları yaygaralardan rahatsız olarak şehri terk ettiğinden oraya gidememiş.
http://www.jorgetutor.com/turquia/es...eyup/eyup1.jpghttp://img92.imageshack.us/img92/4649/13xa6.jpg
13:Eyüp Sultan Camiindeki küçük oda: Üstadımızın eserlerinde sık sık uğradığını, yazdığı mahfeldeki küçük oda
14:Eyüp Sultan Kabristanlığı:Zübeyir Gündüzalp, Tahiri Mutlu, Sadullah Nutku, Bekir Berk, Mehmet Emin Birinci, Mustafa Polat, Mustafa Sungur Ağabeyin validesi, Zeynep Münteha Polat gibi Nur Talebelerinin kabirleri bulunmaktadır.
http://img176.imageshack.us/img176/2020/p1000283kz0.jpghttp://www.yeniasya.com.tr/2007/06/24/resim/02a.jpg
15:Üsküdar Valide Camii:1959 yılında son İstanbul seyahati sırasında önce Üsküdar’a gelmiş arabalı vapur beklerken Valide Camiinde namazını eda etmiş sonra Kabataş’a gelmiştir
16:Şişli ve Çaglayan: (Şişli Camii)Şişli camiinde namaz kılıp görevlilerle sohbet etmiştir.
http://www.resimclub.com/data/media/...i_ve_civar.jpg
17:Çağlayan Tepeleri:Nevruz vesilesiyle kırlarda gezmek isteyince Çağlayan tepelerine çıkıp ve gün boyu tabiatın canlanışını temaşa ederek dinlenmiş
18:Üsküdar Toptaşı Tımarhanesi:Padişaha Yıldız Sarayını medrese yap dediği için tımarhaneye hapsedilmiştir.Sultan Abdulhamid’in gönderdiği doktorun “Bediüzzaman’da zerre kadar delilik varsa, dünyada akılı adam yoktur, şeklindeki raporu sayesinde çıkabilmiştir.
http://www.saidnursi.de/fotograflar/...media/7/09.jpg
19:Çamlıca tepesinde yeğeni Abdurahman’la birlikte kaldıkları köşk:Yusuf İzzettin Köşkü- halen harabe şeklinde varlığını sürdürmektedir.
http://img128.imageshack.us/img128/2307/amlcaif1.jpghttp://www.pointsfromturkey.com/images/1181221985.jpg
20:Sarıyer:Fıstıklıbağlar mevkiindeki ev.Bu ev yakında müze ve dershaneye çevrilecektir.)
Üstadımız bu evde Gavs-ı Azam (r.a) Fütühü’l-Gaybıyla bana bir üstad, bir tabip ve mürşid olduğu gibi İmam-ı Rabbani de(r.a)Mektubat’ıyla bir enis,bir müşfik,bir hoca hükmüne geçti”şeklinde ifade ettiği gibi manevi bir “ameliyat-ı cerrahiye” haletini bu evde yaşamıştır.Üstadımızn eski Said’ten Yeni Said’e geçtiği ev.
21:Yuşa Tepesi: Tefekkür ve ibadet ve temaşa için uğradığı mekan.Üstadımızın Yeni Said sıfatıyla ilk gezdiği yer olması ve çağa mesaj vermek istercesine burada alığı kararla “Said Halim Paşanın köşkünü Üstadımıza vermeyi teklif etmiş” ve ÜSTADIMIZ
“BENİ DÜNYAYA ÇAĞIRMA, ONA GELDİM FENA GÖRDÜM.”cevabıyla
kabul etmeyerek ahireti dünyaya tercih etmesi Yuşa tepesinde ibadet ve tefekürü seçmesi hasebiyle, Nur Talebeleri için görmek artık bir vazife haline geldi diye düşünüyorum
http://twoday.tuwien.ac.at/static/se...Tepesi%201.jpghttp://www.netpano.com/uploads/media/haberler/yusa.jpghttp://www.negatif.com/fotolar/713/1...71af9e5d8b.jpg
22.Said Halim Paşa köşkü: .( Said Halim Paşa bir süre sonra Roma’da Ermeniler tarafından öldürülünce varisi olmadığı için devlete kalan köşk 1966 yılında Amerikalılar tarafından kiralanıp kumarhane yapılarak manen yıkılmış,1995 yılında çıkan bir yangında içindeki emsalsiz eşya ve eserlerle birlikte yanmıştı.Halen bütün ihtişamıyla ayakta durmasına rağmen manen “alaka-i kalbe değmediğini müşahade edebiliriz.
http://www.tarihiveturistik.com/resi...asa_yalisi.jpghttp://blog.borsanaliz.com/wp-conten...08/05/shpy.jpghttp://www.ntvmsnbc.com/news/144757.jpghttp://img208.imageshack.us/img208/4...mlegezieg6.jpg
“BENİ DÜNYAYA ÇAĞIRMA, ONA GELDİM FENA GÖRDÜM.
Bizlerde , Beşinci Ricanın yanı sıra,”Ehl-i hidayet ve huzurun hakikat-i dünyalarına işaret eden levhayı” da ilk terennüm edildiği yerde bir defa daha manasını yaşamayı ve safasını yaşamaya çalışmak isterdik .O ÜMİTLE
“DEMA GAFLET ZEVAL BULDU,VE NUR-U HAK AYAN GÖRDÜM
VÜCUT BÜRHAN-I ZAT OLDU, HAYAT MİRAT-I HAK’TIR HAK GÖR.
EĞER HAKİKİ ABD-İ HÜDABİN İSEN,HUDUTSUZ BİR SAFADIR GÖR,
HESAPSIZ BİR SEVAP VAR TAT, NİHAYETSİZ SAADET GÖR.”
vanasyanur