GÜnÜn sohbetİ

Bir gün şeyh Muhammed elhaznevi k.s bir alime şunu söyler,molla…….eğerki bizden dine veya size karşı bir kusur veya hata zuhur ederse bizleri uyarın.cenabı hakkın emri gereği bu hepimizin vazifesidir buyurdu.

Alim zat,
Hocam dedi o kadar araştırma yaptık ve bir sürü alim ve tarikatlar gördük ama sizin gibi istismarsız islama hizmet veren,resulullah efendimizin sünnetine sımsıkı sarılan ve bu eşsiz adapları yaşayan bir tarikat görmedik dedi.ama bir kusurunuz var maalesef.o da sizin gibi zatlara layık olmayan bizim gibi müridleriniz olması dedi.

Evet arkadaşlar alim zatın dediği gibi bizler maalesef onlara layık değiliz.onlar gece gündüz İslam için çalışırken ve bu uğurda canlarını ve mallarını feda ederken bizler onlara bu irşadlarında ne kadar yardımcı olabiliyoruz.bırakın yardımı bizlere öğrettiklerini ne kadar uygulayabiliyoruz.malesef bu yüzden onlara yük oluyoruz.bizim yüzümüzden onlara bazı laflar geliyor.gerçi bu çok yanlış.çünkü onların hiçbir suçu yok tüm suç bizde.onlar her şeyi bize bildirmişlerdir.bizler uygulamasak onların suçu ne.hepimiz Allahın kulları değimliyiz,peygamber efendimizin ümmeti değimliyiz,peki bir hata veya günah işlediğimiz zaman haşa onların suçu ne.bizler her şeyi onlardan öğrendik ama acizliğimizden olsa gerek onların istediklerini yerine getiremiyoruz.Allah bizleri ıslah etsin.

Şeyh hazretleri bir defasında şöyle buyurdu
Geçenlerde Süryanilerden birileri bana şunu anlattı,hanımlarımız sizin müridleriniz ile diğer Müslümanları hemen fark edebiliyor.nasıl dedim.şimdi bizim hanımlarımız çoğu zaman ya kapının önünde yada balkonda oturur.sizim müridler ordan geçtiği zaman başlarını eğer ve geçerler başkaları geçtiği zaman sokağı geçinceye kadar başları yukarda etrafa bakıyorlar.şeyh Muhammed bunu anlatırken sizden istediğimiz bu bir söz bile söylemeden edebinizle,ahlakınızla ve sünneti yaşayarak insanları etkileyebilir ve bu dine döndürebilirsiniz.ailenizde,ar kadaşlarınızla,çevre nizde örnek bir Müslüman olmaya çalışın.işte onlar bizlere bu uyarıları yaparken bizler ayakta uyursak kendimize el insaf dememiz lazım.bu hizmetlerini boşa çıkarmamak lazım.onlara islamı yaşayarak en büyük desteği verebiliriz.bizlerdende istedikleride bu.şeyh hazretleri hemen hemen her vaazında demiyormu.dünyaya meydan okuyorum,kimseden bir kuruş yardım aldıysak veya oy istediysek ayağa kalsın yanıma gelsin.bilinki bizler siyesetle uğraşmıyor kimsedende verseler dahi yardım kabul etmiyoruz.bizim görevimiz sadece ve sadece insanları Allahın dinine yönlendirmektir.elhamdulillah rabbim bizi insanlara muhtaç kılmamıştır.


Geçen senelerde şeyh Muhammed k.s ile beraber hisar diye bir beldeye gittik yüzlerce araçla.şeyh hazretleri arabadan indi ve doğru camiye girdi biraz vaaz verdi.vaazının sonunda şunu söyledi,bizi buraya davet ettiniz,onlarca hayvan kestiniz,yemekler yapıp baya masrafa girdiniz Allah

Ama bu hata ve kusurlarımıza rağmen kovsalar dahi peşlerini bırakmaya niyetimiz yok çünkü eskiden ne olduğumuzu biliyor şu anda ne olduğumuzuda biliyoruzeğer millet bizi seviyor ve selam veriyorsa onların sayesindedir..eğerki bizde biraz bir gelişme varsa onların irşadı,gönderdikleri alimler ve dergahları sayesindedir.ben kendime diyeyim ağer bu dergah olmasa idi şimdi Allah bilir hangi yoldaydım.her akşam gidiyor,onların alimleri ile sohbet ediyor ve kafamızda takılan bazı sorulara orda cevap arıyoruz.bir tarafta cüzünü okuyan diğer tarafta,namazını kılan,virdini çeken,muhabbet eden,hatmesini yapan ve çayını yudumlayanlar anlatılamacak bir duygu.her gün hepimiz inanın akşamı iple çekiyoruz.eğer bir istifade görmesek bile ki çok gördük,hiç olmasa o saatte günah işlemiyoruz.

İşte öyle büyük zatların sayesinde hayatımızda büyük bir değişme oldu.yeni arkadaşlarımız oldu,bizlere Allah sevgisini,peygamber sevgisini ve evliyaullah sevgisini öğrettiler.edebi,ana-babaya saygıyı,takvayı,helal ve haramı öğrettiler.kuranı kerimin bize verdiği mesajı,ilmi ve hatta hayvanlara şefkati öğrettiler.en önemliside bizlere insanlığı öğrettiler.dünyaya geliş amacımızı,nereye gideceğimizi,nasıl hazırlanmamız gerektiğini,şeytana ve nefse nasıl karşı koyulabileceğini öğrettiler.

Şeyh hazretleri yanında tövbe edenlere şunu derdi.bununla iş bitmiyor bilakis zorluklar yeni başlıyor.hırsızın içi boş eve girmediği gibi,şeytanında içi masivayla dolu kalbe girmesi düşünülebilirmi.yani dost dostu rahatsız etmez.ama dost düşman olursa o zaman aralarında savaş başlar.sizlerde şimdi şeytana savaş açtınız onunla düşman oldunuz.artık bundan sonra sizlere vereceği vesveselerle sizi Allahın dininden alıkoymaya çalışacak buna dikkat edin.ve
Tövbenin kabul olmasının 2 şartı var derdi,

1-eski arkadaşları terk etmek(Allah yolunda değilse)
2-eski günahlara dönmeyecek şekilde tövbe etmek
alıntı..