Tüm yenilmişliklerime inat ,bakır bir kap var kucağımda
http://img380.imageshack.us/img380/3...murai71wf4.gif
Yine yüreğime yağmurlar yağıyor...Bilirsin ya yüreğime yağan yağmurlar ve ûyûndan akan katreler beni sana kavuşturuyor
...
Bizim çocukluğumuzda kalaycılar vardı. Mahalle mahalle dolaşırlardı. Aynen sütçüler ve at arabasının üzerinde patates soğan satan sebzeciler gibi. "Kalaycıııı" diye çığırtkanlık yaparak mahalledeki hanımları durumdan haberdar ederlerdi.
Mahallenin orta yerine tezgâhlarını kurar ve beklerlerdi.
Beklenilenler bekleyenleri pek de bekletmezlerdi.
Sabahın çok erken vakitlerinde gelirlerdi kalaycılar.
Bazen üç bazende dört kişiydiler. Onlar mahallenin sanki birer parçası gibiydiler. Her köşe başından ellerinde bakır kaplarla sabah mahmurluğunu üzerinden atamamış hanımlar çıkagelirlerdi. Genelde evin hanımları getirirdi kapları.
Çünkü o saattte uyuyorlardı evin diğer mensupları. Çok severdim ben mahallemize gelen kalaycıları.
Sihirbazlara benzetirdim onları. "Kalaycıııııııı" sesi ile uyandığımda fırlardım yatağımdan.
Bakır bir kap bulmaya çalışırdım mutfağımızdan. Annem nadir kullanırdı bakır kapları. Galiba bakır kapların hayattan yavaş yavaş çekildiği dönemlerdi.
Bizim mutfağımızda az sayıda bakır kap bulunurdu. Annem tencere tava seslerinin takırtısı ile uyanırdı her zamanki gibi.
"Kalaycı geldi anne bakır kap ver bana hemen" derdim. Annem kızardı " yok kalaysız bakırımız, geçen sefer kalaylattığımız öylece duruyor" derdi. Ama sözleri ve öfkeli bakışları nafie idi.
İnadımla baş edemezdi. Mahallenin kalaycıları benim kabımı kalaylamadan hiç bir yere gidemezlerdi. Annem süs eşyası dahi olsa mecburen bana bakır bir kap temin ederdi...
Tek tek tezgâh mekânına gelen kaplar banka kuyruğuna giren insanlar gibi sıraya dizilirdi.
Sırası gelen eskimiş bakır kaplar kalaycıların sihirli ellerinde yenilenirdi. Günün ilerleyen saatlerinde mahallenin diğer çocuklarıda kalaycıları izlemeye gelirlerdi. Sanayi ve modernizm sinsi sinsi hayatımızın her alanına nüfus etti.
Sütler artık paketteydi. Sebzeler dahi can alıcı renklerle bonibon şekerlemeler gibi marketlerde albenili...
"Bunları bana neden anlatıyorsun" diyeceksin.
Teknolojiyi hayatımıza buyur eder iken farkında olmadan küstürdük, kaybettik bazı değerlerimizi. Ne zaman yanına varsam sağnak sağnak sevgi yağmuruna maruz bırakıyorsun ya beni. Zaman zaman bu sevğiyi hak ediyormuyum diye sorgulamıyor da değilim kendimi.
"hayat" diye buram buram samimiyet kokan seslenişlerini duyduğumda ruhum eskimeyen eskilerime, özlemlerime, mahallemize savruluyor. Sen "hayat" dediğinde içimde bir kalaycı bağırıyor.
Yüreğimdeki yıpranmışlıklarım bakır kaplar misâli sıraya diziliyor. Senin masum berrak sesin, güleç yüzün, dost elinin yüreğime dokunuşu kırğınlıklarımı kalaylıyor.
_Üveyss....
_Gönlümün gecekondusu,
saklı sevinçlerimin uğultusu
_İyiki varsın
_üveys....
_Tüm yenilmişliklerime inat ,bakır bir kap var kucağımda
_Sevgi dolu yüreğinle onu kalaylarmısın...?
[...]
Cevap: Tüm yenilmişliklerime inat ,bakır bir kap var kucağımda
okurken sankİ bİr anda ÇocukluĞumu yaŞadim
abİ ellerİne gÜzel yÜreyİne saĞlik
Cevap: Tüm yenilmişliklerime inat ,bakır bir kap var kucağımda
Allah razı olsun bende iyi tanırım kalaycıları